• BIST 8898.23
  • Altın 2919.746
  • Dolar 34.2096
  • Euro 37.8395
  • İstanbul 16 °C
  • Diyarbakır 13 °C
  • Ankara 12 °C
  • İzmir 19 °C
  • Berlin 10 °C

Sorumlular ve iktidar

Ahmet Altan-

Ordunun yürüyen bir dava konusunda hâlâ muhtıra verebildiği bir ülke burası.

AKP hükümeti, zor bela kazanılmış mevzilerden geri adım attığı, milliyetçiliğe, tutuculuğa saptığı, Avrupa Birliği’nden uzaklaştığı anda ordu muhtırayı, siyasi iktidarın da, yargının da alnına çaktı.

Muhalefetten, iktidarın bu “gerilemesini” ve ordunun muhtırasını eleştiren ses çıktı mı?

AKP iktidarından nefret edenler, bu hükümeti, orduya böyle bir iktidar alanını yeniden açtığı için eleştirdiler mi?

AKP hükümeti de dâhil bu ülkedeki bütün hükümetler, bir türlü gerçek iktidar olamadılar, küçük hesaplar ve büyük korkularla iktidarı sahiplenemediler.

Hâlâ gerçek bir devlet yapısına kavuşamamış, hâlâ halkın iradesini yönetime bütünüyle yansıtmayı becerememiş bu toplumda, bütün bu rezilliğin ana damarını gösteren bir katliamın ipuçları ortaya çıktı geçen gün.

2000 yılında utanmazca “hayata dönüş” diye adlandırılan bir hapishane operasyonunda mahkûmları öldürmek için önceden planlar yapıldığı anlaşıldı.

Halka “hayata dönüş” diye sunulan operasyonun gerçek adı olan “Tufan”, zaten operasyonu düzenleyenlerin amacını da ortaya koyuyor.

Bayrampaşa Cezaevi’nde 12 kişinin ölümüne yol açan o korkunç ve kanlı saldırının sorumlusu olarak bugün 39 tane er yargılanıyor yalnızca.

Sorumlu onlarmış.

Daha önceden bu operasyon için karar veren, bu operasyonun planlarını hazırlayan ve bu operasyonu yönetenler “sorumlu” değiller, düşünebiliyor musunuz?

Üstelik de bu operasyonun yapıldığı sırada başbakanlık koltuğunda “hümanist” Ecevit oturuyordu.

Görülüyor ki böyle “operasyonlarda” başbakanlık koltuğunda oturanların ideolojileri, kimlikleri, karakterleri hiç fark etmiyor.

Ülkeyi kim yönetiyormuş gibi görünürse görünsün “asıl yönetenler” istediklerini yapıyorlar.

Önceki gün, dönemin Adalet Bakanı Ahmet Sami Türk, “bu operasyonun daha önceden planlandığını bilmediğini” söyledi.

Bizim dün konuştuğumuz dönemin İçişleri Bakanı Saadettin Tantan ise, “Nasıl bilmiyormuş,” dedi, “bu operasyon Milli Güvenlik Kurulu’nda kararlaştırıldı ve Adalet Bakanlığı’na bağlı savcılar tarafından yürütüldü”.

Mahkûmları öldürme kararını Milli Güvenlik Kurulu vermiş.

Sami Türk ise bu yeni açıklama karşısında, “Milli Güvenlik Kurulu tavsiye kararı almıştı” dedi.

“Tavsiye” kararı aldıysa böyle korkunç bir tavsiyeye neden uydunuz?

Ve daha dehşet verici soru.

Siz ne zaman bu kurulun tavsiye kararına karşı çıkabildiniz?

Bir de küçük bir hatırlatma yapayım; bu operasyonlar gerçekleşirken cezaevlerinden sorumlu bürokrat Ali Suat Ertosun’du, hâlâ HSYK üyesi olan Ertosun.

Hükümetler değişse bile hep bir yerlerde görev almış olan bir bürokrat.

Kendisine emanet edilen mahkûmlarla tutukluları öldürmek için Milli Güvenlik Kurulu’nda karar almış, bunun için planlar hazırlamış ve planlarını uygulamaya sokup hapishaneleri cehenneme çevirmiş bir devlet ve bu devletin yöneticilerini değil, sadece 39 askeri yargılayan bir yargı sistemi.

Milli Güvenlik Kurulu hâlâ duruyor, Ertosun hâlâ önemli bir görevde ve operasyonu planlayıp uygulayanların yargılandığı dava hâlâ o erleri yargılayarak sürüyor.

Hapishanelerdeki o ölümlerden Milli Güvenlik Kurulu’nun üyeleri de, ölüm planlarını hazırlayanlar da, uygulayanlar da sorumlu ama hiçbiri yargı önünde değil.

AKP’yi gerçekten eleştirmek isteyen biri ona şu soruları sorar.

Neden Milli Güvenlik Kurulu'nu kaldırmadın, neden Ertosun’u yıllarca önemli görevlerde tuttun?

Hâlâ iktidarında muhtıra verilebilen bir hükümet olduğu için MGK’yı kaldırmadı ve Ertosun’u görevde tuttu, bu yüzden de gerçek iktidar olamadı, tam olmak için adım atarken de siyasi hesaplar yüzünden gerileyip yeniden orduya yer açtı.

Bu ülkenin hükümetleri, ülkeyi yönetmekten değil “yönetememekten” suçlular.

İşbirlikçilikten suçlular.

“Görüntüdeki” bir iktidarın nimetleri için “görünmez bir iktidarın” sultasına girmeyi kabullendikleri için suçlular.

“Bu ülkede askerî vesayet bitti” diyenler, Balyoz muhtırasını bir okuyun, sonra da gidip on bir yıl önceki katliamın sorumlusu olarak kimlerin yargılandığına bakın.

Ve, “gerçek iktidar olduklarına” inanmaya başlayan AKP’liler…

Siz, “hayata dönüşün” sorumlularını, Rahip Santoro’yu, Hrant Dink’i, Zirve katliamının kurbanlarını öldürtenleri ortaya çıkartıp yargılatmadan, bu ülkede demokrasinin ve hukukun gereklerini uygulamadan “gerçek iktidar” falan olamazsınız.

“Oldum” diye babalanarak ortada dolaşır, muhtırayı da yersiniz.

  • Yorumlar 0
  • Facebook Yorumları 0
    UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış
    ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
    Bu yazıya henüz yorum eklenmemiştir.
Yazarın Diğer Yazıları
ÖNE ÇIKANLAR
Tüm Hakları Saklıdır © 2009 İlke Haber | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.
Tel : 0532 261 34 89