• BIST 9475.21
  • Altın 4149.579
  • Dolar 39.0303
  • Euro 44.0763
  • İstanbul 19 °C
  • Diyarbakır 16 °C
  • Ankara 14 °C
  • İzmir 21 °C
  • Berlin 7 °C

Tek din

Ahmet Altan-

Önce inanamadık.

Bir hata vardır herhalde dedik, baktık hata yok.

Belki dili sürçmüştür, dedik, arada bir oluyor, sonra toparlıyor.

Yoo, ertesi gün aynı lafı aynı biçimde yeniden söyledi.

O zaman anladık ki ciddi bir sorunla karşı karşıya Türkiye.

Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı, bizim inanmakta zorluk çektiğimiz lafını “devletin kırmızıçizgilerini” sıralarken söylemişti.

“Tek millet, tek devlet, tek bayrak”
diye başlamış ve “tek din” diye bitirmişti.

Diğer “tek”ler tartışılabilir.

Ama “devletin kırmızıçizgisi tek din” dedin mi ağır bir suç işlemiş olursun.

Bu, laiklikten çıkmak demektir, Anayasa’yı ve yasaları çiğnemektir.

Adam öldürmek nasıl suçsa, “Türkiye Cumhuriyeti devletinin kırmızıçizgisi tek din” demek, devleti “din”le bağlamak, tek dinin dışındaki her inancı “suç” kabul etmek, vatandaşlarını “devletin” seçtiği dini benimsemeye mecbur bırakacağını açıklamak da öyle suçtur.

Hatta bana sorarsanız daha da ağır suçtur.

Çünkü böyle bir keyfilikle tek başına devletin “laik” yapısını değiştirmeye kalktığında bu toplum bölünür ve burası Lübnan’dan beter olur.

Çok adam ölür.

Çok kan dökülür.

Bir başbakanın arkasında yüzde elli oy da olsa ülkenin laik yapısını değiştirmeye kalkması, bunu söylemesi, buna kendi başına karar vermesi mümkün değildir.

Arkasında yüzde elli var ama karşısında da yüzde elli var.

Başbakan “laiklikten” çıkmaya kalktığında arkasındaki yüzde ellinin hepsini bulamaz.

Ama şu anda birbirleriyle hiçbir şekilde anlaşamayan kitleler, Kürt’üyle Türk’üyle, Müslüman’ı gayrımüslimiyle, Sünni’si Alevi’siyle, Kemalist’i demokratıyla, sağcısı solcusuyla “laiklik” etrafında birleşir.

Büyük bir cephe oluşturur.

Biz, “laiklik yetmez, demokrat da olmalıyız” derken, ilk başlarda bu görüşü destekleyen Başbakan şimdi “demokrasiyi boşver, laiklikten de vazgeçeriz” demeye getiren laflar ediyor.

Ne söylediğinin farkında mı yoksa şuursuzca mı konuşuyor, bunu bilmiyorum.

Bildiğim tek şey, “laiklik” konusu, Başbakan Erdoğan’ın son zamanlarda rüzgârına fazla kapıldığı şımarıklığını aşar.

Ne Başbakan Erdoğan ne de başka birisi, Türkiye’de çok kanlı bir iç savaşı göze almadan Türkiye’yi laik bir düzenden çıkartacak adımı atabilir.

Başbakan’ın medyası ve AKP’nin “muhafazakâr” tabanı, Başbakan’ın her tavrını, her sözünü hiçbir eleştiri süzgecinden geçirmeden alkışlıyorlar ama bu sınırsız destek bizi bir kaosa doğru sürüklüyor.

Bugün Erdoğan’ı destekleyen Anadolu sermayesi bir daha düşünsün bence, bu iç savaş patlarsa ortada ne sermaye kalır ne Türkiye.

AKP yöneticisi Hüseyin Çelik dün Lale Kemal’in sorusu üzerine, “Beşer şaşar, dil sürçmesi olabilir... Laik bir ülkede tek din iddiasında ve imasında bulunmak eşyanın tabiatına aykırıdır” diye bir açıklama yaparak durumu toparlamaya çalıştı ama Çelik’in açıklaması durumu toparlamaya yetmez.

Erdoğan bunu bir defa söylemedi, “dil sürçmesiyle” açıklanabilecek bir durum yok ortada.

Biliyorum AKP yöneticilerinin çoğu koltuklarını kaybetme kaygısıyla Erdoğan’ın keyfilikleri karşısında ezildikçe eziliyorlar ama eğer bu dizginsiz gidişe dur diyemezlerse oturacak koltuk da bulamazlar.

Ciddi bir tavır almak, ciddi bir açıklama yapmak, Başbakan’ı da açıklama yapmaya zorlamak mecburiyetindeler.

Başbakan açıkça suç işliyor.

Korkarım Başbakan Erdoğan nerede duracağını kestiremeyecek bir coşma içinde, bir tür “kendi kendine tapınma” ayinleriyle akıl ve mantıktan kopuyor, her şeyi yapabileceğini, her şeyi söyleyebileceğini sanıyor.

Kendi kendine hayranlığın yarattığı zehirli buğulanma onun gerçekleri görmesini zorlaştırmaya başladı.

Tabii karşısında ciddi bir muhalefet olmaması da bunu kolaylaştırıyor.

Sadece CHP’yi söylemiyorum, BDP de bu keyfiliğe ciddi ataklarla karşı çıkamıyor.

Muhalefetin bu zebunluğu, Erdoğan’ın şuursuzlaşmaya başlayan keyfiliğine çok geniş bir alan açıyor ve Başbakan sonunda “tek din” diyebilecek bir cürete kavuşuyor.

Siz, Başbakan “devletin kırmızıçizgileri” arasında “tek din”i de sayınca muhalefetten güçlü bir ses çıktığını duydunuz mu?

Eğer böyle durumlarda baştan kuvvetli ve etkileyici bir şekilde karşınızdakini uyaramaz ve onu durduramazsanız, sonra iş hiç kimsenin durduramayacağı bir yere varır.

Başbakan freni patlamış kamyon gibi gidiyor.

Başta AKP yönetimi, tabanı, medyası olmak üzere herkes susarsa, bu gidişe engel olmazsa, uyarmazsa, durdurmazsa öylesine korkunç biçimde çarparız ki tarihimizde bir eşine rastlanılmamış bir hercümerç yaşarız.

Laikliği terketmeye kalkan bir Türkiye, sadece bölgenin değil dünyanın dengelerini altüst eder.

Bunun sonuçlarını tahmin edemiyor musunuz gerçekten?

Gördüğünüz şey sizi ürpertmiyor mu?

Bela geliyorum diyor.

Ama bu bela, görülmemiş derecede kanlı olur, bugün susmaktan yana olan herkes de bunu aklına yazsın bence.

  • Yorumlar 10
  • Facebook Yorumları
    UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış
    ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
    • bedrettin08 Mayıs 2012 Salı 09:27UZAĞI GÖRMEK

      Cumhuriyete geçişten tutun ta bu güne kadar geçen sürede, zulümden başka ne yaptılar. Oluşturulan kültür dahi vesayet kültürü ve sistemi koruma kültürüdür. Televizyon ekranlarında ki tartışma programlarına baktıkğımızda dahi, suç sayılmayan çerçevenin dışına çıkmama gayreti ile hareket edilmektedir. Kürtlerin Lozanda devletler arasında parçalamanın nedenleri ve Kürtlerin karşılaştıkları insanlık dışı muameleyi gören aydınlar çok az yada yoktur.

      Yanıtla (0) (0)
    • bedrettin08 Mayıs 2012 Salı 09:31DEVAM

      olma yolunda ilerleyen Kürt sorunu çözmedikçe, Türkiyeninde çağdaş olamayacağı gibi demokrasi kültürünede alışamayacağı herkesten çok sizlerin bilinmesi gerekir. Ama bu uğurda aydınlardan halen güçlü ses çıkmadığı gibi, gücün etrafında dönüyorlar. Sonucu (Mazlumu) eleştirmek kolaydır. Ancak insafsızlıktır. Adalet herkese lazımdır. UNUTMAYALIM.....

      Yanıtla (0) (0)
    • mustafa yürürdurmaz08 Mayıs 2012 Salı 10:31tek din

      sn. Altan 'ın penceresinden baktığımda; yorumlarına katılmakla birlikte,Başbakan'ın onun anladığı şeyleri kastedmediğini,olsa olsa gelecek tepkileri ölçmek için özellikle söylemiş olabileceğini,ya da kendi kadrosunda gerçekleri söyleme cesaretine sahip insanların hangi yoğunlukta olduğunu merak etmiş olabileceğini düşünüyorum...

      Yanıtla (0) (0)
    • Bilal Yüksel08 Mayıs 2012 Salı 10:33Ahmet Altan'a

      Ne desin başbakan: TEK OLAN HAK DİN'E İNANMAYANLARDA VAR DİYE İKİ TANE Mİ DESİN. GERÇEK DIŞI MI KONUŞŞUN. HAK DİN TEK VE HEPİMİZİ YARATAN ALLAH DA BİR YARATTIĞI GERÇEK YOL YANİ DOĞRU DİN DE TEK. ÖTEKİLER SAPMIŞ...

      Yanıtla (0) (0)
    • ali kemal08 Mayıs 2012 Salı 11:54yeni çığır aşmak

      toplumsal yaşamda yeni bir düzenleme yapmak isteyen kişi/kurum, evrende var olan temel yasalara uygun hareket etmelidir ki başarılı olabilsin.İnsanları tek tip yaşamaya zorunlu tutmak yaradılışa uygun olmadığından başarılı olma şansı olmayan geçmişte denenmiş sakat uygulamalardandır.

      Yanıtla (0) (0)
    • Murat Yetkin08 Mayıs 2012 Salı 16:23Tarihe Bakın

      Şu iyi bilinmelidir ki; bu memleketin kuruluşunda, kurtuluşunda en önemli unsur İSLAM'dır. İlk Anayasa'da Devletin resmi dini İslam'dır, yazar. Nereden geldiğini unutanlar önlerini göremezler. Bu, din hürriyeti ortadan kalksın anlamına gelmedi, gelmez de. İlk mecliste herkes müslümandı. Oysa Meclisi Mebusan'da ermenisi de vardı, yahudisi de. Türk denilince bütün fünyada müslüman akla gelir. Soyut konuşmayalım. Burası Müslümanların Yurt Edindiği Topraklardır.

      Yanıtla (0) (0)
    • ekrem alikar08 Mayıs 2012 Salı 16:51AKP VE BAŞBAKAN'IN BU DURUMA GELMESİNDE SANKİ KENİSİNİN PAYI YOKMUŞ GİBİ

      Başbakanı bu hale getiren sen ve senin gibi gazeteciler ve yazarlar değilmi? Bie kaç gün önce bile kendini kaybetmiş sözde eski bir solcu liberalin ortaya atığı bir iftirayı sen kendi gazetene manşet yapıp akp ve başbakanın ekmeğine yağ sürmüş olmadınızmı? Neymiş maocu solcular 1 mayıs 1977 de prevovakasyon yapışlarmış.

      Yanıtla (0) (0)
    • mehmet varlı08 Mayıs 2012 Salı 20:34Tek din demiş

      Tek din denilince kişilerin aklına islam'ın gelmesi islam'ın tek din olduğunun kanıtıdır. Allah katında din ancak islamdır.

      Yanıtla (0) (0)
    • erol08 Mayıs 2012 Salı 23:37şuursuz yorumcular

      Bazı şuursuz yorumcular devletin kuruluşundaki din etkisiyle din şovenizmini bir potada eritmişler,bu tip insanlarda demokrasi şuuru gelişmez.

      Yanıtla (0) (0)
    • çıplak12 Mayıs 2012 Cumartesi 06:14din ve peynir ekmek

      yorumlara bakıyorum da ne kadar zavallı insanlar olduğumuzun tesbini çekiyorum.din,modern hayatın tostu.ekmek arası,atıştırmalık.dini kullanan kullanana.tanrının insanlar tarafından temsil edilmeye ihtiyacı mı var? kalabalıklar tanrıya mı inanıyor. para,güç,iktidar ve tanrının varlığı.neyi nereye koyuyorsunuz.para ya tanrıdır;yada para tanrıdadır. mesele güçse etik değerlerin herhangi bir önemimi var.

      Yanıtla (0) (0)
Yazarın Diğer Yazıları
ÖNE ÇIKANLAR
Tüm Hakları Saklıdır © 2009 İlke Haber | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.
Tel : 0532 261 34 89