• BIST 9716.77
  • Altın 2435.681
  • Dolar 32.5203
  • Euro 34.8906
  • İstanbul 15 °C
  • Diyarbakır 20 °C
  • Ankara 21 °C
  • İzmir 16 °C
  • Berlin 5 °C

Ümit Şimşek: Gülen cemaatinde Peygamberimiz yerinden indirilmiştir

Ümit Şimşek: Gülen cemaatinde Peygamberimiz yerinden indirilmiştir
Yazar Ümit Şimşek 24 TV ekranlarında " Gülen cemaatinde Peygamberimiz yerinden indirilmiştir" dedi.

17 Aralık operasyonuyla ortaya çıkan tartışmalar başka bir tartışmayı daha beraberinde getirdi. Risale-i Nur hareketinin önemli isimlerinden de Gülen cemaatine eleştiriler gelmeye başladı.

Risale-i Nur hareketi ve Gülen cemaatinin arasındaki farklar neler? Bediüzzaman’ın hizmet kavramı ve Gülen cemaatinin hizmetteki rolü nedir?

Ümit Şimşek ‘Söz Bitmeden’ programında Elif Çakır’ın sorularını cevapladı.



YUMURTAYI DIŞARIDAN ÇATLATIRSANIZ İÇERDEKİ HAYATI DA YOK EDERSİNİZ 

Risale-i Nur’un muhabbet halkası içten dışarıya doğru yayılan bir halkadır. Yani önce İslam aleminden başlar, en yakın daireden başlar, dışarıya doğru akseder. Dışarıdan içeriye doğru gelen bir hareket değildir. Bu yumurtanın içerden çatlamasıdır diyebiliriz, içerden çatladığı zaman yumurtanın içerisinden hayat çıkar, dışarıdan çatlatırsanız içerdeki hayatı da yok edersiniz. Gülen hareketinde daha çok dışarıdan bir çatlatma şeklinde bir hareket görüyoruz. 

GÜLEN DOSTLUĞU VE KARDEŞLİĞİ HEP DIŞARIDA ARADI 

Dostluk, işbirliği, dostane münasebetler, dosthane muhabbetler evvela dışarıya İslam Alemi’nin dışında başlıyor oradan bize doğru fırsat bulursa bir gün gelir inşallah diye bekliyoruz. Ama şu ana kadar gelen yok. 

GÜLEN, MAHMUT EFENDİ’Yİ GÖRMEK İSTEMEDİ 

28 Şubat döneminde, Papa’yla görüşme hadiselerinin gündemde olduğu sırada bir cenaze deolayısıyla Fethullah Gülen Fatih Camii’ne gelmişti. Fakat o sırada cemaat arasında Mahmud Efendi vardı. Onunla karşılaşmamak için dakikalarca arabadan inmediğini televizyon ekranları göstermişti. Sonradan inmeye mecbur kaldı. Tam önünden geçerken görmeden geçmeye teşebbüs etti fakat Mahmut Efendi bir hareket yaptı. Elini şöyle bir tutup hemen tekrar hereket etmek istedi. Yani durup hiç oyalanmadı. Bu dönemde Milli Güvenlik kararları içtihat sevabıyla ödüllendiriliyordu. Yani burada her ne kadar bir takım faydalar mülahaza edilse de, cemaatin benimsediği bir politika olarak da düşünülse dışarıdan başlayan bir genişleme oldu. Ki bu fıtri bir genişleme değildir. Yumurtayı dışarıdan çatlatmak manasına gelir. 

GÜLEN CEMAATİ BEDİÜZZAMAN’I KULLANARAK RANT SAĞLIYOR 

Gülen cemaati zaman zaman Bediüzzaman’a sahip çıkarken, zaman zaman “alakamız yok” diyor. Şuan sahip çıkıldığı zamandayız. Çünkü rant yapıyor. Fayda değil de zarar vermesi muhtemel olduğu zamanlarda hep uzak durulmuştur. Bunun beyanları kendi sitesinde de var. 

Risale-i Nur ve cemaatler dediğimiz zaman üç gurupta toplayabiliriz hadiseyi. Birincisi Risale-i Nur cemaatleri. Bunların özelliği Risale-i Nur’u kendilerine program yapmışlardır. Kuran ve sünnetin altında, hiyerarşinin en üst noktasında Risale-i Nur vardır. Hareket tarzı buna göre belirlenir. Daha doğrusu Kuran ve sünneti yorumlamada Risale-i Nur esaslı diyebiliriz. Kuran ve sünnet tepede hiçbir zaman değişmez. 

İkinci olarak; Risale-i Nur’u okuyan cemaatler vardır bunlarda da bir problem yoktur. Risale-i Nur kimsenin tekelinde değil, herkes okuyabilir, istifade ederler ancak Risale-i Nur üzerinde bir iddiaları yoktur. 

RİSALE-İ NUR DİYE DERSE ÇAĞIRDIKLARI İNSANLARIN CEBİNDE NE VAR NE YOK ALIYORLAR 

Üçüncü olarak Risale-i Nur’u kullanan cemaatler söz edebiliriz ki burada en başta gözüken Gülen cemaati karşımıza çıkıyor. Burada belli başlı farklar var. Bunlardan en temel olanı değil de en can alıcısını söyleyeyim. En can alıcı nokta; maddiyat konusunda çıkıyor. Yani Risale-i Nur derslerinin temel bir özelliği; hiçbir zaman kimseden bir şey istenmez.

Risale-i Nur dersi diye çağırdıkları insanların bir müddet sonra cebinde ne var ne yoksa alındığına dair çok fazla vakalar var, parası yoksa senet imzalamalar, eğer ödeyemezse icra takibi gibi çok vakaları var. Bunların zararını Risale-i Nur cemaatleri ödüyor. Halk arasında bu noktadan bir şöhret yayılmış durumda. 

Bu ölçüye riayet dikkat edilmediği takdirde Risale-i Nur dersinin değil de, Risale-i Nur üzerinde bir ticaretin söz konusu olduğunu çok rahatlıkla söylebilirsiniz. Üstadın talebelerinden hiç kimse böyle bir şey göremezsiniz. Sadece bu cemaatte söz konusu birşeydir. 

GÜLEN CEMAATİNDE PEYGAMBERİMİZ YERİNDEN İNDİRİLMİŞTİR 

Gülen cemaatinde Peygamber bile en üstten aşağıya indirilmiştir. Yıllardır huzur kıssaları anlatılıyor. Ve cemaati biraz yokladığınız zaman şu sözün telafuz edildiğini göreceksiniz; “Peygamberde olmayan ilim bazılarında olabilir.” Hızır kıssasında Hızır(a.s) Musa (a.s)’a ne diyordu; “Allah sana bir ilim vermiştir, bunu ben bilemem, bana bir ilim vermiştir, bunu da sen bilemezsin” diye. “İşte bunu Kur’an-ı Kerim içerisinde anlatıyor” deyip arkasını doldurduğunuz zaman bir takım şeylerin Kuran’a ve sünnete aykırı olsa dahi bazıları tarafından dillendirildiğinde itaat edilmesi gerektiği sonucuna varabilirsiniz. İnsanlar o noktaya getirildi. Cemaat tabanının bu son hadiseler karşısında uyananları var, halen aynı büyü altında devam edenler var. 

GÜLEN CEMAATİ GENETİK KODLARINDA PARAZİTLİK VAR 

Bu cemaatin genetik kodlarında bir nevi parazitlik var. Risk almadan devamlı başkalarının sırtından bir yere gelmeli. Risale-i Nur’u kullarak halk arasında bir taban oluşturuyorsunuz. Onu kullanarak siyasi kadrolar içerisinde bir yer elde alıyorsunuz. Ama bütün bunlarda risk almıyorsunuz. Anlaşma yaptığınız siyasi parti bütün riskler altına giriyor, ama siz onun sırtından devlet çarkına hakim hale geliyorsunuz. Başından sonuna kadar devamlı surette birilerinin sırtından yol alma hadisesi var. 

Eğer böyle olmasaydı, diyelim ki Fethullah Gülen’in kendi kitapları üzerinde cereyan eden bir hadise olsa. Ondan sonra madem siyasi bir takım iddiaları var, partilerini kursalar, siyasete girseler, programlarını kursalar buna karşı saıyorum ki hiçkimsenin söyleyecek hiçbir sözü olmaz. 

BEDİÜZZAMAN’IN SÖZÜ FAYDA SAĞLAYACAKSA KULLANILIR 

Bediüzzaman’ın sözü olsun, başka kişinin sözleri olsun kendileri için bir fayda sağlayacaksa kullanılır. Eğer sağlamayacaksa da fayda sağlayacak hale getirilir. 

28 ŞUBAT’TA GÜLEN’İN FETVASI TAVİZE SEBEBİYET VERDİ 

Başörtüsü konusuna gelecek olursa, 28 Şubat döneminde o fetva verilinceye kadar kimsenin başörtüsünde en ufak bir taviz vermeye aklının köşesinden geçirmediği bir şeair idi. O ana kadar. Aynı konuşmada 4 yerde teferruat geçer. 1 yerde detay geçer. 1 yerde de furuaat diye bir kelime geçerse o furuaat kelimesi olta olarak atılmıştır. O oltaya takılan takılıyor tabi. Eğer Bediüzzaman mirasından söz ediliyorsa, Bediüzzaman hayatı boyunca pek çok mahkemelerden geçmiştir, hepsinden beraat almıştır ancak tek bir mahkumiyeti vardır. O da tesettür konusundandır. 

KEMAL ALEMDAROĞLU İLE GÖRÜŞMEDE O YAZIYI KULLANDILAR 

Akit Gazetesi’nin yaptığı bir röportaj vardı. Furuat kelimesini orada da açıklamıştım. Orada çok dikkat çekici bir şey oldu. Akit Gazetesi’nde yayınlandıktan birkaç ay sonra cemaat benden o röportajın deşifrelerini istedi. Ben de herhalde cevap verecekler diye gönderdim. Meğer tam tersi bir şey için istemişler; onlardan bir yetkili Kemal Alemdaroğlu ile görüşmeye gidiyormuş. Giderken lehlerinde delil olarak kullanmak üzere istemişler. Yani “bunlar da bize böyle hücum ediyorlar” diye. Yani ikili oynama var burada. Bir tarafa başka bir yüz gösteriyorlar, diğer tarafta başka bir yüz gösteriyorlar. 

GÜLEN HAREKETİ VE BAHAİLİK 

Çizginin nerede başlayıp, nerelerden geçip, nerelere doğru hareket ettiğine baktığınız zaman manzara gözüküyor ve geçmişte bunun örnekleri de var. Mesela bir Bahailik örneği var. Batı hiçbir zaman İslamı rahat bırakmamıştır. Özellikle İslam’ın cihad kavramıyla devamlı problem yaşamıştır. Batı’nın himayesinde daha evvel Kadıyanilik, ondan sonra Bahailik büyük proje olarak ortaya çıktığı zaman hepsinin ortak özelliği cihadın yasak oluşudur. Bahailik aslında başlangıçta bir tarikat olarak ortaya çıkmıştı. Sonra mezhep oldu. Daha sonra da onunla yetinmedi din olarak ortaya çıkmayı tercih etti. Uzun süren tartışmalardan sonra bunu aldılar. Hatta bunu alışında Zerrin Taç adıyla meşhur bir kadının genleri buna cenabı tehir ediyorlar. Son derece ahlaksız bir kadın. Bir gün bir toplantıda başörtüsünü sıyırarak “Kuran bugün laf oldu, henüz yerine bir kitap da indirilmedi, yeni bir kitap indirilinceye kadar her şey serbest” diyerek ondan sonra da alınan kararla yeni bir din olarak ortaya çıkmışlardı. Bundan sonra çok dökülme oldu tabi. 

Bunlar ne zaman sıkıntıya düşseler arkalarında Rus, Fransız, İngiliz elçileri yer almış, imdatlarına yetişmiştir. Batı daima bunları himaye etmiştir. Onların himayesi desteği, hatta sponsorluğunda yürütülmüş bu hadise. Bir diğer maddeleri de bütün dünya dinleri birleştirmektir. 

DİNLER ARASI DİYALOG ALDATMACASI 

Dinler arası diyalog da yine maalesef Risale-i Nur’un üzerinden yürütülen bir hareket. Ve Risale-i Nur ile hiçbir alakası olmadığı halde. Dindarlar dünyadaki bazı sorunları çözümlemek için bir araya gelebilir. Bu ne olur dinler arası değil, dindarlar arası diyalog olur. İslam’da bunu önleyen bir şey yok, teşvik eden bir şey vardır. Ama dinler arası diyalog dediğiniz zaman burada bir aldatmaca var. (Yirmidorthaber)

ÜMİT ŞİMŞEK KİMDİR?

Ümit Şimşek 1950`de İstanbul`da doğdu. 1967`de Bugün gazetesinde gazeteciliğe başladı. Daha sonra Haber, Yeni Asya, Yeni Nesil gazeteleri ile Köprü dergisi, Yeni Asya Yayınları ve Nesil Yayınlarında fıkra yazarlığı, editörlük, başyazarlık ve genel yayın yönetmenliği görevlerinde bulundu. 

ABD`de, Risale-i Nur`ların İngilizce tercüme ve yayın faaliyetlerinde yer aldı. Yeni Asya Araştırma Merkezi`ni kurarak İlim ve Teknik Serisi adı altındaki yayınları başlattı. İnanç konularını işleyen TV ve video belgesellerinin, bu arada TGRT ve Kanal 7`de 200`den fazla bölümü yayınlanan Kâinatın Dilinden programlarının metin yazarlığı ile yönetmenliğini yaptı. Sade hayat konusunu Türkiye gündemine taşıyan Özgür ve Bilge dergisini çıkardı. Halen kitap çalışmaları yapıyor.

  • Yorumlar 1
  • Facebook Yorumları 0
    UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış
    ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
    Diğer Haberler
    ÖNE ÇIKANLAR
    Tüm Hakları Saklıdır © 2009 İlke Haber | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.
    Tel : 0532 261 34 89