• BIST 10319.96
  • Altın 2465.437
  • Dolar 32.2606
  • Euro 35.0379
  • İstanbul 13 °C
  • Diyarbakır 14 °C
  • Ankara 8 °C
  • İzmir 15 °C
  • Berlin 15 °C

Öcalan terfi istiyor

Serpil Çevikcan

Abdullah Öcalan, İmralı’da BDP heyetiyle son görüşmesinde, “bana araçsal bir enstrüman gibi yaklaşırsanız sürece katkı sunamam. Türkiye’de, Suriye’de, Ortadoğu’da yaşanan süreçte pozitif rol oynamam isteniyorsa imkanlarımın sürece daha fazla müdahale edebilecek düzeye çıkarılması, konumumun stratejik bir konuma evrilmesi gerekiyor” demiş.

Öcalan’ın “stratejik konumdan” meramı açık.

Şunu demek istiyor:

“Bana siz geldiniz. PKK ile aranızda aracılık yaptım. PKK’nın çekilmesinin talimatını verdim.

İki taraf arasında ortak bir zemin oluşturacak diyalogları sağladım. Şu ana kadar bana yüklediğiniz misyonu tam olarak yerine getirdim. Şimdi konumumun stratejik bir noktaya evrilmesi gerekiyor. Ben bu halimle, bu işi, burada, böyle daha fazla götüremem. Artık bana bir şeyler vermelisiniz.”

İşin özeti diyor ki Öcalan, “Bu işi benim üzerimden götürdünüz ama beni unuttunuz.”

Bu talebin çerçevesi sadece Öcalan’ın infaz koşullarının iyileştirilmesini ifade etmiyor.

“Stratejik konuma terfi”den kasıt, teorik manada “eşitler arası bir müzakerenin” koşullarının oluşmasıdır.

Aslında olaya teoride de pratikte de baktığınızda aynı kapıya çıkar.

Dünya örnekleri de üç aşağı beş yukarı böyle diyor. Çatışmaların çözümünde, iki taraf mümkünse eşit, koşullar çok zorlayıcıysa eşite yakın bir ilişki geliştirmek zorundadır.

Yoksa, taraflardan sadece biri, sürekli diğerine empoze eden bir pozisyonda iken kitapların “resolving conflicts” dediği şeyi yapamazsınız. Çatışmaları bu yolla sağlıklı çözemezsiniz.

Karşı tarafın eşit temsilcisi

Çözüm sürecinin başından itibaren devlet aygıtının Öcalan’la kurduğu ilişkideki en temel değişiklik, O’nu, “Kürtlerin tek karar verici temsilcisi” olarak kabul etmesi olmuştu.

Kendisine bu rol biçilen Öcalan, geldiğimiz noktada nihai çözüm için koşullarının ve şu ana kadarki konumunun artık yeterli olmadığını düşünüyor.

Olayı tüm taraflarıyla rahatça tartışmak istiyor. Getir götürle yetinmek istemiyor. “Hükümetin, tek taraflı olarak ‘demokratik paket çıkaracağım’ demesiyle olmaz. Oturup kolektif bir yol haritası çıkarmamız lazım” diyor.

Artık İmralı’daki ağırlaştırılmış müebbet mahkumu olarak görülemeyeceğini, karşı tarafın eşit temsilcisi olarak devam etmesi gerektiğini söylüyor.

İşte tabiri caizse zurnanın zırt dediği yer burası.

Hükümetin rızasının ölçüsü

Pratikte her ülkenin kendi politik kültürü, o anda hüküm süren politik ortam, karşı taraf üzerinde tesis edilen güven-güvensizlik durumu, kurduğunuz mekanizmalar ve neye, ne kadar razı olacağınız büyük önem taşıyor.

O nedenledir ki, bu modelin örneğin İngiltere’de işleme biçimi farklıydı. İspanya’da farklıydı. Güney Afrika’da, hapishanedeki Mandela yüzde 80’i temsil ediyordu. İmralı ise yüzde 15’i temsil ediyor.

Genel resme baktığımızda, sonucu belirleyecek olan, devletin-hükümetin razı olacağı ile PKK’nın razı olacakları arasındaki makasın ne kadar kapatılabileceği. BDP Eşbaşkanı Selahattin Demirtaş’ın, yerel yönetimler, polis, kadın, çevre, imar vs. diyerek içini türlü biçimlerde doldurduğu Kürtlerin statüsü meselesinde hükümetin nereye kadar esneyebileceği.

Hükümetin rızasının ölçüsünü belirleyecek temel faktörler de belli:

İdeolojisinin ipine ne kadar sarılacağı, ne kadar güçlü olduğu, seçim kervanını hangi yoldan geçireceği.

PKK ve Kürt cephesi ise farklı motivasyonların etkisi altında. Suriye krizinin kuzeyde armağan ettiği bonusun tadını çıkarmaya hazırlanıyorlar. Türkiye’nin içerisinde de büyük bir özgüven patlaması yaşıyorlar.

Durum bu kadar net.

Öcalan’ın talebinin hedefi, Türkiye’nin önümüzdeki aylardan itibaren gireceği seçim ortamı, etrafımızdaki ateş çemberi aynı şeyi dayatıyor.

Bu yoldan geri dönüş yoksa, bazen suyun derinliğini iki ayakla kontrol etmek gerekebilir.

  • Yorumlar 2
  • Facebook Yorumları 0
    UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış
    ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
    Yazarın Diğer Yazıları
    ÖNE ÇIKANLAR
    Tüm Hakları Saklıdır © 2009 İlke Haber | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.
    Tel : 0532 261 34 89