• BIST 9418.52
  • Altın 4265.666
  • Dolar 39.757
  • Euro 46.5224
  • İstanbul 21 °C
  • Diyarbakır 23 °C
  • Ankara 17 °C
  • İzmir 24 °C
  • Berlin 17 °C

Özür açıklanmaz, özür dilenir!

Özür açıklanmaz, özür dilenir!
Yeni Şafak yazarı Ali Akel'in bugün yayınlanan 'Özür açıklanmaz, özür dilenir!' başlıklı yazısı...

Başbakan Erdoğan, astsubaylar Ali Kaya ve Özcan İldeniz ile PKK itirafçısı Veysel Ateş'in Umut Kitabevi'ni bombalamalarından sonra Şemdinli'de gösterdiği duruşu Uludere'de de gösterseydi, bugün kelimelerin etrafında dolaşmak zorunda kalmazdı.

Önceki yazıyı okumayanlar için kısa bir hatırlatma yapmalıyım. Şemdinli'de Umut Kitabevi bombalandıktan sonra 20 Kasım sabahı ansızın Şemdinli'de ortaya çıkan Erdoğan, oradan Yüksekova ve Hakkari'ye uzanmış, bu olayı çözmek için "el ele vermeliyiz" demişti.

Dönemin Genelkurmay Başkanı Yaşar Büyükanıt'ın, "Tanırım, iyi çocuklardır" dediği, çocukların yanında durmamıştı.

Şemdinli sanıklarının Ocak 2012'de 39 yıl 10'ar ay hapis cezasına çarptırılmalarında siyasi iktidarın "doğru yerde" durmasının etkisi yadsınamaz.

28 Aralık 2011 gecesi kaçağa çıkan, çoğu yaşları 20'nin altında olan 40 Kürt gencin tepesine ölüm yağdırdı iki Türk F-16 savaş uçağı. 34 tanesinin bedeni atılan bu bombalarla paramparça oldu...

Başbakan Erdoğan olaydan iki gün sonra 31 Aralık'ta, Cuma namazı çıkışı uzatılan mikrofonlara, "İncelemeler neticesinde gerekli olan neyse bütün bunlar da yapılacaktır" şeklinde cılız bir açıklama yerine,

3 Ocak'ta ise AK Parti grup toplantısında, Genelkurmay ve komuta kademesine "medyaya rağmen teşekkür ediyorum" demek yerine,

Bundan yedi yıl önce Şemdinli'de durduğu yerde dursaydı, bugün, "Hatayı da açıkladık, özrü de açıkladık" demek zorunda kalmazdı.

Tamam, kimse kendisinden Şemdinli olayında yaptığı gibi Uludere'ye gitmesini beklemedi. Ama hata da olsa, kasıtlı da olsa, tuzak da olsa ilk gün vuranın değil, vurulanın yanında dursaydı, bugün özür dilermiş gibi yapmak zorunda kalmazdı.

Kelimelerle oynamayalım, eğri oturup doğru konuşalım.

Hata yaptığınızda, "Evet, hata yaptım" dersiniz. Özür dilenmesi gereken bir durum varsa da, "özür dilerim" dersiniz.

34 gencecik bedenin savaş uçaklarıyla bedenlerinin lime lime yapılmasına kazara da olsa, hatayı itiraf edip özür dilemek ile kurtulamazsınız ama.

Özür dileyerek giderebileceğiniz hatalar vardır. Öyle hatalar vardır ki, özür dilemeniz yetmez. Bedel ödemeniz, bedel ödetmeniz gerekir.

Erdoğan'ın Pakistan'da yaptığı açıklama, hatanın açıklanması ve yapılan hata için özür dilenmesi mi, orası da pek belli değil.

Biliyorum, günlerdir okuyorsunuz ve belki de bıktınız. Ne diyordu Erdoğan Pakistan'da?.. Şöyle diyordu:

"Ben izlediğim CD'de bir hareket gördüm. Bizzat izledim. Bir konvoy gidiyor. 30-40 kişi var. O yüksekten görebilmek mümkün değil. Gözcülerimizin, (Heronlar) vermiş olduğu CD. Silahlı Kuvvetlerimiz de gerekli adımları atmıştır. Bu bölge terör bölgesidir. Halkın, sivilin oturduğu bölge değildir. Böyle bir bölgede Silahlı Kuvvetler bu Ahmet mi Mehmet mi bilemez ki?
....
Bizim silahlı kuvvetlerimiz görevi samimi bir şekilde yapmıştır. Hata da olabilir. Hatayı da açıkladık, özrü de açıkladık. Tazminatı da açıkladılar. Ama birileri istismar ediyor. Bir hatanın olduğunu, hatamız olduğunu söyledik. Allah aşkına tazminatsa tazminat. Resmi tazminatımızın ötesinde yaptık. İlla terör örgütünün istediğini mi söyleyeceğiz. Kusura bakmasınlar. (22 Mayıs, Yeni Şafak.)"

Roboski (Uludere) katliamının ardından altı aydır süren bir soruşturma var. Faciaya giden yolda yetkilendirmenin, yetki kullanımının, ilgili kurumlar ve sorumlulukları belli olduğu halde, Allah aşkına sayın Başbakan, söyler misiniz ne koydunuz yüreği kanayan annelerin önüne!

"Hatayı da açıkladık, özrü de açıkladık" diyorsunuz.

Allah aşkına, söyler misiniz hangi hatayı açıkladınız!..

Allah aşkına, açıklar mısınız? "Özrü de açıkladık" derken, ne demek istiyorsunuz...

Özür diliyorsanız, Kasımpaşalı gibi ortaya çıkın ve deyin ki:

"Evet, bir hata yaptık. Hem de öyle bir hata yaptık ki, bu hatamız bizi mezarımızda bile rahat bırakmayacak!.."

"Özür dilerim, ama yetmez. Vicdanlarınızda açtığımız yarayı bir kuru özür dindirmez."

"Önce sizlerden hakkınızı helal etmenizi sonra Allah'tan bizi affetmesini dileriz."

Diyemiyorsunuz, çünkü ilk günden itibaren yanlış yerde durdunuz.

Roboski görüntülerini izleyen Uludere Komisyonu milletvekilleri, "Terörist olmadıkları her hallerinden belli" diyorlar.

Milletvekilinin gördüğünü, alanında uzman askerler (veya her kimlerse) nasıl görmez?

Diyorsunuz ki, "Silahlı Kuvvetlerimiz bu Ahmet mi Mehmet mi bilmez ki."

Öyle bir silahlı kuvvetleriniz var işte... Uzaktan baktığında 'katırı insan, teröristi çoban, kaçakçıyı terörist' zanneden silahlı kuvvetleriniz.

İdris Naim Şahin adını taşıyan bir İçişleri Bakanınız var ki, mümkün olsa mezarlardaki parçalanmış çocukların cesetlerini çıkartıp kodese yollayacak.

İlk gün "doğru yerde" durmamanın sonuçları bunlar.

Aynı gün İçişleri ile ilgili komuta kademesindekilerin kellelerini alsaydınız, "Evet, bir hata var. O hatayı yapanlar bunun bedelini en ağır şekliyle ödeyecek" deseydiniz, -mış gibi yapıyor, -mış gibi söylüyor, -mış gibi davranıyor zorunda kalmazdınız.

Pakistan'da konuşana kadar hala bir şeyleri düzeltme şansı vardı.

O şans var mı emin değilim artık.

Sizler konuştukça vicdanlarımız kanıyor.

Bir şey söyleyecekseniz doğrusunu söyleyip, gereğini yapın.

Ya da ebediyete kadar susun.

Allah aşkına, susun!..

Ali Akel - Yeni Şafak

  • Yorumlar 12
  • Facebook Yorumları
    UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış
    ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
    • AHMET EREN25 Mayıs 2012 Cuma 09:54BİR MÜSLÜMANIN DURUŞU

      Değerli yorumcumuz, her görüşe eşit mesafede durmakla birlikte; büyük harflerle yazılan, hakaret, küfür, aşağılama vb. içeren, toplumsal hassasiyetleri zedeleyici nitelikteki yorumları yayınlayamıyoruz. Kriterlerimize uygun olarak yeniden yorum yazmanızı diler, ilginize teşekkür ederiz...

      Yanıtla (0) (0)
    • Kadir25 Mayıs 2012 Cuma 10:54Budur

      Bence gerçek budur.

      Yanıtla (0) (0)
    • Baran Güçlü25 Mayıs 2012 Cuma 13:33roboski

      Çin yönetimi sincan bölgesinde halka zülüm ettiğinde "milletimiz" ta Çin de ki olaylara duyarlılık gösterdi.Roboski katliamı filistinde olsaydı başbakan şimdiye kadar çoktan gidip yerinde incelemeler yapıp israile "one minute" demişti.
      Ama ölenler,parçalananlar kürtler olunca "milletimiz" ve başbakanımız haketmişlerdir düşüncesinde.
      Hani çanakkalede,orda burda omuz omuza çarpışmıştık.Hani kardeştik :)

      Yanıtla (0) (0)
    • YÜREK İSTER30 Mayıs 2012 Çarşamba 11:10BEN SENİ TA YÜREĞİNDEN ÖPEYİM...

      Yorum yok herşey çok açık...

      Yanıtla (0) (0)
    • diyar bakır30 Mayıs 2012 Çarşamba 10:46güzel yazı

      evet yazarın işinden olmasına mal olan çok güzel yazı. ama bu işe herkes hata diye bakıyor peki kasıt olmadığı ne malum...

      Yanıtla (0) (0)
    • aziz30 Mayıs 2012 Çarşamba 10:48teşekkür

      Bir müminin müslümanın duruşu bu olmalıdır.Gerçekleri her neye mal olursa söyleye bilmektir.

      Yanıtla (0) (0)
    • soner30 Mayıs 2012 Çarşamba 12:41seninalnından öpmek lazım

      ben daha önce pek yazılarınızı okumamıştım. ama bu yazınızı okuduktan sonra sizin dürüst aynı zamanda haksızlıklar karşısında susmaya bir insan olduğunuzu öğrendim. bundan sonra nerde yazarsanız yazın sizi arayıp bulacağım.

      Yanıtla (0) (0)
    • Özgür Devrim30 Mayıs 2012 Çarşamba 15:39müslümanin durusu böyle olmali

      sizi gercekten yürekten kutluyor,kaleminizi saygiyla öpüyorum.ümmedi muhammedin yolundan giden gercek bir müslüman böyle olmali.Zalimin degil,mazlumun yaninda olmali.Artik hangi gazetede yazarsaniz en iyi okuyucularinizdan birisi olacagim.sizin gibi yüregi,ruhu ve vijdaniyla yazan bir yazarin yorumlarini okumak,benim icin seref olcaktir.saygilarimla

      Yanıtla (0) (0)
    • alp revan30 Mayıs 2012 Çarşamba 22:35demek ki

      Değerli yorumcumuz, her görüşe eşit mesafede durmakla birlikte; büyük harflerle yazılan, hakaret, küfür, aşağılama vb. içeren, toplumsal hassasiyetleri zedeleyici nitelikteki yorumları yayınlayamıyoruz. Kriterlerimize uygun olarak yeniden yorum yazmanızı diler, ilginize teşekkür ederiz...

      Yanıtla (0) (0)
    • aaa31 Mayıs 2012 Perşembe 08:38var ol

      Rabbim senin gibileri korusun inşallah.Zihnin hep duru olsun

      Yanıtla (0) (0)
    • batman ayebe01 Haziran 2012 Cuma 12:23vicdan

      insanlarin siyasi görüslari ne olursa olsun vicdanlari haktanyana olmali sayin ali akel vicdanin sesinide duymus bunden daha güzel birsey yok kutluyorum

      Yanıtla (0) (0)
    • çıplak01 Haziran 2012 Cuma 12:56insan

      ali abi,insan ve güzel insan...insan işte ya İNSAN...senin gibi insanlar var olsun,çok olsun...rabb seni sevsin korusun,kollasın ve sana çok daha güzel kapılar açsın ki açacaktır...

      Yanıtla (0) (0)
Diğer Haberler
ÖNE ÇIKANLAR
Tüm Hakları Saklıdır © 2009 İlke Haber | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.
Tel : 0532 261 34 89