Hayali bir kürenin etrafında döner gibi ortada bir boşluk bırakarak dönüyorlar, onlar dönerken binaların üstünden gelen başka leylekler de katılıyor onlara, birer kilometre mesafeyle üç ayrı leylek grubu helezonlar çizerek uçuyor sahilin üstünde.
Kim onlara 25 ağustos cumartesi günü saat dokuz buçukta Caddebostan sahillerinin üstünde buluşmalarını söyledi, nasıl bir takvimleri, nasıl bir zaman algıları var, nasıl haberleşiyorlar, nelere göre öbekleşiyorlar, bunları merak ederek onları seyrediyorum.
Önce ilk helezonun içinden halay çeker gibi bir grup leylek tek sıra hâlinde uçmaya başladı, diğerleri onların peşinden gitti, öbür iki grup biraz daha dönerek oyalandılar sonra onlar da bir düzene girip uzaklaştılar.
Gittikleri yerde hepsi dağılıp yuvasını bulacak.
Sonra bir dahaki bahara geri gelecekler.
Böyle binlerce yıldan beri devam ettiğini bildiği olayları izlediğinde sanırım insan hep aynı duyguya kapılıyor, “bugün geçici” diye düşünüyor, “bugün önemli olan hiçbir şey elli yıl sonra önemli olmayacak”.
Bu binlerce yıl daha sürecek.
Bugüne prangalı olduğunu ve bugünün senin sandığın kadar da önemli olmadığını görüyorsun leyleklere bakarken.
Zaman genişliyor, sen küçülüyorsun.
Zamanın genişliği içinde her şey önemsiz, senin küçüklüğün içinde her şey önemli.
Bir önemsizliğin içinde kaybolup gitmeye daha yatkınsın ama seni bugünün önemsizliğine rapteden korkunç bir çıpa var.
Ölüm.
Bazı insanların bu leylekleri son kez gördüğünü bilmen.
Ülkenin bir ucunda kıyasıya bir savaş sürüyor.
Bugüne dek gördüğümüz en garip savaş belki de.
Yedi yüz kişi yüz bin kişiye saldırıyor.
Otuz yıldan beri bu ülkede savaşı yaşıyoruz, şiddetlenerek, duraksayarak ama sürekli devam eden bir savaşın belki de hiç rastlanılmamış bir epizodu sahneleniyor.
Gazetelerde resimler gördüm.
PKK’lılar bir arabayla Şemdinli’ye girmişler geceleyin, silahlar yüklüyorlar.
Üstlerinde gerilla kıyafetleri, ellerinde Kalaşnikoflar.
Kasabaya kadar hiçbir denetimle karşılaşmadan gelmişler, kasabaya girmişler, silahlarını yüklemişler, onları durduracak kimse çıkmamış.
Güvenlik güçleri, PKK’lıların kaymakamlığa saldıracağını öğrendiklerinden “kaymakamı kaçırmışlar”, götürüp bir yere saklamışlar, PKK’lıları durduramayacaklarından o kadar endişeliler.
Otuz PKK’lı Şemdinli’ye saldırmış o gece, çatışma sabaha kadar sürmüş.
Sabahleyin de PKK, Şemdinli yakınlarındaki Omurlu Taburu’na 48 saatte üçüncü saldırısını düzenlemiş.
Gazetelerle televizyonlar sürekli olarak kaç PKK’lının öldürüldüğünü açıklayıp duruyor, üç PKK’lı öldü, beş PKK’lı öldü, yirmi PKK’lı öldü, elli PKK’lı öldü, arkasından da PKK saldırılarının haberleri geliyor.
Kaç PKK’lı var?
Kendini savunmaya çalışan, aynı tabura 48 saatte ardı ardına üç baskın yiyen ordunun kaç askeri var?
Bölgede 700 PKK’lı olduğu yazılıyor.
Askerlik uzmanı değilim ama biraz aritmetik biliyorum, yüz bin kişi, yedi yüz kişiden kalabalıktır, üstelik yüz bin kişinin elinde helikopterler, tanklar, savaş uçakları, Heron’lar, toplar var.
Her gün bilmem kaç insanı öldürüldüğü söylenip duran 700 PKK’lı nasıl o kadar rahat Şemdinli’ye giriyor, nasıl o kadar rahat aynı taburu basıyor?
PKK nasıl “saldıran” konumunda da, binlerce askeri olan ordu “savunma” pozisyonunda, üstelik savunmayı da pek beceremeyip taburlarını, karakollarını bastırıyor?
Leyleklerin nasıl buluşup, aralarında anlaşarak sıraya girdikleri benim için meçhulse bu savaşta neler olduğu da öylesine meçhul.
Devlet arada bir “operasyonu bitirdik,” diye açıklamalar yapıyor ama iki gün sona PKK saldırıyor, operasyonu ordu yapmıyor belli ki, operasyonu yapan PKK.
Doyurucu bir resmî açıklama da yok.
Sanırım savaş tarihinin en garip çatışmalarından birine şahit oluyoruz.
PKK’nın ne yapmak istediğini herkes söylüyor, Şemdinli’yi alıp bir “halk savaşı” yaratmak istiyorlar ama kimse bunu “nasıl” yaptıklarını söylemiyor.
Devlet gazetelere gözdağı verip “teröre destek olmayın” diyor, bu, “gerçekleri yazmayın” anlamına geliyor galiba, zaten gazeteler de sadece devletin söylediklerini yazıyor.
Ama ne olduğu hiç anlaşılamıyor.
PKK’lılar nasıl o kadar rahat giriyor Şemdinli’ye?
İnsanlar ölüyor, askerler, PKK’lılar, kavurucu bir sıcağın içinde birbirlerini vurup duruyorlar.
Leylekler gidiyor, bir daha geldiklerinde, bugün yaşayan birçok insan ölmüş olacak.
Elli yıl sonra leylekler geldiğinde bilmem kaç kişi hatırlayacak bu olanları, hatırlayanlar da herhalde “niye öldürdüler birbirlerini” diyecek, “birlikte yaşayabilirlerdi”.
Zaman genişledikçe bugün önemsizleşiyor ama...
Ne yazık ki bizi bugüne prangalayan ölüm var.
İnsanlar bugün ölüyor ve bir daha gelmiyor.
Leylekler ve Şemdinli
- Yorumlar 13
- Facebook Yorumları
- Meric Cenk26 Ağustos 2012 Pazar 09:15Erdal Sarızeybek_Şemdinli'de sınırı aşmak
Sayın Altan, şu anda Erday Sarızeybek'in Şemdinli'de Sınırı Aşmak romanını okuyorum. Burada yazı yazmadan önce şemdinliyi anlamanı tavsiye ederim. Geröekten sürükleyici bir roman. Orada yaşayan insanların dürüstlüğünü oku, iran ve suriyenin nasıl müdahale ettiğini, şemdinlide askeri varlığın çok az olduğu, teröristlerin irandan suriyeden jandarma karakolundan veya kamplarından geldikleri, teröristi takip eden askerin iran sınırını geçemediği, siyaseti
Yanıtla (0) (0) - imran adsay26 Ağustos 2012 Pazar 11:14leylekler ve taraf
leyleklerin ne yaptığı sırrını herkes bilmiye bilir bu doğal bir durum.ama ahmet abıcım tarafta ki bazı yazarlar etrafı camurlarken,niye camur atiyorsunuz diyenlere feryat figan ettin.gazetecilerimi tehtit ediyorlar diye.adamda cıkıp ne tehditi camur atmayın dedim,tehdit bunu neresinde deiğinde cevap vermemiştin..gazetenizin bazı yazarları insan öldürmek için yer adres gösterip devlete öneri sunmasının bir makale konusu yapamazmısın.leyleklerin sırrını bilmiye bilir
Yanıtla (0) (0) - iman26 Ağustos 2012 Pazar 11:15uçar
sen o romanları oku ama gerçekleri yazan gazeteleri okuma...herşey roman gibi akıyor yalan dünyaya...uyumaya devam...
Yanıtla (0) (0) - sidar26 Ağustos 2012 Pazar 12:33Aydınlık yarınlar...
yüreğine , dliline ,eline sağlık.... ülkemiz senin gibi empatik aydın insanlarla dolu bir ülke olsaydı... bugün ortaçağda kalmış savaşları yaşamazdık.... teşekürler!!!!
Yanıtla (0) (0) - baris seven26 Ağustos 2012 Pazar 12:43Şemdinli
Ahmet Altan, 4 yıldır halan PKK nasıl karakol basarla meşgul. Aslında Altan benden daha iyi biliyor bunun nasıl olabildiğini. Ama işte egemen ulus zihniyeti bir türlü kabullendiremiyor. Onu bir kenara bıraksa gerilla savaşı denilen bir savaş tarzı olduğunu, bu savaş tarzının da en tehlikeli silah olan insan ve onun iradesine dayalı geliştiğini de anlayacaktır.
Yanıtla (0) (0) - zınar-sor26 Ağustos 2012 Pazar 14:17şemzinan
sanırsam deve kuşu misali kafanızı kumdan çıkartırsanız herşeyi görürsünüz.30 yılı aşmiş bir mücadele gercekliğini görmemek bakar körlüktür,sayın ahmet bey halk gerilladan uzak duruyor diye yazıp çizen gazeteniz ve diğer gazetelere gerçekten siz inanıyormusunuz
Yanıtla (0) (0) - mehmet bodur26 Ağustos 2012 Pazar 14:52DENİZ VE KUZEY KORE
Denize düşen yılana sarılırmış. Bu güne kadar kimlikleri inkar edilen kürt arkadaşlar da kişilikleri inkar edilen bir sistemi savunuyorlar. Bu mudur sizin geldiğiniz (Kürt siyaseti ilerledi diyorlar da onun için soruyorum) ileri siyasi nokta? Türkiye Cumhuriyetinin emekleme ve gençlik yılları seviyesi sizin için ileri siyaset noktası mıdır? Bu siyaset değil mi sizi (aslında kemalist olmayan herkesi) inkar eden ve bu hale getiren? KK gibi bir devlet olup herkese kendinizi
Yanıtla (0) (0) - aliser kerbela26 Ağustos 2012 Pazar 14:53mücadele
ortadogu gibi bir bölgede devletlerin bile ayakta kalmakta zorlandigi bir yerde halk destegi olmadan pkk nin otuz yildan fazla mücadele etmesi imkansiz.Kendilerin bile inanmadigi süriyeden, iraktan irandan daha ileri gidip türkiyeden yardim aliyorlar iddialari asilsiz. kürt halki gerillaya destek veriyor.
Yanıtla (0) (0) - diyar bakır26 Ağustos 2012 Pazar 15:13nasılsa rahatsız
Savaşın neden surdugunu merak ediyorsa kendi gazetesinden baransu ve uslu yu okumasini öneririm
Yanıtla (0) (0) - rohat dildar26 Ağustos 2012 Pazar 20:05savas
Bitmez tukenmez bu savasa haykirarak yeter artik diyecek insanlar meydanlara milyonlarca dokulmese bu guzel cocuklarimiz hayatlarini kaybedecekler. Savas lobileri hergun biraz daha ceplerini dolduracak. Hayat o kadar ucuz olmus ulkemizde. Nedir bu halimiz biktik bu kirli savastan. Yeter artik yeter....
Yanıtla (0) (0) - edessa26 Ağustos 2012 Pazar 18:14Yalan
devletin yalancı olduğu bir durumun yaşandığı aşikar.. bunu nasil saklarim diye psikolojik bombardıman yapıyor tv ve gazeteler aracılığıyla..
Yanıtla (0) (0) - robin27 Ağustos 2012 Pazartesi 02:41100 yillik savas
turk devleti yuz yildir orta doguda diger somurgeci devletlerle es gudum icinde ve bolgedeki gerici arap rejimlerinin, emperyalistlerinde destegiyle kurtlere karsi her boyutta bir savas yurutuyor.son otuz yildir kurt halki dort parcada, kendi ic sorunlarinida asarak birlesik mucadele yurutuyor.vurulan boyundurugu parcaliyor.kendi orgutlu mucadelesinin ozgucune guveniyor.orta dogudaki gerici sutatikoyu yerle bir ediyor.butun emperyalist oyunlari bozuyor. arap baharina kurt baharini katiyor.
Yanıtla (0) (0) - arjen can27 Ağustos 2012 Pazartesi 13:30kendi tarihini incelesinler şemdinliyi anlıyacaklar
isterse 500 bin asker olsun yine isterse dünyanın engelişmiş silahları olsun orada yine tutunamaz. sayın AHMET ALTAN sen anladın ama daha bu devlet anlamadı.
Yanıtla (0) (0)
Fotoğraflarla Kürdistan’a dönen ilk hacı kafilesi
Başkent Hewler’de huzurevi
IŞİD’in son mevzisinden kaçış...
Kürdistan Parlamentosu'nun yeni üyeleri yemin etti
Sait Çürükkaya...
Antep'te sokak düğününe bombalı saldırı
Cizre'deki bodrumlarda ne yaşandı?
Nizamettin Ariç - Xakî Bîngol - Çîyayê Şengalê
Tel : 0532 261 34 89
ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.