Geçtiğimiz Cuma günü, Kemâl Burkay'a hitaben bir açık mektup yayınlamıştım. Bunun üzerine Kemâl Bey'den nazik bir cevap mektubu aldım. Yer darlığından ötürü mektubun bana düşündürdüklerini şimdilik tehir ediyorum. Kendisine teşekkür ederek paylaşıyorum:
Değerli Hilal Hanım,
Yeni Şafak gazetesindeki köşenizde yayımlanan bana yönelik açık mektubunuzu okudum. Dönüşüm sırasında karşılama nezaketini gösterdiğiniz için, ayrıca ülkemizde barışa ulaşma yönünde oynayabileceğim role ilişkin nazik sözleriniz için teşekkür ederim. Mektupta eleştiriler de var ve ben bunu dostça eleştiriler olarak saygıyla karşılıyorum. Ancak bu eleştirilerin isabeti konusunda söyleyeceklerim var.
Ülkeye dönüşümün Türk devlet adamları ve medya tarafından iyi karşılandığını, adeta baş üstünde ağırlandığımı, ama benim bu olanakları "PKK'yı devlet kurdu" tezini on farklı biçimde ifade etmekle kullandığımı söylüyorsunuz. Daha sonra ise şöyle devam ediyorsunuz: "bu topluma anlatabileceğiniz başka şeyler olduğunu biliyorum. Bize anadilde eğitimi anlatın, muhterem Burkay; federasyon düşüncenizi anlatın, çözümün yollarını anlatın. Katılmasak da dinleyelim sizi, farklı fikirleri duymaya alışalım. Bunu en iyi başaracak siyasetçilerden birisiniz."
Yurda dönüşüm sırasında iyi karşılandığım ve medyanın yoğun ve sıcak bir ilgi gösterdiği doğrudur. (Bu ilgi dönüşümden önce de yoğundu). Peki ben bu "olanağı" salt PKK'yı eleştirmekte mi kullandım?
Devamı için
ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.