• BIST 9109.99
  • Altın 2325.622
  • Dolar 32.3666
  • Euro 35.0423
  • İstanbul 21 °C
  • Diyarbakır 19 °C
  • Ankara 21 °C
  • İzmir 25 °C
  • Berlin 13 °C

Fehim Işık yazdı: Kürtler yenildi mi?

Fehim Işık yazdı: Kürtler yenildi mi?
Başbakan’ın geçtiğimiz günlerde katıldığı canlı yayında gazeteciler karşısındaki tutumunu görünce, doğrusu ilk aklıma gelen sözcük yazının başlığı oldu: Kürtler yenildi mi?

Başbakan’ın geçtiğimiz günlerde katıldığı canlı yayında gazeteciler karşısındaki tutumunu görünce, doğrusu ilk aklıma gelen sözcük yazının başlığı oldu: Kürtler yenildi mi?

Başbakan’ın yaklaşımı ciddi bir egodur ve korkarım bu ego zamanla, sorunu çözmek yerine çözmemeye odaklı olmaya ilerler. Oslo’da yaşanan da neticeten bu oldu. Özellikle son 5–6 yıldır çatışmaların giderek büyümesinin temelinde yatan etken de ağırlıkla bu bakış açısıdır.

Başbakan’ın ciddi bir risk üstlendiğini biliyoruz. Türkiye’de neredeyse her çakıl taşına sinmiş ırkçılık, Başbakan’ı çözüm sürecinde alabildiğine zorlayacak, hatta sorunun çözümünde ciddi gelgitler yaşanmasına da neden olacaktır; bunu da biliyoruz... Ayrıca halkların başına çöreklenmiş Cumhuriyet mantalitesini bir anda değiştirmenin o kadar kolay olmayacağı da çok açık.

Ama üslup “Her şey benim istediğim gibi olacak. Benim belirlediğim sınırlar içinde adım atacaksınız” olduğunda, bilmek gerekir ki Öcalan’ın en sıcak mesajlarına rağmen Kürtleri, PKK’yi, Kandil’i de ikna etmek güçtür.

Öcalan’ın Newroz günü Diyarbakır’da okunan ve içerik olarak Kürtleri tatmin etmemesine rağmen büyük bir destek gören mektubunun bir baskı altında yazılmadığının, Öcalan’ın inanarak o mektubu kaleme aldığının altını çizmekte yarar var. 1993’lerden bu yana çözüm için her diyalogu ciddiye alan, adım adım realist yöntemler üzerinden siyaset geliştiren, 1999’da yakalandıktan sonra savunmalarında bunun ideolojik alt yapısını oluşturan ve en önemlisi PKK’yi bu konuda ikna ederek değişip dönüştüren Öcalan’ın, mektubu başkalarının dayatmasıyla, korkutmasıyla yazmadığını/yazmayacağını bilmeliyiz. Böylesi bir yaklaşım Öcalan’ı tanımamak anlamına da gelir.

İçerik olarak demokratik özerkliğin bile statü olarak benimsenmediği, Türkiye’yi yönetenleri tarihlerinde en az rahatsız edecek, hatta hiç rahatsız etmeyecek bir üslupla kaleme alınmış bir mektubun PKK tarafından önemli bulunmasının ve buna uygun adımlar atacaklarını açıklamalarının tek nedeni, mektupta dile getirilen görüşlerin, yaklaşımların tamamen Öcalan’a ait olmasıdır.

Öcalan’ın mektubunda üstü net çizilen olgu, silahlı mücadele döneminin bittiği ve siyasal mücadelenin esas alınacağı bir dönemin başladığıdır. Yine mektuba bakıldığında görüyoruz ki esasen statüyü somutlaştırmak da siyasal mücadele sürecinin işidir. Beğeniriz ya da beğenmeyiz; Öcalan silahın miadını doldurduğunu belirterek mücadeleyi kitlesel siyasal mücadeleye havale ediyor.

Öcalan’ın mektubundan sonra en çok tartışılan konu PKK’nin silahlı güçlerinin “ülke dışına” çekilme sorunudur.

Devamı için

  • Yorumlar 4
  • Facebook Yorumları 0
    UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış
    ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
    Diğer Haberler
    ÖNE ÇIKANLAR
    Tüm Hakları Saklıdır © 2009 İlke Haber | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.
    Tel : 0532 261 34 89