• BIST 9398.93
  • Altın 4126.184
  • Dolar 38.8331
  • Euro 44.0988
  • İstanbul 23 °C
  • Diyarbakır 25 °C
  • Ankara 21 °C
  • İzmir 27 °C
  • Berlin 21 °C

Sorun ve çözüm

Ahmet Altan-

Bugün “Kürt sorunu” dediğimizde neden söz ettiğimizi herkes biliyor, sorunun ne olduğu da biliniyor, sorunun nereden kaynaklandığının da herkes farkında.

MHP ve birkaç ulusalcı dışında bu sorunun varlığını reddeden kimse yok bu ülkede.

Geniş kesimler “sorunun” ne olduğunu tartışmıyor.

Tartışılan, bu sorunun çözümünün nasıl olacağı.

PKK ilk kurulduğunda bu ülkede “Kürt” denemiyordu, sokakta Kürtçe konuşulamıyordu, Kürtçe şarkı söylemek hayatından vazgeçmek anlamına geliyordu.

Kürtün, Kürtçenin varlığını bu ülkeye “silah” kabul ettirdi, bu bir gerçek.

Ne yazık ki korkunç bir sağırlıkla hastalanmış kulaklar ancak silah sesiyle açıldı.

O günden bugüne de epey değişim yaşandı.

Şimdi titrek adımlarla da olsa, zikzaklar çizerek de olsa çözüm arayan bir siyasi iktidar, ona destek veren bir ana muhalefet var.

Apo’nun ev hapsine çıkarılması artık rahatlıkla tartışılabiliyor.

Karayılan’ın açıklamalarına göre, “devletle PKK arasında görüşmeler üç buçuk yıl sürmüş, anlaşma noktasına da” gelmişler ama sonra iki taraf da o noktadan geri çekilmiş.

Geri de çekilinse, ileri de gidilse, bütün bu hareketler, hamleler “çözümün” etrafında gerçekleşiyor.

Çözüme yaklaşmaya çalışmıyoruz, “çözmek” için son kararı vermek için uğraşıyoruz.

Karşımızdaki soru da net.

Şu andaki gerçeklere baktığımızda çözüm “silahla” mı, “silahsız” mı daha kolay elde edilir?

“Silahsız”
derken kastım PKK’nın “silah bırakması” değil.

Silahları susturması.

Çatışma alanlarının dışına çekilmesi.

Ordunun da operasyonları durdurup çözüm için gelişmeleri beklemesi.

Bu, yapılamayacak bir iş değil.

Daha önce yapıldı ama devlet bu imkânı iyi kullanmadı.

Bir kere daha denenmesi çözümü zorlaştırır mı?

Yoksa çözümü kolaylaştırır mı?

Sorumuz bu kadar basit.

“Silahların susması çözüm getirmez”
diyenler var.

Görüşlerinin doğruluğunu kanıtlamak için de “denedik, olmadı” diyorlar.

Peki, silahla çözüm sağlandı mı?

Bugün Murat Karayılan bile Silvan’dan şikâyetçi, barış sürecini “mahvettiğini” söylüyor.

Silvan’da silahlar patladığından bu yana çözüme daha mı çok yaklaştık yoksa daha mı çok uzaklaştık?

Bugün Dağlıca baskını bizi çözüme daha mı çok yaklaştırdı yoksa çözümü biraz daha mı zorlaştırdı?

Dağlıca baskınından Kürt halkının yararına bir sonuç mu çıktı?

Peki, PKK yararına bir sonuç mu çıktı?

Karayılan, “güvenilmez” bir adam hâline geldi bir anda.

“Karakol baskınları yapmıyoruz”
dediği konuşmanın yayımlanmasından 24 saat sonra PKK karakol bastı.

Sekiz asker öldürüp, 26 militanını kaybetti.

PKK baskınları son zamanlarda “intihar eylemlerine” dönüştü, Çukurca baskınından sonra Kazan Vadisi felaketini yaşadı, şimdi iki gün içinde 26 gerillasını toprağa bıraktı.

Bu tablo büyük bir “askerî prestij” mi sağlıyor?

Uludere’de kaçakçıları PKK’lı diye öldürüp, Dağlıca’da yüzlerce PKK’lı militanın geldiğini fark edemeyen bir ordunun “zorla askere alınmış” erlerini öldürmek için böyle büyük kayıpları göze almanın “yararını” ben kavrayamıyorum.

İki tarafın da cesur çocuklara ve beceriksiz yöneticilere sahip olduğu sonucunu çıkartıyorum sadece.

Tabii bir de bu tür eylemlerin hiçbir fayda sağlamadığına, aksine çözümü zorlaştırdığına inanıyorum.

Eskiden Kürt siyaseti, böyle eylemleri hep birlikte desteklerdi, artık onun da böyle eylemleri desteklemek konusunda çekinceleri olduğunu görüyoruz.

Leyla Zana tavrını çok açık ortaya koydu.

BDP Eşbaşkanı Demirtaş, “ordunun operasyonlarını” durdurmasını isterken “PKK her türlü silahlı eylemi durdursun” dedi.

Kürt siyasetinin önemli bir kısmı da sanıyorum artık “silahtan” bir fayda sağlanamayacağını görmüş durumda.

Barzani ve Talabani zaten silahları susturmak için uğraşıyor.

Abdullah Öcalan daha geçen yıl “silahları susturun, anlaşıyoruz” demişti ama PKK yönetimi onun sözünü dinlemedi, Silvan yaşandı.

Karayılan bile daha yeni “barış istediklerini” söyledi.

Kürt kesiminde “silahsız” mücadelenin denenmesini isteyenlerin, çözümü silahsız aramanın daha anlamlı sonuçlar vereceğine inananların sayısı artıyor.

PKK silahları sustursa, böyle büyük kayıplar verdiği eylemler yapmasa, hükümeti demokratik yollardan çözüme zorlamak, çözüm yollarını açık tutmak, Kürtlerin haklarını verecek değişimlerin gerçekleşmesinin mücadelesini vermek daha kolay olacak diye düşünüyorum ben.

Eğer PKK’yı destekleyenler “silahla çözümün sağlanacağına” inanıyorlarsa yapacak bir şey yok.

Deneyecekler.

Geçen yıl Silvan’dan sonra yazdıklarımı, PKK sempatizanlarının bana gönderdikleri mailleri, Karayılan’ın söylediklerini hatırlıyorum, bir de bugün Karayılan’ın Silvan’la ilgili sözlerine bakıyorum.

Karayılan’ın iki “Silvan” açıklaması arasında kaç kişi öldü.

Seneye, Karayılan’ın “Dağlıca’yla” ilgili gerçek düşüncelerini de öğreniriz.

Arada gene çocuklar ölür.

Çocukların ölümleri bizi çözüme yaklaştırıyor mu, uzaklaştırıyor mu anlarız.

  • Yorumlar 12
  • Facebook Yorumları
    UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış
    ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
    • ozan21 Haziran 2012 Perşembe 02:56PKK silah biraksa

      PKK den silahlari birak siyasete gir fikri tam bir safsata, bir yili askin bir suredir sayin ocalana tecrit uygulayacaksin 34 cocugu bombalarla paramparca edeceksin her uyandigimizda gozlerimizi kck operasyonlariyla acacagiz sonrada neymis efendim baris olacakmis. ben bir kurd olarak pkk silahlari biraksa hakkimi helal etmem.

      Yanıtla (0) (0)
    • ahmet vatandaş21 Haziran 2012 Perşembe 09:50çok iyimsesiniz

      Sayın Altan söylediklerinize katılıyorum ama siz gerçekten kürtlerin sadece demokratik haklarını aldıktan sonra rahat duracaklarınımı sanıyorsunuz.apo nun mit e partimi kurdurttum tc' yede devletimi kurduracağım sözünü nereye koyacaksınız.daha dün silvan,bugün dağlıca tutarsızlığı size güven veriyor mu? Evet barış ama önce sahada hakimiyet sonra barış olmalı gerisi pansuman olur.

      Yanıtla (0) (0)
    • bedrettin21 Haziran 2012 Perşembe 10:13SONUÇ

      Nedenlerden çıkan sonucu eleştirmeden önce, nedenlerin ortadan kaldırılması gerekir. Aydın kişi/kişiler; sorumluluğun bilinci ile hareket ettiklerinden sanırım bu sorun çözülür. Empati ve kardeş halklar/eşitliğin gereği olarak, düşünürler, sistemin çizdiği sınırların dışına çıkarak, gerçekler dile getirilmelidir. Bütün büyük savaşlarda birlikte hareket eden Kürt ve Türk halkları, neden şu anda savaşacak duruma geldiler? Omarım bu sorunun cevabı bul

      Yanıtla (0) (0)
    • serkan21 Haziran 2012 Perşembe 12:14ÇÖZÜM

      belki bir 10 yıl önce olsa öcalan ve karayılan ile sorun çözülebilirdi...

      Yanıtla (0) (0)
    • Hakan Kalender21 Haziran 2012 Perşembe 13:40avasin ve saydin` a

      pkk nin yaptigi eylemlerin hep baris girisimi dönemlere rastlamasi manidar degil mi? ve kendi varligini insan öldürmeye baglamis degilmi? ayasin 100 kadar aydin dan söz ediyor, yalniz herkes altan gibi düsünmüyor, nitekim altan tan, kemal burkay gibi kürt aydinlarda degisik görüslere sahipler, ciddi anlamda bir kisir döngünün icindeyiz

      Yanıtla (0) (0)
    • Abdullah Saydın21 Haziran 2012 Perşembe 12:17Savaşı Durdurmak

      Türk Devletının 'kendi vatandaşının' bir kısmını terorist ilan edıp savaşması çağımız gerekçelerıne göre garipsenecek bir durum. Ülke insanı bu savaş neden diye sormadıkça savaşan tarafların savaş sebaplari ortadan kalkmadıkçe hiç birimizin yaşamı teminat altında değildır. Milletlerın kaderlerını tayin etmeleri haksa Kürt hakkınada haktır.

      Yanıtla (0) (0)
    • Hebun Avaşin21 Haziran 2012 Perşembe 12:20siz aydınlar toplanın

      değerli yazar,bence siz aydınlardan oluşan 100 e yakın kişi hemen birleşin,gerek kürt yöneticilerle gereksede türk yöneticilerle yüz yüze görüşün.kimin ne istediğini bir belge haline getirin ve bunu kamuoyuyla paylaşın.makul istemlerin dışına çıkanlarıda teşhir edin.benim şahsen ne pkk den ne de iktidardan zerre kadar beklentim yok.çünkü her iki kesimde birbirlerinsamimice davranmıyorlar.

      Yanıtla (0) (0)
    • deniz tuna21 Haziran 2012 Perşembe 16:24ayni teraneler

      pkk bir defa baris icin, cözüm icin tüm gerillalarini sinir disina cekti. noldu o zaman, devlet geri cekilen gerillalari pusularda öldürdü. hem de yüzlercesini. kusura bakmayin ama bos konusuyorsunuz. siz devleti tanimiyorsunuz. devletin amaci baris degil. kürtlere, türklere bi cümle herkese boyun egdirmek. teslim almak. kürtlere daha ne yapsin. geri cekildi, ateskesler yapti onlarca defa. ama devlet askeri ve siyasi operasyonlari durdurdu mu! o zaman elini vicdanina koy ve öyle

      Yanıtla (0) (0)
    • can dersim21 Haziran 2012 Perşembe 21:08sömürgeci aydin

      Kışın grup grup gerilla vurulduğunda, iki metre kar altında Bitlis’te 15 kadın gerilla bir sığınakta imha edildiğinde, kimse barış ortamı sabote ediliyor demiyordu.Siz ve sizin gibiler altan alta seviniyordunuz.Baris ortami varmidiki bozulsun.Kürtleri aptalmi saniyorsunuz.

      Yanıtla (0) (0)
    • ÖZGÜR AZAD21 Haziran 2012 Perşembe 21:43syn altan

      sormaniz gereken devlet bizim teroristle mi yoksa düne kadar irak in olan teroristle mi baris yapacak.sizin baris dediginiz sey devletin kürt cocuklarini egitimin ilk 4yilinda asimile edip sonra kürtce secmeli ders ile kafaya mi almasi kürtleri.bence artik ayrilmanin kosulu yolu nedir onu konusun.kürtlerin hepsi biliyor ki devlet o-y-a-l-a-maktan baska birsey yapmiyor.

      Yanıtla (0) (0)
    • metin akkürt21 Haziran 2012 Perşembe 23:15kürt sorunu

      sn altan sizde çok iyi bilirsiniz silahlı göç olmadığı dönemlerde kürtler kürtçe konuşa biliyorlarmıydı.pkk çözümün önünde engel dıyenler var 90 yıldır pkk mı vardı hep yok sayılmadıkmı,aşağlanmadıkmı

      Yanıtla (0) (0)
    • Hakan Kalender22 Haziran 2012 Cuma 13:07ölmek yada öldürmek

      dagdaki militan icin tek amac ölmek yada öldürmek degilmidir, o öldürdügünde seviniyorsunuzda, öldügünde niye intikam atesiyle yaniyorsunuz?

      Yanıtla (0) (0)
Yazarın Diğer Yazıları
ÖNE ÇIKANLAR
Tüm Hakları Saklıdır © 2009 İlke Haber | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.
Tel : 0532 261 34 89