• BIST 10358.46
  • Altın 4354.66
  • Dolar 40.1585
  • Euro 46.8487
  • İstanbul 23 °C
  • Diyarbakır 29 °C
  • Ankara 29 °C
  • İzmir 29 °C
  • Berlin 18 °C

Terör

Ahmet Altan-

Yeryüzünde, çocukları diri diri yakarak öldürmeyi haklı gösterebilecek hiçbir kutsal dava yoktur.

En kutsal amaç bile o çocukların tutuşup eriyen etleriyle, kemikleriyle birlikte dünyanın en büyük alçaklığına döner.

Gaziantep’te o bombayı kim koyduysa insanlık tarihinin en sefil eylemlerinden birini gerçekleştirdi.

Böylesine bir insan düşmanlığını sevinçle gerçekleştirecek psikopatları bünyesinde tutan her örgüt de o psikopat kadar insanlıktan kopmuştur.

Şu anda bunu kimin yaptığını bilmiyoruz.

PKK “ben yapmadım” diyor.

PKK yönetimi “rol modeli” olarak Türk devletini kabul ettiği, anayasasıyla, “tek adam, tek parti” düsturlarıyla Türk devletinin “kuruluş” günlerine delice hayran olduğu için bu devletin her türlü hastalığını, bu arada yalancılığını da devraldı.

Bizim eski Genelkurmay gibi çok rahat yalan söylüyor.

Taksim bombasında da “biz yapmadık” demişti, sonra “TAK yaptı” dedi, sanki TAK başka bir şeymiş gibi.

Ne bu devlete, ne bu PKK’ya inanıyorum.

Başka hiçbir devlet kuruluşu tarafından doğrulanmayan Başbakan’ın “115 PKK’lı öldürdük” böbürlenmesiyle, BDP’lilere sarılan PKK’lının “100 asker öldürdük” böbürlenmesi arasında bir fark yok.

Ölümden medet umdukça, öldürmekle övündükçe ölümler artıyor.

Antep’te yanarak ölenlerden biri bir buçuk yaşında.

Kim yaptı bunu?

PKK doğru söylüyorsa eğer geriye iki ihtimal kalıyor, Suriye istihbaratı ile Türk derin devleti.

Bu üçünden biri yaptı.

Belki de bunlardan ikisi birleşerek yaptı, belki de üçü birleşip yaptı.

O bombayı oraya yerleştiren psikopat yakalanana kadar kesin bir şey söylemek mümkün değil, gerçek suçlu ortaya çıkana kadar üçü de “şüpheli” olarak dürüst insanların vicdanlarında bir soru işaretiyle birlikte duracaklar.

Üçü de bu tür sefil eylemlerden sabıkalı çünkü.

Her kim yaptıysa Türkiye’deki gerginliği ve düşmanlığı daha da arttırmak için yapıyor bunu.

Hepimizi bir kan deryasında boğacak bir Kürt-Türk savaşı çıksın istiyor.

Bu olmayacak.

Zirvelerde duranların insafsızlığı, insan düşmanlığı, bu ülkenin halklarında yok çünkü.

Dün Uludere’de askerleri taşıyan bir minibüs devrildi.

Dere yatağına uçan minibüsteki ölülerle yaralıları taşıyanlar Uludereli Kürtlerdi, aralarında biri bombardımanda oğlunu kaybetmişti.

Hiç duraksamadan yardıma koşmuşlardı.

İnsan olmak böyle bir şeydir, bir acı karşısında yardıma koşmaktır.

Çocukları yakanlar, bu vicdanlı insanları birer canavara çeviremeyecekler.

Ama bu canavarların ortada rahatça dolaşmasına imkân vermeyecek bir iklim yaratmak gerekiyor artık.

Gerginliği azaltmak gerekiyor.

Emrinde on binlerce polis olan bir İçişleri bakanının bütün köşe yazarlarını tehdit ederek “o yazıları senin ağzına tıkarım” dediği bir ülke gerginlikten kurtulmaz, bir İçişleri bakanı böyle haddini hukukunu bilmez bir densizlikle konuşursa, bundan böyle insanlar için bir trafik çevirmesinde tutuklanmak da, “havaya sıkılmış” bir mermiyle enseden vurulmak da olağanlaşır.

Sürekli şiddeti öven, yenmekten, ezmekten, öldürmekten söz eden bir başbakan, ipin ucunu bu yandan böyle sert bir şekilde çekerse, gerginlikten medet umanlar da öbür tarafından çekerler ve o ip sonunda hepimizin boğazına dolanır.

Şu anda, güneydeki üç komşumuz da Türkiye ile itişiyor.

Üç Şii ülkeyle Türkiye arasında gizli bir mezhep savaşı var gibi gözüküyor, eğer ülkenin içini gerginlikten kurtaramazsanız bu “gizli savaş” her fırsatta Türkiye’nin içinden başını gösterir.

Türkiye’nin eşitliği ve adaleti sağlaması tek kurtuluştur.

Birinci adım olarak, “aynı ülkede yaşayan Kürtlerle Türkler aynı haklara sahip olmalı”, bu adımı atmadan Türkiye’de gerginlikleri, çatışmaları durdurmak mümkün değil.

Şu anda Türkiye’nin bizzat kendi iktidarı tarafından içine sokulduğu bu gergin ortam, Türk, Kürt, Suriyeli her psikopata, yanan bebeklerden zevk ve yarar çıkartacağı büyük bir ölüm lunaparkı yaratıyor.

Herkesi “ezmekle” tehdit etmek, insanların inançlarını aşağılamak, ırklar arasındaki farkları savunmak, herkese bela getiriyor.

Cumhurbaşkanlığı seçimlerine kadar ülkenin bu gerginliği taşımasının ihtimali yok.

Şiddetle, askerle, polisle gerginliğin önlenemeyeceği, Antep’te patlayan bombayla, Şırnak’ın sadece 15 kilometre ötesinde PKK’lı gerillaların gösteriler düzenlemesiyle ortaya çıkıyor.

Her ırkın “eşit” olması, kimse için “yenilmek” anlamına gelmiyor, ırkçılıktan vazgeçmek, gelişmek, demokratlaşmak anlamına geliyor.

Bütün ülkenin “Uludere köylüleri” gibi vicdanlı olabilmesi, Antep katliamını gerçekleştiren psikopatların hayat sahasını kaybetmesi anlamına geliyor.

Hayatımız alçaklara lanet okumakla mı geçecek?

O alçakların yaşayamayacağı bir ülkeyi kurmak hiç mi aklımıza gelmeyecek?

  • Yorumlar 8
  • Facebook Yorumları
    UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış
    ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
    • serhat22 Ağustos 2012 Çarşamba 13:30Ahmet abi

      helal olsn sana bu kadar gerçeği bu kadar güzel anlatman bir nebzede olsa bizi umutlandırıyor

      Yanıtla (0) (0)
    • Diyarbakırlı22 Ağustos 2012 Çarşamba 13:39korumasız gönderilen askerler

      Öncelikle hayatını kaybedenlere ALLAH tan rahmet yakınlarına baş sağlığı diliyorum.Dünden beridir haberleri izliyorum.Dikkatimi çeken ve herkesin sorması gerktiği soru, Asker nakilleri sivil otobüsle ve korumasız yapılıyor. Görüntülerden açıkça belli.Koruma olsaydı ilk kurtarma işlemine asker katılırdı. Soruyorum, bu kaza değilde zırhsız araç içindeki askerlere, PKK tarafından pusu kurulmuş olsa kim bunların güvenliğini sağlayacak tı?

      Yanıtla (0) (0)
    • Yandaş22 Ağustos 2012 Çarşamba 15:35Altan

      Sayin altan PKK yandasligiyla sacmaliyor. Ama artık onu bu ülkedeki aklı Selim hiçbir kurt ve turk ciddiye almıyor.

      Yanıtla (0) (0)
    • riya teze22 Ağustos 2012 Çarşamba 23:38at izi

      bu ülkede artik kimden gelirse vede kime karsi yapilirsa yapilsin siddet herkese zarar veriyor bu vesileyle herkes sesini hicbir siyasi vb kaygilar tasimadan yükseltmelidir terörün her türlüsünü mahküm etmelidir .antep saldirisinda da görüldügü gibi at izi itizine karismistir..

      Yanıtla (0) (0)
    • roj_ava23 Ağustos 2012 Perşembe 00:03Yandaş neyin yandaşı

      Belki bu güne kadar Ahmet ALTAN hakkında yüzlerce şey yazılmıştır. Bunun içinde en yerine oturanı bundan evvel yüzlerce kez yazıldığı üzere NE İSA'ya NE MUSA'ya yaranamadığı dır. yani Yandaş isimli yorumcu bu yazının neresinden Ahmet ALTAN'ı PKK yandaşlığı ile suçluyor. Allah hepimize akıl ve fikir versin. Zira ondan başka sığınacağımız başka da yer yok. bu tipik sağır duymaz uydurur öz deyişinin günümüzdeki hali olsa gerek

      Yanıtla (0) (0)
    • aliser kerbela23 Ağustos 2012 Perşembe 00:17Asiti-Baris

      bu kan dursun artik sadece eski ergeneraller yalan söylemiyor simdiilerde yalan söylüyor önemli olan gecmiste devlet su hatayi yapti. pkk su hatayi yapti demek degil önemli olan bundan sonra sadece baris dilini kullanmak gerekirse kendi gazetesinde tüm aydinlar her iki tarafa masaya kosulsuz baris icin cagri yapabilirler.

      Yanıtla (0) (0)
    • mamoste23 Ağustos 2012 Perşembe 01:47yüzakı

      kavgacı olan türk ile kürdün , başkalarına tahammülü olmayan kürd ile türkün, sevmediği adam AHMET ALTAN ... olsun sevenin çok hemde oldukça...

      Yanıtla (0) (0)
    • botan23 Ağustos 2012 Perşembe 02:31inanmak

      varsayılım adam yakalandı ve kimin yaptığını söyledi.devlet milettine acaba doğruyu söyleyecekmi.iş yine ezbercilikte kalacak yani pkk.artık millet doğruları istiyor barışı sağlamak halkın elindedir lütfen fırsat vermeyelim barışın olması için daha ne bekliyroz.

      Yanıtla (0) (0)
Yazarın Diğer Yazıları
ÖNE ÇIKANLAR
Tüm Hakları Saklıdır © 2009 İlke Haber | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.
Tel : 0532 261 34 89