• BIST 9915.62
  • Altın 2435.681
  • Dolar 32.5203
  • Euro 34.8906
  • İstanbul 16 °C
  • Diyarbakır 25 °C
  • Ankara 23 °C
  • İzmir 21 °C
  • Berlin 13 °C

Umur Talu: Bir kusur bile yok Kadı’da!

Umur Talu: Bir kusur bile yok Kadı’da!
Habertürk gazetesi yazarı Umur Talu'nın bugün yayınlanan 'Bir kusur bile yok Kadı’da!' başlıklı yazısı...

Uçaklar kalkıyor, kendi vatandaşlarını bombalıyor, çoğu aynı aileden, birçoğu çocuk yaşta 34 insan ölüyor…
 
Zaman geçiyor.
 
Ve Askeri Yargı “kusur ve kusurlu” bile bulmuyor!
 
O vakit hakikaten kusursuz bir hukuk sistemimiz var.
 
***
 
Başbakan şu sıra yargıdan şikayetçi.
 
Bir kısmı, “çete” ona göre.
 
Çok kritik davaların bir savcısı “iktidar medyası” tarafından Dubai faturasında basılıyor.
 
Nasıl oluyorsa, parayı ödediği söylenen işadamı o Savcı’nın operasyonunda alınanlardan. Ve hemen doğruluyor, misilleme olaraktan.
 
Yakında muhtemelen, bir yandan onca gazeteci işsizliğe atılırken, hangi büyük gazetecilere “uygun fiyatla” konut monut sunduğunu da açıklayacak!
 
***
 
İşte Başbakan böyle şikayet ederken, buyurun size hukuk.
 
Hani deniyor ya “paralel devlet” var diye.
 
“Paralel hukuk” var esas.
 
Sivil mahkemelerin arazi olması sonucu askeri yargıya kalmış, “bilerek-bilmeyerek” katliam.
 
Dört yumurta kırdıran astsubayı 6 ay hapse mahkum eden, bir tweet attığı gerekçesiyle alttakileri ordudan ihraç edip sokağa bırakan Kusursuz Haki Yargı, bu bombalamada bir sorun görmüyor.
 
N’olacak ki!
 
Genelkurmay Başkanı o sırada evdeymiş, haritalar yollanmış, bakmış, “bombalayın” demiş.
 
Bunları “kusursuz” yargı ifade ediyor.
 
Yani hayat bu kadar zor ve ölüm bu kadar kolay.
 
Bakıyorsun haritaya, belki az önce TV’ye bakıyordun yahut yemek yiyordun, telefonla konuşuyordun, ailen için bir endişen vardı, kafana bir şey takılmıştı, bir çay içmiştin, belki bir kahve, sifonu çekmiştin, musluk su mu akıtıyordu ne, yediğin bir şeyler belki gaz mı yapmıştı, bir soda alır mıydın, yorgunsun, gözlerinde biraz uyku var…
 
Haritalar geliyor…
 
Harita dediğin, ülken.
 
İçinde insanlar yaşıyor.
 
İnsanlar yaşamak için, evet öyle, kaçakçılık da yapıyor.
 
Bakıyorsun haritaya, bilgi arz ediyorlar, vurun diyorsun.
 
Sonra?
 
Kusursuzsun!
 
***
 
Şahsi bir şey değil.
 
Ama böyle bir emri uygulayan vicdan azabından kahrolur, belki öyle de olmuştur ama veren de bir şey olur.
 
Ne olur? Kusursuz olur.
 
***
 
Başbakan hukuktan şikayetçi.
 
Ölüler ne yapsın?
 
Kusursuz ölümlerini de yüklesinler katıra.
 
Sonsuz ölümler diyarında.
 
***
 
Keşke o emri veren ve uygulayanlar da, bombaları yollamak yerine, bacak bacak üstüne atıp bir yemek söylemiş olsaydı...
 
Tek yaptıkları, çocuklara sen diye hitap etmek olsaydı.
 
Olsaydı da, Başbakan’ın da çocuklarını toptan yitirmiş ailelerin de tek şikayeti bu olsaydı!
 
Değil mi Berkin?
 
***
 
Şimdi poliste “dinleme, fişleme temizliği” yapıyor iktidar.
 
Temizlik dediğin, biz bir şey dediğimizde “kahraman, destan” denenlerin defteri işte!
 
Fişi de buradan buyurun isterseniz:
 
Gökçer Tahincioğlu’nun Milliyet’teki haberleri.
 
Başbakan’ın katliam için özür dilediği Dersim’i toptan “devlet düşmanı” diye fişlemiş; artık hangi devletin Emniyet’i ise.
 
Gaziantep’te öğrencileri kızlı-erkekli, özel hayatlarına kadar fişlemiş, namus, ahlak, gaz Emniyet’i; artık hangi çeteye veya devlete mensup ise.
 
Bundan tiksinmeden, kusursuz katliamlardan tiksinmeden hiç bir demokrasi, hukuk, yüce yargı lafı filan etmeseniz, daha münasip olur!
 
Öyle ya, MİT aylar önce rapor hazırlamış, “Reza’nın bakanlarla ilişkisi ortaya çıkarsa hükümet aleyhinde kullanılır” diye.
 
Sanki özel danışmanlık, özel avukatlık, özel akıl-fikir, özel güvenlik servisi.
 
Yani “komplo”dan çok önce bile vukuat var; ama MİT de, hükümet de üzerine yatıyor.
 
O orada Allah Rezası için, artık ne var ne yoksa!
 
Hakikaten, hukuk devletinde önemli olan “kirli ilişki” değil, ortaya çıkmasıdır!
 
Ortaya çıkmazsa, ilişkiler kusursuzdur.
 
Normalde, şu bombalama meselesi de, kasalama hadisesi de, az buz işler değildir.
 
Lakin tuz, buz oluyor işte!
 
Helikopter neden düştü?
 
21 Aralık yazısında Gölbaşında dört askeri personelle düşen helikopter için sorular sormuştum.
 
Genelkurmay, uzun bir araştırmanın ardından dün o sorulara cevaplar iletti:
 
Fazla mesai, var. Bakım için sıkıştırma, yapılmadı. Maksimum güç kontrolü için, özel irtifa yok. Bulut tabanı, uçuş için uygundu. Test uçuşu için özel emir, verilmedi. O saatte Güvercinlik, uçuşa açıktı. Şehit olan herkes, tazminata esas uçtu.
 
Benim sorduğum sorularla ilgili cevapların özeti böyle. Tabii ki hepsi daha ayrıntılı.
 
Teşekkürlerimle.
 
Fakat bu cevaplar daha ziyade helikopterin neden düşmeyeceğini açıklıyor.
 
Başlıktaki soru ise hala havada.

Umur Talu - Habertürk

  • Yorumlar 0
  • Facebook Yorumları 0
    UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış
    ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
    Bu habere henüz yorum eklenmemiştir.
Diğer Haberler
ÖNE ÇIKANLAR
Tüm Hakları Saklıdır © 2009 İlke Haber | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.
Tel : 0532 261 34 89