• BIST 9079.97
  • Altın 2308.788
  • Dolar 32.311
  • Euro 35.0346
  • İstanbul 18 °C
  • Diyarbakır 13 °C
  • Ankara 17 °C
  • İzmir 21 °C
  • Berlin 11 °C

Türkiye’de 1 milyon mayın var

Türkiye’de 1 milyon mayın var
Mayınsız Bir Türkiye Girişimi, Uluslararası Mayın Yasaklama Kampanyası (ICBL) çerçevesinde çocuklara yönelik başlatmış olduğu, “Mayın Riski Eğitimi”nin startını 24-25 Ekim tarihleri arasında Diyarbakır’da verdi.

Türkiye’de imha edilmeyen 1 milyon mayının, 1 milyon canlıya eşdeğer olduğunu vurgulayan Mayınsız Bir Türkiye Girişimi Koordinatörü Muteber Öğreten, sözleşme gereği mayınların temizlenmesi ve patlamalarda uzuvlarını kaybeden mağdurların hayata yeniden kazandırılması konusunda hükümetin adım atması gerektiğini vurguladı. İHD Diyarbakır Şube Başkanı Raci Bilici ise mayın ve patlamalarda hayatını kaybeden, yaralanan veya zarar gören canlıların sorumlusunun devlet olduğunu söyledi. 

Ezidi çocuklara “Mayın Riski Eğitimi” 

Türkiye’de Anti-Personel Kara mayınları ve bunların yol açtığı sorunların araştırılması, kamuoyuna aktarılması, toplumsal duyarlılığın geliştirilmesi ve mayınlı bölgelerde bulunan halkın özelliklede çocukların eğitilmesi amacıyla kurulan ve 2002 yılından bu yana birçok faaliyeti gerçekleştiren Mayınsız Bir Türkiye Girişimi, Uluslararası Mayın Yasaklama Kampanyası (ICBL) çerçevesinde çocuklara yönelik başlatmış olduğu, “Mayın Riski Eğitimi”nin startını 24-25 Ekim tarihleri arasında Diyarbakır’da verdi. Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi, İnsan Hakları Derneği, Diyarbakır Barosu ve Mazlum-Der’in desteklediği eğitim, IŞİD saldırılarından kaçan ve Yenişehir Belediyesi Piknik Alanı’na yerleştirilen Ezidi mülteci çocuklara verildi. Mayınsız Bir Türkiye Girişimi Koordinatörü Muteber Öğreten, eğitimi Kocaeli Üniversitesi Çocuk Koruma Merkezi’nde görevli psikolog Nesligül Olgun ve birçok eğitimciyle “Mayın Riski Eğitimi” verdiklerini kaydetti. 

Öğreten: Diyarbakır pilot bölgeydi 

Eğitimin verimli olması için Kürdçe ve Arapça dillerinde bastırılan broşürler ve tercüman desteğiyle yapıldığını aktaran Öğreten, “Eğitim gruplar halinde 3 aşamalı yapıldı. Eğitimin ilk adımını Diyarbakır’da gerçekleştirdik ve Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi’nden büyük bir destek aldık. Diyarbakır pilot bölgeydi ve eğitimden amaçladığımızı aldık” dedi. 

“Her çatışma sonrası yeni riskler ekleniyor” 

Ağustos ayında yapmayı planladıkları bu eğitimi, bölgede yaşanan çatışmalar nedeniyle 24-25 Ekim tarihleri arasında gerçekleştirdiklerini söyleyen Öğreten, “Her çatışma ve operasyon sonrası yeni riskler ekleniyor. Çünkü ortalıkta savaş artığı patlayıcılar, el bombaları ve çeşitli mermiler kalıyor. Bunlar çocuklar için bir merak unsuru ve çocuklar bunları kurcalarken de olan oluyor ne yazık ki. Mayın ve patlayıcı maddelerin olduğu çatışma sonrası ortalıkta bu maddelerin olduğu iller hedefimiz ve dolayısıyla hep bölgede olacağız” diye konuştu. 

Türkiye’de 1 milyon mayın var 

Daha çok Kamboçya, Laos, Afganistan, Irak gibi ülkelerin mayından etkilendiğini ancak Türkiye’nin de etkilenen ülkeler arasında olduğunu vurgulayan Öğreten, “Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nin iç kısımları ve sınırları en fazla mayınlı alanların olduğu yerlerdir. Burada temizlenmeyi bekleyen 1 Milyon mayın var. Bu 1 milyon mayının yaklaşık 600 bini Türkiye-Suriye sınırında. Yine aynı yerde 80 binin üzerinde iç bölgelerde kara mayın var. Bir milyon eşittir bir milyon canlı demektir ve başta da insanlar risk altındadır. Bu Türkiye açısından önemli bir sorun ve temizleme için daha adımlar atılmadı” diye konuşan Öğreten, Türkiye’nin 4 yıl önce yaklaşık 3 milyon mayını imha ettiğini ve bunun da önemli bir adım olduğunu aktardı. 

Mayınların imha edilmesi gerekiyor 

Türkiye’nin sınır topraklarına yerleştirilmiş 1 milyon mayının geçen yıl imha edilmesi ve temizlenmesi gerektiğini vurgulayan Öğreten, Türkiye’nin 8 yıl ek süre aldığını ve bunun bir yılının bittiğini söyledi. Öğreten Türkiye’nin bu mayınları 7 yıl içerisinde temizlemesi gerektiğine dikkat çekti. Barış sürecinde mayın ve patlayıcı maddelerden kaynaklı yaşanan ölüm ve yaralanmaların düştüğünü söyleyen Öğreten, “Ancak son dönemlerde bölgede süren çatışmalardan kaynaklı ölüm ve yaralanmalarda tekrar bir yükselme söz konusu. Özellikle Kobanê ve Suriye’den Türkiye’ye geçişlerde bir artış oldu. Son üç yıl öncesine kadar her üç günde bir, bir çocuk mayından ya ölüyor ya da uzuvlarını kaybediyor” dedi. 

Mayın mağdurları yeniden hayata kazandırılmalı 

Bölgenin silahlardan etkilendiğine dikkat çeken Öğreten, “Benim için bir kişinin ölmesi ya da uzvunu kaybetmesi çok önemli. Sayının yüksek olması sorunun vahametini ve hemen adım atılması gerektiği mesajını verebiliyor. Sonuç olarak kaybettiğimiz bir insan bir çocuk dolayısıyla dünyayı kaybediyoruz orada” dedi. Türkiye’nin mayınların yasaklanması sözleşmesini imzaladığını ve sözleşme gereği yapması gereken şeyler olduğunu söyledi. Mayınların temizlenmesi ve mağdurların yeniden hayata kazandırılması için çağrıda bulunan Öğreten, bir an önce hükümetin adım atması gerektiğini vurguladı. 

Mayınları Türkiye döşedi 

Türkiye’deki mayınların temizlenmesi için Mayınsız Bir Türkiye Girişimi ile birlikte çalışma yürüttüklerini aktaran İnsan Hakları Derneği Diyarbakır Şube Başkanı Raci Bilici, mayınların Türkiye tarafından bilerek ve isteyerek döşendiğini vurgulayarak şunları söyledi: “Türkiye, mayınlar konusunda duyarsız. Nedeni ise Suriye ve Rojava ile yaşanan sıkıntılardır. Ayrıca PKK ile arasında devam eden çatışmalardır.” Devletin diğer konularda olduğu gibi mayın konusunda da çalışma yürütmediğini ve bu nedenle de çok sayıda insanın öldüğü yada yaralandığını aktaran Bilici, “Özellikle operasyona çıkan birlikler operasyon sonrası patlayabilecek cisimleri bilerek ve isteyerek bırakıyor. Bunu PKK militanları için bırakıyorlar. Ancak kırsalda yaşayan insanlar ve çocukları zarar görüyor. Devlet birebir cinayet işliyor” diye konuştu. 

Kayıpların sorumlusu devlettir 

Mayın ve patlayıcılardan yaralanan insanların, yaşamlarını sürdürecek imkanlarının olmadığını belirten Bilici, yaralanan vatandaşlara sosyal güvenlik, rehabilitasyon, protez gibi yardımların da olmadığına değindi. Türkiye’nin sözleşme gereği mayınlı alanları belirlemesi, işaretlemesi ve orada yaşayan halka bilgi ve eğitim vermesi gerektiğini dile getirdi. Bilici, “Yaşamını yitiren, yaralanan veya zarar gören canlıların sorumlusu devlettir. Vebali devletin boynunadır. Bu 1 milyon mayın temizlenmediği sürece ölen, yaralanan ve zarar gören her şeyin sorumlusu devlettir. Devlet bir an önce bunlarla yüzleşmeli ve imzaladığı uluslararası sözleşmelerin gereğini yerine getirmelidir” diye konuştu. 

OTTAWA Mayın Yasaklama Sözleşmesi, 3 Aralık 1997’den 1999’a kadar imzaya açık kaldığı süre zarfında 156 ülke tarafından imzalanmış ama 25 Eylül 2003’te Yunanistan ile eş zamanlı olarak Türkiye tarafından imzalanabilmişti. Sözleşme, taraf ülkelerin, toprağa gömülü anti-personel mayınların temizlenmesi mücadelesine etkili bir şekilde katılımını, mayın kurbanlarının, ekonomik ve sosyal zaruretlerinin giderilmesi gibi konularda çözümler üretmeyi hedefliyor. (BasHaber-Reyhan Akgün)

  • Yorumlar 0
  • Facebook Yorumları 0
    UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış
    ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
    Bu habere henüz yorum eklenmemiştir.
Diğer Haberler
ÖNE ÇIKANLAR
Tüm Hakları Saklıdır © 2009 İlke Haber | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.
Tel : 0532 261 34 89