• BIST 9117.42
  • Altın 2324.394
  • Dolar 32.3814
  • Euro 35.0286
  • İstanbul 21 °C
  • Diyarbakır 19 °C
  • Ankara 21 °C
  • İzmir 25 °C
  • Berlin 13 °C

Salih Müslim: Türkiye desteklemese bu acılar olmazdı

Salih Müslim: Türkiye desteklemese bu acılar olmazdı
Taraf yazarı Amberin Zaman'ın bugün yayınlanan 'Türkiye desteklemese bu acılar olmazdı' başlıklı yazısı...

Geçtiğimiz günlerde Halk Savunma Güçleri (YPG) saflarında Suriye’deki radikal İslamcı gruplarla savaşan en küçük oğlu Şervan’ı kaybeden Demokratik Birlik Partisi (PDY) Eşbaşkanı Salih Müslim Taraf’a konuştu. Memleketi Kobani’de oğlunu gömen acılı babanın öfkeli olması beklenebilirdi. Ancak tam tersi Müslim’i sakin ve dirayetli bir ruh hâli içerisinde bulduk.

AZ: Başınız sağolsun. Zor günler geçiriyorsunuz. Acaba acı olay nasıl gerçekleşti? Bize anlatabilir misiniz?

SM:
Biliyorsunuz çocuklarım işin içerisindeydi. Şervan en küçüğüydü. Yani oğullarım arasında en küçüğü. 21 yaşındaydı. Bir de kızım var Pervin. Aslında en küçüğü o. Daha 19 yaşında. Şervan normal çatışmalara katılıyordu. Bir buçuk yıldır bize yönelik saldırılar başladığından beri. Ancak iki ay önce en yakın arkadaşı, aynı zamanda akrabamız olan Dilovan şehit edilince, onun intikamını almak için en ön saflarda çatışmaya başladı.

Dilovan da mı YPG’de savaşıyordu?

Evet. Şervan onun öcünü almaya ant içmişti. Oğlum dikkat et, diyordum. Sürekli telefonda konuşuyorduk. Ölümünden iki gün önce konuşmuştuk. Yine uyarmıştım. Tel Abyad tarafında (Akçakale sınırın karşısındaki bölge) mevzi kazıyorlarmış. Çatışma filan yokmuş. Arkadaşlarıyla bir mevziden öbürüne geçiyorlarmış. Karşı tarafta keskin nişancılar var. Çocuklar onların varlığını bilerek, ona göre hesap yaparak hareket ediyorlardı hep. Ama riskli tabii. İşte tam hareket ederken karşıdan keskin nişancı oğlumu vurmuş. O nişancıyı da bizimkiler vurdu. Olaydan ancak iki gün sonra haberim oldu. Ayın 11’inde. Erbil’deydim. Hemen Rojava’ya geçtim.

Nişancı kimdi öğrenebildiniz mi?

Hayır.

Peki, neler hissettiniz? Biraz aptalca bir soru. Özür dilerim.

Hayır, aptalca değil. Oğlumun ölümü benim için çok acı ama sürpriz değildi. Her an böyle bir şeyin başımıza gelebileceğini biliyorduk. Orada savaşan herkes bizim çocuklarımız. Ayrı tutmamız sözkonusu değil.

Türkiye’nin sizlere karşı savaşan radikal İslamcı gruplara destek verdiğini epeydir dillendiriyorsunuz. Oğlunuzun ölümü Türkiye’ye bakış açınızı değiştirdi mi? Öfkenizi törpüledi mi?

Hayır. Ama şöyle düşündüm. Eğer Türkiye bu çetelere destek vermeseydi, geçişlerine izin vermeseydi, onlara topraklarını açmasaydı bunların hiçbiri yaşanmazdı. Türkiye’nin desteği olmasaydı bu gruplar halkımız karşısında bu kadar direnemezlerdi. Bunları destekleyenler lütfen bunu düşünsünler. Türkiye’nin amacı elbette oğlumu öldürmek değildi. Amacı nedir bilmiyorum. Kendi siyasi çıkarlarına göre hareket ediyordur herhalde. Ama anlamakta zorlanıyorum. Bu insanlar halkımıza zarar veriyor. Her şeyden öte Suriye’ye zarar veriyorlar. Bunların derdi devrim veya demokrasi değil. Kadın çocuk demeden herkesi katlediyorlar. Memleketimizi ele geçirip sözde İslami Emirliği kurmak istiyorlar. Türkiye’nin bunlarla ne işi olabilir? Hepimiz için büyük bir tehlike sözkonusu. Bunlar insanlık düşmanı. Türkiye ile birlikte bunlara karşı el ele verip karşı durmamız gerekir. Biz buna hazırız. Tekrar ediyorum. Türkiye ile dost ve kardeşlik ilişkileri istiyoruz. Türkiye’ye herhangi bir zarar vermemiz sözkonusu değil. Bugüne kadar bir tek misillemede bulunmadık. Kürtler olarak birleşik demokratik Suriye içerisinde yaşamımızı, dilimizle, kültürümüzle, özgürce sürdürmek istiyoruz. O kadar. Bağımsızlık, federal yapı değil bizim amacımız.

Son görüştüğümüzde Irak Şam İslam Devleti (IŞİD) milislerinin Kilis’in karşısında bulunan Azaz kasabası ve sınır kapısını ele geçirmesiyle birlikte Türkiye’nin politikasının değişebileceğine işaret etmiştiniz. Nitekim birkaç gün önce Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK) IŞİD’e karşı ateş açtıklarını açıklamıştı. Bu durumda sizce Türkiye’nin bu gruplara desteği sürüyor olabilir mi?

Kanaatimce sürüyor. Burada daha çok danışıklı dövüş havası var bence.

Ama Özgür Suriye Ordusu başka, Jabat El Nusra başka, IŞİD başka. Oğlunuzu hangi grup öldürdü?

IŞİD. Ancak hepsi bana göre aynı, en azından bizim bölgemizde tüm bu gruplar iç içe girmiş durumdalar.

Türkiye’nin radikal gruplara halen yardım ettiğine dair yeni herhangi somut kanıt var mı elinizde?

Araştırmam lazım. Öğrenince ilk olarak size bildiririm.

Birçok BDP milletvekili oğlunuzun cenazesine katıldı. Türkiye üzerinden geçtiler. En azından bu konuda kolaylık gösterildi.

Evet, Suruç üzerinden geldiler. Belediye başkanları da vardı. Güçlü bir katılım vardı.

Oğlunuzun ölümünden az önce IŞİD Erbil’de intihar saldırısı düzenledi. Irak Kürt Yönetimi’nin size karşı tavrı bu olaydan sonra değişti mi?

Hayır, değişmedi. Hatta sınırlardaki geçişler daha da sıkılaştı.

Ama Şervan’ın ölümüne onlardan da büyük tepki geldi.

Evet. Sağ olsun Sayın Mesut Barzani telgraf çekti. Bütün üst düzey KDP ve diğer parti yetkilileri beni aradılar. Medya’da çok geniş yer aldı. Bu kadar yankı yapacağını açıkçası tahmin etmiyordum.

Peki, Türk yetkililerinden sizi arayan oldu mu?

Evet; oldu. Ayın 11’inde Dışişleri Bakanlığı’ndan üst düzey bir yetkili telefonla aradı. Sayın Ahmet Davutoğlu’nun taziye dileklerini iletti.

Başka neler konuştunuz?

Her ikimiz de görüşmelerimizin sürmesi gerektiğini vurguladık. Yani diyalogun devam etmesini her iki taraf da arzuluyor. Konuşacağız diye birbirimize söz verdik. Yas bitsin. Bakalım, olur inşallah.

Son görüştüğümüzde ABD’de bir dizi konferansa katılmak üzere ABD vizesi için başvuruda bulunmuştunuz. Olumlu cevap alabildiniz mi?

Şu âna kadar haber gelmedi. ABD yetkililerinin bizlerle yüz yüze buluşup tanımalarını istiyoruz. Başkalarından dinleyerek değil. PYD herhangi bir terör listesinde değil. Olamaz. Biz terörist değiliz. Legal bir partiyiz. Ama belli ki devlet politikası. Başka ülkelerin telkinleri olabilir. Değişmesini umuyoruz.

Anladığım kadarıyla YPG saflarında savaşan başka oğullarınız da var.

Evet, Amed var. 26 yaşında. Azad var. 30 yaşlarında ama o ailemizin yanında. Milis görevi sürdürüyor. Gerek olduğunda duruyor. Bir en büyükleri Welat var. O ailemizin geçimini sağlamak için Ukrayna’da ticaret yapıyor.

Eşiniz herhalde çok kötü durumdadır.

Hayır. Eşim Ayşe efendi gayet iyi. Benden daha iyi durumda.

Kadınlar hep daha güçlüler.

Öyle.

Müslim’in telefonu çalıyor. Ve konuşmamız sonlanıyor...

Amberin Zaman - Taraf

  • Yorumlar 1
  • Facebook Yorumları 0
    UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış
    ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
    Diğer Haberler
    ÖNE ÇIKANLAR
    Tüm Hakları Saklıdır © 2009 İlke Haber | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.
    Tel : 0532 261 34 89