• BIST 9203.37
  • Altın 4296.947
  • Dolar 39.6155
  • Euro 45.6765
  • İstanbul 23 °C
  • Diyarbakır 34 °C
  • Ankara 26 °C
  • İzmir 30 °C
  • Berlin 34 °C

İşte Öcalan'ın 'Demokratik İslam Kongresi' mesajı

İşte Öcalan'ın 'Demokratik İslam Kongresi' mesajı
PKK Lideri Abdullah Öcalan, Diyarbakır'da bugün başlayan ve iki gün sürecek olan 'Demokratik İslam Kongresi'ne bir mesaj gönderdi.

PKK Lideri Abdullah Öcalan, Diyarbakır'da bugün başlayan ve iki gün sürecek olan 'Demokratik İslam Kongresi'ne bir mesaj gönderdi.

İşe o mesajın TAM METNİ

Kürdistan Demokratik İslam Kongresine
Mümin kardeşlerim;

İslam’ın ana merkezlerinde büyük bir savrulmayı, ihanet ve isyanı yaşarken, “Kürdistan” ve “Demokratik” kavramlarını, eksik ve yanlış anlamada yol açabileceğinin bilincinde olarak yine de daha büyük yanlışları önlemek ve özdeki doğrulara yol açmak açısından kullanmaktan çekinmedim.

Özellikle İslam’ın iki büyük merkezi olarak kendini günümüze de dayatan iktidarcı Arabi, Selefi akımlarla İrani Şia akımların devletçilik bağlamında yol açtıkları büyük tahribatlara karşı mekan halk ve demokrasi merkezli kavramlarla mücadele bayrağı açmayı aynı dinin özündeki doğruya sadakatle bağlı olmanın gereği saymaktayım. İki iktidarcı devletçi merkeze karşı demokratik ve mekan merkezli karşı çıkışların en büyük toplumcu ahlaki ve politik ifadesi olarak İslami yanıt aramayı bulmayı ve iradeleştirmeyi kongrenizin en temel görevi saymakta ve selamlamaktayım.

Her iki ana merkezci iktidarcı ve devletçi akım, kapitalist emperyalist yükselişin bağlamında gelişmiş olup dönemin egemen saltanat bloğu olan Osmanlı İmparatorluğu’nun çöküşünde kullanılmıştır. Özellikle yeni dünya hegemonu olarak yükselen İngiliz İmparatorluğu tarafından. Halen de sıkı sıkıya kullanma durumu devam etmektedir.

Her 2 merkez de milliyetçilik mikrobunu İslam’ın özüne karşı sonuna kadar kullanmışlardır. Kendi ulus devletlerini doğuşunda kapitalist emperyalizmin ana zor kavram ve uygulaması olan ulus devletçi sistemi en zorba tarzda kendi halklarına zalimce dayatmaktan asla tereddüt etmemişlerdir. Halbuki İslami ümmet anlayışı öz itibariyle ulus devletçilikle asla bağdaşmaz.

Zaten İngiliz İmparatorluğu İslam ümmetini parçalamak için ulus devletçiliği onun başat ideolojisi milliyetçiliği çok bilinçli olarak İslam ümmetinin bağrına beynine ve rahmine yerleştirmiştir. Son 200 yıllık tarih bir nevi İslam’ın mekanlarında ve halklarında İslam’ın bütün değerlerini neredeyse onulmaz bir biçimde tahrip etmiştir.

Mümin Kardeşlerim;

İslam gerçekten din adına söylenebilecek en son evrenselliği temsil etmektedir. Hem dili hem de felsefesi sayesinde önemli bir evrensellik kazanmıştır. Bundan kuşku yok. Amma çok önemli bulduğum bu aynı felsefenin dini yeni İslam’ın bir de “tekil” kavramı itibariyle ifade ettikleri ve yaşamsallaştırdıkları gerçekliği vardır. Evrensel yan kendini “Allah’ın birliği” olarak güçlü ifade ederken muazzam bir külliyata kavuştururken bunun üzerinden inşa edildiği “tekiller” üzerinde aynı önemle durulmamış çok sayıda eksik yanlış çatışmacı yorum ve uygulamalara tabi kılınmış, oluruna bırakılmıştır. Temel görevlerimizin başında mekana ve zamana bağlı olmayan Allah’ın nasları kadar önce oluşturulan tekil nasları da aynı sorumluluk ve yetkinlikle ele almalı ve haklarını teslim etmeliyiz. Bilimsel ifade ile söylersem; genel ilkelerin somut uygulanışını adil ve özgürce başarmalıyız. Daha somut olarak genelde tüm canlılara özelde insana özgü topluluklara İslam evrenselliğinin özünde yatan adil ve özgürce yaklaşımları uygulamalıyız. Kul hakkı yememek ve karıncayı ezmemekle dile getirilen budur.

Ama iki zalim merkezden kaynaklanan “Hizbullah” ve “El Kaide” bozguncuları esasında kapitalist hiçleştirmenin İslam ümmetinin başına bela ettikleri güncel faşizmi temsil etmektedirler. İdam sehpaları kelle koparmalarıyla korkunç faşizmi başta Kürdistan halkı olmak üzere tüm İslam olan ve olmayan halklara insanlara karşı uygulamaktadırlar. Otoriter laikçi ve milliyetçi faşizmin dünün ve bugünün halen acımasızca uygulanan devletçi faşizmi iken sözde daha güncel ve radikal dinciliğin faşizmi de bu adı geçen akım ve partiler eliyle olmaktadır.

Değerli Mümin Kardeşler;

Kürdistan’daki özgürlük hareketi asla ne bu otoriter laikçi milliyetçi ne de radikal dinci geçinen iki ana merkezli sapkınlığa düşmeyecek ve fırsat tanımayacaktır. İnanıyorum ki temsil ettiğiniz özgürlük hareketi her türlü milliyetçi dinci cinsiyetçi bilimci geçinen kapitalist ataerkil iktidarcı anlayış ve uygulamalara karşı radikal demokrasinin ve özgür mekanı kendisi olacaktır. Çağdaş İslami ümmetin “millet birliğini” anlamlı buluyorum. Ama bu asla “Tek devlet, tek millet, tek bayrak” zırvalamaları anlamına gelmemektedir. Tersine ilgili ayetteki “birbirinizi tanıyasınız diye sizi farklı kavimler halinde yarattık” hükmü gereğince çoğulcu demokratik eşit ve özgür bir İslami ve birliğinde olan diğer kavimlerin “milletler birliğini” ifade etmektedir. Kongrenizin hem İslam’ın evrenselliği hem tekilliği bağlamında gerek İslami Milletler Birliği gerekse bağrındaki çoğulculuğun ifadesi olan her mezhebi tekiller sorununa doğru yaklaşımlar ve uygulama esaslarını gerçekleştireceğine dair inanç ve umudumu ifade etmek isterim.

Hareketimizin batının ideolojik hegemonyasının bir sonucu olan dini-laik ikilemine boğmamak esastır. İslam’ın kendisini dini laik bağlamına sıkıştırmakta bence yanlıştır. İslam’da ki yaşam bütünlüğünü bozmaktır. Ayrıca sanki modaymışçasına İslami kriterleri kılık kıyafetler üzerine tanımlama dar pozitivist yaklaşımlardan öte bir anlam ifade etmez. Eğer illa genel bir güncel İslami tanımlama da bulunma gereği varsa bunu kültürel İslam olarak belirlemek kanımca herkesi içermesi nedeniyle doğruya daha yakındır. Kültürel İslam’la kast edilen hem gerçekleşmiş hem de anlamını sürdüren İslam toplumu olmaktadır. Unutmamalıyız ki İslam doğduğunda şekli şartlar ibadet biçimleri bugün yüklenmeye çalışılan katı anlamlardan bir hayli uzaktır. İlk söz “OKU” idi. Yani anlamla ilgiliydi. Esas olanda budur. Bu husus rahatlıkla günümüz içinde geçerlidir. Günümüz için İslam’ın anlamı dolayısıyla tanımı tarihi toplumsal bir gerçeklik olan İslam toplumlarında adil demokratik özgür kriterleri geçerli kılma ve bunun için cihadı ekber ve cihadı şurayı yani sürekli eleştirel ve özeleştirel yaşamaktır. Diğer bir deyişle nefis ile mücadeleyi dıştan gelen şer güçlerine karşı daimi kılmaktır.

Saygıdeğer mümin kardeşlerim

Kongrenizin genel hatlarıyla ifade etmeye çalıştığım anlamı kadar sürekliliği ve bundan sonraki kurumsallaşması daha da önemli bir görev olarak önümüzde, önünüzde durmaktadır. İslami diyarların genelinde olduğu gibi, Kürdistan’da sürekli yeni bir İslami kurumlaşmaya şiddetle ihtiyaç vardır. Küresel kapitalizmin türevleri olmaktan öteye gidemeyen, sulta kökenli Şia, Selefi ve İvan’i kökenli cemaatleri aşmak, yeni kurumsallaşma için gereklidir. Çare elbette resmi Diyanet İslam’ı değildir. Resmi Diyanet İslam iğdiş edilmiş” İslam olup gayri resmi İslam’dan daha anlamsız, zıddına hizmet eden bir İslam karikatürüdür. Faşizmden liberalizme kadar geniş hizmet sahaları vardır. Bu anlam da karşı İslam rolü oynarlar. Gerek resmi, gerek “gayri siyasi” cemaat, İslam’ın son Türkiye’de denenen pratikleri, kapitalizmin en talancı, en çevre düşmanı, en iktidarcı örneğiyle toplumu karşı-karşıya bırakmıştır. Adil, özgür ve demokratik İslam bu gerçeğin alternatifi olarak, kendini anlamlandırmak ve sürekli bir kurumsallaşmaya tabi kılmak durumundadır. Yeni kurumsallaşmanın adını, örgütlenme esaslarını ve amel biçimlerini derin bir vukuf ve iradeyle oluşturacağınıza dair inancımı belirtmek isterim.

Son olarak, bazıları, hereketimizi, ateist, komünisti materyalist gibi batılı kavramlarla tanımlamak istemektedirler. Bunlara “kavram kölesi” demek daha uygun düşer. Yalnız şu kadarını söylemeliyim ki ; Eğer İslami toplum doğası bir gerçekse, İslam’ın dindarı ve ateisti olmaz. Bunlar kavramsallaştırmalardır.

En zor koşullarda, tüm küresel kapitalist zorbaların kuşatması altında en gelişmiş savaş teknikleriyle, saldırı altında bulunan, her şeyi sömürülen bir halkın, Kürt halkının, sahte İslam’ın zulmüne, sömürüsüne en çok maruz kalmış bir toplumum savaşçılarına ancak Hz. Ali timsalinde kahramanlık yakıştırılabilir, eş kılınabilir. İslam’ın (mazlumlar tarihinin) en adil, özgür ve demokratik geleneğini temsil ettiğimize dair en ufak bir şüphem yoktur. Bu gerçekliği dünyanın diğer tüm mazlum halklarıyla güncel olarak paylaşan öncülüğe layık olmak kadar, günün ve geleceğin gerekli kıldığı yeniliğe ilişkin olarak da en ideal hareketi olduğumuza dair kuşkum yoktur.

Çağdaş bir Hüseyni, çağdaş bir Selahaddin’i hareketin sentezi olmak, en önemli mutluluk, dolayısıyla iman kaynağımdır. Hepinizi paylaşamaya, iradeleşmeye, eyleme çağırıyorum. Toplumsal esinin adil, özgür adı olan Allah’ın birliğine davetle birlikte güvende olmanızı diliyor ve kongrenizi tekrardan selamlıyorum.

Abdullah Öcalan
İmralı F Tipi Cezaevi

  • Yorumlar 11
  • Facebook Yorumları
    UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış
    ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
    • selahaddin10 Mayıs 2014 Cumartesi 16:56islam ve demokrasi

      Kongrenin niçin düzenlediği apaçık belli oldu. İnandığımız cennette fantezi ve edebiyat diyen bir şahsın müminlerin nasıl kardeşi olabiliyor. İslamdaki millet ile modern anlamdaki milleti ayırt edemeyen bir şahıs islamı demokrasi ile tefsir etmeye kalkışması hüsran değil de nedir? Hani siyaset ile din birbirine karıştırılmamalıydı yapılan ne peki? İslam a eklemeler yapanlar kafirlikte ısrar edenlerdir...

      Yanıtla (0) (0)
    • Ahmet DADALOGLU10 Mayıs 2014 Cumartesi 23:59pardon

      Bu makalenin tefsirini biri bana anlatirsa duaci olacam.

      Yanıtla (0) (0)
    • veysel keten11 Mayıs 2014 Pazar 00:40NASIL OKUYORUZ

      Selahaddin arkadaş nasıl okudu bilmiyorum ama ya peşin hükümlü yada tam okumadı. Bence sakin ve tarafsız okursa dopdolu bir mesajlar manzumesi olduğunu görecektir. Kendisinden ricam bir daha okusun. Ha birde "Kongrenin niçin düzenlediği apaçık belli oldu" derken, amacın ne olduğunu da yazarsa herkes anlamış olur.

      Yanıtla (0) (0)
    • RûBaR11 Mayıs 2014 Pazar 02:27'OKU'yun

      Öcalan'ın konuşmalarından cımbızla alınan bütünlük içermeyen sözlerle İslam'a Kurdistan mücadelesine hakareti bir müslüman olarak asla kabül etmem.Yukarıdaki bütünlük içerisindeki konuşmada Öcalan'ın nasıl düşündüğü bellidir.Okuyupta halen anlamanlar varsa bir daha okusun.Mektupta yanlış bişey varsa söylesin.Bağlayıcılığı olmayan basit edepsiz yaklaşımlarla Allah'ın birliğine davet ve esenlik dileyen mektubu karalamaya kalkmasın.

      Yanıtla (0) (1)
    • agire jiyan11 Mayıs 2014 Pazar 12:50sacma

      arkadaslar, bu tum konusmayi okumadan evvel basligina dikkat etttirmek isityorum evvela: Islam dini, kendine has bir nizami olan, gerek hukuksal olarak, iktisadi olarak, itikadi olarak ve muamelat olarak bizzat Allah azze ve celle tarafindan gonderilen bir nizamdir. Demokrasiiyi Islam ile bagdastiranlar Islamin maneviyatin dan yoksun insanlardir, suna inaniyorlar: demokrasidede secim, ozgurluk vs var Islamda da var gibi ornekerle Ayni gostrrmeye kalkiyorlar, bende diyorum ki Bir bisikletin de direksiyonu var ucaginda var Ayni mi? Islam dedigim gibi bir medeniyet kurmak hedefi var

      Yanıtla (0) (0)
    • agire jiyan11 Mayıs 2014 Pazar 12:52sacma devami

      ve islam bir butundur, eksik bir tarafi yoktur ki onu demokasi ve diger benzeri ideolojiler ile tamamlasin, bu manada bu kongreyi bastan basa gereksiz buluyorumm, Daha Uzun anlatmak isterdim fakat, sinirli sayida harf ile yazmak zorundayiz. saygilarimla.

      Yanıtla (0) (0)
    • selahaddin12 Mayıs 2014 Pazartesi 00:05demokrasi ve islam

      Daha önce sabahat tuncel bu kongrenin düzenleme amacını neden ihtiyaç duyulduğunu beyan etmiştir. Rojavadaki saldırılar üzerine ihtiyaç duyulduğunu söylenmiş ve bugünlerde mektupda da aynı konuya atıfta bulunmuştur. Eğer amç siyasi ve ideolojik çıkar değilse demokrasi ile islamı tevil etmeye ne luzumu var.? Eğer samimi olunsaydı sadece islamı adı altında bu kongre yapılırdı. Ve geniş katılımlı olurdu. Gerçekten niyet Allah rızası olsun müslümanların özelde kürtlerin sorunlarına cevap verecek bir kongre olsun destek vermesek o zaman bizi kötü niyetli olarak tanımlayabilirsiniz.

      Yanıtla (0) (0)
    • selahaddin12 Mayıs 2014 Pazartesi 00:12kafa koparma ve idam

      Peygamber(s.a.v) yüzlerce yahudinin kafasını kopardığını ve bunu da yanlış olduğunu söylenseydi veya bunu duruma göre kabul edilseydi islam a bütüncül bakılmış olurdu. İslamda kısas vardır yani idam da vardır. Ama haksız yere idamı elştirilseydi veya haksız yere kurşuna dizildiğini beyan edilseydi anlardım. Ya islam hakkında byeterince bilgi sahibi değildir ya da işine göre bu mektubu ele alınmıştır. Ve hiç kimsenin kuşkusu olmasın kürtlerin haklarını iade edecek olanlar Hakkıyla Allah tan korkanlardır.

      Yanıtla (0) (0)
    • gerçekten dahice..12 Mayıs 2014 Pazartesi 11:10katılıyorum

      islam herkesi hoş görmek herkesin hakkını vermektir ..islam alevi yi zerdüşt iyi tanımaktır.. hırıstiyana saygı duymaktır... bu konuda tebrik ediyorum kendisini...

      Yanıtla (0) (0)
    • ali,12 Mayıs 2014 Pazartesi 13:25ne günlere kaldık

      Öcalan yeni mi Müslüman olmuşki, bunca kan döküldükten sonra islam olgusu diline vurmuş. Şak şakçılarda alkışın dozunu artırmış. Yazıklar olsun dindarım, eğitimliyim, islamı biliyorum, müminim deyipte , orada şak şak tutanlara. Aldığınız eğitimden utanın. Öcalan anladı ki, artık gariban kürt halkı bazı şeyleri yemiyor, işin islami boyutuna geçti.

      Yanıtla (0) (1)
    • ömer12 Mayıs 2014 Pazartesi 13:50ömer

      ben Bir dindar kürt olarak bu mesajı çok önemsedim. Aponun izinden gidiyorumj diyenler onun kadar geniş düşünebilse çok daha rahat olur.

      Yanıtla (0) (0)
Diğer Haberler
ÖNE ÇIKANLAR
Tüm Hakları Saklıdır © 2009 İlke Haber | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.
Tel : 0532 261 34 89