• BIST 10193.78
  • Altın 2412.296
  • Dolar 32.3677
  • Euro 34.7308
  • İstanbul 14 °C
  • Diyarbakır 22 °C
  • Ankara 16 °C
  • İzmir 20 °C
  • Berlin 20 °C

Kürtler ne diyor?

Kürtler ne diyor?
Kürtler, en iyi statü olarak eşit vatandaşlığı (yüzde 62,8) görüyor. Kürtlerin yüzde 15'i demokratik özerklik isterken yüzde 8'e yakını bağımsızlık diyor.

Kürt sorununun çözümü için ülkenin hem doğusunda hem de batısında büyük bir beklenti oluştu. Karar vericilere cesaret aşılaması gereken bu durum, çözümün akamete uğraması durumunda telafisi zor bir güven bunalımının oluşabileceğinin de göstergesi. Bu anlamda, gerek hükümet/devlet cenahının, gerekse BDP / PKK cenahının meseleyi çok yönlü olarak değerlendirmesi ve müşterek noktalarda buluşmasında büyük yarar var. Çözümün bileşenleri, toplumun büyük kesimlerinin üzerinde ortaklaştığı alanlarda saklı. Benim de parçası olduğum bir araştırmacı grubu, Uluslararası Kültürel Araştırmalar Merkezi (UKAM) için Kürtlerin yoğun olarak yaşadıkları 13 ilde yaşayan 2,985 kişi ile yüz yüze görüşerek, çözüm için müşterek noktaları tespit etmeye çalıştı.

Anadilde eğitim 

Araştırmada ortaya çıkan sonuçlar, çözümü kolaylaştıran talepler niteliğinde. Bu anlamda, anadilde eğitim hakkı (yüzde 41) en önemli öncelik olarak görülüyor. Anadilde eğitim, elbette temel bir insan hakkı. Bunun öncelenmesi, aynı zamanda demokratik bir duruşu ifade ediyor. Gasp edilen bir hakkın verilmesinin istenmesi kadar meşru bir talep olamaz. Araştırmada Kürt sorununun kalıcı çözümü için önerilen ikinci önemli talep ise genel af (yüzde 34). On yıllardır süren bir çatışmanın temsilcilerine öfke duyulması, anlaşılır bir tepki. Ancak unutmamak gerekir ki, öfke çözüm üretmiyor. 30 yılı aşkındır devam eden bir çatışmayı sona erdirmenin yolu, o çatışmayı sürdürenleri öldürmeye devam etmek değil. Bir yerde durmak ve sizinle çatışanları, çatışmasızlığa ikna etmeniz gerekiyor. Bu anlamda, öngördüğünüz barış, eğer sizinle çatışmayı dava haline getirmiş ve bu yolda ölmeyi göze almış bir kesime umut vermiyorsa, kalıcı barışı sağlayamazsınız. Türkiye bu konuda rasyonel bir karar vermek zorunda. Ya savaşmaya devam edecek ya da savaştığı insanlarla beraber yaşamanın zeminini sağlayacak. Devlet ve hükümet, çatışmayı bitirecek ve ayrışmanın önüne geçecek bir formül geliştirmek zorunda. Af ya da hellalleşme, yeni bir sayfanın açılması ve ortak bir geleceğin kurulması anlamına geliyor. Buna karşı olan toplumsal kesimlerin kaygıları giderilmeli ve kalıcı barış için kucaklaşmanın formülü üretilmeli. 

Yeni anayasa şart 

Yeni bir anayasanın hazırlanması, Kürt sorununun çözümü için büyük bir önem taşıyor. Nitekim araştırmaya katılanların büyük bölümü (yüzde 67,2), yeni anayasanın Kürt sorununun çözümünde kritik bir etkiye sahip olduğuna inanıyor. Ayrıca Akil İnsanlar’ın çözüm sürecine katkı sağlayacağını düşünenlerin oranının yüzde 62 civarında olması, çözüm için oluşturulan mekanizmaların onaylandığı anlamına geliyor.

Barış ve beraber yaşamanın bir de Kürt hareketine bakan boyutu var. Yıllarca hak ve özgürlükleri dillendirmiş olmak, kimseye tepeden inmeci bir tutum sergileme hakkı vermez. Kemalistlerin uzun yıllar boyunca yapmaya çalıştıkları, ‘toplumu hamur gibi yoğrulan ve biçim verilen bir nesne olarak görmek’ yanlışına kapılmamak gerekir. Bu nedenle, Kürt siyasi hareketi toplumun taleplerine kulak vermek ve uzlaşmacı yaklaşımların tarafı olmak zorunda. Bizim araştırmamızın ortaya koyduğu en önemli sonuç şu: Kürtler, Türklerle beraber yaşamak istiyor. Ama bunu hür ve eşit bir şekilde yapmak istiyorlar. Bu anlamda, Kürt sorununun çözümü için öne çıkan anadilde eğitim hakkı ve genel af, sonuç odaklı ve barışı hedefleyen taleplerdir.

Eşit vatandaşlık 

Yaptığımız araştırmaya katılanların ezici çoğunluğunun, Kürtler için en iyi statü olarak eşit vatandaşlığı (yüzde 62,8) görmesi, çözüm odaklı bir yaklaşım. Demokratik özerklik (yüzde 15), federasyon (yüzde 7,8) ve bağımsızlık (yüzde 11,6) gibi seçeneklerin daha düşük oranlarda çıkması, beraber yaşama arzusunu gösteriyor. Ancak beraber yaşamanın koşulu, eşit olmaktır. Eşitsiz bir toplumda, barışın ve huzurun olması mümkün değil. Kürtler, hem barışı hem de eşit ve onurlu bir beraber yaşamı istiyor. Bu manada, devletin, hükümetin ve muhalefetin, Kürtlerin bu makul ve çözüm odaklı taleplerine kulak vermesi, gerekli adımları atması ve Türkiye kamuoyunu barışa hazırlaması gerekir.

Kürt siyasi hareketinin de halkın talepleri ile kendi siyasi hedefleri arasındaki makası daraltması gerekir. Kürtler, Türklerden ayrı olmak istemiyor. Bu anlamda, BDP’nin beraber yaşamayı öncelemesi lazım. Dayatmacı yaklaşımların toplumu gerdiği, barışı güçleştirdiği ve demokrasiyi zora soktuğu unutulmamalı. Bölgedeki birçok belediye başkanlığını elinde bulunduran BDP’nin, farklı toplumsal kesimlere karşı tahammülsüz davrandığı yönünde önemli eleştiriler var. Bu nedenle, çoğulcu söylemler ve politikalar geliştirmeleri, rakip gördükleri kesimlere de tahammül göstermeleri ve daha içermeci bir yaklaşım sergilemeleri şart. Nitekim araştırmada, ‘Kürt siyasi hareketinin eksiklikleri nedir?’ diye sorduğumuzda, halkın taleplerine kulak vermedikleri, ne istediklerini bilmedikleri, hep çıtayı yüksek tutarak çözümü zorlaştırdıkları, atılan adımları takdir etmedikleri, Türkleri ürküttükleri yönünde veriler çıktı. 

Çoğulcu yapı geliştirilmeli 

Sonuç olarak, bölge halkının, Kürt sorununun çözümü konusunda büyük bir beklentisi var. Çözümsüzlüğün büyük bir hayal kırıklığına neden olacağı, araştırmada net olarak ortaya çıktı. Çözüm için başlatılan yeni sürecin büyük ölçüde onaylandığını ve Başbakan Erdoğan’ın çözümün en önemli aktörü olarak görüldüğünü belirtmekte fayda var. Öcalan’ın, PKK/Kandil üzerindeki etkisinin, silahları bıraktıracak düzeyde görülmesi ayrıca önemli. Anadilde eğitim hakkı ve genel affın, barışın en önemli bileşenleri olarak görülmesi, çözüm için yol haritasının ne olması gerektiği konusunda açık ipuçları sunuyor. Ayrıca Kürtlerin, demokratik özerklik, federasyon ve bağımsızlık gibi seçeneklerden ziyade, eşit vatandaşlığı kendileri için en iyi statü olarak görmeleri, beraber yaşamayı önceleyen ve Türkiye’nin batısını ikna etmeyi sağlayacak bir yaklaşım. Umarım, Kürt sorununun çözümü konusunda oluşan bu iyimser hava heba edilmez. Çoğulcu bir yapı geliştirerek, herkesin kendini hür ve eşit hissettiği demokratik bir ülke inşa ederiz.

İlhan Kaya - Radikal
Doç. Dr., UKAM Başkanı ve Dicle Üni.

  • Yorumlar 5
  • Facebook Yorumları 0
    UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış
    ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
    Diğer Haberler
    ÖNE ÇIKANLAR
    Tüm Hakları Saklıdır © 2009 İlke Haber | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.
    Tel : 0532 261 34 89