• BIST 9915.62
  • Altın 2439.282
  • Dolar 32.4246
  • Euro 34.6533
  • İstanbul 14 °C
  • Diyarbakır 17 °C
  • Ankara 15 °C
  • İzmir 13 °C
  • Berlin 11 °C

Seyit Rıza ve Özür

Ufuk Uras

Seyit Rıza’nın itibarının iadesi konusu siyasi saflaşmayı netleştirdi. Tarihimizle yüzleşmeden, yüz göz olma ve giderek yüzsüzleşme eğilimleri hep vardır.

Tarih sizi her yere götürür, yeter ki içinden çıkıp, bugünümüzü ve yarınımızı aydınlatalım.

Sorunların çözümünde bildik resmi mirastan kurtulmak, sadece geçmişe ilişkin değil, geleceğimizin nasıl inşa edileceğine dair de bir tercih meselesidir.

Bugüne değin general Muğlalı çözümünden, inkar ve halı altına süpürmeye her yol denendi. AKP de şimdiye kadar bu rolü üstlendi.

Seyit Rıza’ya, “gel, barış görüşmesi yapalım,” deyip, tuzak kurup kandıranların, bugünün Seyit Rıza’ları ile müzakere kurmaktan başka çare olmadığını, geç de olsa fark etmiş olmaları olumludur.

CHP grup başkan vekilinin Meclis kürsüsünden, “Seyit Rıza’nın bir itibarı yok ki, itibarı iade edilsin”, sözü, galiba sözün de bittiği yerdi.

Bu toplumun gönül köprülerinin sağlamlığı, bazı tarihi kişiliklere hürmetten geçiyor.

Yıllar önce şantaj ve itibarsızlaştırma yoluyla mağduriyet yaşayan Hamzaçebi’nin, başkalarının yaşadığı mağduriyete çok daha duyarlı olması gerektiğini düşündüğümden, tepkimi twitter’da ifade ettim.

Geçtiğimiz yıllarda piyasaya sunulan bir kasetin (itibarsızlaştırmaya yönelik bir mağduriyet içerdiğini) 140 karakterde ifade edemeyip, daraltınca, yanlış anlamalara müsait bir hale geldiğini düşünüp, “kişilik haklarını ihlal eden bir kaset olayının mağduru iken başka bir mağduriyete sırt dönmenin yanlış olduğunu vurgulamam yanlış anlaşıldı” tweetini yolladım ve daha sonra da, “bir mağduriyet ve itibarsızlaştırma yaşamış Hamzaçebi’nin, Seyit Rıza için itibarsız demesini eleştirdim, yanlış anlaşıldıysam özür dilerim” dedim.

Özür dilemek bir erdem ise, sanırım Hamzaçebi’nin de sarfettiği özensiz ifadeler için Dersim halkına bir özür borcu bulunmaktadır.

Bu arada arayan yayın kuruluşlarına da, kendisi belden aşağı bir tutuma tabi olmuş bir kişinin başkalarının mağduriyeti konusunda daha hassas davranması, empati yapması†ve belden aşağı vurmaması†beklenirdi mesajını ima ettiğimi†belirttim çünkü size cevap verme şansı da olmayan, idam edilmiş bir kişi hakkında ithamda bulunmak, “belden aşağı” vurmanın dik alasıdır.

Mağduriyetlerin hiyerarşisi olduğunu düşünmüyorum, tabii ki her türden haksızlığa karşı ortak bir duyarlılık gerekiyor.

Baykal dönemi ortaya çıkan nahoş siyaset tarzını öteden beri eleştirdiğimi kamuoyundan takip edenler biliyor zaten.

O yüzden, meramımı kamuoyunda o dönem kodlandığı şekilde anlatırken, ifade ettiğim diğer tweetleri nedense es geçerek, “hayır, senin anlattığın gibi değil, benim sunduğum gibi” yorumlarını da, niyet ve bilinçaltı okuma gayretlerini de†lüzumsuz ve fırsatçı buluyorum. Freud’un dediği gibi bazen bir pipo sadece bir pipodur.

Cımbızlamaya meraklı olan medyanın, Hrant’ın ırkçılığa karşı yazılarını nasıl tersinden takdim ettiğini de unutmuş değiliz.

Siyasette ve basında maalesef serbestten grekoromene geçemeyen bazı İttihatçı yazarların sorup anlamadan, sazan balığı gibi atlayıp, hemen siyasi bir linç kampanyasına kendilerini kaptırmalarını da manidar. 28 Şubat’tan bugüne, ne kuyruk acıları yarattığımızın farkındayım.

Başta CHP meclis grubu basın sözcüsü olmak üzere, siyasi çizgimizle ilgili aslı astarı olmayan tezvirat ve siyasi ithamların siyasi husumetten kaynaklandığı açık ve bu yerel seçimlerde HDP çalışmamızın, bu zevatı nasıl utandıracağını da hayat kanıtlayacak zaten.

Seyit Rıza’nın Kürt ve Alevi dünyasındaki saygınlığına karşın, aynı İttihatçı çevrelerin iddia ettiği, İngilizce mektuplar yazdığından, ajanlığına ve fetvalarına kadar, başedilemeyen yalanlara insanların inandırıldığı bir ortamdayız.

Sadece kendi değer ve tarihi şahsiyetlerinize gösterdiğiniz saygıyla yetinmeyeceksek; bir özür ile başlayıp, Seyit Rıza’nın mezarının ve arşivlerin ortaya çıkarılması gibi haklı taleplerin karşılanmasını hak etmiş Dersim’in onbinlerce kaybına göstereceğiniz basit bir saygıdır, asıl herkese itibar kazandıracak olan.

İşte kişisel gibi gözüken bir hikayenin arkasında, aslında kadim bir acılı halkın haklı adalet özlemleri yatmaktadır, ötesi de laf-ı güzaftır zaten.

  • Yorumlar 1
  • Facebook Yorumları 0
    UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış
    ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
    Yazarın Diğer Yazıları
    ÖNE ÇIKANLAR
    Tüm Hakları Saklıdır © 2009 İlke Haber | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.
    Tel : 0532 261 34 89