• BIST 10487.25
  • Altın 4338.705
  • Dolar 40.5675
  • Euro 46.8658
  • İstanbul 26 °C
  • Diyarbakır 35 °C
  • Ankara 19 °C
  • İzmir 24 °C
  • Berlin 14 °C

Rojava’yı savunmak

Orhan Miroğlu

IŞİD’in Irak’taki yürüyüşü, peşmerge güçlerinin kontrolü altında bulunan bölgelerde daha fazla ilerleyemedi.

Ama öyle görülüyor ki, Suriye’de durum pek parlak değil. IŞİD’in PYD kontrolündeki Kobanê’yi ele geçirmek için başlattığı saldırılar devam ediyor ve civar köylerden bazılarının IŞİD’in kontrolüne geçtiği haberleri geliyor.

PYD Suriye’de, Baas rejimine karşı başlayan halk ayaklanmasının yarattığı siyasi koşullardan yararlanarak demografik bakımdan Irak Kürdistanı’na hiç benzemeyen, Arapların-Kürtlerin-Süryani ve Türkmenler’in bir arada ve neredeyse eşit oranlarda olduğu bir coğrafyayı yönetmek için, şimdi ne kadar yanlış olduğu ortaya çıkan bir strateji geliştirdi. Bu stratejinin bir gereği olarak, diğer Kürt grupları Rojava’dan tasfiye edildiler. Kürtler Suriye muhalefetini desteklemekten alıkonuldu. Sonrasında üç önemli şehirde kanton yönetimi ilan edildi.

Yeryüzündeki tek Kürt statüsü, yani Hewlêr hükümeti, dünyanın ikinci Kürt siyasi statüsü gibi görünen bir statüyü tanımadı. Süreç içinde Rojava ve Hewlêr arasındaki anlaşmazlıklar hafifleyeceğine ve hep beklendiği gibi ulusal bir çıkış yolu bulunacağına, çatışmalar daha da sertleşti. Oysa Mesut Barzani, Suriye’de olaylar baş gösterdiğinde PYD dahil bütün Kürt gruplarını Erbil’e davet etti ve birlik içinde davranmaları tavsiyesinde bulundu. Salih Müslim ve PYD liderleri Hewlêr’de serbestçe çalışmalar yürüttüler. Ama ne zaman ki ‘Rojava Devrimi’ oldu, Kürt partileri arasındaki ulusal ittifak da sona erdi.

Kürtler parti çıkarları veya bir zümrenin, bir sınıfın çıkarları doğrultusunda hareket ederlerse, kaybederler.

Kürt partileri arasında Kürt ulusal çıkarlarına daha yakın durduğunu gösterebilen partiler ise kazanır.

Unutmayalım ki, Arap milliyetçiliği, Baasçılığın eliyle yok edildi.

Geriye, gerektiğinde IŞİD’le masaya oturabilen aşiretler ve aynı milleti ikiye bölen mezhepler kaldı.

Kürtler’e gelince..

Türkiye’de yaşanan hikayenin bir benzeri, şimdi Suriye Kürtleri arasında yaşanıyor ve Rojava’da ‘Kürdistan’ın yoksulları adına’ sosyalist bir devrimin gerçekleştiğine inanılıyor.

Bir devrimin dostları ve düşmanları olur. Rojava devriminin en büyük düşmanı IŞİD’tir. Umarım IŞİD daha fazla ilerlemeden durdurulur. Ama eğer bu bir devrim ise, Baasçıların’da sular durulduğunda bu devrime evet demeyecekleri açıktır. Temel soru şu:

Rojava devriminin dostları neden yok, varsa bu zor zamanlarda neredeler?

Bu soruya cevap aramak, belki de boşuna.

Bir kere ‘Devrimin’ kime karşı gerçekleştiği belli değil. Baas rejiminin gözle görülür bir biçimde görmezlikten geldiği, devrimcilerin bir tek defa bile rejimin askeri güçleriyle karşı karşıya kalmadığı, Esad’ın asker-sivil bürokrasisiyle, devrimci güçlerin yan yana ve çatışmadan durabildiği, ama buna karşılık, devrim ilan edilen bölgede, başka Kürt gruplarının barınamadığı bir durumdan söz ediyoruz.

Cihangir ve Nişantaşı’ndan arada bir Rojava’ya el sallayan ‘eski tüfek’leri ve onların tuzu kuru yeni yoldaşlarını saymazsak bu devrimin dünyada dostu yok gibi..

Oysa eğer Mesut Barzani’ye ve Suriye’deki Kürt gruplara ‘düşmanca’ davranılmasaydı, şimdi Kobanê’yi savunmak için yapılan çağrıların bir karşılığı olurdu.

PYD, yönettiği bir bölgede hakikaten ulusal çıkarlara uygun davranabileceğini gösterebilir, Hewlêr (Erbil) anlaşmasına bağlı kalabilirdi.

Haberlere bakıyorsunuz ve anlıyorsunuz ki, Rojava’ya savaşmak için götürülenler, daha lise çağında çocuklar.

Ali Bayramoğlu’na gönderilen ve Ali’nin okuyucularıyla paylaştığı mektubu okuduğunuzda durumun vahametini daha iyi anlıyorsunuz: Tıp 6. sınıftan bir öğrenciyi, üstelik ölümcül bir hastalığı olan birini, Rojava’da aramak zorunda kalan çaresiz bir anne ve baba. Liseli çocukların aniden kaybolmaları ve yine Rojava’da aranmaları..

Kobanê’yi savunmak için bu ‘usuller’e bel bağlamak yerine, PYD’nin yüzünü geçeğe dönmesi ve ‘düşman kapıya dayandığında’ değil, normal zamanlarda dost arayışına girmesi ve neticeden dostluğuna kendisi gibi düşünmeyen Kürtler’i inandırması gerekiyor.

Biliyorum zor iş diyeceksiniz, ama Kobanê’yi bugün ve gelecekte savunmanın da başka yolu ve çaresi yok.

  • Yorumlar 11
  • Facebook Yorumları
    UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış
    ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
    • SELAHADDİN17 Temmuz 2014 Perşembe 11:03vaybe

      sen artık kürtleride düşünür oldun bakıyorum. miroğlu büyük bir ustalıkla kıvrak hareketlerle üsküdar sosyetesinin arasına yerleştin. şimdi kalkmış ağzıının tadını bozan kürt, rojava, başur felan hiçte önemli olmayan şeyleri tartışıyor. ona hatırlatmakta fayda var üsküdar sosyetesi rojava için değil filistin için ağlar sende öyle yap....miroğlu; allah insanı senin gibi yapmasın.

      Yanıtla (0) (0)
    • Kemal Okay17 Temmuz 2014 Perşembe 11:06Yalaka

      Senin gibi bir dostum olacağına 'işid 'savaşırım daha iyi. Senin ne olacağın belli olmadığı için dahada tehlikelisin.

      Yanıtla (0) (0)
    • renas çağan17 Temmuz 2014 Perşembe 11:17samimiyet...

      evet rojava devriminin dostu olmaması ciddi bi eksiklik bence de,en azından diplomatik ve stratejik olarak bi hata ve eksikliğin olduğu kesin. ama senin gibi recep tayyip erdoğanı ve siyasetini meşru gösterme çabası dışında bir amacı olmayan birisinin eleştirileri ve önerileri hiç samimi gelmiyor. insan ister istemez erdoğanın çıkarları için bu yazıda ne amaçlanmış olabilir acaba diye düşünüyor...

      Yanıtla (0) (0)
    • salih17 Temmuz 2014 Perşembe 11:21kendisi

      teslimiyeti göremiyeceksin.

      Yanıtla (0) (0)
    • baran bari17 Temmuz 2014 Perşembe 13:53dost

      rojavanın dostunun olmadığı doğru değildir rojavanın telin bu yanında milyonlarca kardeşi dostu yoldaşı var ne senin paçalarına yapıştıkların ne de onların umut bağladıkları IŞİD onların iradesini teslim alamayacak gidenler lise öğrencisiymiş namusunu şerefini ülkesini korumak için seferber olmuş insanların fedakarlıklarına saygısızlık ediyorsun bir halk yaşlısından gencine kadınından erkeğine ülkesini bölgesini savunurken senin yaptığın utanmazlıktır ne yazık senin bu durumunu görmek insanın içini acıtıyor

      Yanıtla (0) (0)
    • can17 Temmuz 2014 Perşembe 14:07Wey Xwelî Li Serê Te Be!

      Dilê hemû gelê kurd bi Rojava raye. Lê mixabin ên wek te dilê wan bi maqam û mevqî ve ne jî hene û ji bo vî jî doza gelê kurd ê Rojava lekedar dikin.Ne heyf ku tu li ser navê kurdî tiya xwe diaxivî!....... Ji bîr neke Xwedê her tim alîkarê mazlûma ye û Rojava mazlûm e.

      Yanıtla (0) (0)
    • rrtemel17 Temmuz 2014 Perşembe 16:06adam olmak

      Yaziyi okurken guldum ...

      Yanıtla (0) (0)
    • botanli17 Temmuz 2014 Perşembe 19:15dost ALLAH,dır.

      miroğlu sen ve senin gibi erdoğan yağcıları hariç bütün kürtler rojava dostlarıdır.dost olarak yukarıda ALLAH yerde halkımız olduktan sonra sen ve senin gibi düşünenler hayal kırıklığına uğrayacaklar.sizler hiç bir zaman ALLAH,ın izni ve halkımızın bu inancı olduğu sürece kobani,nin düştüğünü göremeyeksiniz.

      Yanıtla (0) (0)
    • zerdest17 Temmuz 2014 Perşembe 20:55elihi

      insan duser duserde kendini bukadar dusurmez ya..mirogle yazik ki sen ape musa ile aniliyorsun yazik ruhu sad olsun sana kesin bir cift sozu olurdu..

      Yanıtla (0) (0)
    • merg18 Temmuz 2014 Cuma 10:03aynaya bak

      insan biraz utanır ve bazende aynaya bakar sizin gibi sözde kürt ler oldukça ne türkiyenin ne Siyonist israilin ve nede zalimlerin beli yere gelmez o örnek gösterdiğin öğrenci sen onun seviyesine ulaşmak için daha cok ekmek yemen gerek

      Yanıtla (0) (0)
    • Cutki_r10 Ağustos 2014 Pazar 12:41Oyun tutsaydi

      Davutoglu planlari tutsaydi bu gun ne Federal Kurdistan Hukumetinden, ne de Rojava'dan bahsedecektik.Cunku ISID vasitasi ile yok edilecektiler.Once iki parca irtibati kesilece, sora ayri ayri yok edilecekti. SAYIN MIR OGLU'na sorarim; ISID petrolu kim vasitasi ile satiliyor?

      Yanıtla (0) (0)
Yazarın Diğer Yazıları
ÖNE ÇIKANLAR
Tüm Hakları Saklıdır © 2009 İlke Haber | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.
Tel : 0532 261 34 89