• BIST 10331.31
  • Altın 4281.171
  • Dolar 40.0543
  • Euro 46.9561
  • İstanbul 22 °C
  • Diyarbakır 31 °C
  • Ankara 30 °C
  • İzmir 28 °C
  • Berlin 17 °C

PKK silah bulamadı da mı çözüme yöneldi?

Gülay Göktürk

ABD Dışişleri Bakanı Kerry’nin Ankara’da görüştüğü kişilerden en çok duyacağı söz “Biz dememiş miydik” olacak herhalde...

“Biz Maliki bu politikasını devam ettirirse, büyük Sünni kitlesi dışlanmaya devam ederse bu işin sonu kötü olur” dememiş miydik...

“Biz, Esed bir an önce iktidardan uzaklaştırılmaz, ÖSO’ya destek verilmezse muhalefet içindeki radikal unsurlar güç kazanır, bu işin sonu kötü olur” dememiş miydik...

Kerry bütün bu sitemleri ses etmeden dinlemek zorunda kalacak öncelikle...

Ardından da “bundan sonrası”na geçilecek.

Konu bundan sonrasına geldiğinde Kerry’nin Türkiye’yi “4 Ayaklı Plan”ın mümkün olduğu kadar çok ayağına dâhil olması için ikna etmeye çalışması bekleniyor.

Türkiye ise kararını vermiş görünüyor: Kara operasyonlarına hiçbir şekilde katılmadan, Koalisyon’da aktif bir rol almadan, ön plana çıkmadan yardımcı bir rol üstlenecek. Bu yardımın da esas olarak yeni IŞİD militanlarının geçişini önlemek üzere sınırda maksimum önlemin alınması, mültecileri misafir etmeye devam edilmesi, İncirlik’in insani amaçlarla kullanıma açılması ve istihbarat paylaşımı gibi konular olacağı anlaşılıyor.

Çok açık ki, biz kamuoyu olarak Türkiye’nin katkıları konusunda hiçbir zaman çok net ve ayrıntılı bilgi sahibi olmayacağız. Sağduyu sahibi herkes de bunun sebeplerini anlayacak ve hak verecek. Muhalefet ise her zaman yaptığı gibi, “Süreç açık yürümüyor, kamuoyuna yeterli bilgi verilmiyor” diye söylenip duracak. Böylece “muhalefet” görevini yerine getirmiş olacak!

Özünde siyasi bir mesele

İŞİD gibi dehşet saçan bir terör örgütünün daha da büyümeden kontrol altına alınmasını ve nihai olarak yok edilmesini hedefleyen bu plan elbette desteklenmesi gereken bir plandır.

Ne var ki, eğer işin özünün siyasi bir mesele olduğu görülmez ve IŞİD’i yaratan siyasi koşullar değişmezse pek bir işe yarayacağı da söylenemez.

Bu siyasi koşulların başında da Maliki yönetiminin sistem dışına ittiği geniş Sünni kitlelerin yeniden sisteme dâhil edilmesi; yönetimde temsilinin sağlanması gelir. Böylece IŞİD’e kitle tabanı sağlayan mağduriyetin ortadan kalkması ve örgütün kitle tabanının yavaş yavaş erimesi mümkün olabilir. Askeri operasyonlar böyle bir siyasi projeyle birleşmediği takdirde, o Sünni tabanın, tepesine yağan bombaları Büyük Şeytan ABD’nin Müslüman halka yönelik kitle katliamı olarak algılaması ve daha bilenmesi; sonuçta ölen her IŞİD militanının yerinin yeni bir cihatçıyla doldurulması kaçınılmaz olur. Aynı şekilde, Suriye’de Esed halkını yüzer yüzer, biner biner öldürmeye devam ettikçe, IŞİD ölen militanlarının yerine yenilerini ve hatta daha fazlasını bulmakta hiç zorluk çekmeyecektir.

Türkiye’nin hassas noktaları

IŞİD’le mücadele planı üzerindeki tartışmalarda sürekli olarak altı çizilen noktalardan biri de Türkiye'nin hassasiyetleri...

Hassas noktalardan biri malum, IŞİD’in rehin tuttuğu 45 Türk’ün can güvenliği; diğeri ise bölgeye gönderilecek silahların PKK’lı grupların eline geçme (ve oradan da Türkiye’ye çevrilme) ihtimali.

Birinci hassasiyetle ilgili söylenecek bir şey yok. Bunu bütün müttefiklerimiz anlıyor ve ona göre davranıyor.

Ama açık söyleyelim; ikinci hassasiyet, çözüm sürecini yok sayan, ya da bu sürecin hangi şartlarda ve neden başladığını, neden yürüyebildiğini anlamayanların hassasiyeti olabilir ancak.

Bu hassasiyet sahipleri, PKK’nın yeteri kadar silah bulamadığı için mi çözüm sürecine yanaştığını sanıyorlar ki, bu karambolde eline bol silah geçerse çatışmayı kaldığı yerden yeniden başlatacağını düşünüyorlar?

Öcalan “silahlı mücadelenin miadını doldurduğunu” söylediğinde dünya silah piyasasında bir silah kıtlığı yoktu; PKK’nın da elinde de o piyasadan istediğini alabilecek kadar uyuşturucu parası vardı.

Çözüm süreci, devletin de PKK’nın da bu savaşı silahla kazanamayacağını anladığı noktada gündeme geldi. Devlet, inkâr ve asimilasyona dayanan Kürt politikasını kökten değiştirdi; PKK da sittin sene de savaşsa Türkiye ordusunu yenemeyeceğini anladı. Müzakere politikası her iki taraf için de tek gerçekçi çözüm ihtimali olduğu için yapılan bütün provokasyonlara rağmen süreç çok geniş bir kitle desteği bularak bugüne kadar devam edebildi. Bu şartlar devam ettikçe de PKK en ağır, en etkili silahlara da sahip olsa Türkiye’ye saldıramaz. Saldıracak olsa Güneydoğu’daki kitle desteğinin kısa sürede mum gibi eriyeceğini de iyi bilir.

Dolayısıyla, Ortadoğu’da IŞİD’e karşı savaşabilecek en etkili gücün silahlandırılmasına bu nedenle karşı çıkmak, hem yersizdir hem de sonuç alınamayacak bir talep ileri sürmek olur.

  • Yorumlar 4
  • Facebook Yorumları
    UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış
    ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
    • Haki Karer13 Eylül 2014 Cumartesi 16:08sinsics karalama yazisi

      Sayin göktürk sizin yaziniz PKK yi sinsizce karalamaktir Dünya isbarat örgütleri PKK nin uyusrurucu isiyle hic bir alakasinin olmadigin acikliyorlar siz halen sinsice PKK uyusturucu parasila silah alabilecegini ida ediyorsunuz bu sizin ne bicim sözde gazeteci oldugunu elle weriyor

      Yanıtla (0) (0)
    • Can Deniz13 Eylül 2014 Cumartesi 22:13Uyusturucu Parasi

      Kandile gitmek moda olmusken, sizin gibi bir yazarin kandile gidip elinizdeki uyusturucu Parasi belgelerinizi sormanizi ve arastirmanizi beklerdim. Az önce bir yazi yazmaktayken aniden silindi. PKK uyusturucu Parasi ile ayakta kaliyorsa. Niye savasa devam etmessin. Bir örgüt arti degerinden vaz gecermi?? siz gecermisiniz?
      20 Millyon kürt 1 lira verse eder 20 100 lira gönüllü verse eder ayri. PKK yi uyusturucu parasi var olan bir Irade olarak görmek vicdansizliktir. Lütfen arastirin. Saygilar.

      Yanıtla (0) (0)
    • adnan14 Eylül 2014 Pazar 11:53sen once okuyucularina daygi duy

      Türkiyenin rehine sayısının 49 olduğunu sağır sultan biliyor sen eğer bilmiyorsan köşe yazısı yazmak senin neyine. Onyargilarla köşe yazısı yazılıp insanların düşüncelerini yonlendirmekten vazgeç. Kimlere hizmet ettiğini herkes bilir. Gazeteci kimliginle tarafsız ve onurlu yaşa.

      Yanıtla (0) (0)
    • Özgür Devrim14 Eylül 2014 Pazar 16:58Basiret

      PKK nin"uyusturucu parasi" yakistirmasi tam bir iftiraa,kara calma ve basiretsizliktir.En azindan yazdiklariniza insanlari inandirmaktan önce kendinizi inandirin.94 ve 95 yillarinda avrupadaki gazetelerin Türk bayragi üsütüne eroin siringasini resmettigini ne cabuk unuttunuz?Agar ve ekibinin gemiler dolusu uyusturucuyu avrupa ülkelerine,dünya piyasalarina cikartirken yakalanma riski ciktiginda o gemileri batirdigini ne Cabuk unuttunuz? insanlarin akli ve hafizasiyla Alay etmeyin.Kokusmus,cürümüs ve yozlasmis iftira ve karacalmalardan artik vazgecin.En azindan kendinizi Kücük düsürmekten kurtarmis olursunuz

      Yanıtla (0) (0)
Yazarın Diğer Yazıları
ÖNE ÇIKANLAR
Tüm Hakları Saklıdır © 2009 İlke Haber | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.
Tel : 0532 261 34 89