• BIST 9716.77
  • Altın 2427.694
  • Dolar 32.5699
  • Euro 35.0032
  • İstanbul 16 °C
  • Diyarbakır 14 °C
  • Ankara 19 °C
  • İzmir 15 °C
  • Berlin 3 °C

Kürtlerin tercihi: BDP mi? HDP mi?

Oral Çalışlar

Güneydoğu vilayetlerinde seçimlere BDP çatısı altında girilmesi, metropollerde ise 'HDP seçeneği' düşünülüyor.

Barış ve Demokrasi Partisi’nin (BDP) yerine Halkların Demokratik Partisi (HDP) mi geçecek?

BDP Eşbaşkanı Selahattin Demirtaş’la sabah kahvaltısında konuştuğumuz konulardan birisi, ‘hangi partiyle seçime girileceği’ meselesiydi... Demirtaş’ın verdiği bilgiye göre; Halkların Demokrat Partisi, (Öcalan’ın da önerisiyle) ‘Türkiyelileşmek isteyen Kürt hareketi’nin yeni tercihi olmaya aday. Önümüzdeki seçimlere giden süreç, biraz karışık bir yol haritası üzerinden şekillenecek gibi görünüyor: Kürtlerin yoğun olarak yaşadığı Güneydoğu vilayetlerinde seçimlere BDP çatısı altında girilmesi, metropollerde ise ‘HDP seçeneği’ düşünülüyor.

Öcalan’ın önerisi

Öcalan’ın ‘öneri’sinden doğan ve önümüzdeki günlerde kongresini yapacak olan HDP, Kürtlerle birlikte sol-sosyalist parti, inisiyatif, çevre platformları, gruplar ve ‘bağımsız bireylerin katılımıyla örgütlenme’yi önüne hedef olarak koymuş durumda.

Amaçlanan; Kürtlerin dışındaki kitlelere daha çok seslenebilmek, daha geniş bir kesimin desteğini sağlayabilecek yeni bir siyasi akım yaratmak... Bu ilk kez denenen bir yöntem değil. Geçmiş seçimlerde de ‘çatı partisi’ olarak tanımlanabilecek formüller denendi.

Peki, o ‘deneme’ler amacına ulaşabildi mi? Benim gördüğüm kadarıyla ulaşamadı. Çünkü Kürtler dışındaki çevre ve örgütler, ciddi bir seçmen tabanına sahip olmadıklarından, ‘çatı’lar içinde çok marjinal kaldılar. Bu marjinal kompozisyon, Batılı seçmene de cazip gelmedi.

BDP başarılı bir örnek

Öcalan’ın ‘Silahları bırakıyoruz’ çağrısıyla başlayan yeni dönemde; BDP de geçmiştekinden daha önemli ve etkili bir aktör olarak sahnedeki yerini aldı. BDP’nin Türkiye’nin batısında da etkili olan yeni dilinin ve siyaset tarzının gelişimi; ‘siyaset alanı’nın barış süreciyle doğru orantılı olarak genişlemesiyle ilgili. Silahlı çatışma döneminde BDP kaçınılmaz olarak etkisizleşiyor, silahların konuştuğu yerde ‘siyaset’ öne çıkamıyordu.

Şu an, BDP’nin, Türkiye’nin batısında (da) en etkili olduğu dönemden geçiyoruz. Bunu değerlendirirken, BDP’nin en uzun yaşayan Kürt partisi olma şansını yakaladığını göz önünde bulundurmak gerekiyor... 5 yıldır kesintisiz bir şekilde siyaset sahnesinde yer alan ve en kritik değişimlerin yaşandığı dönemlerde görev üstlenen BDP yönetimi, giderek daha deneyimli bir ‘siyasi omurga’ya dönüşüyor. 

Bu koşullarda, BDP’den vazgeçmek ve onun yerine başka bir seçenek yaratmak ne kadar gerçekçi? Böyle bir tercih, Türkiye’nin batısında gerçekten daha fazla ilgi oluşmasını sağlayabilir, batıdaki oy dengelerini bir ölçüde de olsa değiştirebilir mi? Bundan ciddi olarak şüphelerim var.

Bugüne kadar Kürt partileri sürekli kapatıldığı için yeteri kadar deneyim biriktirilemiyordu. Ortaya çıkan siyasetçiler bir süre sonra hukuken tasfiye olduklarından, yerlerini daha deneyimsiz isimler alıyordu. Şimdi farklı bir durum var. Geçmiş tecrübe birikimine ilaveten, 5 yıllık BDP tecrübesinin de eklendiği bir süreç söz konusu.

Dimyat’a pirince giderken

Sonuç olarak, ‘karar’ ve ‘tercih’in; öncelikle Kürtleri ve bu süreç içinde onlarla birlikte konumlanabilecek değişik sol grup/bireyleri ilgilendirdiği söylenebilir. Konunun Türkiye’yi şu noktada en çok ilgilendiren tarafı ise bugünkü Kürt hareketinin siyasi kutuplaşma konusunda oynadığı ve oynaması muhtemel olumlu rol.

Gezi olaylarında da görüldü ki, BDP, kendini Türkiye’yi bir kaosa sürüklemesi muhtemel sert kutuplaşmaların dışında tutmaktan yana tavır alıyor. Olaylara daha sakin ve kuşbakışı bakabilen bir pozisyonu önemsiyor. Ortak noktaları ve çözüm imkânlarını öne çıkaran bir yerden siyasete dahil olabilme yeteneği, giderek daha anlamlı hale geliyor. BDP’de somutlaşmakta olan tavır ve deneyim, önümüzdeki dönem için de gerekli.

Bunca deneyimi ve birikimi, bir anda ikinci plana itmek tehlikeli değil mi? Ayrıca kafa karıştıracak ikili bir parti görüntüsü, oyları da, seçmenin tercihlerini de parçalı hale getirmez mi?

Kaldı ki, bu yeni projenin, batıdaki demokratik kamuoyunun desteğini sağlamak açısından, BDP’ye verilen destekten öteye bir kazanım yaratması zor görünüyor. Hatta olumsuz etkiler bile görebiliriz.

Düşünmek gerek...

  • Yorumlar 2
  • Facebook Yorumları 0
    UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış
    ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
    Yazarın Diğer Yazıları
    ÖNE ÇIKANLAR
    Tüm Hakları Saklıdır © 2009 İlke Haber | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.
    Tel : 0532 261 34 89