Çekilme sürecinde ilk somut adımın atılacağı ve KCK lideri Murat Karayılan’ın Türkiye topraklarındaki yaklaşık 2000 PKK’liye çekilme talimatı vermesi beklenen büyük toplantıya saatler kaldı.
Ulusal ve yabancı basından yüzü aşkın gazeteci, sabah saatlerinde Kandil’deki toplantıya gitmek için Kandil kasabası girişinde bir idari binada toplandı.
Radikal'den Ezgi Başaran’ın aktardığına göre kasabaya ulaşmadan önce peşmergeye ait 5 kontrol noktasından geçen gazetecileri Kandil’e en yakın olan altıncı kontrol noktasında PKK’liler karşıladı. Kendilerine daha önceden verilen listelerden isimleri kontrol edilen gazeteciler, daha sonra Kandil sıradağlarının İran sınırına yakın olan Ranya’dan Kandil bölgesine giriş yaptı.
Kandil kasabasındaki bir idari binaya götürülen gazetecileri burada PKK yetkilileri karşıladı. Yarısı yabancı olan yüzden fazla gazeteciye önce çay ikram edildi. Ardından iki PKK’li, gazetecilere Türkçe ve Kürtçe bir açıklama yaparak toplantının ne zaman ve nasıl gerçekleşeceği ve gün içindeki programı anlattı.
Buna göre gazeteciler, gün içinde açıklanmayan bir saatte PKK’liler tarafından alınarak Kandil’de toplantının yapılacağı yere götürülecekler. Gazetecilere kamera, fotoğraf makinesi ve bilgisayar gibi gereçleri alabilecekleri ancak güvenlik gerekçesiyle cep telefonlarını Kandil kasabasında bırakmaları gerektiği söylendi.
AYDIN ENGİN KANDİL'DEKİ TOPLANTI ÖNCESİNİ ANLATTI
T24 internet sitesi yazarlarından ve deneyimli gazeteci Aydın Engin, 1 saat önce yolladığı mesajlar ile Kandil'e nasıl gittiğini anlattı.
İşte Engin'in Kandil izlenimleri:
Nihayet Kandil’deyiz. Sabahın köründe kalktık, kimi gazeteciler kendi olanaklarıyla, bana torpil mi yapıldı bilemiyorum ama, ben de bana tahsis edilen bir arabayla Kandil’in yolunu tuttuk. Barzani yönetiminin çok sayıdaki kontrol noktasından sorunsuz geçtik. Ve yılan gibi kıvrılan bir yolda Kandil'e tırmanmaya başladık. Ve artık PKK'nin denetlediği bir bölgede olduğumuzdan kontrol noktasını PKK’liler devralmış. Pasaport kontrolü dâhil bütün kontrolden geçtik. Bu arada çat pat Türkçe konuşan kontrol noktasının şefi olduğu anlaşılan sevimli bir delikanlı "Abi ben sizi bir yerden tanıyorum, ama nereden" diye sordu. “Televizyondan olabilir mi” diye ben sordum. “Tabii ağabey, seyrettiydim oradan tanıyorum. Bu adam cesur be dediydim.” Kurulan ahbaplığa dayanarak ben sordum, "Senin görevin kontrol mü?"
- Ben PKK Medya Savunma Birlikleri’ndenim.
- Acemilik zor. Hangi medyayı koruyorsunuz ki siz?
“Med abi, burası Med ülkesi” dedi ve emin değilim ama "Bu cahil gazeteciyi de niye yollamışlar" dercesine gülümsedi.
Şu anda basın toplantısının yapılacağı yere epey uzakta, Kandil Belediyesi’nin bahçesindeyiz. Birazdan cep telefonları toplanıp PKK'lilere teslim edilecek.
Yani, bundan sonraki notu ne zaman geçeceğimi ben de bilmiyorum. Şimdilik el değmemiş bir doğanın ortasında, elimi uzatsam değecek kadar yakındaki karlı tepelerin yamacında yüze yakın gazeteci, bir o kadar da koyun ve keçi sürüsünün yanında bekliyoruz.
Dedim ya, beklemek bu mesleğin doğasında var. Hele bu kadar kalabalık bir gazeteci ordusuyla Kandil tarihinde yapılacak ilk basın toplantısında beklemek zaten zorunlu.
ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.