TBMM Başkanı Cemil Çiçek, yeni bir anayasa yapılamaması durumunda mevcut anayasanın ortaya çıkardığı sorunların katlanarak devam edeceğini söyledi. Çiçek, “Peki yeni bir anayasa yapamazsak? Bu ihtimali düşünmek bile istemiyorum” dedi. NTV’de soruları yanıtlayan Çiçek, önceki gün çeşitli basın temsilcileriyle yapılan Dolmabahçe’de yapılan toplantıyla ilgili açıklamalar yaptı. Çiçek, hem basını bilgilendirme hem de bu süreçte basından destek isteme toplantısı olduğunu dile getirerek, bu şekliyle kendilerinin de ilk kez bir anayasa yaptığını söyledi.
Sürece katkı çağrısı
Anayasa yapım sürecine halkın ve her kesimin katılımını istediklerini yineleyen Çiçek, şöyle devem etti: “Olabildiğince herkese ulaşmaya, davet etmeye çalıştık. Çünkü herkesin söz hakkı var ve olmalı. Herkesin katkısı olacaktır, olmalı. Günümüz demokrasilerinde STK’lar son derece önemlidir ve etkindir, etkin olmalıdır. Geçmiş dönemde demokratik düzenlemelere katkı veremediler. Bir kısmı verdi, bir kısmı veremedi. Zararın neresinden dönersen kardır. Anayasa en temel metin olduğuna göre, STK’ların sürece katkı vermelerini istiyoruz. Bugün 14 bin derneğe yazı gönderiyoruz. Dernekler masasından adresleri aldık. Davette bulunuyoruz. Duyan duymayan hesabı.. Ümit ederiz birlikte bu işi yapmaya çalışırız.” Çiçek, Anayasa Uzlaşma Komisyonunun çalışmalarını değerlendirirken, “Bu komisyonun çalışmalarını olumlu bir şekilde sonlandıramazsak, o zaman bolca şikayet ettiğimiz bu anayasa bir 30 yıl daha Türkiye’de yürürlükte kalmaya devam eder” dedi.
TBMM Başkanı Çiçek’in gündemdeki diğer konularla ilgili açıklamaları şöyle:
Tutuklu milletvekilleri
Bu, hukukun genel emirleridir. Kuvvetli şüphe olacak, sıradan şüpheyle insanlar tutuklanamaz. Delilleri ortadan kaldıracağı, karartacağı noktasında kuvvetli şüphe olacak. Kaçma tehlikesi olacak. Her suçtan dolayı tutuklama da olmaz. Oradaki yazılı suçlardan biriyle ilişkisi olması gerekiyor. Kimsenin tutuklu kalmasını istemem. Tutukluluğun mahkumiyete dönüşmesini, yargılamaların uzun sürmesini istemem.
Terörle mücadele
Terör meselesi, adına en çok yalan söylenen bir konudur. Herkes terörden şikayet eder ama adım atmaya geldiği zaman kırk dereden su getirir. Bir taraftan ‘bu örgüt terör örgütü’ der, diğer taraftan bu kabulü anlamsız kılacak bir sürü gelişmeler olur. Teorik olarak söylemiyorum. Denilir ki ‘bu örgüt terör örgütüdür’ ama öbür taraftan öyle yargı kararları çıkar ki terör örgütü değil de sanki hayır kurumu gibi anlaşılır.
MİT-PKK görüşmesi
Dünyada istihbarat teşkilatlarının işi iyi adamlarla değildir, hep kötü adamlarla uğraşır. Her şey iyi değil ama her şey kötü de değil. Bu tip örgütler bir kısım olayları gelişmeleri önceden önleyecek ise bu örgütlerle içli dışlı olacak, içine sızacak, onlarla beraber olacak, onlarla beraber oturup yemek yiyecek. Yeri gelecek onları övecek, yeri gelecek onları yerecek. Olayın bu örgütlerin kendi görev ve sorumluluk çerçevesi içinde değerlendirilmesi gerekiyor. Düz bir mantıkla bunları değerlendiremezsiniz.
ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.