Seçim atmosferi içindeki Diyarbakır’ın en dikkat çekici yanı; kadınların siyasette iyice görünür hale gelmesi.
BDP Büyükşehir başkan adayları Gültan Kışanak ve Fırat Anlı, önümüzdeki dönem için, çevre duyarlılığı olan projelerden söz ettiler. Şehir içinde giderek zorlaşan ulaşım konusunda neler yapacaklarını anlattılar.
Aday listeleri açısından dikkat çekici durum, kadınların durumu. Kışanak’la listelerin nasıl hazırlandığını konuştuk. Verdiği bilgiler şöyle: 144 yerel yönetim biriminin tamamında eşbaşkan adayı kadın. Buralarda seçim kazanılması halinde her belediyede bir kadın başkan bulunacak. Daha da ilginci, belediye meclislerindeki adayların yarısının kadın olması. Eğer listenin başında bir erkek varsa, ondan sonra gelen mutlaka kadın oluyor. 'Fermuar' sistemiyle listeler şekillendirilmiş. Bazı küçük beldeler dışında bu sistem her yerde uygulanmış. Meclis adayları arasındaki kadınların oranı yüzde 48.
Bu rakamlar, bölgedeki değişime işaret ettiği gibi, Türkiye’nin batısına da bir mesaj niteliği taşıyor. Bölgede ciddi bir kadın uyanışından, bir kadın ağırlığından söz edebiliriz.
Kışanak: “Kadınlar, kendi adaylarımızı kendimiz belirledik, erkekler karışmadılar. Bizim seçimimiz daha kolay oldu. Erkekler zorlandılar seçimlerini yaparken. Bu kadar çok kadın adayın listelerde yer alması konusunda yeterince hazırlıklı olduğumuzu söyleyemeyiz. Bazen isim bulmakta zorlandık.”
Fırat Anlı
Fırat Anlı, KCK operasyonu nedeniyle 4 yıla yakın cezaevinde yatmıştı: “KCK davasında bize yaptıklarını; kaset, montaj operasyonlarının aynısını şimdi hükümete yapıyorlar. Bunların olduğunu en iyi biz biliriz” diye sözlerine başladı. “Zor olan barıştır. Kolay olan kavgadır. Silahların susması, barış ikliminin oluşması sadece Kürtler üzerinde değil tüm Türkiye’de etkileyici sonuçlar doğuruyor. Barış bu anlamda toplumsallaşıyor.
Genelkurmay Başkanı, Cumhurbaşkanı, Başbakan, tüm partiler istese de barış ancak toplumun inanmasıyla gerçekleşebilir. İçinde bulunduğumuz negatif barış iklimini kalıcı barışa dönüştürmeyi başarabilmeliyiz. Çatışmasızlık döneminde oluşan ılımlı iklim bu açıdan bir imkân. Bunun kıymetini bilmeliyiz.”
Cemaat-hükümet kavgasının bölgede nasıl değerlendirildiği sorumuza ise Anlı şöyle cevap verdi: “Cemaat'in barış sürecinden memnuniyet gösterdiğine dair bir tavrını görmedik. Bölgedeki operasyonlarda Cemaat'in parmağı olduğu konusunda oluşmuş bir kanaatten söz edebilirim. Hükümete gelince, çok fazla bir çaba gösterdiğini iddia edemeyiz. Örneğin çıkarılan son kanun paketleri içine bu meselenin çözümüne ilişkin tek bir madde bile girmedi. ‘Çözüm komisyonu’ önerisinde bulunmuştuk. Hiç olmazsa bu konuda bazı adımlar atılabilirdi.”
Fırat Anlı, hükümet karşıtı cephenin kendilerine yönelik söylemlerine karşılık şunları söyledi: “Ne yapacağımıza biz karar veririz. Acının büyüğünü biz yaşadık. Kalıcı barış için çabalarımızı sürdüreceğiz.”
Mektup
Kışanak ve Anlı’ya, Öcalan’ın Barzani’ye yolladığı mektubu ve içeriğini sorduk: “Barzani’ye gönderildiğini asıl o bilir” cevabının ardından şunları söylediler: "Mektubun, Barzani’ye Ulusal Kürt Konferansı'nın toplanması konusunda bir çağrı olduğunu düşünüyoruz. Bölgedeki bütün Kürt topluluklarının bir araya gelmesi, hayati önemde. Ancak Kürtlerin bir araya gelip birlik konusunu gündeme getirmelerini, Kürtlerin yaşadığı bölge ülkeleri istemiyorlar. Belli ki Türkiye de istemiyor. Barzani ise Rojava’daki durumu öne sürerek, böyle bir konferansın toplanmasını sürekli erteliyor. Öcalan’ın çağrısı Rojava’yı da içeren Ulusal Kürt Konferansı üzerine olmalı...”
KCK basın davası
Değişik KCK davalarından çok sayıda tutuklu hâlâ bırakılmadı. Dün KCK basın davasından 18’i tutuklu meslektaşlarımızdan üçü bırakıldı. Bu davanın bir komplo sonucu açıldığı ortada. Hâlâ bu insanların tutuklu bulunmaları, bölgede haklı olarak tepkilere neden oluyor.
ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.