• BIST 9541.3
  • Altın 4056.404
  • Dolar 38.796
  • Euro 43.3954
  • İstanbul 13 °C
  • Diyarbakır 11 °C
  • Ankara 8 °C
  • İzmir 16 °C
  • Berlin 10 °C

Silahları susturmak

Ahmet Altan-

Bir yandan çok ümit verici mesajlar geliyor.

Beşir Atalay, “silahların bırakılabileceğinden” söz ediyor, Talabani’nin sözcüsü, “silahların bırakılması için Talabani’nin görüştüğünü” söylüyor.

PKK’ya yakın internet sitelerine bakıyorum, bu konularda bir açıklamaları var mı diye, oradan ses gelmiyor, ki bu şartlarda bu “olumlu” yorumlanabilecek bir sessizlik.

Bunların hepsine birarada bakınca, “savaşın bitebileceğine” dair bir umut besleyebileceğimizi görüyoruz.

CHP lideri Kılıçdaroğlu da “çözüm önerileriyle” Başbakan Erdoğan’a gidiyor.

Parti başkanlığından “liderliğe” geçmek istediğini gösteren demeçlerle “gerekirse koltuğumu da kaybetmeye razıyım” diyor.

Bir siyasinin lider olabilmesi için “koltuğunu kaybetmeyi göze alacak” kadar cesur, buna rağmen o koltuğu kaybetmeyeceğine emin olacak kadar da güvenli olması gerekiyor.

Kılıçdaroğlu bu tavrını devam ettirebilir mi bilmiyorum ama şu anda anlayabildiğim kadarıyla CHP de “bu çözümün” bir parçası olmak istiyor, sanki bir çözüm olabileceğine dair onların elinde de bazı bilgiler varmış duygusu da yaratıyorlar.

Umut ihtimali bile sevindiriyor insanı.

Bu savaşın bitmesi muhteşem olur.

Ama özellikle son yıllardaki deneyimlerimizle iki tarafta da “derin yapılar” olduğunu, barışın kapısına geldiğimizde tatsız bir sürprizle karşılaşabileceğimizi biliyoruz.

Ama galiba bu sefer, Barzani, Talabani ve Amerika destekli “çok uluslu” bir güç savaşı durdurabilmek için uğraşıyor.

Böyle umutlu bir görüntü var ama çok acayip işler de devam ediyor.

KCK tutuklamaları neredeyse BDP’nin bütün siyasi kadrolarını temizliyor.

Tutuklamalar, KCK’nın “PKK’nın şehir terörünü organize edecek” örgüt olduğu iddialarıyla başladı.

Böyle bir “örgüt” durdurulmalı, sivilleri öldüren canavarca eylemlere izin verilmemeli, bu tamam.

Ancak bir bakıyorsunuz, “terör örgütü” diye siyasi bir kadronun neredeyse bütün elemanları hapse atılıyor.

Böyle binlerce “siyasetçiden” oluşan bir terör örgütüne tarihte rastlanıldığını pek sanmıyorum.

BDP’nin bütün belediye başkanları “bombalı eylem” hazırlığında mı yakalandılar?

İl Meclisi üyeleri “intihar bombacılığına” mı soyundular?

Koskoca “legal” bir yapıyı mı kullanıyorlar “illegal” eylemler için?

Bu pek “terör eylemi” mantığına uymuyor.

Daha ziyade, “terör” bahanesiyle bir siyasi partinin kolu kanadı kırılıyormuş gibi gözüküyor.

Kürtlerle, onları siyasi partisiz bırakarak mı barışılacak?

Bu görüntü barış hazırlıklarıyla uyumlu bir görüntü değil.

Peki, ne oluyor?

Savcılar ve polisler, siyasi iktidardan habersiz işler mi yapıyorlar?

Devlet kendi içinde mi kırıldı?

“Çamlıca’ya cami”
, “operaya mescit”, “kürtaja yasak” dendiğinde Başbakan Erdoğan “tek adam” ama “barış” dendiğinde Başbakan Erdoğan “devlete hâkim olamıyor” söylentisi.

Silahları Barzani ile Talabani bıraktırıyor, KCK’yı devletin içinde “birileri” tutukluyor, Erdoğan da “kürtajdan sorumlu başbakan” olarak mı çalışıyor?

Van Belediye Başkanı’yla yardımcılarının tutuklanmasından sonra Diyarbakır Belediye Başkanı Osman Baydemir, “AKP milletvekilleri istifa etmezlerse halk onların yüzüne tükürür” dedi.

Özellikle Uludere katliamından sonra AKP’nin Kürt milletvekilleri gerçekten çok zor günler geçiriyor.

Kürtlerdeki “duygusal kırılmanın” AKP’li Kürt milletvekillerinin Güneydoğu’da “siyasi kariyerlerini” sürdürmelerini gittikçe zorlaştıracak şekilde derinleştiğini görüyoruz.

Uludere katliamından sonra Kürtleri inciterek, Uludereli kadınların deyişiyle “Başbakan’ın her cümlesiyle Uludere’yi bir daha bombalayarak”, KCK operasyonu adı altında BDP’nin bütün yerel siyasetçilerinin tutuklayarak, AKP’li Kürt milletvekillerini yolda insanların yüzüne bakamaz hêle getirerek bu barış nasıl sağlanacak?

Kürt halkının tümünü öfkelendirerek nasıl barış yapılacak?

Savaşın bitmesi muhteşem bir gelişme olur.

Ama Kürt halkı böylesine aşağılanarak, öfkelendirilerek, hakları reddedilerek kenara itilirse, o barışı muhafaza etmekte çok zorluk çekeriz.

Kürt meselesi sadece PKK meselesi değil.

Sadece silah meselesi de değil.

Kürt meselesi, bir halkın “eşitlik” talebi meselesi.

Eğer alttan alta “ayrılmanın hazırlıkları” yapılıyorsa, savaş bitirilip yollar ayrılacaksa, bunu bilemem.

Ama bugün devletin ve hükümetin dili, Kürtlerle yapılacak bir barışın dili değil, bu uygulamalar, tutuklamalar, Uludere nedeniyle babalanmalar bu ülkenin insanlarına barış getirmez.

Birlikte yaşama isteğini beslemez.

İnsanlar ölmediği, mutlu olduğu, huzuru bulduğu sürece her çözüm benim için iyi çözümdür.

Bugün hükümetin ve devletin izlediği politika silahları susturup ayrılmayı hedefleyen bir politikaysa, oraya doğru gidiyoruz.

Ama planlarda “ayrılmak” yoksa, hükümetin uygulamalarını ve konuşmalarını da barışa uygun hâle getirmesi gerekir.

Aksi takdirde silahlar sussa da sonra korkarım gene “konuşur”.

  • Yorumlar 9
  • Facebook Yorumları
    UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış
    ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
    • derya12 Haziran 2012 Salı 09:20ayrılmak istiyorum

      Bu sistemle barışmak zorunda hissetmiyorum kendimi. Türk toplumuyla eşit yaşama arzu ve isteğimide yitiriyorum. Kürt toplumu yakın gelecekte Güney Kürdistandaki halkımız ile birleşme senaryolarını işlemeli. Zoraki kardeş olmaktansa iyi geçinen komşu olmayı tercih ediyorum.

      Yanıtla (0) (0)
    • barış ermiş12 Haziran 2012 Salı 09:42barış

      seçtiğimiz tüm adamları içeri atan bir zihniyetle barış olmaz....Bu 10 yıllık süreçte hiç mi bir akpli belediye hata yapmadı da hep diğerleri mi yapıyor...çifte standartın alası bu...mücadele diyorsan sandığa gel e sandığa da gelip kazanıyoruz hazmedemeyip içeri atıyorsun...istemem senin yapacağın barışı...

      Yanıtla (0) (0)
    • sabah12 Haziran 2012 Salı 09:50bende sizi istemiyorum

      bence problem su bircok kurd arkadasimizin kafasi cok karisik. Hem silah olsun, hem legal siyaset olsun. Bu isler boyle olmaz. Ayrilmak istiyorsan silah degil siyasetle cogunlugu orgutlersin (referandum yapilir %51 alirsin) ayrilabilirsin. Turklerde sizin kaprislerinizden bikti.

      Yanıtla (0) (0)
    • Osman Kurd12 Haziran 2012 Salı 11:08Sabah maasallah

      Kurdler referandumunu zaten yapti. 15 milyon kurd varsayarsak. Kurdler genelde 5-6 cocuklu olduguna gore BDP bu oylarin yuzde 65ini zaten almis dudumda. Yani referendum yapildi. Ama nedense TC tum kurdlere dusman. Siz Turklerde hic bir zaman empati yapmadiniz ve kurdlere dusmansiniz. Hep esitlikten bahsettiniz. Hep bizim ne hakkimiz varsa onlarinda var dediniz. Madem oyle resmi dili kurdce yapalim. Bizim ne hakkimiz varsa sizinde olavcagina gore sorun kalmaz. Ne dersin.

      Yanıtla (0) (0)
    • Özgür Devrim12 Haziran 2012 Salı 11:14artik cok zor

      sanirim bu saatten sonra Türklerle ve Türk devletiyle kardesce ve birlikte yasama imkan ve olanagi kalmadi. bu bir gercek.bir kürt olarak bunca acidan sonra, hele hele ahirimdaki essek bile özgürce aniripta ben hala bir insan olarak kendi dilimi konusamiyorsam baska söze gerek yok. neymiste silah susacakmista türklerle barisacakmisiz. Türk "kardeslerimiz" kendi toplumsal karekterini cocuklarini askere bizleri öldürmeye davullu zurnali gönderdikleri vakit kardeslik safsatasi bitmistir.

      Yanıtla (0) (0)
    • Memet12 Haziran 2012 Salı 13:45Baris mi?

      Kendi gibi düsünmüyeni hain,isbirlikci,ihanetci gören, kendi aralarinda barisi saglayamiyan "Kürtler" nasil ve kiminle baris yapar? Bence olsa olsa BDP, MHP`le baris ister, CHP`le flört , AKP`ye de kas göz yapar. Kürtler, gercekten Kürt halkinin özgürlügünü istiyorlarsa, önce kendi aralarinda barisi saglamalilar

      Yanıtla (0) (0)
    • rodi12 Haziran 2012 Salı 21:46sansür

      sayin site sahibi buraya bu gün 3 tane yorum yazdim ama her ücüde sansüre gitti.ne kimseye hakaret ne provakasyon nede insanlari incitecek bisey yazdim her nedense yazim yayinlanmadi ve bir aciklamada yazilmadi sitenizi ilgi ile her gün takip ediylirtiorum ama bu yapilanin da sansür oldugunu belirtiyorum.ne kimseyi ne bir kurumu nede bilmem neyi incitecek kiracak bisey yazmadim.yalnizca icimden gecen seyleri ahlaki bir uslupla yazdim bunu aciklarsaniz sevinirim selamlar Not: Sayın yorumcu, Hiç kimsenin yorumlarını sansürleme sözkonusu değil, sadece anlam bütünlüğü olmayan, noktasız, imlasız vede yorum yazma limitine dikkat edilmediği için yarım kalan yorumları yayınlamıyoruz. Bilginize...

      Yanıtla (0) (0)
    • rodi12 Haziran 2012 Salı 23:48......

      cevap icin tesekkür

      Yanıtla (0) (0)
    • sabah12 Haziran 2012 Salı 15:15matematik

      1. BDP halktan biz ayriliyoruz diye oy istemedi 2. Kurtlerin ne kadari ayrilmak istiyor diye yapilan cesitli anketler. Merak eden arar bulur. 3. BDP aldigi oy kurtler arasinda %65 demek matematik bilimiyle alay etmektir. 4. Ayrilmak istiyorsan ayrilirsin sizi tutan yok bunu SILAHLA yapamazsiniz. 5. Kurtler kadar bu ulkede Turk halki ya da baska irklarda aci cekti. Yeter artik birakin bu edebiyati...

      Yanıtla (0) (0)
Yazarın Diğer Yazıları
ÖNE ÇIKANLAR
Tüm Hakları Saklıdır © 2009 İlke Haber | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.
Tel : 0532 261 34 89