• BIST 9685.43
  • Altın 2430.366
  • Dolar 32.529
  • Euro 34.865
  • İstanbul 25 °C
  • Diyarbakır 28 °C
  • Ankara 28 °C
  • İzmir 27 °C
  • Berlin 10 °C

Irak'ta asıl kazanan İran

Irak'ta asıl kazanan İran
Irak'taki siyasi gruplar 8 ay sonra anlaşmaya varırken, Sünnilerin tekrar iktidar olacağı üzerine politika üreten Ankara'nın hesabı tutmadı.

Irak'taki siyasi gruplar 8 ay sonra anlaşmaya varırken, Sünnilerin tekrar iktidar olacağı üzerine politika üreten Ankara'nın hesabı tutmadı. ABD, üstünlüğü İran'a kaptırırken, kazanan ikinci taraf Kürtler oldu

Irak'ta 7 Mart'ta yapılan genel seçimlerden sonra Iraklı taraflar 'ortak' hükümetin kurulması konusunda anlaşmaya vardı. Irak Parlamentosu, başkanını, iki yardımcısını ve cumhurbaşkanını seçerken, Cumhurbaşkanı Celal Talabani şimdiki Başbakan Nuri El Maliki'yi hükümeti kurmakla görevlendirdi.

8 aydır anlaşamayan siyasi gruplar Irak Kürt Bölgesel Yönetimi Başkanı Mesud Barzani'nin başlattığı girişim çerçevesinde mutabakata vardı. Cumhurbaşkanı'nın Kürt, başbakanın Şii, Meclis başkanının Sünni olduğu Irak'ta, Sünnilerle ittifak kuran Irakiye listesinin lideri laik Şii İyad Allavi'ye Stratejik Politikalar Ulusal Konseyi'nin başkanlığı verilecek. Söz konusu konsey Irak'ın Milli Güvenlik Kurulu gibi görev yapacak. Peki 8 aylık sancılı sürecin ardından varılan anlaşmanın sonunda kim neyi, nasıl ve ne kadar kazandı. İktidar nasıl paylaşıldı. Bundan sonra Irak'ta neler olacak?

İKİNCİ KAZANAN KÜRTLER

Tahran, Ankara, Şam, Riyad gibi bölgesel başkentlerin desteğini arayan liderlerden farklı olarak Barzani, daha çok ABD'lilerin desteğini aradı ve bu destekle tüm tarafları Erbil'de ve daha sonra Bağdat'taki evinde toplamayı başardı. Yani zaman zaman bağımsız Kürt devleti rüyasından söz eden Barzani, bu kez bölmeye çalıştığı Irak'ı birleştirmeyi başardı!

Sünnilerin tekrar iktidar olabileceğini düşünerek politika üreten ve uygulamaya çalışan Ankara, Şam, Riyad ve benzeri bölgesel başkentler kaybederken, matematiksel ve politik güçlerini kanıtlayan Şiilerin arkasındaki Tahran, etkinliğini artırdı. Washington ise geleneksel ikiyüzlü politikasını sürdürerek bazen Şiilere, bazen Sünnilere ve her zaman Kürtlere mavi boncuk dağıttı ama işgal altında tuttuğu Irak'ta üstünlüğü İranlılara kaptırdı. İçte ise Şiiler çok farklı parti, grup, örgüt ve benzeri oluşumlara ayrılmalarına rağmen parlamentoda en çok sandalyeyi kazanmış durumda. Böyle bir avantajla Şiiler yürütme gücüne sahip hükümetten vazgeçmedi ve istediğini elde etti. Şiilerin üzerinde uzlaşma sağladığı Nuri El Maliki, başbakan olarak kaldı. Kürtler ise kazanan ikinci taraf oldu. Talabani, cumhurbaşkanı olarak kaldı ve Iraklı liderleri uzlaştıran Barzani hem Irak içinde hem dışında 'kahraman' oldu.

IRAK YENİ LÜBNAN OLDU

Irak, ABD'lilerin yazdığı anayasa ve oluşturduğu politik ve sosyal yapıyla Ortadoğu'da yeni bir Lübnan oldu. Çünkü Lübnan'da anayasada yazılı olmamasına karşın iktidar Hıristiyan Maruni, Ermeni ve Katoliklerin yanı sıra Sünni, Şii ve Dürziler arasında paylaşılmaktadır. Örneğin Cumhurbaşkanı Maruni Hıristiyan, Başbakan Sünni Müslüman ve Meclis Başkanı Şii Müslüman. Devletin tüm sivil ve askeri kurumları dinsel ve mezhepsel gruplar arasında nüfus oranlarına göre paylaşılmaktadır. Aynı durum artık Irak için geçerlidir. Kürtler tüm kurumlarda yer almalarına rağmen hiçbir Arap, Kürt Federe Bölgesi'nde görev yapamamaktadır.100 bin mevcudu olan peşmerge ordusu ise kağıt üzerinde Irak Savunma Bakanlığı'na bağlı olmasına rağmen hiçbir Arap ya da Türkmen asker ya da subay Kuzey Irak'ta görev yapamamaktadır.

UZLAŞMANIN YÜRÜMESİ ZOR

Irak'ta siyasi grupların vardığı uzlaşmanın yürümesi oldukça zor. Çünkü paylaşım içinde bir bakanlığı ya da kurumu ele geçiren herhangi bir grup ya da parti burayı tam anlamıyla kendi kontrolüne almakta ve hiçbir şekilde diğerlerine güvenmemektedir. Nitekim Kürtler Talabani'yi cumhurbaşkanı Şiiler de Maliki'yi başbakan seçtirdikten hemen sonra Sünnilerin istediği ilk yasal düzenlemeyi gündeme almadı. Bu düzenleme Sünnilerin önemli politik liderlerinden Salih Mutlak'ın dışişleri bakanı olmasını önlüyor.

Taraflar arasında güvenin olmadığını yalnızca yukarıdaki örnekler kanıtlamıyor. Taraflar arasında uzlaşmaya rağmen parlamento başkanlığına seçilen Sünni Usame Necefi'ye 325 parlamenterden 235'i 'evet' dedi. Kürt Cumhurbaşkanı Talabani'yi seçen parlamenterlerin sayısı ise yalnızca 195. Anlaşılan siyasi liderlerin uzlaşmasına rağmen parlamenterlerden bazıları bu uzlaşmadan pek memnun değil. Durum böyle olunca önümüzdeki dönemde herhangi bir konuda uzlaşma sağlanması imkansız değilse pek kolay olmayacaktır.

2011 SONRASI 3'E BÖLÜNÜR

Şu anda Irak'ta 50 bin civarında askeri bulunan ABD çok zor seçeneklerle karşı karşıya bulunmaktadır. ABD olası gelişmelere bakarak ya çekilmeyecek, ya çekilirken bazı askeri üslerini orada bırakacak ya da 'benden sonrası tufan' diyerek çekip gidecektir. 2011 sonunda ABD'nin alacağı kararla Irak'ın geleceği belirlenir. Ancak Irak'ın Şii, Sünni ve Kürt olmak üç ayrı federal bölgeye ayrılması büyük olasılık. Bu barışçıl yollarla olursa Irak'ta istikrar sağlanabilir. Aksi takdirde Irak'ı çok kanlı bölgeyi ise çok zor bir dönem bekler.

KERKÜK VE PKK PAZARLIK KARTI

Kerkük ile ilgili karar Stratejik Politikalar Ulusal Konseyi'nde alınacağı için bu konunun kısa dönemde çözüleceğini söylemek pek olası değil. Kerkük önümüzdeki dönem tartışma ve pazarlıklarında Erbil ve Bağdat arasında yine önemli bir kart olarak kalacaktır. Zaman 2003'ten bu yana kenti kontrol eden ve yöneten Kürtlerin lehine işliyor. Durum böyle olunca ve Kuzey Irak'ta merkezi hükümetin ordusu ve hatta varlığı olmadığına göre PKK konusu da çok önemli bir kart olarak Kürtlerin kontrolünde kalacaktır. Yani Kuzey Irak'taki PKK sorununu çözmek isteyen Ankara PKK'nın eylemsizlik kararının uzatılmasında direkt rol oynayan Irak'taki Bölgesel Yönetimin Lideri Barzani ve Talabani ile konuşmayı sürdürecektir. Talabani ve Barzani, bu sorunun çözümünü istemelerine rağmen doğal ve öncelikli olarak kendi çıkarlarını ön planda tutacaklardır. Tıpkı Irak'taki ve Irakla ilgilenen tüm bölgesel ve uluslararası ülke ve güçler gibi. Durum böyle olunca Türkiye, PKK ile ilgili olarak önce Suriye sonra da İran'la konuşmak ve anlaşmak zorunda kalacaktır. Her iki ülke 'Irak'ın geleceğini ve oradaki Kürt devletinin bağımsızlık olasılıklarını' gördükten sonra Ankara'nın PKK planlarına destek verecektir. Bu destek aynı zamanda Irak'ın iç istikrarıyla yakından ilgilidir. Böyle bir senaryo Irak'taki durumun bir süre daha karmaşık kalacağını kanıtlamaktadır. Belki de ABD, Irak'ı bunun için işgal etmiştir. Önümüzdeki bir yıl bunun gerçek olup olmadığını kanıtlayacaktır.

77. yaş günü hediyesi

TIkanan siyasi sürecin işler hale gelebilmesi için ABD Başkanı Barack Obama'nın önerdiği gibi cumhurbaşkanlığı makamını İyad Allavi'ye bırakmak istemeyen Celal Talabani, 4 yıllığına yeniden seçildi. Bugün 77 yaşına giren Talabani, hem hasta hem de Irak'ın kuzeyindeki muhalefet nedeniyle zayıf durumda. Talabani'nin partisinden bir milletvekili, Obama'nın Talabani'ye, 'Biz gideceğiz, siz de İran'ın etkisine gireceksiniz'' deyip, ABD'nin Kuzey Irak'ın koruyucusu olduğunu hatırlattığını, öfkelenen Talabani'nin de, 'İran bizi rahatsız etmez, yarın gidebilirsiniz'' yanıtını verdiğini aktardı. Talabani, kendisini Saddam Hüseyin'den kurtardığı için Amerikan askerlerine şükranlarını sık sık dile getirse de, Suriye ve İran ile sıkı ilişkilerinin bulunduğunu ve İran'da bir süre yaşadığını unutmamak gerek.

MGK'DA KARAR ALMAK İMKANSIZ

Yenİ oluşturulacak ve Stratejik Politikalar Ulusal Konseyi adını alacak olan bu yeni kurulun başkanlığına Sünnilerle ittifak kuran laik Şii olan İyad Allavi getirilecek. Ülkenin tüm sorun ve konularının konuşulacağı yeni MGK'da kararlar üyelerin yüzde 80'inin oyu ile alınacaktır. Kurulun üyeleri şunlar: Cumhurbaşkanı ile Sünni ve Şii yardımcıları, Başbakan ile Sünni ve Kürt yardımcıları, parlamento başkanıyla Şii ve Kürt yardımcıları ve parlamentoda grubu bulunan blokların iki temsilcisi. Yani kurulda Sünni, Şii ve Kürtlerin 5'er oyu olacak. Görüldüğü gibi bu kurulda karar almak imkansız.

SÜNNİLER BASKI HİSSEDECEK

Şiiler ve Kürtler ağırlıklı olarak iktidarı kullandıkları sürece Sünniler bunun psikolojik baskısını hissedecektir. Kürt ve Şiilere güvenmeyecek olan Sünnilerin bir kısmı var olan duruma direnecek diğer bir kısmı da silahlı direnişi sürdüren ve aralarında El Kaide ve benzeri grupların olduğu güçlere dolaylı- dolaysız destek verecektir. İşin bir de dış boyutu var. Irak öncelikli olarak ABD ile İran arasındaki çekişme ve çatışmanın en önemli alanıdır. İranlılar, ABD'yi rahatsız eden her türlü politik-askeri ve benzeri eylemin arkasında olacaktır. Bundan ve İran'ın Irak'ı daha da Şiileştirmesinden korkan Körfez ülkeleri Sünni direnişçilere dolaylı- dolaysız destek vermeyi sürdürecektir.

Irak'ta iktidarın paylaşımı

Cumhurbaşkanı: Kürt. Yardımcıların 1'i Şii, 1'i Sünni.
Başbakan: Şii. Yardımcıların 1'i Kürt, 1'i Sünni.
36 kişilik bakanlar kurulu: 10 Sünni, 6 Kürt, 14 Şii, 1 Türkmen, 1 Asuri.
Parlamento başkanı: Sünni. Yardımcıların 1'i Kürt, 1'i Şii.
Stratejik Politikalar Ulusal Konseyi: Başkan Sünnilerle İttifak içinde olan ılımlı Şii, üyelerin 5'i Kürt, 5'i Şii, 5'i Sünni.

Hüsnü Mahalli - Akşam

  • Yorumlar 0
  • Facebook Yorumları 0
    UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış
    ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
    Bu habere henüz yorum eklenmemiştir.
Diğer Haberler
ÖNE ÇIKANLAR
Tüm Hakları Saklıdır © 2009 İlke Haber | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.
Tel : 0532 261 34 89