• BIST 9915.62
  • Altın 2439.282
  • Dolar 32.4246
  • Euro 34.6533
  • İstanbul 18 °C
  • Diyarbakır 30 °C
  • Ankara 21 °C
  • İzmir 26 °C
  • Berlin 24 °C

Suriye

Ufuk Uras

Evrenin efendileri, siz istediğiniz uluslararası toplantıyı yapıp, imza üzerine imza atın, Suriye’nin asli öznelerinin olmadığı tüm toplantılar hükümsüzdür. Masa başında aldığınız kararların geçerli olabileceğini mi sanıyorsunuz?

Uzun zamandır kan ve gözyaşından başka bir şey görmeyen Suriye’de, inatla emperyalist güçlerin aldığı kararların da, müdahale heveslerinin de yanlış olduğunun altını çizdik.

AKP hükümetinin gösterdiği lüzumsuz gayretkeşliği ABD yönetimi bile benimsemedi.

Buna karşılık antiemperyalizmi diktatörlük rejimlerini savunma gibi algılayanlar, bu rejimler Batı’yla anlaşma yoluna gidince duvara çarptılar.

Bölgede Kürtler, kendi dışındaki halklara da barış elini uzatarak bir doğrudan demokrasi modeli oluşturdular ve Baas rejimi ile radikal vandalist gruplar karşısında bölgenin seçeneksiz olmadığını ortaya koydular.

Esad rejimine destek ziyareti yapmayı marifet sayan siyasi yapıların, Rojava’ya uğramak akıllarından bile geçmedi. “Suriye’de Esad’dan iyisi yok,” diyen CHP sözcüsü Haluk Koç yanılıyor, Kürt alerjisi sadece ülkede değil, bölgede de olan biteni görmelerini engelliyor.

AKP iktidarının baştan aşağıya yanlış politikasının bedelini çok ağır ödeyen Antakya halkı, bakalım yerel seçimlerde nasıl bir refleks gösterecek? Ancak anketler güç dengelerinde gözle görülür bir değişiklik henüz ortaya koymuyor.

Cilvegözü gibi sınır kapılarında patlatılan bombalarla benzerlikler gösteren Reyhanlı saldırısının mahkemesinin sonuçlanması ve tüm gerçekleri öğrenmemizin sağlanması çok önemli.

Miloseviçleri, Saddamları zamanında destekleyenler, şimdi de Esad’a ve muhaberata yağlama yıkama faaliyetinden vazgeçemiyorlar. Miloseviçlere, Saddamlara zamanında Le Penlerin, Heidderların destek vermesi artık kimi şaşırtıyor?

Yeni ortaya çıkan ve vicdan sahibi herkesin kanını donduran Suriye’deki işkence fotoğraflarının bile bazı gazetelerde Suriyeli Bakaníın ağzından yayınlanması, memleketteki muhaberatın gücünü gösteriyor. Gazeteciliğin temel ilkesi işkence vakalarını devlet dışı aktörler üzerinden ortaya koymak değil midir? Aranızda işkenceden geçen tek bir kişi bile yok mu size 12 Eylül işkencelerini resmi yetkililerin ağzıyla sunmanın ayıp kaçtığını anlatsın? Bilmez misiniz, işkencecinin sıfatına bakılmaz, işkenceciden değil, mağdurdan yana saf tutulur.

Esad’ın işkencelerini El Nusra ve benzerlerinin kabul edilmez katliamlarıyla mazur göstermek mümkün mü? Tüm bunlara sıfat koymadan karşı çıkmak gerektiğini unutacak kadar insanlıktan uzaklaştınız mı?

Suriye meselesinde en büyük tuzak, Alevi yurttaşlarımızla Esad’ı ilişkilendirmektir. Alevilerin ilişkilenebileceği yegâne zemin demokrasi, özgürlükler ve insan haklarıdır.

Kendini değiştirme araçlarından yoksun bir sistem, kendini koruma araçlarında da yoksun oluyor. Politikada deniz sakinken dümeni tutmak kolaydır, önemli olan fırtınalı ortamlarda nasıl davrandığınızdır. “Bana yar olmazsa, felç ederim”zihniyetinin sonu felakettir. Başkalarının kuyusunu kazmaya başlarsanız, siz de aşağılara inmeye başlarsınız. Kaosun olduğu yerde çoğulculuk olmuyor. Suriye’de kaosu bitirmenin yolu Rojava devriminin de gösterdiği gibi, Baas diktatörlüğü karşısında herkesin kendi inancı, dili, kültürü ve kimliğiyle özgürce yaşayacağı demokratikleşmeyi gerçekleştirmektir. Suriye’nin iç dinamiklerini küçümseyen oryantalist kafalara itibar etmemek gerekir. Onlar, dolap beygiri gibi hep aynı yerde dönmelerine karşın, yol aldıklarını sananlardır.

Takvimler değişirken, kafalar hala değişmiyorsa, takvimi değil kafaları değiştirmek gerekir. Ahlaksızlık başkalarının sorunlarına karşı kayıtsız kalmaksa, bu mücadele ahlaksızlığa karşı mücadeledir.

Umarım Öcalan’ın Barzani’ye mektubu ile sağduyu galebe çalacak ve bölgedeki dayanışmayı güçlendirecektir. Ya koşullar hepimizi teslim alacak, ya biz koşulları teslim alacağız, başka bir yol yok. Biz bölgedeki gerçekliği pekiştirmek değil, dönüştürmek isteyenlerden yanayız. O yüzden tek çıkış yolu olan 3. yol, Rojava demokrasisinin yoludur.

  • Yorumlar 0
  • Facebook Yorumları 0
    UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış
    ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
    Bu yazıya henüz yorum eklenmemiştir.
Yazarın Diğer Yazıları
ÖNE ÇIKANLAR
Tüm Hakları Saklıdır © 2009 İlke Haber | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.
Tel : 0532 261 34 89