• BIST 9481.01
  • Altın 4122.269
  • Dolar 38.8047
  • Euro 44.0346
  • İstanbul 24 °C
  • Diyarbakır 30 °C
  • Ankara 23 °C
  • İzmir 30 °C
  • Berlin 22 °C

Patlama ve iki yorum

Ahmet Altan-

PKK sempatizanı bir okurumuz var, hemen hemen her gün mail atar.

Gazeteyi ve beni eleştirir, eleştirir diyorum ama aslında yazılarında öfkesini ifade biçimi eleştiriyi epey aşar, daha ziyade hakaret eder.

Babamın deyişiyle “el içinde zülüf kesiyoruz”, her lafı duyacağız.

Dün gönderdiği mail çok ilgimi çekti.

Özetle, “Ben şimdi ne olacağını söyleyeyim” diyordu, “devlet bir yerde açık verecek, PKK saldıracak, on- on beş asker ölecek, gündem değişecek, Uludere unutulacak”.

Bu ülkedeki insanların mantıklarının çalışma biçimi çok ilginç, “PKK’nın bir saldırısıyla” gündemin değişeceğini öngörüyordu ama bundan dolayı “saldırıyı” yapacağını tahmin ettiği PKK’yı değil de saldırıda askerleri “ölecek” olan orduyu ve devleti sorumlu tutuyordu.

“Oyun bu kadar açıksa neden PKK saldırıyor”
demiyordu.

Bir “tuzak” kurulacağını iddia ediyordu ama bu “tuzağa” düşecek olan, onun gördüğünü görmeyen PKK liderlerini bundan dolayı eleştirmek aklına gelmiyordu.

Devleti ya da hükümeti desteklediği için onların hiçbir hatasını görmek istemeyenler olduğu gibi PKK’yı ya da başka bir örgütü tutunca da onun hiçbir hatasını görmek istemeyenler çok bu ülkede.

Kürt ya da Türk, solcu ya da sağcı, dindar ya da dinsiz, hepimiz bu toprakların çocuklarıyız ve hepimiz “eleştirmek düşmanlıktır” anlayışından nasibimizi almışız.

Neyse, bu çarpılmayı kolayından değiştiremeyeceğiz, bunu böyle kabul edip, bir gün değişeceğini umut edeceğiz.

Mail’de asıl ilginç olan bir saldırının olacağını öngörmesiydi.

Ve onun öngördüğü saldırı Pınarbaşı’nda gerçekleşti.

İlk iddialara göre üç PKK’lı bomba yüklü arabalarını Emniyet’in önünde patlattı, bir polisle saldırıyı düzenleyen üç PKK’lı hayatını kaybetti, on kişi yaralandı.

Bizim okurun tahmin ettiği gibi de bu saldırı gündemin göbeğine yerleşti.

Son günlerde çok kızışan Uludere tartışması da kenara itildi.

Bu saldırının PKK’ya ya da Kürt meselesine nasıl bir fayda sağladığını bilmiyorum ama Uludere tartışmalarından bunalanları bir süreliğine de olsa dikkatlerin odağı olmaktan kurtardı.

Hâlbuki Uludere katliamı ve o katliamdan sonra Başbakan’ın ve hükümetin tutumu, içinde bulunduğumuz durumu çok net ortaya koyuyordu.

Bunun tartışılması, “o saldırıda kurban edilenleri” suçlamaya doğru kaymaya başlayan hükümeti ciddi biçimde sarsacak, bu zehirli ve düşmanca yaklaşımın AKP’nin tabanını da açıkça yaraladığını iktidara gösterecekti.

Sadece AKP’nin “tabanı” değil “tavanı” da belki de ilk kez bu kadar görülür biçimde çatlıyor.

Dindarların önemli bir kısmının da bu olanlardan rahatsız olduğunu, AKP’nin nereye gittiğini sorgulamaya başladığını, yapılanları, söylenenleri, haksızlığı içine sindirmekte zorlandığını, vicdanlarının yaralandığını hepimiz fark ediyoruz.

Uludere ile ilgili iki farklı yoruma rastladım dün.

Sadece bu iki yorum ve bu yorumları yapanlar bile Uludere’nin nasıl bir siyasi atmosfer yarattığını ortaya koyuyor.

Mümtaz Soysal, Başbakan Erdoğan’ın Uludere hakkındaki sözlerini çok beğenerek “Erdoğan’ın tam bir Atatürkçü gibi konuştuğunu” söyledi.

İnsanları öldürüp sonra da “tazminatı verdik ya, daha ne yapalım” demenin Atatürkçülük olduğunu da böylece öğrendik.

Sanıyorum, samimi Atatürkçüler de Soysal’ın bu yorumundan huzursuz olacaklar.

Mümtaz Soysal’ın bu açık “Atatürkçü” desteği, Başbakan Erdoğan’ın geldiği noktayı AKP’lilerin daha derinden düşünmesini de sağlayacaktır.

Erdoğan’ın sözlerini “Atatürkçü” bulan Mümtaz Soysal’dan böyle bir övgü gelirken, muhafazakâr bir gazete olan Yeni Şafak’ta Ali Akel çok sert bir eleştiri yazdı.

Hakkını yediğim varsa beni bağışlasın, benim görebildiğim kadarıyla bugüne dek Uludere konusunda muhafazakâr medyadan yükselen en büyük çığlık Akel’in kaleminden duyuldu.

Muhafazakâr medyadaki dürüst insanların da “iktidar” ile “hakkaniyet” arasındaki sıkışmaları yırtmaya başladıklarını, hakkaniyet adına hareket ettiklerini görmek doğrusu beni çok sevindirdi.

Vicdan sahibi bir muhafazakârdan, inançlı bir dindardan beklenen duruşun bu olduğuna inanıyorum çünkü.

Tuncer Köseoğlu’nun Uludere katliamında öldürülen Erkan Encü’nün ağzından yazdığı muhteşem yazısında, “Ölmeseymişiz... Hâkim karşısına çıkarıp yargılayacaklardı bizi. Ama öldük işte, özür dileriz Sayın Bakan” diyerek cevap verdiği İçişleri Bakanı’nın korkunç sözlerine, “Aşağıdaki Ahmet mi Mehmet mi, nereden bileceğiz” diyen Başbakan’ın insanın kanını donduran aldırmazlığına Akel’den gelen cevap, hükümeti de AKP’li yazarları da bir düşündürtecektir.

Türkiye kötü bir yere kayıyor, devlet gücünü arkasına alan bu kayışı önlemek için herkesin el ele vermesi gereken bir zamandayız.

Aklı, vicdanı, ahlakı, adaleti önemseyen her insana bir görev düşüyor burada, hepimizin birbirimize, herkesin her sese ihtiyacı var.

  • Yorumlar 8
  • Facebook Yorumları
    UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış
    ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
    • geneli26 Mayıs 2012 Cumartesi 10:54yansıtmış

      ilk adamın ruh hali aslında tüm bdplilerin içindekini yansıtıyor. pkk yı suçsuz çıkarma çabaları işte. yazık

      Yanıtla (0) (0)
    • kenan26 Mayıs 2012 Cumartesi 11:43savaş başladı

      kışı fırsat bilen tsk durmadan hava destekli operasyonlar yapıp örgüte kayıp verdirdi. yaz geldi örgütün buna sesiz kalması intihar olur. var olan tüm gücüyle saldır yapıp tabanına moral verecektir.

      Yanıtla (0) (0)
    • Memet26 Mayıs 2012 Cumartesi 12:12DEVLET

      Türkiye,halklarini insan olarak gören, seven, kollayan bir devlet olsaydi, simdiye kadar coktan Uludere olayi cözülürdü, ve aslinda kurulusundan bu yana bir cok bunun gibi acilarda yasanmazdi.

      Yanıtla (0) (0)
    • Ararat26 Mayıs 2012 Cumartesi 12:21Zor

      Buna benzer bir çok katliamı üstünü kapatılmistir. Ama roboski katliamı biraz zor hata zorun ötesi...

      Yanıtla (0) (0)
    • ikiyüzlülü26 Mayıs 2012 Cumartesi 13:35....

      uludere olayını dilinden düşürmeyen sevgili beyefendiler. kayseride ölen ve yaralanan masum insanlar kürt omadığı için mi sizin umrunuzda değil. hala pkkyı haklı çıkarmaya çalışıyorsunuz bu konuda.

      Yanıtla (0) (0)
    • mert26 Mayıs 2012 Cumartesi 13:40kim yaptı

      size mail gönderen arkadaş tam anlatamamış derdini. emre uslu amanosları ve sivas hattını hatırlattı. devamında olaylar başladı ve mere beyin mit ile zıtlaşmasını biliyosunuz. bu olay terör olayı değildir. Üstlenirlerse dahi var olduklarını göstermek için yapacaklardır. Garibim maraş elbistan ve pazarcık yöneticilerinin gözaltına alınmalarıdır. tEHLİKE SİNYALLERİ ÇALLINCA menfaat çevreleri devreye girmeye başladı.

      Yanıtla (0) (0)
    • EMRAH MUTLU26 Mayıs 2012 Cumartesi 19:54AHMET ALTAN YANILIYOR

      altanın belirtiği gibi bir baskı hiçbir zaman olmadı. özellikle yapılan bu katliamla yıllardır dillendirdikleri kaçak elektirik kullanan, türk milletinin ödediği vergilerle yaşayan kürtlere iyi bir ders verimiş oldu. gerek islami gerekse de laik medyada bundan doğan örtülü sevinç patlamasını açıkça görebilirsiniz.

      Yanıtla (0) (0)
    • ali kaya26 Mayıs 2012 Cumartesi 20:52gundem

      zaten her zaman eylemler yapilmiyormmu? Uludere olayini gundemden dusurmek icin birileri, herhangi bir eylemi ön plana cikarip gúndemi saptirabilir. Adil deyerlendirmedirmiyorsunuz Ahmet Bey!

      Yanıtla (0) (0)
Yazarın Diğer Yazıları
ÖNE ÇIKANLAR
Tüm Hakları Saklıdır © 2009 İlke Haber | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.
Tel : 0532 261 34 89