Onlarca cilt kitapta anlatamayacağınız duygu ve düşüncelerinizi çoğu kez iki satırlık bir dize ile öylesine güzel öylesine anlamlı ifade ederler ki, yüreğinizin ortası cüşü huruşa gelir.
Araplar işte bu ‘tam yüreğin ortasına’ ‘FUAD’ derler.
Halklarının ‘fuadları’ olan ozanları uzun uzun anlatmaya gerek yok.
Homeros ve Aşık Mahsuni Şerif’i hatırlayın yeter, ne demek istediğimi anlarsınız.
Şıvan Perwer’de öyle bir isim.
Kürtler için efsanevi bir şahsiyet.
Kürt olup da ondan etkilenmeyen, onun Halepçe soykırımı ile ilgili feryadı ‘Fermana iro lı me fermana, havar, havar, havar…iro lı me fermana’ sı ile Yüreğinin derinliklerinde aynı feryatları hissetmeyen; ciğeri dağlanmayan; onun ‘De bıla rabın Kurdino’su ile coşmayan govende kalkmayan Kürt yoktur sanırım.
Yıllar önce Midyat’ta Kürt gençlerinin dağa çıkış nedenlerini konuştuğumuz aile içi bir sohbette çok da fazla mürekkep yalamamış biri olan halamın oğlu; ‘Yahu niye bu kadar tartışıyorsunuz Kerboran’da Şıvan’ın parçalarını dinleyen bir genç daha şarkı yarıdayken Kopraz Yolu’ndan Çiyaye Mava’ya (Mava Dağı) doğru yola çıkıyor’ diyerek en isabetli yorumu yapmıştı.
Şıvan’ın en önemli özelliklerinden biri de hiçbir Kürt siyasi örgütünün militanlığını yapmaması ve Kürtler arası çatışmalarda taraf olmaması.
Bugün Şivan ile ilgili fırtınalar kopuyor.
Şıvan, otuz küsur yıldır gurbet ellerde vatanına hasret yaşıyor.
Ana kucağına, baba ata toprağına hasret kalanların ruhlarında kopan kasırgaları ancak çekenler bilir.
Ocağı sönesiceler O’nu baba ocağına hasret ettiler.
Bugün Şıvan’ın vatanına dönüşü tartışılıyor.
Tartışılacak bir şey yok!
Tabii ki dönmeli.
Hem de sadece O değil Yurt dışında O’nun durumunda bulunanların tamamı da Cezaevlerindekiler de Dağdakiler de Herkes ‘evine’dönmeli, Ama nasıl dönmeli?
Esas konuşulması, tartışılması gereken bu.
Hiç kimse piknik yapmak için, macera olsun diye dağa çıkmadı.
Hiç kimse de canı sıkıldığı, rahat battığı için evinden gitmedi.
Eve dönüş için öncelikle evin tarumar olmuş halinin toparlanması ve eve esaslı bir çeki düzen verilmesi belki de evin yeniden ‘İNŞA’ edilmesi lazım biiir.
Eve döneceklere siyasetten ticarete kadar hayatın her alanının açık olması lazım ikiii.
Kimsenin kimseyi dolandırmaması, kafa kola almaması, ucuza kapatmaya çalışmaması lazım üççç.
Peki olan biten ne?
Neler oluyor ve ne tartışılıyor?
Her seçim dönemi geldiğinde AKP’li birkaç şovmen milletvekili Şıvan Perwer’e gidip boynuna sarılıyor ve Şıvan dönecek teraneleri yeri göğü inletiyor.
Seçim bittikten sonra da Şıvan’la selam sabah kesiliyor.
Bu yıl yine seçim var.
Bu sefer eski şovmenler yeterli olmadı ki daha büyükleri Ertuğrul Günay ve Bülent Arınç devreye girdi.
Avrupa’ya gittiler ve Şıvan’la kucaklaştılar,
TV’ler ve gazeteler bu görüntülerle dolu.
Evet!
Şıvan dönecek ve tüm dertler bitecek!
Kürtler kurtulacak, memleket rahata erecek!
Tam bir işportacı mantığı.
Köklü hiçbir değişiklik yapmadan, ana temel çözümlere yanaşmadan sorunları ‘halletme’ yaklaşımı. Şıvan döndüğü zaman kırk yıldır haykırdığı ‘ah Kürdistanım ah’ şarkısını söyleyebilecek mi? Bugün 2011 yılında KCK davasında cep telefonunun hafızasında ‘bölücü’ şarkı var diye tutuklananlar var.
Şıvan Kürtçe koyun çobanı, Gavan ise sığır çobanı demek.
Şıvan’ın esas ismi ‘İsmail’
Sevgili Şıvan ozanlık döneminde billur kavallarıyla ozanların ‘atası’ sayılan çobanlardan esinlenerek ‘Çoban’ (Şıvan) adını seçti.
Şıvan’ın durumunda Avrupa’da Kendal Nezan’dan, Kemal Burkay’a, Mehmet Emin Bozarslan’dan Yaşar Kaya’ya kadar binlerce, on binlerce ‘GAVAN’ var.
Geçen yıl Fransa Parlamentosu’nda Mir Dengir Fırat, Tarık Ziya Ekinci, Yavuz Önen ve Şıvan Perwer’le birlikte bir toplantıya katıldık.
Orada da söyledim.
ŞIVANLAR da GAVANLAR da dönmeli.
Şıvanlar da Gavanlar da yurtlarına hasret; hepsine kucak dolusu selam, sevgi ve saygılar.
‘Gavanlar’ dönmeden ‘Şıvanlar’ dönmez, dönemez, dönmemeli!
Şıvan’a yapılan tehditlere gelince;
Hiçbir şekilde kabul edilemez.
Bir halk, ozanını tehdit etmez/edemez.
Etse, etse sitem eder.
40 yıldır ‘aklı başında olan’ Şıvan bir günde ‘delirmez’
Çok hassas bir süreçten geçiyoruz.
Her türlü hile, yalan ve aldatmacaya karşı ‘BİR’ olma ve birbirimizle doğru düzgün konuşma zamanıdır.
Tehdit, çatışma ve ayrışma zamanı değil.
Özgün duruş
ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.