Endişeler Batman’a yönelik. İki gündür, bu kentte bir gencin öldürülmesi nedeniyle ortaya çıkan gerginlik, yeni bir çatışma ihtimalini ve “Geçmişe mi dönüyoruz?” sorularını beraberinde getirdi.
Batman’da düğün evine yapılan saldırıda BDP’li bir gencin yaşamını yitirmesi, bir süredir bölgede alttan alta süren gerilimi ortaya çıkardı.
BDP’liler, bu cinayeti Hüda-Par’lıların işlediğini söylüyorlar. Hüda-Par, Hizbullahçıların kurduğu yasal parti. Bölgede yaygın bir şekilde örgütleniyor. BDP’ye karşı, muhafazakâr bir Kürt hareketi olarak dikkat çekiyor.
Geçmişte, bölge, Hizbullah-PKK çatışması nedeniyle çok acı çekti. Devletin Hizbullah’ı kullandığına ilişkin ciddi bulgular, devletin raporlarında yer almıştı.
Hüda-Par: Biz yapmadık
Hüda-Par’lılar, Batman’da gencin kendileri tarafından öldürüldüğü iddiasını reddediyorlar. Partilerinin afişini asanların BDP’lilerin saldırısına uğradıklarını söylüyorlar. Bu sırada bir kavga olduğunu, ancak silah bile patlamadığını söylüyorlar. Gencin öldürülmesinin bu olayla bir ilgisinin bulunmadığını iddia ediyorlar.
Hüda-Par’a göre, genci öldürenler, eski kavgaları yeniden gündeme getirmek isteyen derin güçler. Geçmişte de çatışmaların derin devlet tarafından kışkırtıldığı uyarısında bulunuyorlar. Hüda-Par Batman İl Başkanı Aydın Gök’ün açıklaması şöyle: “Üyelerimizin partimizin tanıtım broşürlerini dağıttığı sırada engellenme amaçlı saldırıya uğraması ve çıkan kısa süreli arbedenin gerçekleşen bu saldırı ile ilişkilendirilmesi maksatlı ve yönlendirme amaçlıdır. Özellikle PKK/BDP çevrelerine yakınlığı ile bilinen kimi haber ajanslarında bu menfur olayın çarpıtılması, yaklaşan yerel seçimlerde aleyhimize kullanılmak üzere tamamen kirli ve çirkin iftira kampanyasının devamıdır.”
KCK ise Batman’daki cinayetin arkasında Hüda-Par olduğunu belirtiyor. Örgüt ayrıca saldırıyı hükümetle de ilişkilendiriyor: KCK’nın dünkü bildirisinde şunlar öne çıkıyor: “Batman’daki bu cinayet, Başbakan’ın Hüda-Par Genel Başkanı’yla görüşmesinden sonra gerçekleşmesi dikkat çekicidir. (...) AKP hükümeti bu çevreleri bu saldırılara teşvik ederek Özgürlük Mücadelesi karşısında rahatlamak istemektedir. (...) Son zamanlarda kendilerini Hüda-Par olarak örgütleyen Hizbullah’ın yayın organlarında Kürt Özgürlük Hareketi’nin ve BDP’nin hedeflenmesi, böyle bir saldırının psikolojik ortamının hazırlandığını gösteriyordu. (...)
Halkımız bu saldırıların devlet ve AKP tarafından yaptırıldığı bilinciyle bir-iki günlük protestolarla sınırlı kalmayarak bu saldırıların üzerine gitmelidir.” Batman’dan görülen manzara, endişeleri arttıracak özellikler taşıyor. KCK asıl hedef olarak hükümeti alırken, Hüda-Par’a yakın siteler, HDP yönetimine gelen ‘Türk solcular’ın bölgede eski çatışmaları canlandırmak niyetiyle kışkırtıcılık yaptıklarını öne sürüyor.
Sağduyu mu kışkırtma mı?..
Çözüm sürecinin başlamasından bu yana, 11 aya yakın bir zaman geçti. Bugüne kadar ne askeri operasyonda bir PKK’lı ne de PKK eyleminde bir asker yaşamını yitirdi. Bu kadar süre içinde, onca gerginliğe, karşılıklı sert demeçlere rağmen asıl olan silahların susmasıydı.
Yaklaşan kritik seçimlerin bölgede gerginlik yaratması sürpriz değil. Hizbullah’ın son dönemde bölgede yasal bir parti olan Hüda-Par’ı örgütlemesi de siyasi çekişmeyi ve gerilimi arttırıyor.
Peki, ‘çözüm süreci’ kırılmaya uğrar mı? Bunu devlet içinden de Kürtler içinden de isteyenlerin olduğunu tekrar belirtmeye bilmem gerek var mı? Üstelik, çatışmasızlığın giderek kalıcılaşması, muhtemelen bu kesimleri daha da tedirgin ediyor.
Çatışmayı deneyecekler... Çatışmasızlığın sağladığı yeni olanakları gören, bunun anlamını yaşayarak öğrenen bölge halkının sağduyusu, asıl sigorta.
Hükümetin bir an önce cinayeti aydınlatması, faillerini yargı önüne çıkarması, kafalardaki soru işaretlerini ortadan kaldıracağı gibi çatışma isteyenlerin gerekçelerini ellerinden alabilir.
Hükümetin ve BDP/PKK ekseninin daha sağduyulu davranması, endişeleri bertaraf edebilir.
ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.