Kamuoyuna
Dost da düşman da çok iyi biliyor ki, ben hayatım boyunca hiç bir baskıya boyun eğmedim. Özgürlük tutkusu ve haksızlığa karşı başkaldırı benim yaşam felsefemdir. Ben dün ne idisem bugünde oyum, yarında öyle olacağım. Bundan kimsenin kuşkusu olmasın. Benim sanat yaşamımın özü her zaman Kurdistani ruhu yüceltmek, halkımızın umudunu yeşertmek ve büyütmek olmuştur. Özgür ve bağımsız sanat anlayışı bütün çalışma ve uğraşlarımın temelini oluşturmuştur.
Amacım aydınlık ve mutlu yarınlara ulaşmaktır. Bunun için umudum büyük, inancım güçlü ve sabrım geniştir.
Bu karalama kampanyasını başlatanlar kimdir ve benden ne istiyorlar? Ne yapmak istemekteler? Halkımızın dostu mu yoksa düşmanı mıdırlar?
Bu karalama kampanyasında hakkımda söylenenler ve ortaya atılan iddialar tamamen yalan ve iftiradır. Benim sanat yaşamımda tüm ilişki ve görüşmelerim her zaman açık olmuştur; kapalı kapılar ardında gizli saklı görüşmeler yürütenler, kirli pazarlıklar yapanlar benim açık, çıplak ve onurlu duruşumu anlıyamazlar.
İnsanların kendi düşünce ve inançlarını ifade hakkına dahi tahamülleri olmayan bu zihniyet sahipleri yıllarca yurtsever Kürt şahsiyetleri ve hareketlerine karşı sayısız suçlar işlemelerine karşın bir tek gün halkımızdan özür dilemediler. Büyük bir sabırla bugüne kadar beklememe rağmen bana dönük bu karalama kampanyası başlatan zihniyetin temsilcileri bu kirli siyaset anlayışından bir türlü vazgeçmediler. İyi niyetli sabrımızdan cesaret ve sessizliğimizden güç aldılar. Pervasızca saldırılarını gün be gün daha da artırdılar.
Ben vicdanı ve merhameti olan samimi herkese soruyorum: Bir parça yurtseverlik ve insanlık ruhu olan hiçkimse bunları yapar mı? 36 yıllık sürgün yaşamım boyunca Kurdistanı işgal eden devletler bile diasporada bizlere bunları yapmaya cesaret edemedi.
Artık çok iyi anlaşılmıştır ki bunların zihniyeti ve mentalitesi şudur: Baskı altında tut, ez, korkut ve yıldır, iftira at ve kirlet, irade ve ruhunu teslim al, köleleştir ve kullan.
Kendi doğrularımdan hiçbir zaman taviz vermedim. İnandığım doğruları şarkılarımda her zaman dile getirdim. Ben ne yaptığımın bilincindeyim. Halkıma olan sevgim ve ülkeme olan aşkım yüreğimde ve bilincimde derinliğine kök salmıştır. Kürt geleneklerinde misafirperverlik adettendir. Geleneksel ilişki ve değerlerimize göre her zaman olgunluk içinde selam alınır ve verilir. Biz kendimize göre neyin doğru neyin yanlış olduğunu ayrıt edecek durumdayız. İnsan kendinden emin ise ve değerlerinden kuşkusu yoksa gerektiğinde karşı güçlerle de oturur, kendi doğrularını ve halkının taleplerini dile getirip savunabilir.
Kürt halkı çok iyi biliyor ki, Şivan Perwer hiç bir zaman baskı ve zulme boyun eğmedi, eğmeyecek! Onlar da çok iyi biliyorlar ki hiç bir güç şarkı ve ezgilerimi halkımın yüreğinden ve beyninden söküp atamaz. Köleci ve faşist rejimler bile şarkılarımı dinleyen nice Kürdü tutuklamalarına, işkence yapmalarına, hata katletmelerine rağmen şarkılarımın estirdiği özgürlük coşkusunu engelleyemediler.
Sizlere sesleniyorum: Çok iyi bilin ki ben Şivan Perwer’im. Yani zor günlerin adamıyım; Kürdistan’ın ruhu, Kürdün başeğmez, korkusuz,inançlı ve asi çocuğuyum. Bu çirkin iftira ve oyunlarla beni yıldıramazlar.
Ben onları kamuoyunun ve Kürdistanın vicdan ve merhametine havale ediyorum. Kürt halkı ve tarih hiç bir zaman bu yapılanları bağışlamayacaktır.
Saygılarımla
Şivan Perwer
ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.