• BIST 9474.96
  • Altın 4260.782
  • Dolar 39.2683
  • Euro 44.8139
  • İstanbul 22 °C
  • Diyarbakır 22 °C
  • Ankara 16 °C
  • İzmir 22 °C
  • Berlin 19 °C

Beşikçi: Müzakereleri Öcalan değil BDP yürütmeli

Beşikçi: Müzakereleri Öcalan değil BDP yürütmeli
Deyim yerindeyse ömrünü Kürtlerin maruz kaldığı baskı ve ayrımcılığı ifşa etmeye adamış olan sosyolog İsmail Beşikçi ile söyleşi...

Başbakan Erdoğan, İmralı’ya hangi BDP milletvekillerinin gideceğine kendisinin karar vereceğini, “uygun görülen” isimlere de izin verileceğini açıkladı. Erdoğan’ın bu baskın tavrını neye bağlıyorsunuz?

Ben çok farklı bir şey söyleyeceğim. Bu görüşmelerin BDP ile hükümet arasında yürütülmesi gerekiyor. Yani istihbaratla bu görüşmelerin yürütülmesi olumlu bir tutum değil.

Yani görüşmeler Öcalan’la yürütülmemeli mi?

Evet, BDP’nin hükümetle görüşmesi gerekir. Tabii BDP bu süreç içinde, gerek Abdullah Öcalan’la, gerek Avrupa kanadıyla, gerekse Qandil’deki yöneticilerle ilişki içinde olmalıdır. Ama görüşmelerde belirleyici aktör BDP olmalıdır.

Kürt hareketi müzakere konusunda hep Öcalan’ı işaret etti.

İşte o yanlış bir tuttumdu. BDP’nin, Qandil’deki yöneticilerin, Avrupa kanadının durmadan Öcalan’ı işaret etmesi doğru değil.

Neden?

Parti yürütmeli; siyaset kurumu daha önde olmalı. Tabii bu birkaç yıllık bir sorun değil. Neredeyse on yılı aşkın bir süredir bu böyle. Ben bu sürecin yanlış geliştiği kanısındayım.

Görüşmelere, devlet bir heyetle katılıyor. Örneğin MİT Müsteşarı Hakan Fidan’ın görüşmelere bir heyetle gittiği anlaşılıyor. Ayrıca, görüşmeler sırasında kafasında bir soru oluşursa, İçişleri Bakanı’nı, Dışişleri Bakanı’nı, Genelkurmay’ı, arayabilir. Başbakan’ın bizzat kendisini arayabilir. Abdullah Öcalan’ın kafasında bir soru oluşursa… Kürt tarafı da görüşmelere bir heyetle katılmalıdır. Görüşmeler MİT’le değil, hükümetle yapılmalıdır.

Sürecin Öcalan’la yürütülmesinin sakıncası nedir?

Öcalan devletin elinde, devletin denetimi altında bulunan bir kişidir. Siz devletin denetimi altındayken ne söyleyebilirsiniz? Devlet sizi denetliyor. Cezaevindesiniz; devlet hakkında sağlıklı bir eleştiri yürütebilir misiniz?

Fakat Öcalan daha Türkiye’ye teslim edilmeden yıllar önce de birlikte yaşamayı esas alan bir çözüm bulmak istiyoruz diyordu. Öcalan’ın genel çizgisi buyken, hapiste olup olmaması, devlete karşı tutumunu belirleyebilir mi?

Belirler tabii. Devletin elinde olduğunuz zaman, devletin isteklerinin dışında bir şey ifade edemezsiniz. Söylediklerin devletin düşüncesine, tutumuna uygun olur. Devlet size “şunları bunları söyle” demez ama siz devletin ne istediğini, neyden rahatsız olacağını bilir ve ona göre tavır ve davranış sergilersiniz.

Öcalan gibi bir liderin böyle bir noktaya gelmesi için nasıl bir sebep olabilir ki?

Ben daha baştan bu ilişkinin yanlış kurulduğunu ifade etmeye çalışıyorum. BDP’ye öncelik verilmesi gerekiyordu.

Sizce mevcut süreç, bu yöntemle devam ederse nasıl nihayetlenir?

Ben zaten bu görüşmelerden umutlu değilim. Olumlu bir sonuç çıkacağını düşünmüyorum. Devletin sorunu çözme diye bir niyetinin olmadığı kanısındayım. Başbakan, Kürt sorunu yoktur diyor. O zaman görüşülen konu nedir? Görüşülen konu PKK’nin silah bırakması. Karşılığında bir şey verileceği kanısında değilim. Başbakan, sorun çözüldü diyor.

Öcalan aslında Demokratik Konfederalizm tezinde, dört devlet arasında bölüşülmüş olan Kürdistan’ın ulus-devlet sınırlarına müdahale edilmeden ama bu sınırları anlamsızlaştıracak sosyo-ekonomik ve siyasal tedbirlerle yeniden dizayn edilebileceğini söylüyor.

“Türkiye parçalanmasın, İran, Irak, Suriye parçalanmasın!” Peki, Kürdistan mı parçalansın? Daha doğrusu bölünmüş, parçalanmış, paylaşılmış Kürdistan böyle mi kalsın? Bu mu denmek isteniyor? Bu yanlış bir tutum. Kürt sorunu günümüze kadar çözülemeden geldiyse, bunun temel nedeni Kürdistan’ın parçalanması ve paylaşılmasıdır. Siz bunu kavramak durumundasınız. Böyle bir felaket Kürtlerin başına nasıl getirilmiş? Bu felaket günümüze kadar nasıl kendisini koruyarak getirilebilmiş? Siz şimdi böyle bir konu yokmuş gibi davranıyorsunuz ama temel belirleyen budur.

Eğer halkların kendi kaderlerini tayin hakkı varsa, Kürtler kaderlerini ulus-devlet dışında bir formülle tayin etmek istiyor olamaz mı?

Bir ay kadar önce Birleşmiş Milletler’de Filistin, gözlemci devlet statüsü aldı. Bu kararı dünyada herkes alkışladı. Türkiye’de de sağcılar, solcular, liberaller alkışladı. Filistin “23. Arap devleti” veya “BM’ye üye 209. devlet” oldu. Ama Kürtlere sıra geldiği zaman “devlet zaten iyi bir şey değildir, devlet kötüdür” deniyor. Bu tutumu ahlaki bulmuyorum.

Sizce Öcalan ne yapmak istiyor?

Abdullah Öcalan, tutsak olduğunun bilincinde olmalıdır. BDP Öcalan’ın tutsak olduğunu bilmelidir. PKK’nin Avrupa kanadı, Qandil’deki yöneticiler, Demokratik Toplum Kongresi, Öcalan’ın tutsak olduğunu bilmelidir. PKK kurumlarının durmadan Öcalan’ı işaret etmeleri bir zaaftır. Öcalan’ın da “ ille de ben ön planda olayım” tutumunda olması bir zaaftır.

Sizce Öcalan’ın muhtemel bir sınır dışına çıkma talimatına PKK uyar mı?

Hiçbir kazanım elde edilmeden böyle bir talimat verilmemelidir. Başbakan, Erdoğan’ın Filistinliler, Bosna’daki Müslümanlar, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti söz konusu olduğu zaman ne gibi haklar, özgürlükler istediğini biliyoruz. Kürtler için bu hakları ve özgürlükleri neden istemediği sorgulanmalıdır. AKP hükümetinin bu konularda bazı adımlar atması, örneğinin, TRT–6 küçümsenecek bir adım değildir. Ama düşünelim ki Saddam Hüseyin’in Irak’ında bile bu haklardan, özgürlüklerden daha fazlası vardı.

Kürt hareketi demokratik özerklik talep ediyor. Bu gerçekleştiğinde Kürtlerin sorunları çözülmüş olmayacak mı?

Olmaz. Sen eğer “devlet istemiyorum” dersen, buna sahip de olamazsın. Ama istediğin zaman, bunu yaşama geçirmek için mücadele edersin. Kürt sorunu bu kadar ağır yaşanıyorken ulus-devleti aşmak sadece seni Kürtlükten koparır. Bir yere de varmazsın. Dünyanın sorunlarına çözüm aradığını düşünürsün ama Kürt çocukları her sabah ”Türküm, doğruyum… Varlığım Türk varlığına armağan olsun” şeklinde bağırtılmaya devam eder. Belediye meclislerinin dörtte üç üyesi sizden olur ama bir Kürt şairinin, yazarının, siyaset adamının ismini bir caddeye veremezsin. İnsanın ütopyalar üretmesi güzel, ancak somut durumlardan da kopmamak, onlar yokmuş gibi davranmamak gerekir.

Sizce Kürtler bağımsız devlet istiyor mu?

Kürtler istemeli.

Öcalan, 2009’da sizin bu söylediklerinize şöyle bir yanıt vermişti: “İsmail Beşikçi yazısında kırk milyon Kürt var, Kürtlerin de bir devletinin olması gerektiğini söylüyor. Olaya devletçi yaklaşıyor. Anlıyorum onu, İyi niyetlidir, dürüsttür. Devlet istemelisiniz mesajını veriyor. Ama benim ne demek istediğimi tam anlamıyor. Devlet halklara özgürlük getirmez.”

Bu yanlış bir tutum. “Devlet halklara özgürlük getirmez” diyorsun ama Türkiye, İran, Irak, Suriye diye devletler var. Sen bu devletler karşısında kendi hakkını, hukukunu nasıl koruyacaksın? 16 Mart 1988’de Halepçe’de Saddam Hüseyin, Kürtlere soykırım uyguladı. O sırada 53 üyeli İslam Konferansı Kuveyt’te toplantı halindeydi. Sonuç bildirgesinde, Halepçe’ye ilişkin küçücük bir atıfta bile bulunulmadı. Ama Bulgaristan’ın, Türklerin isimlerini değiştirilmesi kınanıyor, Batı Trakya’daki Türkler, Türkiye’deki alfabeyi kullanamadıkları için Yunanistan kınanıyor. Bunlar devlet işte! Zehirle gazla binlerce insanın öldürülüyor ama sesini kimseye duyuramıyorsun. Bu anlayışlarla mücadele edebilmek için senin de böyle bir birime ihtiyacın var. Yoksa ezilirsin.

Ama Kürtler devlet kurmak istemedikleri için devletsiz kalmış değil. Öyle bir güçleri yok…

İşte ben de bu yüzden 1920’lerden itibaren oluşturulan uluslararası güç koalisyonunun anlaşılması gerektiğini söylüyorum. Kürtlere küçücük bir statü bile verilmeden oluşturulmuş bir statüko var. 1920’lerde Kürdistan üçüncü defa bölünüp paylaşıldı. İlk bölünme 16. yüzyılda, Şah İsmail’le Yavuz Sultan Selim arasındaki savaşta oldu. İkincisi İran Kürdistanı’nın Kuzey kesimlerinin 19. yüzyılın ilk çeyreğinde İran-Rus savaşları sonunda Rusya’nın denetimine geçmesiyle yaşandı. Son otuz yıllık savaşta da aşiretler bölündü, aileler bölündü. Bir kardeşin korucu, diğerinin gerilla olduğunu görüyoruz. Demek ki bir ulus, tarihinde belirli bir dönemde bölünmenin ve paylaşılmanın hedefi olduğu zaman, bu, durmadan kendini üreten bir durum yaratır. Eğer sen sürekli bölünme, parçalanma ve paylaşılmanın hedefi oluyorsan, sende bir zaaf vardır. Düşman güçler bu zaaftan yararlanıyor. Kürtler bunun bilincine varmalı. Niye adımız sadece “terör” denince anılıyor? Kürtler bunu düşünmeli.

MİT-Öcalan görüşmelerinde belli bir mutabakata varıldığı söyleniyor…

Ama Başbakan bu süreçte Kürt sorunu yoktur diyor. Yoğun biçimde operasyonlar sürüyor. O zaman nedir varılan mutabakat? Sorun bu kadar ağırken, Başbakanın bu kadar rahatça “Kürt sorunu yoktur” diyememesi gerekir.

Silahlı mücadelenin miadını doldurduğunu söyleniyor. Siz PKK’nin silahlı mücadelesini nasıl değerlendiriyorsunuz?

Bu, devletin katı tutumuyla ilgili bir durum. Devlet, resmî ideoloji çok belirgin. Resmî ideoloji değişmiyor. Siz hâlâ çocuklarınıza, içinde w,x,q olan isimleri veremiyorsunuz. Devlet, Kürtleri halk olarak tanımıyor ama Abdullah Öcalan’ı tanıyor. Öcalan’la konuşuyor. Burada bir çelişki yok mu? Bizzat PKK lideri Öcalan, BDP, PKK’nin Avrupa kanadı, Qandil’deki yöneticiler, Demokratik Toplum Kongresi, KCK, bütün Kürt kurumları bu çelişkinin bilincinde olmalıdır. Türk basını, Türk yazarlar, Türk araştırmacılar da öyle.

Ama hükümet diyor ki, eğer silahlar bırakılırsa, bu tür “tali” meseleler çözülür…

1999–2004 yılları arasında gerilla sınır dışındaydı. Silahlar susturulmuştu. Ama o dönemde de devlet hiç adım atmadı, şimdi de atmıyor. “Kürt sorunu yoktur, sorun PKK’nin elindeki silahlardır” deniyor. “TRT 6 var. Cezaevinde aileler kendi dillerinde konuşabiliyor. Bu ufak pürüzler vardı, onları da kaldırdık. Sorun kalmadı” deniyor..Hâlbuki sorun vardır ve çok ağırdır

Sizce devletin uzun vadedeki Kürt politikası nedir?

Kürtleri Türklüğe asimile etmek devletin temel politikasıdır ve bu politikadan vazgeçilmiş değildir. Anadilinde eğitimin engellenmesinin temel nedeni de budur. Asimilasyona karşı Kürtler kendi tedbirlerini almalıdır.

Öcalan’ın çok sık referans gösterdiği Bakunin, Kropotkin veya Proudhon gibi anarşist kuramcılar, insanlığa devletsiz, iktidarsız bir dünya kurmayı salık veriyor. Kürtlerin bir devlet deneyimi yok ama mesela Irak Kürdistanı’nın yönetimi, özellikle yoksul Kürt kitleleri tarafından eleştiriliyor. Halkların kültürel haklarını elde etmeleri, onların sınıfsal sorunlarını çözmüyor. Dolayısıyla Öcalan’ın devletsiz bir kurtuluş tahayyülünde bulunması daha devrimci değil mi?

Değil. Böyle bir görüş, bu ortamda ancak resmî ideolojiye hizmet eder. Kürdistan Bölgesel Yönetimi’nde gelirin eşit dağıtılmamasını, Kürtlerin kendi mücadelesi engelleyebilir. Ama Kürtler öncelikle Araplarla, Türklerle, Farslarla sorunlarını çözmeli.

Gerek PKK gerekse devlet “artık barış olsun” diyor. Sizce iki taraf aynı barıştan mı söz ediyor?

Devlet, “PKK silahları bırakıp geri çekilsin” diyor. “Bunun dışında bir sorun yoktur” diyor. Devletin barıştan kastı budur. PKK de demokratik, millî haklar konusunda ısrarlı. İki tarafın barıştan kastı farklıdır. Müzakere deniyor ya, işte bu iki farklı görüşü uyuşturmaya çalışmalılar.

Sizce uyuşur mu?

Çok zor. Kısa zamanda sonuç alınacağını zannetmiyorum. Devlette bu niyet yok.

Tarihsel sürecin aynasından bakınca, sizce bir gün Kürdistan kurulacak mı?

Evet, önemli olan bilinçtir. Bilinç geliştiği zaman sen de “istemiyorum” demeyeceksin. İsteyeceksin. İstediğin zaman da kazanırsın. Aslında Kürtler, en azından federasyon gibi bir siyasal birimi savunmalı. Gerilla da bu federasyonun güvenlik gücü, zabıta gücü olmalı.

İrfan Aktan - Birgün

  • Yorumlar 32
  • Facebook Yorumları
    UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış
    ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
    • erziromi12 Şubat 2013 Salı 11:48Öcalan

      Sayın yorumcu arkadaşlar sarı hoca Öcalan kitap yazmasın demiyor sadece müzakere sürecinde Kürt tarafını temsilen olmasın diyor arada fark var.İkincisiyse sarı hoca haklı önemli olan istemektir istediğin andan itibaren kimse Kürdistan'ın doğuşunu engelleyemez.

      Yanıtla (0) (0)
    • KIZILASLAN12 Şubat 2013 Salı 10:20Anlasilmaz çaba..

      Ismail hocam, dokunanin yandigi bir konu olan Kürt meselesinde durusu, arastirmalari ve ciltler dolusu yazdiklariyla inançli bir bilimadami ve futursuz, inatçi bir devrimcidir. Yapilan rôportajda katilmadigim bazi noktalar olmasina ragmen içlerinde en ilginci Öcalan'in görüsmeleri ÿapan kisi olmamasi ile öne sürdügü gerekçe "tutukluluk". Be hocam onlarca sene cezaevlerinde yatirdi bu devlet seni peki arastirmalarindan, durusundan, yazdiklarindan men edebildimi. Senin yapmadigini Öcalann'dan niye umarsin. Arti bir sis bulutunun hakim oldugu bu ortamda niye erkenden sonuç konusmalari yaparsi

      Yanıtla (0) (0)
    • necati daş12 Şubat 2013 Salı 10:21kuyluyorum

      Beşikçi kutluyorum her onurlu kürd insanı bu gerçeklerin farkında olmalıdır.

      Yanıtla (0) (0)
    • Brindar12 Şubat 2013 Salı 10:53ulus devlet1

      Onbinlerce tutuklu ,failimechul,Ölüm,iskence,sürgün;bu acilar böyle sürüp gidemez.Her silahli catismanin ve savasinda bir sonu olmali,bu kendimizi hic bir zaman savunamayacagimiz anlamina gelmez.Eger PKK nin attigi bu adimlardan sonuc alinmazssa ve hersey eskisi gibi devam ederse;Apo nun hücrelerinden yeniden dogar ve Yüzlerce yeni Pkk´ler kurariz.Tekrar silah alip daga cikmak zor degil ama barisi tehsis etmek daha zor.Ulus devlet 19. yüzyilin vebaasi.Hele savasin kültüre,ekonomiye ve halklara verdigi zarari hic bir ulusdevlet geri getiremez.Direnis sürecek tasla sopaylada olsa.Artik 80 lerde

      Yanıtla (0) (0)
    • Brindar12 Şubat 2013 Salı 11:10ulus devlet2

      degiliz.Pkk dünyadaki bircok devletten daha iyi bir yapiya sahip organizasyon bakimindan.Kapitalist ve emperyalist devletlerin illegal görmeside Ezilen Halklara alternatif yasam umudu oldugundandir.Bana göre Kürdistan da var Devletide.Pkk Demokratik yapisiyla ve isleyisiyle Küresel yamyamlara karsi direnisiyle;en güclü direnis kalesidir.Hakli olan mücadelesini Her sekilde sürdürebilir ulus devlet bir amac olamaz olsa olsa tehlikeli bir silah olur.Pkk zaten büyük bir silahtir Halklarin elinde.Hocay i Elestirmek haddimiz bile olamaz ama ufacik fikrimiz olabilir birazda Bu acidan görmek iyidir.

      Yanıtla (0) (0)
    • Brindar12 Şubat 2013 Salı 11:26devletin kontrolünde

      Hocamizin Yillarca yattigi zindanlarda, Devletin kontrölunde yaptigi sosyolojik tezlere ve yazdigi kitaplara nasil bakacaz o zaman?

      Yanıtla (0) (0)
    • Bawer zaza12 Şubat 2013 Salı 12:16Devlet

      Ismail hocayi kutluyorum ve bazi yorumculara sunu sormak istiyorum eyer federason bile istemiyen bir zihniyet neden 30 yildir okadar tirvmalar yasati bu halka.

      Yanıtla (0) (0)
    • fsterk12 Şubat 2013 Salı 12:31HOCA

      PKK, Sari Hocanin Kurdistan ulusal mucadelesine fikirsel katkisini her daim saygi ve hurmet ile karsilamistir. Kurtlerin devlet-siz teorileri tartismalari bence sorun olarak gorulmemeli aksine tesvik edilmeli ki Kurtler kendi geleceklerine hep beraber karar verebilmeli.ANCAK Ocalan bu mucadelenin lideridir.Onemlisi Ocalan bir "kisi" degildir,PKK Ocalanin ozgurugunu temel bir kriter olarak toplumsal ozguruklerin en ilk maddelerinden birisi yapmistir,bunda su acidan sorun yok;kurtlerin ozgurlesmesini kabul edecek turk fasist iktidari oncelikle Ocalanin ozgurlugunun onunu acmalidir.

      Yanıtla (0) (0)
    • kamer12 Şubat 2013 Salı 12:47Barış ve TC

      Ben neler konuşulduğunu bilmiyorum. Sadece AKPli politikacılar hep "süreç" iyi gidiyor diyorlar. Süreç de ne var, bilen var mı? Medya alanlarının bombalanmasına kim karar veriyor!? Bence AKPnin bu konuda bir tek ciddiyeti var, o da kürtlere karşı ciddi ve bedeli ağır bir oyun oynamaktır.

      Yanıtla (0) (0)
    • Yarımada12 Şubat 2013 Salı 13:00Sayın Beşikçi haklı Beyler!

      Gerçekten hükümlü bir insanın istihbarat örgütüyle yaptığı görüşmelere müzakere denemeyeceği gibi bundan pratik ve faydalı bir sonuç da çıkmaz. Usulen iki halkın tüm temsilcileri ile yapılacak sağlıklı bir müzakere sonucunda sorunlar çözülebilir. Çok yakın tarihte oslo süreci bu nedenlerle çökmedi mi???

      Yanıtla (0) (0)
    • riya teze12 Şubat 2013 Salı 14:02manifesto

      saygi deger sari ismailin son iki tespiti kürdler icin manifesto gibi görülüp karistirilan kafalari ve karmasiklastirilan kavramlari yeniden düzene sokmak icin islenmelidir,besikci ,birzamanlar nasil dagi adres gösterdigse simdide cözüm icin yolharitalari sunabilir...

      Yanıtla (0) (0)
    • merdin12 Şubat 2013 Salı 14:44doguya dogru!

      sari hocamizin goruslerine katilmamak mumkun degil.her kurt bireyi bu gerceklerin farkinda olmali ve bu analizleri iyi analiz edebilmelidir.yuregine saglik sari hoca...........

      Yanıtla (0) (0)
    • robin12 Şubat 2013 Salı 15:13sari hoca 1

      sari hocanin Kurdistan uzerine surdugu tezlerine bence kurtlerden cok , turk sosyalistlerinin ve demokratlarinin ihtiyaci var.hoca kurdistan gercegini tarihsel baglamii icinde yalin bir sekilde ortaya koyuyor.Kurt ozgurluk hareketinin bu tespitlere hic bir itirazi yok, surecin bagimsizliga dogru evrilecekse bile,kanli bir kapisma olmadan, halklar birbirine kirdirilmadan,islemesini,bu surecin gerektirdigi adimlari atmaya calisiyor, sureci butun kurt halk kesimlerini arklayacak, turkiye kamu oyunda kurt halk mucadelesinin mesrulugu fikir ve inancini yaymaya calisiyor.Kurt toplumunu her anlamda

      Yanıtla (0) (0)
    • robin12 Şubat 2013 Salı 15:30sari hoca 2

      calisiyor. bugun kurt toplumu ortadogunun en politik ve en orgutlu toplumu,yeni basliyan surec ister basariya ulassin, isterse ulasmasin kurt halki yeni bir bilinc sicramasi ve ogrutluluk duzeyine ulasacak,butun kurt toplumu ulusal talepler etrafinda kenetlenecek,Rojava da bu surec baslamistir bile,Kurt cografyasinda butun sinirlari her anlamda ortadan kaldiracak,Kurdistanin bolunmuslugune son verip, bir butun olarak Kurdistanin Statusunu Birlesmis milletlerin onune koyacaktir. ,Bolge devletlerinin ve Emperyalist devletlerin ali cengiz oyunlari sokmeyecektir.bolgedeki celiskiler kurtlerin lehi

      Yanıtla (0) (0)
    • gırdo12 Şubat 2013 Salı 15:43bırindar ve kızılkaya

      İki yorumcunun dikkatine; sn Beşikçi hocam o kadar cilt kitabı ceza evinde yazarken devlele mi görüşüyordu? Hocamın söylediklerini yıllar önce söyledim ve hala savunuyorum. Bunu hiç bir zaman unutmayın; devletin hesabına gelmeyen bir şeyi sızdırmazlar. İki yıla yakın bir zamandır avukatlarıyla görüştürmüyorlar. Mit ve ergenekon yıllardır Öcalanla görüşüyor. Kürtlerin yararına bir görüşme olmamıştır. Hemı xapandını.

      Yanıtla (0) (0)
    • imran adsay12 Şubat 2013 Salı 17:22sayın beşikci işine bak

      yazımın başliği biraz kaba olduğunu kabul ediyorum, zira bilerek yaptım. beşikci hoca bir sosyolog olarak kürtlere cok katkısı oldu. kürtlerin varolduğunu ısrarla söyliyen bu insana bu başlık elbette yakışmaz. ancak sayın beşikcinin siyasete bu denli müdahele etme isteyini anlamkta bir hayli güçlük cektiğimi belirtmeliyim. siyaset alanını siyasetcilere bırakılması gerekirken bu denli müdahil olmak kabul edilemez. elbete beşikciye vefa borcumuz var. ancak siyaset ayrı bişey sosyoloji ayrı bir şeydir. yorumculara gelince pkk ulaştığı siyasi düzeyin gerisinde kalmaları akli dengelerini bozduğunu düşün?

      Yanıtla (0) (0)
    • Adiyok12 Şubat 2013 Salı 18:40Insan

      Hoca gercek insandir. yazdiklarina katilirsiniz katilmazsiniz o ayri konu. Ama asla dürüstlügünden insanligindan taviz vermeyen bir insandir Hoca. agir beller ödemistir ama yilmamistir. heryerde dogruyu haykirmistir.
      saygilar hocam.

      Yanıtla (0) (0)
    • Jîyana Azad12 Şubat 2013 Salı 21:20Hocaya saygılar

      Hocanın söyledikleri gayet insani olmakla beraber Kürt halkı adına konuşma hakkını kendisinde görmesine şaşırıyorum. Bir halk eğer birisini kendisine önder görüyor ve onun kendisini en iyi şekilde temsil edeceğine inanıyorsa buna hocanın da ancak saygı göstermesi gerekmez mi? şimdi burdan ulus devlet devletsiz ulus tezlerini de tartışabiliriz. ama bu kısa yorum sınırları içinde çokda anlamlı değil. bu konuda yazılmış yüzlerce kitap var. Ama hoca şundan emin olmalıki Öcalan Kürtlerin haklarını kazanmasını herkesten daha çok ister ve bununda en büyük bedelini ödeyen odur.

      Yanıtla (0) (0)
    • Jîyana Azad12 Şubat 2013 Salı 21:26Beşikçi Hoca

      Öcalanın siyaset anlayışını anlayamayanlar onu doğru değerlendiremezler. Öcalan geçmişten günümüze hep aykırı bir siyasetin sahibi olmuştur. ama Öcalanın siyasetinin merkezinde bir ustalık ve öngörü vardır. yoksa Kürtleri ve hareketlerini bugünlere getiremezdi. Hocanın birazda Öcalana güvenmesi gerekiyor. Birazda beklemesi. Daha ortada hiçbir şey yokken hcanın bu şekilde beyanatları Kürtlerin elini güçlendirmiyor tam tersine zayıflatıyor. Kürtler sistemden gedikler aça aça bu sistemi değiştirecekler. Apocu hareket ilk başladığında kimse onlara inanmıyordu. ama bugün arkalarında milyonlar var..

      Yanıtla (0) (0)
    • mamoste12 Şubat 2013 Salı 23:10inatçı direngen bilim adamı..

      sn beşikçi senden şunu öğrendik: doğruları savunma .çıkarsız ,bilimin gerektiğini yapma .. teşekkürler...

      Yanıtla (0) (0)
    • Mergesor13 Şubat 2013 Çarşamba 03:22Fikir neyse, zikirde odur..

      Hoca dogru soylemis ama bence bir yerde yaniliyor, BDP liler cok mu özgur? Varsayalim ki Gulten hanimla oturuldu, hatta, yaninda Aysel hanimda bulunsun, yetmedi, Ahmet Turk ve Selahatin Demirtaş'ıda oturtun, o da masada hazir bulunsun, allah askina cok farkli bir sonucmu cikacak....?

      Yanıtla (0) (0)
    • Yarımada13 Şubat 2013 Çarşamba 13:04Sen ne iş yapıyorsun imran adsay

      Biraz edep yahu. Adam bir düşünce adamı olarak fikrini beyan etmiş. Beğenirsin beğenmezsin o sana kalmış ama terbiye.... etmemelisin. Birilerinin de avukatı olmaya çalışma. Kaldı ki siyaset sosyolojinin bir parçasıdır. Sen sosyal yapıdan bağımsız bir siyaset gördün mü hayatında.

      Yanıtla (0) (0)
    • imran adsay13 Şubat 2013 Çarşamba 14:20aynen yarımada sın

      evet adın gibi benide yarım anlamışsın. bak öncelikle fikre fikirle karşılık vermişim şekildede görüldüğü gibi, yani gidip beşikcinin gırtlağına sarılmamışım. saygısızlığa gelince ben saygısızlık yaptığımı sanmiyorum.a ma öyle algılıyorsan bu senin sorunundur. ama beşikcinin bu mülakatında kürt halkının iradesine karşı bir güvensizliğini belirtmiştir kürtleri hesaba katmadan. evet kürtler varmı, yokmu tartışması bir hayli geride kalmıştır. bu sıralar kürtler siyaset üretmelidir.ve bunuda siyasiler yapmalıdır. sosyologlar deyil, bu hareketin başından beri var olan sonundada o olacaktır..

      Yanıtla (0) (0)
    • Yarımada13 Şubat 2013 Çarşamba 16:09Siyasetçi derken kimi anlıyorsun

      Kürd halkının iradesine birşey dediği yok bunu nerden çıkarıyorsun. Sadece belli koşullarda olan bir şahsın iradesinin ol(a)mayacağını belirtiyor. Yaşananlarda bunu yeterince gösteriyor zaten. Ayrıca bu bir görüştür senin veya başkasının onayına sunulmamış. Birde siyasetçi derken ne anlıyorsun onu merak ediyorum. Bir partiye kayıtlı kişileri kasdediyorsan o da BDP nin danışma kurulunda yer alıyor.

      Yanıtla (0) (0)
    • imran adsay13 Şubat 2013 Çarşamba 16:34yarımada

      bakın bu makaleden nasıl bir yorum cıkardınız bilmiyorum.ama bana sorarsan sayın beşikci acıktan söylemiyorsada, öcalana karşı bir güvensizlik belirtisini söyliyor. şimdi beşikci sıradan bir insan deyil kürt sorunuda daima fedekar bir aktör olmuştur ve bütün kürtlerin saygınlığını kazanan hemen hemen tek insandır.ama her yerde içinden geldiği gibi konuşma hakını vermez. şu sırlarda kürt sorunun çözüm konusunda daha temkinli acıklama yapmalıdır. devletin zaten başından beri kürt hareketini birbirine düşürme cabalarına beşikci katkı koymamalıdır. siyaseti belirliyecek olan kürt halkının önderleridir

      Yanıtla (0) (0)
    • Solin Solin13 Şubat 2013 Çarşamba 16:40Beşikçi!!

      Hakrika bi röp. olmuş Beşikçi yerden göge kadar haklı. Harika bir insan.

      Yanıtla (0) (0)
    • Yarımada13 Şubat 2013 Çarşamba 16:58İmran adsay arkadaş

      Sayın Beşikçi gayet açıkça belirtiyor. Bu koşullarda öcalanın iradesi devletin veya mitin etkisinde diyor. Müzakereler temsilcilerle yapılsın diyor. Herhalde şu kadarını anlayacak durumdasın hükümlü nün tüm hakları kısıtlanır kendisine vasi atanır sıradan bir resmi işlem için bile böyle. Bu nedenle temsilci olarak BDP mecliste müzakere onlarla yapılsın diyor. Okuduğunu sen yanlış anlamış olmayasın.

      Yanıtla (0) (0)
    • aziz özdemir13 Şubat 2013 Çarşamba 21:14"Her kiye ku;..."

      "Her kîyê ku rû li vî erdî bade,ruyê wî ê reş be.
      Her kîyê ku bêbextîyan li ax û ava vî erdî bike,ax û ava reş ê di çavên wî dê were û ew ê têr nexwe.
      Her kîye ku zimandirêjîye li vî erdî bike,ziman ê di devê wî de biwerime û deng ê jê neyê.
      Her kîye ku dest dirêjîya vî erdî bike,dest û pêyên wî ê bişkê û ew têkeve ber destan.
      Her kîye ku bike bi îzet-î nefsa vî erdî bilîze,ew ê rezîl û riswayê alema jêr û jor bibe"
      Ji "tofan" a Hesenê Metê

      Yanıtla (0) (0)
    • mansur13 Şubat 2013 Çarşamba 22:14ınsaf hocam

      deyım yerındeyse genlerın kadar halkın adamıs bır lıder kendıkurun ozel yasamın hıce sayan orta dogu sahsında kıt kanat ve guvenlıgı pamuk ıpıne bagl yasarken 14 yıldır tarıhte gorulmemıs bır ıskenc sıstemıyle ve olum cukurunda yasıyan yanı dıren bır lıderı bugun kalkıp guvenmıyorm gıbısınde yaklasımın ımaların okurun taktırıne bırakıyorum.

      Yanıtla (0) (0)
    • Yarımada14 Şubat 2013 Perşembe 10:32Yorumlar

      Okuyuculara takdiri bırakmışsınız sayın mansur ama okuyucular takdirini belirtmiş zaten. Herşey ortada uzatmaya gerek yok.

      Yanıtla (0) (0)
    • Ali BURAN18 Şubat 2013 Pazartesi 15:14ÖCALAN BUNU HEP YAPİYOR

      Türkiye de MİT'LE görüşmeler yapiyor. Yani MİT kürtlerın kaderi üzerinde söz sahibi olursa bunun hiç olumlu yanı olurmu? Onun için ERDOĞAN kelime oyunu ile biz Hükümet olrak değil de Devlet görüşüyor diye topu MİT'E atıyor. Bu bir halkın kurtuluşu sözkonusu oduğunda hem doğru değil hem ahlaki değil. Burada çıkacak sonuç Kürt ve Kürdistan taleplerini ucuza kapatmaktır.

      Yanıtla (0) (0)
    • lorin02 Mart 2013 Cumartesi 18:31Öcalanın iradesi

      Ben merak ediyorum Öcalan'ın iradesi devletin elindeyse 14 yıldır devlet neden amacına ulaşmış değil?

      Yanıtla (0) (0)
Diğer Haberler
ÖNE ÇIKANLAR
Tüm Hakları Saklıdır © 2009 İlke Haber | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.
Tel : 0532 261 34 89