• BIST 10319.96
  • Altın 2464.337
  • Dolar 32.2064
  • Euro 35.1089
  • İstanbul 15 °C
  • Diyarbakır 21 °C
  • Ankara 21 °C
  • İzmir 20 °C
  • Berlin 24 °C

Silvan provokasyonu ve Kandil...

Oral Çalışlar

'Koşullar ve halklar, yaşanan acıların gölgesinde, giderek olgunlaşıyor' değerlendirmesinde bulunabilir miyiz? 

Silvan saldırısının Kandil’den habersiz yapıldığı, bir provokasyon olabileceği ihtimali giderek gerçeklik kazanıyor. Hatırlayalım: Tam o günlerde, Öcalan “Artık anlaştık” açıklamasını yapmıştı ve her şeyin yoluna girmesi beklenen bir noktada ip koptu. (Tıpkı 1993’teki ateşkes sırasında gerçekleşen Bingöl saldırısında olduğu gibi.)

Avni Özgürel’in Kandil’de konuştuğu Murat Karayılan’ın Silvan saldırısından haberlerinin olmadığını söylemesi, barış ve savaş arasındaki ince çizginin ne kadar kırılgan olduğunu gösteriyor.

Karayılan, Özgürel’e, “Yerel unsurlar yaptı, kontrol edemedim” diyor ve “Bu olay, Türkiye’de Başbakan tarafından bizim kararımız olarak algılandı. Oysa benim ve yönetimin böyle bir kararı yok. Biz, bu iş bitti, çözüldü, protokol kabul edilecek ve barış gelecek derken Silvan yapıldı” yorumunda bulunuyor. Özgürel ekliyor: “Düşünün ki Oslo müzakereleri üç buçuk yıl sürüyor ve Silvan oluyor.”

Avni’nin çıkarımı şöyle: “Barış olmasın diye Türkiye’de uğraşan unsurlarla barışı engellemeye çalışan PKK’nın içindeki elemanların irtibatı neticesinde Silvan gerçekleşmiş olabilir.” 

Şimdi silahı yeniden konuşalım

Avni Özgürel’in izlenimi, ‘PKK liderliği’nin artık silahları bırakmak istediği yönünde. Tabii bunu ‘Murat Karayılan ve onun gibi düşünenler’ şeklinde sınırlandırmak daha doğru olabilir. Sonuçta, Silvan saldırısını gerçekleştiren ‘yerel unsurlar’ı da yabana atmamak gerekiyor.

Silvan’ın bir provokasyon olduğunu Karayılan da kabul ediyor. Saldırıyı yapanlar belli ki amaçlarına ulaştılar: Süreç (Oslo barış süreci) kesildi, KCK operasyonları yaygınlaştırıldı, siyasette şiddet ve polemik dili öne çıktı, askeri operasyonlarda ve PKK saldırılarında onlarca insanımız, gencimiz yaşamını yitirmeye devam etti.

Silvan saldırısının bu kadar etkili olmasının nedenleri üzerine düşünürken ‘sürecin kırılganlığı’nın da farkında olmak gerekiyor. Her iki tarafın da kendini ‘milliyetçi kamuoyu’nu hesaba katmak zorunda hissettiği bir zeminde bir ‘müdahale’ bütün dengeleri bozabiliyor. 

Taraflar daha tecrübeli

Her acı ve kırılma, aynı zamanda bir tecrübe olarak kazanıma da dönüşebilir. Bundan sonraki barış girişimlerinde, olası Silvan tipi provokasyonlara karşı yola devam edebilecek bir olgunluk birikimine ihtiyaç var. Tabii bu bağlamda önemli olan bir başka nokta, Karayılan’ın da dikkat çektiği ‘yerel unsurlar’a karşı ne yapılıp yapılmayacağı...

1993’te, Bingöl saldırısının ardından Öcalan ve Bayık’la Bekaa Vadisi’nde yaptığım söyleşi sırasında, onlara bu saldırıdan haberlerinin olup olmadığını sordum. Her ikisi de ‘hayır’ cevabı verince, “O zaman bu provokasyonu kimin yaptığını ve neden yaptığını araştırmanız gerekir” dedim.

Tabii bu ‘araştırma’ yapılmadı (veya yapılamadı). Öcalan yakalandıktan sonra “Bu işi Şemdin Sakık yaptı” dedi ama o noktada iş işten geçmişti. Olayı tezgâhlayanlar amaçlarına ulaşmışlardı.

Silvan’da da benzer bir durumun söz konusu olduğunu şimdi daha net bir şekilde görebiliyoruz. Savaşın kirliliğini, silahların patlamaya devam ettiği bir ortamda her türlü oyunun oynanabileceğini Silvan bize bir kez daha gösterdi.

Ne olursa olsun, şu noktada belirginlik kazanmakta olan sinyaller, rüzgârın yön değiştirdiğine işaret ediyor: Kılıçdaroğlu ile Erdoğan’ın buluşması, Leyla Zana’nın çağrısı, Talabani ve Barzani’nin çözüm konusundaki gayretleri (ve tabii Kandil’den gelen ‘veriler’ de) yeni bir ‘sayfa’nın başlangıcı olabilir.

Çözüm potasına girildiğini fark eden ‘savaş rantçıları’nın da kendilerine göre hesapları vardır. Her iki taraf da ‘kendi etrafını temizleyebildiği’ ölçüde savaş rantçılarından gelebilecek provokatif hamleleri göğüsleyebilir...

“Koşullar ve halklar, yaşanan acıların gölgesinde, giderek olgunlaşıyor” değerlendirmesinde bulunabilir miyiz?

  • Yorumlar 1
  • Facebook Yorumları 0
    UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış
    ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
    Yazarın Diğer Yazıları
    ÖNE ÇIKANLAR
    Tüm Hakları Saklıdır © 2009 İlke Haber | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.
    Tel : 0532 261 34 89