Ankara'da bir süredir kanser tedavisi görmekte olan KADEP Genel Başkanı ve Diyarbakır Milletvekili Şerafettin Elçi hayatını kaybetti.
ŞERAFETTİN ELÇİ KİMDİR?
12 Haziran genel seçimlerinde BDP'nin de desteklediği Emek, Özgürlük ve Demokrasi Bloğu'ndan Meclis'e giren KADEP Genel Başkanı ve Diyarbakır Bağımsız Milletvekili Şerafettin Elçi, Ankara'da yaşamını yitirdi. Uzun süredir Ankara'da bulunan Medıcana Hastanesi'nde kanser tedavisi gören Elçi, yaşama veda etti. Elçi'nin doktorların ailesine bugün, "Yapacak birşey kalmadı, bütün herşey yapıldı. Kendinizi bugün hazırlayın" dedikleri öğrenildi. Elçi'nin yaşamını yitirmesi haberlerinin duyulmasının ardından, BDP'li milletvekilleri başta olmak üzere çok sayıda kişi hastaneye akın etmeye başladı. Elçi'nin memleketi Şırnak'ın Cizre ilçesinde toprağa verileceği belirtildi.
Elçi, 19 Aralık 2006 tarihinde KADEP'i kurarak, o tarihten beri başkanlığını yürütüyordu. En son 12 Haziran genel seçimlerinde yapmış olduğu bir konuşma nedeniyle "Örgüt propagandası yapmak" iddiasıyla Diyarbakır 7. Ağır Ceza Mahkemesi'nde hakkında açılan davada, 2911 Sayılı "Gösteri ve Yürüyüş Kanuna Muhalefet Etmek" yönünden hazırlık aşamasında herhangi bir işlem yapılmadığı hatırlatırlırken, "Örgüt propagandası yapmak" suçuna ilişkin ise yasa kapsamında dokunulmazlığının kaldırılması yönünde Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğü'ne gönderilmek üzere fezleke düzenlenmesine karar verilmişti. Mahkeme heyeti ayrıca, dokunulmazlık kapsamında kalmayan "Örgüt propagandası" ve "Örgüt adına suç işleme" eylemlerini kapsayan fezlekenin sonucunun beklenmesine karar vererek, duruşmayı 21 Ocak 2013 tarihine ertelemişti.
Katılımcı Demokrasi Partisi Genel Başkanı Şerafettin Elçi 14 Mart 1938’de Şırnak’ın Cizre ilçesinde dünyaya geldi. İlk ve ortaokulu Cizre’de, liseyi Mardin’de okudu. Yüksek öğrenimini, Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nde tamamladıktan sonra, Diyarbakır’da avukatlık stajı yaptı. Öğrenci olduğu döneminde, 49’lar Davası’ndan yargılandı.
Cizre’de bir süre avukatlık yaptık. 12 Mart 1971 askeri darbe döneminde Türkiye Kürdistan Demokrat Partisi davasından Diyarbakır Askeri Mahkemesi’nde yargılandı. 8 ay kadar, Askeri Cezaevi’nde tutuklu kaldı.
1977 Milletvekili Genel Seçimleri’nde Mardin milletvekili olarak, Türk Parlamentosuna girdi. 1978–1979 yılları arasında, Bayındırlık Bakanı oldu.
12 Eylül Darbesi'nden sonra tutuklandı. Bakan bulunduğu dönemde ‘Türkiye’de Kürtler var, ben de Kürdüm’ dediği için, Ankara Sıkıyönetim Mahkemesince 2 yıl 3 ay cezaya çarptırıldı. Yine Bakanlığı döneminde, bazı Kürtleri işe aldı diye Yüce Divan’da yargılandı ve 2 yıl 4 aya mahkûm oldu. Bu cezalardan dolayı, 30 ay’ı aşkın bir süre cezaevinde kaldı. Bu cezaların bir sonucu olarak, 10 yıl kadar siyasi haklardan mahrum bırakıldı ve avukatlık mesleğini yapmaktan alıkonuldu.
1992’de, 98 Kürt aydını ile birlikte Kürt Hak ve Özgürlükler Vakfı’nı kurdu. Vakfın Kurucu Başkanlığı’nı yürüttü. Uzun bir hukuki mücadelenin sonucunda, söz konusu vakıf, 1995’te Kürt Kültür ve Araştırma Vakfı olarak tescil edildi. Bu sayede, Cumhuriyet tarihinde ilk olarak, “Kürt” adı ile bir kurum resmiyet kazanmış oldu.
1994’te bir grup arkadaşıyla birlikte, Kürt Demokratik Platformu’nun kuruluşuna öncülük etti. Bu platformun sözcülüğünü yürüttü. Kürt Demokratik Platformu, 3 Ocak 1997’de kurulan Demokratik Kitle Partisi’nin oluşum faaliyetlerini yürüttü.
Demokratik Kitle Partisi’nin kuruluşu ile birlikte, Parti’nin Genel Başkanlığı’na getirildi.
Demokratik Kitle Partisi, 26 Şubat 1999 tarihinde Anayasa Mahkemesi tarafından kapatıldı. Daha sonra 19 Aralık 2006 tarihinde kurulan Katılımcı Demokrasi Partisi’nin Genel Başkanlığına getirildi.
12 Haziran 2011 seçimlerinde Emek, Demokrasi ve Özgürlük Bloğu’ndan Diyarbakır’da bağımsız milletvekili seçildi. Evli ve 7 çocuk babasıydı.
ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.