• BIST 10537.74
  • Altın 4336.37
  • Dolar 40.5732
  • Euro 47.0131
  • İstanbul 30 °C
  • Diyarbakır 41 °C
  • Ankara 37 °C
  • İzmir 33 °C
  • Berlin 19 °C

‘Türkiyelileşmek’ Anadolu’dan geçer

Orhan Miroğlu

Türkiyelileşmek, Öcalan’ın ta Bekaa’dan bu yana kafa yorduğu bir meseleydi... Çatı Partisi, hatta tek partide birleşmek gibi projeler zaman zaman bu bağlamda gündeme geldi ama bir türlü hayata geçmedi.

Bu arada Anayasa Mahkemesi yirmi yıl boyunca kurulan Kürt partilerini kapattı durdu. Bu partilerin her birinin sadece 2-3 yıl arasında ömrü oldu.

Ana akım Kürt siyaseti bugün ise iki partiye sahip.

Bunlardan biri HDP’dir. HDP’nin kuruluş sürecinde BDP kendini feshetti ve milletvekilleri HDP’ye geçti.

BDP’nin yerine ise DBP, yani Demokratik Bölgeler Partisi kuruldu.

Bu partinin ilan edilen ve bilinen amacı, özetle, Kürt nüfusun yoğun olduğu Doğu ve Güneydoğu’daki şehirlerde özerklik inşasını mümkün kılacak çalışmalar yapmak ve siyaset üretmek. Yani özerkliği inşa etmek. Ama Türkiye’nin diğer bölgelerinde böyle bir fikrin hemen hemen hiçbir karşılığı olmadığı için, aslında bir Bölgeler Partisi’nden değil, bir ‘Bölge Partisi’nden söz ediyoruz demektir.

Legal Kürt siyaseti, 1990’lı yıllardan bu yana, yaklaşık 25 yıl boyunca, kendi içinde böyle bir ‘görev bölümü’ yapmamıştı.

Yani Batı’da farklı, Doğu’da farklı bir siyaset tarzı izlemek, bu siyasetin geleneğinde görülen bir şey değildi.

***

Kürt siyasetçiler Ankara’da ne söylüyorlarsa, Hakkari ve Diyarbakır’da da aynı şeyi söylüyorlardı.

Şimdi farklı bir pozisyon alınıyor.

Doğu’da özerklik inşa etmek için bir parti, Batı’da genel siyaset yapmak için bir başka parti var.

Kürtleşmek ve Türkiyelileşmek arzusu yan yana duruyor gibi görünmekte.

Bu durum bize, Kürt siyasetinin aslında bir arafta durduğunu gösteriyor.

Türkiye’den kopmamak arzusu ile Doğu’daki illeri PKK/BDP’nin yöneteceği demokratik özerklik garantisi altına almak arzusu iç içe geçmiş durumda.

Dolayısıyla ortada riskli bir durum var.

Merkezden kopmayayım derken, bölgeden olmak, bölgeden kopmayayım derken, merkezi kaybetmek.

Çünkü bölge seçmenine sürekli olarak farklılığı hatırlatılarak, özerk olması gerektiği söylenerek kendini tekrarlayan bir siyaset tarzı, kısa sürede, onu, sizin merkez için yaptığınız siyasetten uzaklaştırabilir.

Merkez siyaseti anlamsız bulabilir.

Çünkü merkez siyaseti yapmak, Kürt siyasi aktörlerin ve Selahattin Demirtaş’ın son açıklamasına bakılırsa, Kürtleşme siyasetinden belli tavizler verilerek icra edilen bir olay haline geliyor.

Kürtler’in adayı, Batı’da, Kürt siyasetinin en büyük başarısı sayılan ve bizzat kendisinin de katkı sunduğu çözüm süreci yokmuş gibi konuşuyor ve davranıyor.

Bu sürecin Kürt tarafındaki mimarı Öcalan’dır. Öcalan’dan hazzetmeyen Kürtler bile, attığı bu adımı desteklemektedir. Türk halkı ve Kürt halkının büyük çoğunluğu ise, Başbakan Erdoğan’a çözüm sürecinde oynadığı tarihsel rol nedeniyle minnettardır.

Ama Beyaz Türkler, sürece emeği geçen hiç kimseden hoşlanmıyor, hatta nefret ediyorlar.

Kürtler adına siyaset yapanların bilmesi gerekir ki bugün Türkiye’de ‘Anadolu İhtilali’ yaşanıyor ve çözüm süreci bence bu ihtilalin en önemli safhasıdır...

Anadolu halkı çözüm sürecine destek verdi..Selahattin Demirtaş’ın, gelin birlikte dans edelim demek yerine, çözüm sürecine verdiği destek için Anadolu halkına teşekkür ederek seçim çalışmasına başlaması bambaşka bir hava yaratırdı.

Kürt aday halka değil, beyaz seçkinlere ve ‘ortak düşmana’ karşı onlara yoldaş olmuş eski tüfeklere veriyor mesajlarını. Oysa ‘Kürtlerle Dans Başlıyor’ niyetiyle, onu Şişli’de dinleyenlerin aksine, Anadolu halkı, çatışmada kaybettiği evlatlarının acısını içine gömerek çözüm sürecini canla başla destekliyor.

Kürt-Türk kardeşliğini, Kürt-Türk siyasi ittifakını alkışlıyor.

Bir şey beklemeden alkışlıyor.

Kürt siyaseti Anadolu halkına hayalkırıklığı yaşatarak, kendi liderinin başlattığı bir süreci bu kadar önemli bir seçimde bir kez dahi hatırlamayarak, nasıl Türkiyelileşebilir?

Bir Kürt adayın Erdoğan’a muhalefete dört elle sarılıp, çözümü ihanet olarak görenlerin bulup çıkardığı bir adayı, aklına bile getirmemesi anlaşılır bir şey midir?

Yoksa ‘Türkiyelileşmek’ çözüm sürecini inkardan, ‘Bölge Partisini’ ve Öcalan’ı ‘gizlemekten’ mi geçiyor?

İyi güzel de nereye kadar?

Şeytana pabucunu ters giydiren ve geçen seçimde Sırrı Süreyya’yı bile yutmayıp oy vermeyen ‘yoldaşlar’ ve Beyaz Türkler dansa davet etti diye Selahattin Demirtaş’ı yutar mı sanıyorsunuz?

  • Yorumlar 6
  • Facebook Yorumları
    UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış
    ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
    • colemerg24 Temmuz 2014 Perşembe 09:58he he orhan miroğlu

      he he orhan sen den bişey çıkmaz sen serbestsin ne dersen de, seni senle başbaşa bırakmışız.

      Yanıtla (0) (0)
    • n. aytac24 Temmuz 2014 Perşembe 10:17?

      Zerre tutarlilik var mi bu yazida?

      Yanıtla (0) (0)
    • agid uslu24 Temmuz 2014 Perşembe 10:48yorumunuz

      mir oğlu senin gibi kürtler var oldukça bu iki anadolu halkının işi çok zor çünkü sizin kafanızda sizin için hangi sofrada yer varsa orada halk vardır dolaysıyla sizin halk anlayışınız bu bunu söyledikten sonra kürt hareketi anadolu halkıyla beraber ola bilmek için hangi fedakarlıktan kaçınmıştır ama hiç bir şekilde bizi kabul etmediler evet senin dediğin gibi beyaz türkler kürde ne şekilde baktıysa "senin bahs etiğin anadolu halkıda başka bir renk altında aynı anlayışı sergilemektedir"bunların anlayışıda akp li olmak demek türkiyelileşme demekti yani beyaz türkmüş kara türmüş arada ren farkı dışında anlayışta ortaktırlar
      ve bir iddiada bulunuyorum emin ol tayiple demirtaş bu cum hurbaşkanlığı seçiminde ikinci tura kalırlarsa bahs ettiğin beyaztürklerde tayıbe oy kulanırlar gene var say

      Yanıtla (0) (0)
    • ayse24 Temmuz 2014 Perşembe 15:12tesaduf mu?

      Nice zamandir once basdanisman ahir zaman Goebels`i Akdogan bir sey ufuruyor, en fazla iki gun sonra ayni ifadeleri buyuk Kurd `aydin`i Miroglu boncuk bulmus gibi siralayiveriyor. Apê Musa ne derdi acaba bu olup bitenlere?

      Yanıtla (0) (0)
    • ali can24 Temmuz 2014 Perşembe 22:40demokrasi

      Orhan bey ne yapalım? Ben şahsen hiç anlamadım. Savaşılım mı? Barış mı yapalım? En önemlisi seçime katılalım mı yada katılmayalım mı? Meydanı Erdoğana mı bırakalım? Türkiyelileşme politikası mı dediniz? Orhan bey siz biliyormusunuz 40 yıla yakındır Kürdlerin denemediği yol kalmadı kendinilerini kabullendirmek için!!! Savaştık öldük öldürdük. Sonuç??? Bence demokratik bir Türkiye ve özerk bir Kürd bölgesi herkesin hayruna olur. Artık ölmek yada öldürmek doğru değil. Hele hele sizin gibi Kürdler için hiç değmez.

      Yanıtla (0) (0)
    • Medya terazi25 Temmuz 2014 Cuma 21:53Kirlibeyaz tüırklerin borazanlığı

      Bu nasıl bir anlayiş ki,Kürd siyasetini hep beyaztüırk siyasetine karşıt bir koz olarak kışkırtıp ikdidarda olan kirlibeyaz türklerin karşısında ise minnet borcuyla boyun bükmesini isteyen bir anlayiş olsa olsa gönüllü kölelikdir.Miroğli bilmeliki 12 yıllık akepepe sini ikdidarda tutmaya yardımcı olan yine özgürlükçü Kurd siyasi hareketidir. Akepe we miroğlunun Kurd siyasi hareketine minnet borcu olduğunu dahi idrak edemiyorsa ne apalım ?

      Yanıtla (0) (0)
Yazarın Diğer Yazıları
ÖNE ÇIKANLAR
Tüm Hakları Saklıdır © 2009 İlke Haber | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.
Tel : 0532 261 34 89