• BIST 8714.69
  • Altın 3017.587
  • Dolar 34.2879
  • Euro 36.9787
  • İstanbul 13 °C
  • Diyarbakır 6 °C
  • Ankara 3 °C
  • İzmir 14 °C
  • Berlin 3 °C

Fehim Taştekin: ABD, YPG ile ortaklığı tercih etti

Fehim Taştekin: ABD, YPG ile ortaklığı tercih etti
Gazeteci Fehim Taştekin, YPG’nin öncülüğündeki DSG’nin başlattığı Rakka Operasyonu’nun, sadece Rojava yönetimi ve PYD’nin değil, YPG/YPJ’nin de uluslararası alandaki meşruiyetlerini derinleştireceğini söyledi.

Kürdlerin Suriye yönetimi karşısındaki pozisyonunun da güçleneceğini yazan Taştekin, pazarlıkta çıtanın bir kademe daha yükseleceğini söyledi.

Operasyonun DSG ile birlikte yapılmasına karar verilmesinin de Türkiye için utandıran neticeler doğurduğunu yazan Taştekin, “ABD, NATO’daki müttefiki yerine Ankara’nın terör örgütü olarak etiketlediği YPG ile ortaklığı tercih etti” dedi.

Gazeteci Fehim Taştekin’in Durvar’da yer alan bugünkü yazısının ilgili bölümü şöyle:

“YPG Genel Komutanı Sipan Hemo’ya olup bitenleri sordum. Verdiği bilgilere göre Amerika liderliğindeki uluslararası koalisyon havadan, Suriyeliler karadan Rakka’yı kuzey, doğu ve batıdan kuşatacak. Fırat’a ulaştıktan sonra kentin merkezine yönelik yeni bir planlama yapılacak. Suriye ve Rusya, Halep’te meşgul olduğundan Rakka’nın rakip bir koalisyon tarafından özgürleştirilmesine ses çıkarmıyor. Ya da öyle davranıyor. Bir nevi ehven-i şer durumu. Operasyonun epey uzun sürmesi bekleniyor. Rakka sonuç itibariyle IŞİD’in merkez üssü. Ayrıca IŞİD’in simgesel anlamlar yüklediği bir şehir. Menbic’te 73 gün direnen IŞİD’in burada vereceği savaşın boyutu çok çok büyük olacak.

Fırat’ın Gazabı’na YPG ve YPJ’nin yanı sıra Liva Sukur er-Rakka, Liva et-Tahrir, Liva Şuheda er-Rakka, Tugaya Şuheda Hamam el Türkmen, Liva Ahrar er-Rakka, Suvvar Tel Ebyad ve Süryani Askeri Meclisi gibi örgütler katılıyor. Yani Kürd, Arap, Türkmen ve Süryaniler omuz omuza. Operasyona katılanların önemli bir kısmı Rakkalı. Şehir kurtarıldığında süreci Rakka Askeri Meclisi yönetecek. Kürdler düzen kurulduktan sonra çekilecek. Yani Rakka’ya Rakkalılar hükmedecek. Hol’a Holluların, Şedadi’ye Şedadililerin, Tel Ebyad’a Tel Ebyadlıların hükmettiği gibi. Kürdler kendi rollerini ‘Rakkalılara yardım’ olarak çerçeveliyor. Fazlası zaten mümkün değil.

Rakka’nın Gazabı hem Kürdler için hem bütün stratejisini Kürdlere karşı kuran Türkiye için mühim anlamlar içeriyor.

– Kuşkusuz Kürdler bu operasyonla uluslararası alandaki meşruiyetlerini derinleştirmiş olacak. Ankara’nın bütün isyanlarına rağmen uluslararası arenada sadece Rojava yönetimi ve PYD’nin değil YPG/YPJ’nin temsiliyet imkânları da artacak.

– Kürdlerin Suriye yönetimi karşısındaki pozisyonu da güçlenecek ve pazarlıkta çıta bir kademe daha yükselecek.

– Ayrıca IŞİD’in Fırat hattından temizlenmesi Rojava’ya yönelen saldırıların azalmasını sağlayacak. Bu da Kürdlere ortaklarıyla birlikte kurtarılmış bölgeleri daha fazla tahkim etme fırsatı verecek.

Rakka’nın ilan edilecek olan Rojava-Kuzey Suriye Demokratik Federasyonu’na katılacağına dair spekülasyonlara girmiyorum. Şu aşamada hiç kimse Rakka’nın ne olacağını bilmiyor. Sahanın aktörlerinin söyleyebildiği tek şey: “Rakka’nın ne olacağına Rakkalılar karar verecek.”

Hükümetin iç politika tarzını dışa da yansıtmasının bir sonucu olarak ortaya Türkiye açısından utandıran bir netice çıkıyor:

– ABD, NATO’daki müttefiki yerine Ankara’nın terör örgütü olarak etiketlediği YPG ile ortaklığı tercih etti. Hezimeti ‘daha fazla bağırma’ taktiği ile geçiştirebilirler. ‘Onurlu dış politika’nın kitabını yazanlar, Amerikan elçisini kovup, İncirlik’i kapatacak değiller ya! Musul’daki gibi ‘Biz de havadan varız’ noktasına doğru çark edilirse deriz ki ‘züğürttür, maruz görüle.’

– Operasyonun SDG ile başlatılması Türkiye’yi birkaç açıdan açığa düşürdü: Evvela Türkiye, desteklediği silahlı grupları El Bab’a sokarak Kobani’den Afrin’e Kürd koridoru planını güneyden de öldürmek istiyordu. Malum TSK’nin Cerablus hamlesiyle koridor planının kuzey versiyonu önlenmişti. Türkiye operasyona ortak olsaydı El Bab ve ardından Rakka’ya giderken esasen Rojava’yı çevrelemiş olacaktı. Böylece özerkliği çökertme planının önü açılacaktı. Rakka’da ABD ile ortaklığın sunacağı kolaylaştırıcı bir ortamda Menbic’i SDG unsurlarından temizleme fırsatı da doğacaktı. Bir başka hesap Rakka’ya Fırat’ın doğusunda Tel Ebyad’dan gitme seçeneğini zorlayarak Kobani ile Cezire kantonlarını birbirinden koparmaktı. Bu seçenek Kürdlerle doğrudan savaşı göze almak anlamına gelse de ABD ile ‘bedeli Kürdler olan bir ortaklık’ modeli, bu tür bir senaryonun da yolunu açabilirdi.

Şu aşamada bu hesapların hiçbiri tutmadı.

Peki, Türkiye fiili bir durum yaratarak Suriye’nin kuzeyindeki güçlerle oyununu büyütebilir mi? Yeni Osmanlı’da oyun bitmez ama o noktada birkaç kavşakta birden kırmızı ışık beliriyor:

– 8 Kasım seçimlerinden sonra da Kürdlerle birlikte çalışmayı sürdürmesi kuvvetle muhtemel olan Amerikan freninin gıcırtısı…

– Putin’le yeniden dost olundu ama S-300/S-400’leri Suriye’ye yığan Rusların ‘savaşta aşk başkadır azizim’ diyen bakışları…

– Kendi toprağını ve egemenliğini korumakla yükümlü Suriye ordusunun saklı tuttuğu yanıt hakkı…

– Ve bölgenin Türkiye’yi işgalci olarak niteleyen yerel unsurlarından gelecek sürprizler.

Hayır, yine de “Kimse Türk’ün gücünü test etmeye kalkmasın” deniyorsa, son bir cümleyle susma hakkımı kullanıyorum:

Alevlerin şehvetine kapılmayın, sizi çağıran cennet değildir!”

  • Yorumlar 0
  • Facebook Yorumları 0
    UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış
    ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
    Bu habere henüz yorum eklenmemiştir.
Diğer Haberler
ÖNE ÇIKANLAR
Tüm Hakları Saklıdır © 2009 İlke Haber | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.
Tel : 0532 261 34 89