• BIST 9079.97
  • Altın 2322.83
  • Dolar 32.3249
  • Euro 34.8612
  • İstanbul 14 °C
  • Diyarbakır 8 °C
  • Ankara 15 °C
  • İzmir 17 °C
  • Berlin 9 °C

İsmail Beşikçi: Görüşmeleri Öcalan’ın yapması yanlış

İsmail Beşikçi: Görüşmeleri Öcalan’ın yapması yanlış
Sosyolog İsmail Beşikçi, BDP’nin sürecin aktörü olması, mektup getirip götürmekle yetinmemesi gerektiğini söyledi.

PKK lideri Abdullah Öcalan’ın “akil insanlar” komisyonunda yer almasını önerdiği sosyolog İsmail Beşikçi, “görüşmeleri Öcalan’ın yapmasının yanlış olduğunu, BDP’nin sürecin aktörü olması, mektup getirip götürmekle yetinmemesi gerektiğini” söyledi.

Öcalan’ın söyleminin iktidarla örtüştüğünü vurgulayan Beşikçi, “Öcalan’ın inkârcı, asimilasyoncu, ırkçı, sömürgeci, Türk-İslam sentezi anlayışı sloganlarına sarılması devleti rahatlatabilir ama Kürtlere bir hak, özgürlük getirmez. İslam kardeşliği Kürtleri oyalama, kandırma sloganıdır” eleştirilerini dile getirdi.

Beşikçi, Öcalan’ın “Mandelalaştığı” saptamalarına da karşı çıkarken “Mandela cezaevindeyken, Afrika Ulusal Konseyi ile görüşün, dedi. Öcalan da BDP’yi göstermeli” dedi.

Cumhuriyet gazetesinden Türey Köse'nin söyleşisi...

- Akil İnsanlar Komisyonu’nun işlevi ne olur, Başbakan’ın seçmesi doğru mu?

- Bu komisyonun işlevi, tarafların buna verdikleri anlama göre değişir. Kürd sorununda çözüm elbette önemlidir. Bunu temel bazı ilkeleri vardır. Kürdlerin kendi kendilerini yönetmesi, kendi geleceklerini belirleme hakkı, anadilinde yani Kürd dilinde mecburi eğitim temel ilkelerdir. Başbakan’ın düşündüğü, bu gelişmeleri sağlayacak ortamın oluşmasına tıkaç olacak bir komisyondur. Bunun için üyelerini bile kendisi seçmek istemektedir. Barış için, Akil Adamlar Komisyonu’ndan önce, Türkiye’de, barışın oluşmasını sağlayacak bir ortama gerek vardır. Başbakan, Filistinliler konusunda ne gibi haklar ve özgürlükler düşünüyorsa, Kürdler için de bunları düşünebilmelidir. Eğer düşünmüyorsa, bunun neden böyle olduğu sorgulanmalıdır.

- İktidar çekilme sürecinde Meclis’in devreye girmesini istemiyor. Meclis’i devreye sokmadan, “akil insanlar” vs. sonuç almak mümkün mü?

- İktidar için önemli olan gerillaların geri çekilmesidir. Kürdler için önemli olan ise Kürdlerin, Kürd toplumu olmaktan, Kürd milleti olmaktan doğan haklarıdır. Öcalan’ın bunları dile getirmemesi yanlıştır. Bazı kazanımlar olması gerekir. O kazanımlara göre süreç gelişir. Meclis’te konuşulabilir, tartışılır.

- Bu süreçte kan duracak mı? Ayrıca, siz öteden beri federasyonu savunuyorsunuz. Bu konuda bir öngörünüz var mı?

Neden kan akıyor? Bunun temel nedeni, Kürdlerin Kürd toplumu olmaktan doğan haklarının gasp edilmesidir. Bu hakların kazanılması da önemlidir. Kürdler en azından federasyonu savunmalıdır. BDP’nin, Avrupa’daki Kürd siyasetçilerin, KCK yöneticilerinin, Kandil’deki PKK komutanlarının, Abdullah Öcalan’ın bizzat kendisinin, neden bunları savunmadıkları dikkate değer bir konudur. Ortadoğu’da Kürdler çok büyük bir nüfusa sahip, en az 40 milyon. Ayrı bir devlet gündemdedir. 

Kopukluk derinleşiyor

- Erdoğan’ı barış konusunda samimi buluyor musunuz? Silahların susmasının karşılığı Erdoğan’ın başkanlığı mı olacak?

- Barış konusunda Başbakan Erdoğan’ın ve Kürdlerin beklentileri çok farklıdır. Başbakan, barıştan, gerillaların sınır dışına çekilmelerini anlamaktadır. Başbakan’a göre başka da bir sorun yoktur. Kürdler ise Kürdlerin haklarının ve özgürlüklerinin kazanıldığı bir ortamı düşünmektedir. Başkanlık, Başbakan için önemli bir hedeftir. Ama Kürdlere bir hak vermeden veya en azını vererek bu işi kotarmaya çalışmaktadır. Başbakan’ın düşündüğü başkanlık değil ama ABD’de uygulanan başkanlık sistemi üzerinde konuşulabilir. ABD’deki sistem ile Başbakan’ın istediği sistem çok farklı. Orada Başkan’ı denetleyen kurumlar var.

- Umutlu musunuz? Bir sosyolog olarak toplumdaki bu kutuplaşma konusunda ne düşünüyorsunuz?

- Umutluyum diyemiyorum. Türk toplumu ile Kürdler arasındaki kopukluk sürüyor, derinleşiyor. Kopukluğu sağlayan devlet. 

- Öcalan’ın Nevruz mesajlarını nasıl değerlendirdiniz? “İslam kardeşliği” ve “Misakımilli” vurguları tartışma yarattı. Siz bu eleştirileri nasıl karşılıyorsunuz?

- “Bin yıllık İslam kardeşliği”, “Çanakkale’de birlikte savaştık”, “Cumhuriyeti omuz omuza mücadele ederek kurduk” “Alevi-Sünni İslam kardeştir” “İslam Birliği”, “Misakımilli” gibi sloganlar, inkârcı, asimilasyoncu, ırkçı, sömürgeci, Türk devletinin, Türk-İslam Sentezi anlayışının sloganlarıdır. Öcalan’ın bu sloganlara sarılması devleti rahatlatabilir ama Kürdlere bir hak, özgürlük getirmez. “İslam kardeşliği”, Kürdleri kandıran, oyalayan bir slogandır. İttihat ve Terakki’den beri Türk egemenleri Kürdlere karşı hep bu sloganı kullanmışlardır. Cumhuriyet dönemi bunu daha ince politikalarla uygulamıştır. Öcalan, Kürdlerin haklarını ve özgürlüklerini hiç gündeme getirmeden, “Misakımilli”den söz etmektedir. Bu, devletin gizlemeye çalıştığı bir arzudur. Devletin, Türk egemenlerinin bu arzusunu Öcalan ifade etmektedir. Ama yaşama geçmesi artık mümkün değildir. Siyasal bakımdan eşitlik olmadan kardeşlik olmaz. “İslam kardeşliği” Kürdleri her zaman kandırmıştır. Ama, “İslam kardeşliği” sloganına kanmayan Müslüman halklar da vardır. İbrahim Sediyani’nin, “Kürdleri kandıran ama Bengal halkını kandıramayan ‘İslam Kardeşliği’” yazısı dikkate değer bir yazıdır.

- Öcalan’ın AKP iktidarının söylemiyle örtüşen, “neo-Osmanlı” mesajlar verdiği eleştirileri hakkında ne düşünüyorsunuz?

- Burada AKP söylemiyle bir örtüşme vardır. 2 Şubat 2013’te Diyarbakır’da, Demokratik Toplum Kongresi Alevilik sorunu konusunda bir sempozyum düzenlemişti. Bu sempozyum daha başlamadan, DTK, “Alevilik İslamdır, Şiiliktir…” diye 12 sayfalık bir bildiri yayımlamıştı. Bu da AKP politikaları ve anlayışıyla örtüşmenin bir göstergesiydi. Araplar, Farslar ve Türkler, İslamı her zaman kendi milli çıkarları doğrultusunda kullanmışlardır. 

‘BDP aktör olmalı’

- Siz, “İstihbarat örgütleriyle olmaz, BDP sürece dahil olmalı” diyordunuz. Bir biçimde oldu. Bu yeterli mi?

- Bu şüphesiz yeterli değildir. Mektup getirip götürmek sürece dahil olmak değildir. BDP sürecin başta gelen aktörü olmalıdır. Direktif alan değil, tartışan bir konumda olmalıdır. Görüşmelerin MİT ile yapılıyor olması yanlıştır. MİT güvenlik örgütüdür. Kürd sorunu güvenlik sorunu değil, politik bir sorundur. Görüşmeler hükümetle yapılmalıdır. Görüşmeleri BDP ve Kürd sivil toplum örgütleri yapmalıdır. Tutsak Abdullah Öcalan’ın bu görüşmeleri yapması yanlıştır. Hindistan Ulusal Kurtuluş Mücadelesi sırasında, cezaevinde tutulan Gandi’yi bir İngiliz yetkilisi ziyaret eder. Gandi’yle süreç hakkında konuşmak ister. Gandi görüşmeyi reddeder. Gandi’nin İngiliz yetkiliye ne dediğini burada söylemek istemiyorum. BDP, Avrupa’daki Kürd siyasetçiler, KCK yöneticileri, Kandil’deki PKK komutanları, bu sözün, bu tutumun bilincinde olmalıdır. Abdullah Öcalan’ın bizzat kendisi de bu sözün, bu tutumun bilincinde olmalıdır.

- Öcalan’ın “Mandelalaştığı” değerlendirmelerine katılıyor musunuz?

- Katılmıyorum. Öcalan’ın görüşmeleri yapması doğru değil. Mandela cezaevindeyken Afrika Ulusal Konseyi ile görüşün, dedi. Öcalan da BDP’yi göstermeli. BDP aktör olmalı. (Cumhuriyet)

  • Yorumlar 16
  • Facebook Yorumları 0
    UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış
    ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
    Diğer Haberler
    ÖNE ÇIKANLAR
    Tüm Hakları Saklıdır © 2009 İlke Haber | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.
    Tel : 0532 261 34 89