• BIST 9520.22
  • Altın 4339.184
  • Dolar 39.4285
  • Euro 45.4878
  • İstanbul 22 °C
  • Diyarbakır 30 °C
  • Ankara 21 °C
  • İzmir 25 °C
  • Berlin 15 °C

Savaş ve "bağımsız Kürdistan" hedefi...

Oral Çalışlar

İMC TV'de, Ayşegül Doğan'ın "Gündem Müzakere" başlıklı programında; "Neden çözüm süreci başarısızlığa uğradı?" sorusuna cevap ararken, şunları söylemiştim: "PKK, bölgede ağırlıklı olarak 'çözüm süreci' döneminde siyasi ve askeri bir hegemonya kurdu. Şimdi bu gücünü, bölgeyi tek başına yönetmek için seferber etti. Sorun, özü itibarıyle bölgeyi kimin, nasıl yöneteceği sorunu. Derinde yatan gerçek bu."

Diyarbakır HDP milletvekili Altan Tan; programda, bu değerlendirmeye, yaklaşık şöyle bir karşılık verdi: "Bu konu günümüzün meselesi değil. Bunları konuşmak gereksiz. Şimdi daha acil çözülmesi gereken sorunlar var. Örneğin hasta tutukluların bırakılması, demokratikleşme hamlesinin hızlandırılması gibi..."

7 Haziran seçimlerinden önceki iyimserlik, yerini karmaşık ve çözümlenmesi zor bir tabloya bırakmış durumda. PKK, yeniden, geniş ve yaygın bir çatışma ortamında. Bazı çevreler de; savaşı PKK'nin değil, Tayyip Erdoğan'ın çıkarttığı görüşünde.

Halil Berktay, üst üste iki yazı yazdı. “Asıl hedefin Kürdistani bir yapılanma olduğu” yönünde bir değerlendirmede bulundu:

"7 Haziran seçimlerinden bu yana ise hedef, daha da Kürdistanî bir şekle bürünmüş gibi. Irak ve Suriye’de merkezî devlet otoritesinin çöküp dağılması ortamında PKK, bir, kuzey Suriye’de, Rojava’da bir devletleşme çekirdeği ve teritoryalitesi yaratmaya girişti. İki, bunu IŞİD’e karşı da savundu ve dolayısıyla, ABD ve Batı nezdinde belirli bir müttefik konumu, en azından prestiji kazandı. Üç, “AKP = IŞİD” iddiasının baş imalâtçılarından oldu; bu dezenformasyonu sürdürürken, hükümeti sadece içeride değil, özellikle dışarıda, Batı’dan izole etmeye çalıştı. Dört, seçimlerde HDP 80 milletvekili çıkarırken, PKK-HDP de doğu-güneydoğu bölgesinde eskisinden çok daha koyu bir hegemonya kurdu. Bu temelde, devletleşme vizyonu bu sefer Türkiye’yi aşan boyutlarla tekrar canlandı. Onlara göre, kuzey ve güney Kürdistan’ı, ya da Türkiye Kürdistanı ile Suriye ve belki Irak Kürdistanlarını birleştirme olasılığı belirdi. Dış koşullar olgun, ABD bizi destekler diye de düşündüler. Şimdiki yeni “devrimci halk savaşı” bu projeyi gerçekleştirmeyi amaçlıyor. Bu da potansiyel olarak son derece yıkıcı bir durumdur, çünkü Türkiye’nin karşılayamayacağı ve Türkiye içinde karşılanamayacak -- kimin, nasıl karşılayacağı da zerrece belli olmayan -- uluslararası, sınır ötesi talepleri içeriyor."

Halil Berktay, ayrıntılı analizinde; (PKK'nın yaygın bir şekilde yürüttüğü) son çatışmaların, böyle bir hedef doğrultusunda, sahneye konduğu konusunda; ısrarlı.

Duran Kalkan

Bu ve benzer değerlendirmeler yapılırken; 7 Haziran seçimlerinin hemen ardından Özgür Gündem gazetesine yazan KCK Yürütme Kurulu Üyesi Duran Kalkan'ın cümleleri de, “eğilimi ortaya koyan bir veri” olarak değerlendirilebilir.

Duran Kalkan,“Demokratik siyaset ne yapmalı?” başlıklı  yazısında; 7 Haziran seçim sonuçlarını değerlendirirken, şu saptamada bulunuyor:

 “7 Haziran genel seçim sonuçları, Türkiye sınırları içinde daha büyük bir Kürdistan’ın haritasını ortaya çıkarmış bulunuyor. Birçok çevre, bunun Kürt halkı tarafından demokratik özerkliğe evet denmesi olduğunu belirtiyor.”

Yeni durum ve değişen siyaset

Gürbüz Özaltınlı da, Serbestiyet.com'daki yazısında, Halil Berktay'a benzer saptamalarda bulunuyor:

"Öcalan’ın barış siyasetinden belirgin bir sapma gerçekleşti. İsyanı yöneten ve yıllar içinde etnik aidiyet üzerinden güçlü toplumsal bağlar kurmuş olan siyaset kadrosunun, devlet olma perspektifini terk etmediği anlaşıldı. Suriye ve Irak’ın çözülme süreci; sınırların hükmünü yitirmesi ve yeni bir haritaya doğru yol alınırken küresel güçlerin güvenilir zemin arayışı, bu kadronun bölgesel iktidar iştahını arttırıyor. Siyasetin bütün olanaklarını toplumu bu yönde manipüle etmek için kullanmasına yol açıyor."

Özaltınlı, değerlendirmesini şöyle sonlandırıyor:

"Savaşı Erdoğan’ın iktidar hırsına bağlayanlar; Haziran seçimleriyle ilişkilendirenler, kendi söylediklerine inanıyorlar mı bilmiyorum.  PKK’nın önceliğinin Türkiye’nin demokratikleşmesi değil, bölgesel iktidar için silah kullanmak olduğu müddetçe, bu ülkede herkes acı çekmeye devam edecektir."

Neden ve özet

Şu açık: Bölgede ortaya çıkan son durum, “hedeflerin genişlemesi”ne neden oldu. Hedeflerden biri, “bölgesel(territoryal) egemenlik”... “Bağımsızlık talebi”ni, bu perspektifin bir boyutu olarak değerlendirenlerin iddiaları da,yabana atılamaz.

“Meseleleri siyaset ortamında konuşma imkanı”, her zamankinden fazla. Bağımsızlık dahil her konunun konuşulmasının, koşulları var. Türkiye'de, bağımsızlığı savunan, barışçı Kürt siyasi akımları da var. Türkiye'nin batısında yaşayan milyonlarca Kürt de, denklemin çok önemli bir ayağını oluşturuyor. HDP, İstanbul’dan 11 milletvekili çıkardı. İstanbul’un hemen hemen tüm semtlerinden, HDP’ye oy çıktı. Türkiye’nin batısındaki Kürtler; artık, ülkedeki demokratikleşme ve dönüşüm ivmesinin, merkezindeler. Yaşadıkları yere entegre olmuş durumdalar.

Son haftalarda yaşananlar; bir “eskiye dönüş” mü, yoksa yeni ve daha karmaşık bir denklemin içinde miyiz? Sorulabilecek çok fazla soru var. Ne olursa olsun; “silahın bir araç olarak kullanımını” izah etmek, giderek, daha da güçleşiyor.

  • Yorumlar 4
  • Facebook Yorumları
    UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış
    ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
    • Can09 Ağustos 2015 00:30

      Sayin calisar; kendi bakisacina gore yaptigin analiz dogru olabilir..ama unutmaki bugun Turkiye kurdistanin Rojava kurdistandan daha fazla avantaj ve kousllari vardir.yani kurt siyasal gucu isterse turkiyede on tane rojava ortaya cikarirlar ama mesel bu deil mesel TURKIYEYLEbaris icinde yasayabilmektir. Bu kadar akp merkezili olmamak lazim

      Yanıtla (0) (0)
    • Mehmet08 Ağustos 2015 22:25

      Doğruların bu kadar banallastigi başka bir ülke var mı bilmiyorum? Yahu örgütün falan ne dediğini bırakın bir kenara siz altın madenleri de verseniz Bodrum, Antalya,Mersin,Aydın, İzmir, Manisa..vs yerlerdeki Kürtleri yerlerinden koparamazsiniz artık. Batı'da bir nesil büyüdü ve bunların çoğu artık anne ve babalarının memleketlerini yabancı görüyor, birçoğu oraları daha hic gormediler. Ama nerde yasarsa yaşasın ve nereli olursa olsun her Kürt bir "Türk " ün sahip olduğu haklara sahip olmak ister. Bunlar olmadığı sürece bu sorun bitmez ve bölünme paranoyası devam eder !

      Yanıtla (0) (0)
    • can08 Ağustos 2015 19:35

      o eski oral calişlar nerde?

      Yanıtla (0) (1)
    • Ökkeş08 Ağustos 2015 11:28

      AKP=IŞİD eşitliğine Dezinformasyon diyecek kadar yoldan sapmış bu Yazar, kime hizmet ettiğinin bilincinde Kürde ve Dostlarına saldırıyor. Bunca kanıt ortadayken, IŞİD e saldırıyorum diye ortalığı vevelana veren TC nin IŞİD mevzilerine yönelik tek bir saldırısı yokken, daha nasıl bir kanıt sunmalı ki, görmek istemeyen Paranın ve makama kabul edilmenin hazzına varanlar doğruları görebilsin...

      Yanıtla (12) (2)
Yazarın Diğer Yazıları
ÖNE ÇIKANLAR
Tüm Hakları Saklıdır © 2009 İlke Haber | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.
Tel : 0532 261 34 89