• BIST 9645.02
  • Altın 2430.366
  • Dolar 32.529
  • Euro 34.865
  • İstanbul 20 °C
  • Diyarbakır 14 °C
  • Ankara 18 °C
  • İzmir 24 °C
  • Berlin 5 °C

Beyaz Türkler, Kara Kürtler ve 'zenci'ler

Beyaz Türkler, Kara Kürtler ve 'zenci'ler
Binnaz Toprak, önceki gün Radikal’deki yazısında Marks ve Weber’den yola çıkarak Beyaz Türk tanımının esas alındığı noktaya göre değişiklik gösterebileceğini söylüyordu.

'Dün 'siyah' olan bugün beyazlaşıyor. Marx'ın deyişiyle katı olan buharlaşıyor'

Birkaç yıl önceydi. Güney Afrika’nın ticari başkenti Johannesburg’daydım. Kaldığım otelin yaklaşık 200 metre ilerisinde bulunan bir lokantaya yayan gitmek istediğimde otel görevlileri, ‘tehlikeli’ olabileceği gerekçesiyle buna karşı çıktı.

Onlara Türkiye’den geldiğimi, İstanbul sokaklarının da yeterince tehlikeli olduğunu, bu yüzden endişelenmemeleri gerektiğini söylediğimde hiç unutamadığım bir cevap almıştım: “Burada Türk diye bir şey yok. Siyahlar ve beyazlar var. Ve sen bir beyazsın!”

Son dönemin en popüler kavramlarından ‘Beyaz Türk’ü her duyduğumda aklıma ister istemez bu olay geliyor.

Binnaz Toprak, önceki gün Radikal’deki yazısında Marks ve Weber’den yola çıkarak Beyaz Türk tanımının esas alındığı noktaya göre değişiklik gösterebileceğini söylüyordu.

Gerçekten de Beyaz Türk, üzerinde henüz mutabık olunamayan bir kavram. Bunu yerli yerine oturtmak için eskilerin deyimiyle mefhum-u muhaliften yola çıkmanın faydalı olacağını düşünüyorum, yani ‘zencilerden’.

Güney Afrika’da beyaz zenciler

Güney Afrika’da ‘Apartheid’ politikası döneminde, siyahlar ve melezler ikinci sınıf insan muamelesi görüp toplumdan soyutlanıyordu. Toplu taşıma araçları, yaşam alanları, tuvaletler kısacası her yer siyah ve beyaz ayrımına göre tasarlanmıştı. Hayatın her alanında ‘zenci’ olan kaybediyordu. Bu ayrım, 1994’e kadar böylece devam etti.

Güney Afrika’yı ırkçılığın olmadığı bir ülke olarak hayal eden Nelson Mandela, Cape Town açıklarındaki bir adada geçirdiği 23 yıllık hapis hayatının ardından siyahlara uygulanan ayrımcılığa son verdi.

Fakat Güney Afrika’daki ırkçılık sorununun böylece bittiğini söylemek mümkün değil. Bunun ana nedenlerinden biri ülkedeki ‘zenci’ kavramının geçirdiği değişimle ilgili. Artık Güney Afrika’da ‘zenci’ kelimesi siyahlar için kullanılmıyor. Daha doğrusu bütün siyahlar için kullanılmıyor.

Mandela’dan sonra ülkede siyahlara yönelik pozitif ayrımcılık yapılmaya başlanınca bürokrasi kademeleri de siyahların eline geçti. Güney Afrika’da bir şirket kurmak isteyenler için artık en az bir ‘siyah ortak’ şartı aranıyor. Bu kanun yeni bir toplumsal statü yaratarak zengin, elit siyah sınıfın oluşmasını sağladı. Doğal olarak zengin siyahlar, çok geçmeden kendi mahallelerinden ayrılıp tıpkı beyazların yaptığı gibi yeni semtlerdeki lüks villalara taşındı. Böylece Güney Afrika, sınıf atlayınca ayrımcılığı unutan beyazlaşmış ‘zencileri’ tartışmaya başladı. Bu konuda Chika Onyeani’nin yazdığı ‘Kapitalist Zenci’ (Capitalist Nigger) gibi kitaplar tartışmayı alevlendirdi.

Bu durum Güney Afrika’da ırkçılığın seyrini de değiştirdi. Yıllarca beyazların yaptığı ırkçı saldırılar artık siyahlardan (daha doğrusu zencilerden) bilinir hale geldi. Bugün Johannesburg’da varoşlara giden banliyö trenleri ve toplu taşıma araçlarına beyazlar binemiyor. Aslında yasal bir engel yok ancak fiili durum böyle. Tabii bu araçlara takım elbiseli bir siyahın binmesi de mümkün değil. Çünkü onlar da artık zenci değil!

Türkiye’nin zencileri

Zencilik tartışması Güney Afrika’yla sınırlı değil. Türkiye’de de Beyaz Türk’ün karşısında ‘zenci’ retoriğine sıklıkla başvuruluyor. Başbakan Erdoğan, AKP tabanını Türkiye’nin ekonomik ve sosyal anlamda her zaman yok sayılmaya çalışılan kitleden oluştuğu inancını dile getirerek “Türkiye’nin zencileri” olarak tanımlamıştı. Fakat bugün o taban iktidarda ve şüphesiz ki ‘zencilikleri’ de tartışmalı.

Türkiye’de ‘zenci’ kavramının en kolay karşılık bulabileceği Kürtler için de durum karışık. Kart, kurt, Kürt söyleminden uzaklaşalı yıllar olsa da toplumun bir kısmının belleğinde Beyaz Türklere karşı hâlâ ‘Kara Kürt’ algısının bulunduğu bir gerçek. Bunun ekonomik ve sosyal gerekçeleriyle yüzleşmek hepimizin görevi.

Üstelik Güney Afrika’daki gibi sınıf atladıktan sonra değişen Kürtlerin en az Türk kardeşleri kadar ‘beyaz’ olması, durumu daha da çetrefilli kılıyor. O yüzden ‘Beyaz Türk’ün, bakış açısına göre değişen bir kavram olmanın yanı sıra kendi içinde de değişime uğrayan bir kavram olduğu söylenebilir. Türkiye’de dün siyah olan bugün beyazlaşabiliyor. Marx’ın deyişiyle katı olan her şey buharlaşıyor. Artık ortak bir ‘zenci’ kavramından bahsedemeyeceğimiz gibi aynı Beyaz Türk hakkında da konuşmamız mümkün gözükmüyor. Dün Beyaz Türk olarak tanımlanan kişiler bugün kendilerini ‘zenci’ gibi hissettiklerinden dem vurabiliyor.

Kürtler, türbanlılar, Aleviler hepsi farklı dönemlerde haklı gerekçelerle bu toplumda kendini ‘zenci’ gibi hissetti.Zencilik sırasının şimdi mutlak tanımı yapılamayan ‘Beyaz Türkler’e geldiği söylenebilir. Belki de bu, birbirini daha iyi anlayan bir toplum için zaruri bir empati yaratır.

Gökçe AYTULU - Radikal

  • Yorumlar 0
  • Facebook Yorumları 0
    UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış
    ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
    Bu habere henüz yorum eklenmemiştir.
Diğer Haberler
ÖNE ÇIKANLAR
Tüm Hakları Saklıdır © 2009 İlke Haber | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.
Tel : 0532 261 34 89