• BIST 9722.09
  • Altın 2428.571
  • Dolar 32.5199
  • Euro 34.8
  • İstanbul 19 °C
  • Diyarbakır 18 °C
  • Ankara 22 °C
  • İzmir 21 °C
  • Berlin 6 °C

Erdoğan'dan CHP'ye Aziz Nesin'li yanıt

Erdoğan'dan CHP'ye Aziz Nesin'li yanıt
Başbakan Erdoğan, parti kapatmayla ilgili maddenin reddedilmesinin ardından grup toplantısında partililere seslendi.

Başbakan Erdoğan, parti kapatmayla ilgili maddenin reddedilmesinin ardından grup toplantısında partililere seslendi. Erdoğan, Tan gazetesi baskınında CHP’yi suçlayan Aziz Nesin’in yazısından alıntı yaptı.

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın grup toplantısında yaptığı konuşma sırasında bazı milletvekilleri gözyaşlarına hakim olamadı.

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, partisinin grup toplantısında konuşma yaptı.

Erdoğan, şunları söyledi: ''Ben bugün özellikle sizlere beylik sözlerin ötesinde, kalıplaşmış ifadelerin, etkisini yitirmiş vecizelerin, siyasete malzeme olarak kirlenmiş kelimelerin ötesinde, sizlere gönlümle, kalbimle konuşmak istiyorum. Gönlümden kopan sözcüklerle, samimi hissiyatımla hitap ediyorum.

14569

Bu millet çok büyük acılar yaşadı, çok ciddi badireler atlattı. Biz, çok büyük acılar yaşamış, ağır bedeller ödemiş bir milletiz. Bugün Anadolu ve Trakya her köyünde çok değil, bundan 100 yıl önce dedesini Yemen'de, Hicaz'da, Kanal'da, Çanakkale'de, Sarıkamış'ta, Sakarya'da, Kore'de, Kıbrıs'ta kaybetmiş milyonlarca vatan evladı var.

Babasını Cudi'de, Gabar'da, Munzur'da şehit vermiş nice yetim var. Nice dul kalmış kardeşim var. Vatanın her karış toprağı aziz şehitlerimizin kanlarıyla sulandı. Bu yüce millet, şehitlerini vatan toprağına adeta istikbale kök salacak birer çınar tohumu gibi ekerek, bugünlere ulaştı. Ödediğimiz bedel bundan ibaret değil. Bu topraklar üzerinden acının her türlüsünü tatmak zorunda kaldık. Maalesef, üzüntüyle, içim yanarak ifade ediyorum; bu ülkeyi kötü yöneten, kişisel ihtirasların esiri olan, şahsi kaygılarını ülke menfaatlerinin önünde tutan siyasetçilerin hatası yüzünden ağır faturalar ödedik.

14570

Dağlarda gençlerimizi kaybettik. İşkencelerde insanlık yitip gitti. Provokatif çatışmalarda kan aktı. Bu ülkenin yazarları, aydınları, entelektüelleri sinsi kurşunların hedefi oldu. Yoksulluğu adeta bu ülkenin kaderi haline getirdiler. Boğazımıza kadar yoksulluğa, mahrumiyete gömüldüğümüz günler oldu. Boynumuza geri kalmış ülke yaftasını astılar. Milletin hazinesini yolsuzlukla, israfla, peşkeşle, sorumsuzlukla adeta yağmaladılar. Bu toprakların hamurunda bulunan, özünde bulunan kardeşliği, dayanışmayı, paylaşmayı hoşgörüyü; nifak tohumları ekerek, fesat tohumları ekerek tahrip etmeye çalışanlar oldu.''

Anayasa görüşmelerini Ankara'da Meclis'te takip eden Hürriyet gazetesi çizeri Latif Demirci 2. tur görüşmelerini çizdi.

Başbakan Erdoğan, 10 yıl öncesinde yaşananları da hatırlatarak, ''Yurt dışında bir kuruş borç alacak itibarı kalmayan ülke haline getirdiler bu ülkeyi. Kimlerin iktidarda olduğunu düşünün'' diye konuştu.

'DELİKLİ KURUŞA MUHTAÇ ETTİLER'

Erdoğan, ''Bizi delikli kuruşa muhtaç ettikleri dönemi hatırlayın'' ifadesini kullanarak, dış borçların arttığı, enflasyonun üç haneli rakamlara ulaştığı günleri anlattı. Erdoğan, şöyle devam etti:

''Bu ülkeye demokrasiyi çok gördüler. Bu ülkeden özgürlükleri esirgediler. Bu ülkeyi en temel insan haklarından, en temel insani hürriyetlerden bile mahrum bıraktılar. Konuşanların susturulduğu, yazanların sınır dışı edildiği, düşünenlerin hapse atıldığı, vatan sevgisiyle yanıp tutuşan nice sevdalının vatan hasretiyle gurbette gözlerini yumduğu günlerden geçtik. toplumu sınıflara ayırmak istediler. Milleti rengine, diline, kıyafetine, düşüncesine göre tasnif etmek istediler. Şu anda da yok mu? Yine var. Ama onlara karşı direnen bir AK Parti iktidarı var. avrupa bilgi çağını yaşarken bizi statükoya, küçük düşünmeye, geri kalmaya mahkum ettiler.''

Erdoğan, ülkenin, geçmiş dönemlerde insanlarına hizmet götüremeyen çaresiz bir tabloya mecbur edildiğini söyledi.

Ülkeyi il il, ilçe ilçe yeri geldiğinde köy köy dolaştığını anlatan Erdoğan, ''Bugüne kadar gelen liderlerin içerisinde bunlar olmadı. Dolaştık, dolaşıyoruz. Bizler adeta birer divane gibi arkadaşlarımla beraber yollara düştük. 14 Ağustos 2001'de bir kez daha yollara düştüğümüzde ülkenin derin bir yoksulluk, kelimelerle tarif edilemez bir mahrumiyet içerisinde olduğunu gözlerimizle müşahede ettik'' diye konuştu. 

14571

AK Parti'nin mitinglerine dağ köylerinden, mezralardan, yaylalardan insanların akın akın, koşarak geldiklerinin görüldüğünü anlatan Erdoğan, şunları söyledi: “Ayaklarında doğru dürüst giyecek ayakkabıları olmadığını gördük. Elbiseleri birçok yerinden yamalıydı, nice çocuklar gördük. Ellerine tutuşturduğum oyuncağı hayatlarında ilk kez görmenin şaşkınlığı içindeydiler. Ayaklarında 2 numara büyük lastiklerle, soğuk kuyu ayakkabılarla koşarak sarıldıklarına şahit oldum. Nice kerpiçten haneler gördüm. Oturdum halkımla, vatandaşımla bunları paylaştım. Paylaşırken, dertlerimizi de paylaştık, konuştuk. Sıcak bir tas çorbanın hayalden öteye geçemediği nice yuvalar gördüm. Siline siline aslını kaybetmiş defterlere, açıla açıla tükenmiş kurşun kalemlerle yazarken elleri üşüyen minik yavrular gördüm. Tüm bunların üzerine, bütün bu yoksulluğun üzerine her birinin gözünde umut ışığı, ülkemin aydınlık geleceğine dair umut ve sabırsızlık gördüm. 7,5 yıldır başımızı yastığa koyduğumuzda o vatandaşlar, o çocuklar, o yuvalar gözümüzün önüne geliyor. Bu geri kalmışlığın, bu çaresizliğin, bu bastırılmışlığın temelinde ciddi bir zihniyet problemi var. Değişimi, dönüşümü, demokratikleşmeyi, özgürleşmeyi reddeden, içine kapanan, kabuğunu kıramayan, her türlü gelişme istidadını törpüleyen bir anlayış var. İşte milletimiz AK Parti'yi bu anlayışı değiştirsin, topluma vurulan prangaları kırsın, her türlü kısıtlamayı, baskıyı ortadan kaldırsın, Türkiye'ye her yönden ayağa kaldırsın diye iktidara getirdi.''

Partisinin varlık sebebinin, milletin değişim iradesini hayata geçirmek, ülkeyi kalkındırmak, vatandaşı refaha, adalete ve özgürlüğe kavuşturmak olduğunu ifade eden Erdoğan, ''Bu hareketin farkı şudur; eğer dönersek, eğer başımızı öne eğersek, eğer vazgeçersek, eğer milletin rotasından saparsak çok iyi biliyoruz ki o yavruların, yetimlerin, öksüzlerin, minik ve masum elleri bizim yakamıza yapışacaktır. Biz bunu biliyor, bu şuurla hareket ediyoruz. Eğer hayal kırıklığı yaşatırsak, milletten yüz çevirirsek, eğer o gözlerdeki umudu söndürürsek bu milletin ahı bizim yakamıza yapışacaktır'' diye konuştu.

Recep Tayyip Erdoğan, 7-8 yıl kendisine uzatılan oyuncağa şaşkınlıkla bakan çocuğun bugün, ''Başbakan amca, bana bir dizüstü bilgisayar verebilir misin?'' diye sorduğunu aktardı.

''Dün kalem tutan eli tir tir titreyen çocuk, bugün sıcak yuvasında, sıcak sınıfında öğretmenini can kulağıyla dinliyor'' diyen Erdoğan, Şırnak'tan üniversite sınavında ilk 10'a giren bir çocuğun çıkabildiğine dikkati çekti.

Geçmiş yıllarda köyüne ulaşamayan vatandaşın bugün hızlı trene, uçağa binebildiğine işaret eden Başbakan Erdoğan, şöyle devam etti: ''Bölünmüş yollarda seyahat ediyor, asfalt köy yollarından geçip köyüne hatta mezrasına ulaşabiliyor. Elazığ depreminde KÖYDES Projesiyle yapılmış ta mezralara kadar ulaşan yollar olmasaydı bizim Kızılay'ın TIR'ları oralara kadar çıkamazdı ama şimdi çıktı. Dün hapishanedeki yavrusuyla ana dilinde konuşamayan anne, insanlık dışı uygulamanın kalkmasından dolayı hayır duası ediyor. Dün hayalleri örselenmiş, ufku karartılmış halkım, bugün gözüne dünyanın en büyük 10. ekonomisi olma hedefini kestiriyor. Bakın Schröder açıklama yapıyor, '20-25 yıl içinde Türkiye dünyanın ilk 5 ülkesi arasına girer' diyor. Benim yurt içi ve yurt dışındaki kardeşim, sizlerin, bu AK kadro sayesinde artık pasaportunu onurla gösteriyor. Cebindeki parasını gururla taşıyor. Bizden artık sadece biz gurur duymuyoruz. Dünyanın her yerindeki mazlumlara siz sahip çıktınız. Adaletsizliğe karşı benimle birlikte siz sesinizi yükselttiniz. Benimle birlikte her zaman ve her zeminde hakkı ve hukuku sizler savundunuz, haykırdınız. Geçenlerde bir arkadaşım Yemen'e gitti. 'Başkent Sana'nın epey uzağında bir köyde bir grup öğrenci ile karşılaştım' diyor. 'İngilizce konuşabilmek için yanıma geldiler. Türk olduğumu öğrendiklerinde gözleri fal taşı gibi açıldı. Filistin, Gazze için dünyadaki tüm mazlum ve mağdurlar için sesini yükselten bir ülkenin vatandaşını görmenin, onunla konuşmanın onunla tanışmanın heyecanı içindeydiler' diyor.''

  • Yorumlar 0
  • Facebook Yorumları 0
    UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış
    ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
    Bu habere henüz yorum eklenmemiştir.
Diğer Haberler
ÖNE ÇIKANLAR
Tüm Hakları Saklıdır © 2009 İlke Haber | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.
Tel : 0532 261 34 89