• BIST 9668.36
  • Altın 4011.014
  • Dolar 38.8196
  • Euro 43.6548
  • İstanbul 14 °C
  • Diyarbakır 13 °C
  • Ankara 7 °C
  • İzmir 13 °C
  • Berlin 11 °C

Otobüs

Ahmet Altan-

Korkunç bir yaz yaşıyoruz, memleketten kan sızıyor. Galiba son zamanlarda hiç bu kadar korkunç bir dönemden geçmemiştik.

Ölüm, hayatın önüne geçmiş gibi gözüküyor.

Yıldıray Oğur dün bizim “balıkçı” diye tanıdığımız İlhami Işık’ın “barışı sağlayacak” yedi maddelik yol haritasını yazmıştı.

Aslında bunun heyecan verici, ümitleri tazeleyici bir “harita” olduğunu kabul etmek gerek, böyle bir harita üzerinde uzlaşılsa bir yılda ülke barışa kavuşur.

Biz bu “yedi maddeyi” tartışalım diye düşünürken Bingöl’den “on ölü” haberi geldi.

Son zamanlarda hep olduğu gibi ölüm hayatı geriye itti.

Bu ölümlerden rahatsız olanlar varsa, AKP’liler, BDP’liler, CHP’liler, Meclis dışındaki diğer partiler, Işık’ın “haritası” üzerinde tartışıp bunu siyasi bir öneriye dönüştürebilirler ya da kendileri bundan daha iyi bir plan hazırlayabilirler.

Artık iki taraftan da gelecek öyle boş tehditlerle, kınamalarla, ezberlenmiş üzüntü cümleleriyle gidilebilecek bir yer kalmadı.

Somut konuşmak gerekiyor.

Benim son zamanlarda gördüğüm en somut öneri de bu yedi maddelik plandı.

Kısa zamanda somut adımlar atılmazsa daha büyük felaketler yaşanabileceğinden, büyüyen nefretin ülkeyi yakacağından birçok insan gibi ben de korkuyorum.

Savaşın yayılmasını isteyen güçlerin gölgesi her yanda gözüküyor.

Sadece PKK’nın uluslararası konjonktürün kendisine sağladığı yeni avantajlarla savaşı şiddetlendirmesinden söz etmiyorum.

Uludere’den bu yana “devlet içinde” yaşanan tuhaflıklardan da söz ediyorum.

AKP, devletin zirvesindeki birkaç kişiyi kendi yanına alarak “devleti kontrol ettiğini” sanırken o devletin içinden birilerinin de AKP’yi siyaseten çok zayıflatacak ve ölümleri arttıracak işler yapma ihtimalinin bulunduğunu söylemek istiyorum.

Bu son saldırı da kuşkularla dolu.

Öncelikle 200 silahsız askeri üç sivil otobüse doldurup, poligondaki hareketli hedef gibi yola salmanın mantığını kavramak çok zor.

Önünde arkasında zırhlı araç var ama tıklım tıklım asker dolu otobüs kocaman bir hedef gibi gidiyor.

Askerler savaşın böylesine şiddetlendiği bir zamanda neden sivil otobüslerle “silahsız” olarak yola çıkarılıyor?

Neden üç otobüse dolduruyorlar?

Bingöl’de daha üç gün önce sekiz polis ölmüşken böyle bir uygulamanın açıklaması ne?

Neden helikopterlerle taşınmıyorlar?

Ayrıca, PKK o gün o saatte o yoldan “asker otobüslerinin” geçeceğini nereden biliyor?

Bu istihbaratı nasıl alıyor?

Bu, hep aynı zamanlarda yapılan “rutin” bir uygulamaysa, böyle bir dönemde “rutin” uygulamalar hangi akılla devam ettiriliyor?

Tuzak kurulabileceği hiç mi akla gelmiyor?

Üç gün önce gene Bingöl’de gerçekleşen saldırı hiç mi kimseyi yeni tedbirlere sevk edecek bir uyarı işlevi görmüyor?

Otobüsler, bir arabayla gelen PKK’lılar tarafından açık alanda vuruluyor.

Etrafta PKK’lıların saklanacağı bir dağlık arazi yok, göz alabildiğine geniş bir ova.

İçinde silahlı adamların bulunduğu bir araba o düz arazide yollardan nasıl geçti?

Nasıl fark edilmedi?

Nasıl kaçtı?

Etraf askerî karakollarla ve “korucu köyleriyle” dolu, PKK’lıların arabası onların arasından nasıl görünmeden gelip, görünmeden gidebiliyor?

PKK’lıları kim destekledi bu operasyonda?

Bu son olay dağda bir çatışma değil, bir mayın patlatması değil, içinde roketatarlı gerillaların olduğu bir arabanın açık arazide gelip, sivil otobüsün içindeki silahsız askerleri vurması, bu nasıl mümkün olabildi?

Bütün bu kuşkulu sorular askerî açıdan nasıl cevaplandırılacak?

Başbakan, ordunun hataları konusunda kimsenin soru sormamasını istiyor ama bu “hatalar” onun iktidarını sarsıyor.

Ölen her çocuk onun iktidarını biraz daha zayıflatıyor.

Cumhuriyet tarihi boyunca bu devlet “sivillere” hiç teslim olmadı, her zaman büyük oy oranlarına sahip “muhafazakâr” politikacılar “devleti ele geçirmenin” hayalini kurdular ama hiçbir zaman bunu başaramadılar.

Sonları hüsran oldu.

Hukuki çerçevesi düzgün bir şekilde çizilmemiş olan bu devletle işbirliği yapmayı hayal eden, devleti bu hukuksuz zeminde ele geçirebileceğini sanan, bu hukuksuz devleti kendi iktidarı için kullanabileceğini düşünen her politikacı bu “hesabı” pahalıya ödedi.

Devleti “ele geçirmek” değil, devleti “yönetmek” isteyen bir politikacı ancak güçlü olabilir bu ülkede.

Yönetebilmek için de devleti hukuk ve demokrasi çizgisine çekmek gerekir.

“Devleti hukuksuz yapısını değiştirmeden ele geçirir, o hukuksuzluğu kendi mutlak iktidarım için kullanırım” planları hepimiz için çok ağır sonuçlar verir.

O sonuçlar yavaş yavaş ortaya çıkıyor zaten.

AKP yönetimi Uludere’den bu yana yaşananları bir daha gözden geçirsin.

“Demokratik bir iktidar” yerine “mutlak bir iktidar” isterken kendilerini de, ülkeyi de kanlı bir süreçte hırpalıyorlar.

Demokrasiden, hukuktan, barıştan, eşitlikten başka çare yok.

Bunca ölüm bunu kanıtlamaya yetmiyor mu gerçekten?

  • Yorumlar 10
  • Facebook Yorumları
    UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış
    ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
    • Alper Günay19 Eylül 2012 Çarşamba 09:16Hatalardan Ders Almak

      Bu devlet ve siyasetçiler geçmişteki hatalardan ders almıyor. Bu nedenle daha binlerce insanın ölmesi gerekiyor. Onların canı yanmadıkça, siyasetçiler bu ölümleri umursamayacak. Bu kafayla bu topraklara uzun yıllar barış gelmez.

      Yanıtla (0) (0)
    • derya19 Eylül 2012 Çarşamba 12:32birileride bizimkileri eleştirebilse

      Başbakan Şubat ayından buyana 500 "teröristin" etkisiz hale getirildiğini söyledi. Şimdi Bizim yalancı medya ve yalaka yorumcular hayır diyecek. Başbakan yalan söylüyor diyecek. 500 gencin ölümü üzerine kahramanlık edebiyatımı yapacagız yoksa bu kadar gencin ne için hangi hedef için hangi kazanç için öldüğünün hesabını mı soracagız. Altan iyi yapıyor. askerlerine sahip çıkıyor yetkililerden ve zihniyetten hesap soruyor. Ya biz ne yapıyoruz?

      Yanıtla (0) (0)
    • TURAN CAN19 Eylül 2012 Çarşamba 12:43SILAHSIZ MI

      Silahsiz iseler gazeteler neden yaziyor askerler karsilik verdi diye.

      Yanıtla (0) (0)
    • emir19 Eylül 2012 Çarşamba 15:27tabi tabi devlet ayrı akp ayrı

      yahu bu nasıl bir analiz?: "ortada sahibi belirsiz bir devlet var (elbette ittihatçı-kemalist) bir de hükümetler var (DP, ANAP, AKP..) hükümetler gelip gelip çarpıyor o kemalistlerce tutulmuş duvara..." allah iyiliğini versin a altan! o hükümetlerin aynı zamanda devlet olduğunu ne zaman anlayacaksın acaba?"

      Yanıtla (0) (0)
    • riyateze19 Eylül 2012 Çarşamba 13:33bu camur herkesi kirletti

      sayin tan nasil halen göremiyorsun herseyin bukadar kirlendigi ve anlamsizlastigi birdönemde temiz bir akp yi halen nasil düsüne biliyorsun sadece roboskiden sonra perukdüsmüs kel görünmüstür.

      Yanıtla (0) (0)
    • vicdani retci19 Eylül 2012 Çarşamba 14:43bariş için

      1eylül dünya bariş günde roboskiden ankaraya 1300km.yürüyor vicdani retçi insan haklari aktivisti halil savda.ölüm yolunda barış için yürüyor deyerli bir eylem lütfen gündeme getirin köşenizde gazetenizde sayin altan.selamlar.

      Yanıtla (0) (0)
    • ahmet demir19 Eylül 2012 Çarşamba 18:41altan

      Robosky emrini vereni sende biliyordun ,bende biliyorum ahmet bey,sinir ötesi hareket emrini kim verebilir altan bey birbirimizi kandirmayalim

      Yanıtla (0) (0)
    • ADIYOK19 Eylül 2012 Çarşamba 19:48savas

      Bu basbakan ya durdurulacak yada Türkiye Suriyeden beter olup paramparca olacak. Kimse bos hayallere kapilipda vay PKK biteck vay tüm teröristler öldürülecek hayallerine kapilmasin. PKK bittigi zaman iste o zaman türkiye nasil bölünüyor sag kalanlar görecek.

      Yanıtla (0) (0)
    • mücahit a.19 Eylül 2012 Çarşamba 19:54Altan'dan hükümete savaş stratejileri mi?

      Altan'ın başka işi yok da savaş medyası milliyet hürriyet ve digerleri gibi sorgulama yapıyor, güvenlikçi akıllar mı veriyor hükümete? yok nasıl böyle asker taşınır, niye helikopterle taşınmıyor felan filan.. yani barıştan söz ederken güvenlikçi tavsiyeler vermek sana mı düştü!? kusura bakmayın, demokratım diye geçinirken çelişkiler yumağında debeleniyorsunuz! ve iki yüzlü bir devletçiliğiniz var bilmem farkında mısınız???

      Yanıtla (0) (0)
    • brusk bey20 Eylül 2012 Perşembe 00:1910 şehit doğru mu?

      Saldırının yapıldığı otobüsün ateş topuna döndüğünü anlatıyor görgü tanıkları ve otobüs asker dolu, otobüsün son hali de ortada. Burada sağ çıkmak zor gözüküyor , bazı sitelerde 110 şehitten bahsediliyor...

      Yanıtla (0) (0)
Yazarın Diğer Yazıları
ÖNE ÇIKANLAR
Tüm Hakları Saklıdır © 2009 İlke Haber | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.
Tel : 0532 261 34 89