• BIST 10358.46
  • Altın 4336.357
  • Dolar 40.1508
  • Euro 47.0268
  • İstanbul 23 °C
  • Diyarbakır 30 °C
  • Ankara 25 °C
  • İzmir 25 °C
  • Berlin 17 °C

Tam olarak ne?

Ahmet Altan-

Önce şu “KCK muhtırası” konusunda söyleyeceğimi söyleyeyim.

BDP Eşbaşkanı Demirtaş, “Bize öyle bir tehdit geldiğini kanıtlasınlar istifa edeyim” demiş, yetinmemiş, “Bu haberler uydurmadır” diye de eklemiş.

Aynı şeyleri tekrar tekrar yaşamak zorunda kalmak tuhaf aslında.

Biz Aktütün baskınının haberini ve görüntülerini yayımladığımızda, Genelkurmay, o haberin bir görüntüsünü öne alarak “Orası söyledikleri yer değil, yanlış haber veriyorlar” demişti.

Haber doğruydu, kurnazlık edip tek bir kareyle yalanlamaya çalışıyorlardı.

Demirtaş da “Bize öyle tehdit gelmedi” diyor, “BDP’ye gönderildi” demedik zaten, “KCK’nın kurum ve kuruluşlarına gönderildi” dedik.

BDP Eşbaşkanı, kesin bir şekilde “öyle bir muhtıra yok” demeliydi haberi yalanlamak için, etrafında dolaşmamalıydı.

Diyemez, o “muhtıra” var çünkü, on gün kadar önce gönderildi.

O haberi muhabirimiz “içerden” aldı, aynen KCK’nın bugün “bu haber nasıl sızdı” diye araştırmaya başladığının haberini de “içerden” aldığı gibi.

Bize asker haberleri hep “içerden” geldi çünkü bir örgüt hatalar yapmaya başladığında onun içinde bu durumdan hoşlanmayan, örgütünün yolunu düzeltmesini isteyen insanlar çıkar.

PKK, çok ciddi hatalar yapıyor ve anlaşılan kendi içinde de tartışmalar var.

Siz seçimlerden bir hafta önce, o seçimlerde yüzde elli oy alacak AKP için “çöküyor” diye analiz yapıp, stratejinizi bu analiz üzerine bina ederseniz hatalar yapmanız kaçınılmazdır zaten.

PKK yanlış analizler üzerine yanlış stratejiler bina etti, “AKP’nin çökeceğini, Kürt halkının ayaklanacağını” düşündü, AKP’nin çökmediğini görmesine rağmen kendi analizinden kuşkulanmak yerine şiddeti tırmandırarak kendini bir çıkmaza soktu.

Kürt halkı ayaklanmadı.

Aksine, “PKK-MİT müzakerelerinin” kayıtları açıklandıktan sonra PKK’nın yaptıkları konusunda kuşkuları arttı.

Müzakere masasının üstünde “özerklik, anadilde eğitim, Apo’nun serbest kalması” vardı ve PKK bir tekmede bu masayı devirdi.

Şimdi herkes gibi Kürt halkı da soruyor, “niye?”

Niye masayı devirdiniz ve ortalığı kana buladınız?

Kürt halkının en önem verdiği talepler bizzat “Başbakan’ın temsilcisi” tarafından masaya konmuşken, siz niye çoluğu çocuğu, kadını kızı öldürmeye koyuldunuz?

Meseleye “Kürt halkının hakları ve çıkarları” açısından baktığınızda bu sorunun mantıklı bir cevabı bulunmuyor.

O zaman doğru “cevabı” bulmak için önce doğru “soruyu” bulmamız gerekiyor demektir.

Müzakere masasında neler var?

Apo’nun serbest kalması var.

Anadilde eğitim var.

Özerklik var.

Ayrıca yıllarca PKK ve BDP yöneticilerinin ısrarla söylediği “Kandil muhatap alınmıyor” sözlerine rağmen Kandil’in muhatap alındığı gerçeği de var.

Kürt halkının ve siyasetçilerinin talep ettikleri müzakere masasına konmuş.

Biz “var olanlarla” doğru cevabı bulamadığımıza göre soruyu şöyle sormalıyız:

“Müzakere masasında ne yok?”

Müzakere masasında “özerk Kürdistan’ı kimin yöneteceği” yok.

Kürdistan özerk olduğunda da oranın yönetimini halk seçimle belirleyecek, PKK yönetimine hemen siyasete dönme imkânı verilse bile onlar miting miting dolaşıp halklarından “oy istemek” zorunda kalacaklar.

Kendi halklarına hesap verecekler, açıklama yapacaklar.

Büyük bir servete, binlerce silahlı adama hükmeden birinin kolayca kabul edebileceği bir durum değil.

Ayrıca Kürt halkının PKK yönetimine büyük bir iştiyakla sarılacağının güvencesi de yok.

Hâlbuki PKK yöneticilerinin sandığı gibi bir “devrimci halk savaşı” çıksaydı ve Kürdistan silahla koparılsaydı oranın yöneticilerinin kimliği baştan belli olacaktı.

Benim görebildiğim kadarıyla PKK yönetimi “ben ne olacağım” diye soruyor ve bu sorunun cevabını bulamadığı her masayı, isterse o masanın üstünde “özerklikle, Apo’nun serbestliği” dursun, gene de deviriyor.

Kürt halkının ve PKK sempatizanlarının önemli bir kısmı da bu durumdan hoşlanmıyor.

PKK yönetimi belki de ilk kez kendi tabanını böylesine huzursuz etti, kendi politikalarını ve yaptıklarını bu kadar açıktan sorgulanır hale getirdi.

O müzakereler, PKK’yı “Kürt halkının haklarını” onurlu bir şekilde almış bir örgüt konumuna getirecekti, bunu reddettiler, masumları öldürerek Kürtleri utandırdılar.

Bu ülkede savaşarak gidilecek bir yer yok, ne devlet, ne PKK “şiddetle” bir yere varabilir; çıkış yolu barıştır, “Kürt halkının haklarının” tanınmasıdır.

Bu gerçeği reddeden, kendini yok eder.

  • Yorumlar 6
  • Facebook Yorumları
    UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış
    ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
    • Musa Tosunpasa27 Eylül 2011 Salı 08:38Vay beeee...

      Sayin Altan galiba her alanda uzman. Baksaniza gazeteciligi birakmis ne analizler yapiyor. Ne kadar da biliyor. Oldu olacak PKK hangi bahara bitecek bir soylede bu halkta rahatlasin, bizde rahatlayalim. De hade....

      Yanıtla (0) (0)
    • ertan27 Eylül 2011 Salı 10:42wah wah

      ahmet altan kendisini aşmış aşmışta nreye varmaya çalışyır anlamış değilim bence kenidiside nereye gitmek istediğini bilmiyor.peki o devletki bir halkın anadlinide konuşmasını yasakladığı halde aç cahil sefil bıraktığı halde 30-30 liralık makarna yardımlarıyla oyaladığı aşşağıladığı halktna gidip oy isteyebiliyorsa örgütde gider ister enazından devlet kadar bu halka acı utanç yaşatmamış.örgüt uzmanımısın nesin sen .

      Yanıtla (0) (0)
    • ismet bakşi27 Eylül 2011 Salı 13:46tek taraflı yaklaşım

      sayın ahmet altan sizin bu yazınız da tek tarafı eleştirmektir savaş kararı sayın başbakanın muş mitinginde kürt sorunu yoktur açıklamasi ile başlamiştır masayı deviren taraf kürtler değildir biraz piskolojik savaşa katkı yapmak için yazılmiş bir yazıdır saygılar.

      Yanıtla (0) (0)
    • axin27 Eylül 2011 Salı 14:17yazıklar olsun

      yılarca yazılarınızı takip ediyom meğerse yılarca kendimden daha cahil birini takip etmişim bu ülkedeki aydınların en aydını sizseniz vay halimize teoriye bak ya allah akıl fikir versin bu yazıları erdoğanmı yazıyor sizin adınıza

      Yanıtla (0) (0)
    • democratica27 Eylül 2011 Salı 15:19güzel analiz

      ahmet altanı gerçekten tebrik ediyorum bir çok konuda olduğu gibi bu konuda da hakkaniyetini korumuş ve demokrasiden yana taraf olduğunu göstermiş. 30 yıldır pkk bizi muhattap alın diye inliyordu devlet bizi muhattap kabul etmiyor diyordu, şimdi noldu devlet bırak muhattabı müzakereye bile oturdu pkk ile ama pkk kendi varlığı için kürt halkını resmen satmıştır.

      Yanıtla (0) (0)
    • selcuk ayna27 Eylül 2011 Salı 15:29Her zamanki gibi çok güzel yazmışsınız

      Ahmet Altan başbakanı eleştirdiğinde hayran kalanlar,devleti eleştirdiğinde hayran kalanlar pkk yı uygulamalarını eleştirdiğinde niye aynı hayranlıkla bakmıyorlar.At gözlüklerini takıp pkk yı hala kahraman görenler bir gün kendi ailesinden biri vurulduğunda ne yapacaklar!!! onların PKK yı önemsediği kadar PKK onları önemsiyor mu?

      Yanıtla (0) (0)
Yazarın Diğer Yazıları
ÖNE ÇIKANLAR
Tüm Hakları Saklıdır © 2009 İlke Haber | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.
Tel : 0532 261 34 89