• BIST 9668.36
  • Altın 3996.585
  • Dolar 38.8091
  • Euro 43.2885
  • İstanbul 16 °C
  • Diyarbakır 13 °C
  • Ankara 14 °C
  • İzmir 19 °C
  • Berlin 10 °C

Savaş ve PKK

Ahmet Altan-

Filmlerde görürüz, kasırga yaklaşırken herkes evine koşar, kıymetli eşyalarını bodruma taşır, bodrumun kapılarını sağlamlaştırır, yiyecek stok eder sonra da rüzgâr evi yıkmadan içinden geçebilsin diye bütün pencerelerini açıp saklanır.

Ortadoğu’da bir kasırganın yaklaştığı görülüyor.

İsrail, İran’ın nükleer tesislerini vurmak istiyor.

“Biraz daha gecikmesi”
hâlinde İran’ın atom bombası yapacağını iddia ederek savaş için siyasi ortamı hazırlıyor.

İsrail’in içinde de böyle bir savaşa ciddi muhalefet var ama İsrail hükümeti ürkütücü biçimde kararlı gözüküyor.

Amerika’nın İsrail’i ne kadar durdurmak istediğini, durdurmak isterse bunu yapıp yapamayacağını kimse bilmiyor, yaklaşan başkanlık seçimleri ve Amerika’daki Yahudi lobisinin gücü de belirsizliği iyice arttırıyor.

İran da karşı tehditleriyle İsrail’i caydırmaya uğraşıyor.

Muhtemel bir İsrail-İran savaşının sadece bu iki ülkenin arasında kalmayacağı, bütün Ortadoğu’ya yayılacağı, bölgede tam bir “kasırganın” yaşanacağını tahmin etmek zor değil.

Böyle bir savaş Amerika, Rusya ve Çin’i de içine çeker, bu üç devlet “açıkça ve resmen” olmasa da mutlaka savaşa bir şekilde bulaşmak zorunda kalırlar.

Türkiye böyle tehlikeli bir ihtimalin tam ortasında duruyor.

Ama hiç bir hazırlık yapmıyor.

Tam tersine, böyle bir kasırgada rüzgâr bizim evi temelinden sarssın diye ne gerekiyorsa o yapılıyor.

Pencereler sıkı sıkıya kapatılıyor, kapılar kilitleniyor.

Başbakan, bir yazarı işten attırmak için alenen uğraşıyor, bugüne dek görülmemiş bir işi pervasızca yapıyor, hiç çekinmiyor, hiç utanmıyor.

Bir cümle yüzünden yazar attırmak için patronlara haykırmanın ötesi yok.

Zaten bundan ötesi, İttihatçılar gibi muhalifleri köprü başında vurdurmak.

Süleyman Demirel’in “Milliyetçi Cephe’sini” hatırlatan bir dönemden geçiyoruz, AKP ile MHP’nin “zihinsel koalisyonu” gittikçe somutlaşıyor, işkenceciler terfi ettiriliyor, polisler yolda adam vuruyor, diğer polisler bunu alkışlayıp bu tür cinayetleri hiç çekinmeden açıkça yüreklendiriyor.

“Milliyetçi Sünni muhafazakârların”
dışındaki herkes dışlanıyor, devlet herkese müdahale ediyor, ne yiyeceğine, ne içeceğine, nasıl ibadet edeceğine, çocuğunu nasıl yetiştireceğine, hatta çocuğunu nasıl doğuracağına bile karışıyor.

Diyanet bir “fetva” müessesi hâline getiriliyor.

Ülke, “milliyetçi Sünni muhafazakârlar” ve diğerleri olarak bölünüyor.

Kendi başına bile yeterince belayı davet eden baskıcı bir anlayış, bir de muhtemel bir kasırga yaklaşırken daha da tehlikeli oluyor.

Türkiye bu baskıyı çok fazla taşıyamaz, bir yerinden, bir şekilde mutlaka çatlar.

Buna eğer bir de büyük bir savaşın etkisi eklenirse Türkiye bir daha belini zor doğrultacağı maceralardan geçer.

Başbakan Erdoğan gerçeklerle bağını koparmış gibi davranıyor artık, ne olup bittiğini algılayabildiğini bile sanmıyorum.

AKP’yi ve Türkiye’yi yeniden sağlam bir zemine oturtmak, Başbakan’ı uyarmak “demokrat muhafazakârlara” düşüyor öncelikle.

Şu anda zaten bir Kürt savaşı yaşıyoruz, kendi içindeki bu savaşı durduramadan Türkiye ayaklarını sağlam basamayacak.

Savaşın kaderini “PKK yönetimine” endekslemenin bir anlamı yok, onların da Hüseyin Aygün’ü kaçırabilecek kadar akıldan koptuklarını düşünürsek, yapılacak iş öncelikle Kürt halkının haklarını teslim etmektir.

Asıl büyük tehlike PKK değil, asıl büyük tehlike PKK’nın savaşını birçok Kürdün nezdinde “meşru” kılan bu baskıcı ve adaletsiz siyasi iklimi sürdürmek.

Devletin üstüne düşeni yapmaması.

PKK’lılar tarafından kaçırılan Aygün “PKK’lı gençlerin” dağdan inmek istediklerini söyledi, herhâlde istiyorlar ama nasıl inecekler, şartları hiç değiştirmezseniz o “gençlerin” dağdan inmesi için gerekli zemini nasıl oluşturabilirsiniz?

Süratle bütün pencereleri açmalıyız.

Devlet PKK’dan önce Kürtlerle sorununu çözmek zorunda, güney sınırımızda iki tane de “Kürdistan” belirirken Türkiye’nin Kürtlerini “anadilde eğitim” gibi temel haklardan mahrum bırakmak sürebilir mi sanıyorsunuz?

Kürtlere zaten sahip olmaları gereken hakları verirken PKK’yla da görüşürsünüz ama Kürtlere hakkını vermeden PKK’yla anlaşsanız da bir işe yaramaz, başka PKK çıkar.

Devlet artık biraz geri çekilip bu ülkenin insanlarına bir alan açmalı, Kürtlere, Alevilere, demokratlara, solculara, gayrımüslümlere, şehirlilere özgürce yaşayabilecekleri ortamı sağlamalı.

“Erdoğan-Bahçeli”
ikilisinin aklıyla bu ülke kendini böler.

Parçalara ayırır.

Bir savaş kasırgası da patlarsa bu parçalar bir daha biraraya gelemeyecek biçimde birbirinden öteye savrulur.

Elimizden geldiğince, yaşananların bela getireceğini bağırmaya uğraşıyoruz.

Tek dileğimiz, bu belanın yaşanmadan fark edilip önlenmesi.

Bütün çaba bunun için.

  • Yorumlar 10
  • Facebook Yorumları
    UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış
    ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
    • mehmet yıldız16 Ağustos 2012 Perşembe 01:20acele edelim

      geç kalmadan dediklerinizi yerine getirmezlerse perişan oluruz bunu görmüyolarmı .ülke yalnızlaşıyor ,ırkçılardan nedir bu çekdiğimiz ,kürtlerin her hakkı verilmeli...

      Yanıtla (0) (0)
    • murat suna16 Ağustos 2012 Perşembe 02:20ah ah

      sayin ahmet altan sen söyledin ve tayyipde seni dinlicek öylemi?

      Yanıtla (0) (0)
    • FERZAN SÜNGÜTAY16 Ağustos 2012 Perşembe 12:23BİR AN ÖNCE

      Neyse ki Mehmet Yıldız gibi düşünenler de çıkıyor, biraz vicdanı olabilen kişi, bugünleri yaşamanın mantıksızlığını anlar.. Bu kadar mı vicdanı olmayan halkız.. Irkçılık bir hastalıktır.. Demokratik, kişiye saygı duyulacak günler umuduyla..

      Yanıtla (0) (0)
    • memo,16 Ağustos 2012 Perşembe 12:40of of

      en demokrat dedigimiz, turk bile konu pkk, olunca aman diyor, pkk,lilara bisey kaptirmayin,,, ok yaydan daha otuz yil once cikti,, istesenizde istemesenizde...

      Yanıtla (0) (0)
    • ekrem16 Ağustos 2012 Perşembe 15:04fghf

      inşallah çatlar belkide geriye kalanlar kendine eşit adaletli bir ülke yaratırlar

      Yanıtla (0) (0)
    • sinan16 Ağustos 2012 Perşembe 17:58anlamazlar

      Kulaklari var isitmazler gozleri var gormezler kalpleri var anlamazlar.

      Yanıtla (0) (0)
    • rıdvan yiğit16 Ağustos 2012 Perşembe 19:53yüzyıl savaşları

      yüz yıllardır ortadoğuda akan kan, süre gelen savaş ortamı insanlardan insanlığını aldı, kanla beslenen insanlara dönüştüler, ne değer kaldı ne ahlak, din desen zaten kırıntıları ile avunuyoruz, yazan yazmayan her kes de bir kin bir nefret var ... sonsuz bir yazı bu......

      Yanıtla (0) (0)
    • M. Ali Yildirim-Hevkar Baskani17 Ağustos 2012 Cuma 01:24Kürtler

      Allah askina bu Türkler neden bu kadar Kürtlerden nefret eder? Digelim PKK ile sevasiyaorlar, ama Türkler yalniz PKK ye karsi degil, dünyada ve yer yüzünde neredn Kürtlerin lehinde iyi bir sey oldugu zaman gene karsi cikiyorlar. Nedeni bugüne kadar bu anlayisi anlamis degilim. Solcusundan, Sagcisindan tut ta ki Müsülmana kadar konu Kürtler olunca hic bir sey degismiyor.

      Yanıtla (0) (0)
    • Meric Cenk17 Ağustos 2012 Cuma 03:27Yeter artık!

      Ahmet Altan iyi yorumlamış. Ama şunu bilmeli ki verilen her bir taviz yenilerini getrecektir. Ahmet Altan İstanbul'da oturarak ahkam kesebiliyor. Ama gidip Kürtlerin yaşadığı bir toplumda yaşadığında kültürlerinin, yaşam geleneklerinin kendi yaşam geleneklerinden oldukça farklı olduğunu görecek. Yıllar önce alevi bir genci sünni bir kürt köyünde hiç bir şekilde kabul edilmedi. Madolyonun bir de bu yüzünden bakmak lazım. Ülkenin batısında kardeslik yaratmaya ç

      Yanıtla (0) (0)
    • Gurbet Yaprak17 Ağustos 2012 Cuma 13:45Meric Cenk e cevap

      Demek yillar önce bir köy bir aleci gencini köye kabul etmedi. Tamam o zaman haklisiniz. Kürtleri sevmeyelim vermeyelim onlara haklarini. Onlar zaten batili Türkler gibi degiller. Hak hukuk insani degerler nedir zaten anlamazlar. Insan görünümündeler ama duygularla donatilmamislardir. Hele hele özgürlük nedir his anlamazlar . Acaba siz kendinizi bu durumda onlardan farklimi hissediyor sayin cenk. Farkliysaniz.

      Yanıtla (0) (0)
Yazarın Diğer Yazıları
ÖNE ÇIKANLAR
Tüm Hakları Saklıdır © 2009 İlke Haber | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.
Tel : 0532 261 34 89