• BIST 9079.97
  • Altın 2322.902
  • Dolar 32.3523
  • Euro 34.9788
  • İstanbul 15 °C
  • Diyarbakır 10 °C
  • Ankara 14 °C
  • İzmir 19 °C
  • Berlin 9 °C

Kürt savaşı sürerse demokrasi mi gelir?

Oral Çalışlar

30 yıllık savaş, Kürtlerin yaşadığı bölgelerde büyük tahribata neden oldu. Türkiye’nin batısındaki ruh halini de bozdu ve gergin bir toplumsal kültür oluştu. Şiddet, gündelik hayatımızın kaçınılmaz bir parçası haline dönüştü.

Savaş, taraflara, ekonomik, siyasi ve toplumsal rant sağlamanın yanı sıra bir iktidar biçimi de oluşturdu. Elinde silah olan taraflar, toplum üzerinde anti-demokratik bir egemenlik kurdular.

Kürt savaşının temel nedeni, kimlik inkârıydı. Her isyan, daha büyük mağduriyetlere neden olmuş, Türkiye’deki yönetimin daha da otoriterleşmesini beraberinde getirmişti.

PKK’nın 1984 yılında başlattığı silahlı ayaklanma, bu isyanların en uzun süreni ve en yıpratıcı olanı. Kürtler, her zaman olduğu gibi bu ayaklanmada da büyük kayıplar verdiler. Bu kez, devlet ve Türkiye’nin batısı da ağır kayıplara uğradı. İsyan, askeri yollarla bastırılamadı. Askeri yöntemler Kürtlerin daha büyük çoğunluğunun isyana doğrudan ve dolaylı katılmasına yol açtı.

Müzakere dönemi

Her savaş gibi, bu savaşın da sonu geldi. İki taraf da sorunun diyalog ve müzakere yoluyla çözülmesi konusunda makul bir ortam içine girdi. Şu anda ikinci aşamadayız. Barışın yasal zemine oturması ve Kürtlerin taleplerinin bir demokratik sistem içinde şekillenmesi arayışı içindeyiz.

Demokratların, aydınların, liberallerin yıllardır istediği bu değil miydi? Kürtlerin haklarının verilmesi için, meselelerin masa başında ele alınmasını istemiyor muyduk?

Yol ayrımı

Gariptir ki aydınların, liberallerin, demokratların bir kesimi, Kürtlerin savaşı sona erdirmesine sevinemediler. “Devletin PKK ile diyaloğu, Türkiye’nin demokratikleşmesi sürecini sekteye uğratacak” iddiasıyla ortaya çıktılar.

“Özgürlük olmadan barış olmaz”, “Demokrasi olmadan barış olmaz” diyerek görüşmelere, uzlaşma ortamının oluşmasına karşı çıktılar. Onlara göre Tayyip Erdoğan’la barış sağlamak mümkün olamazdı. Çünkü o, demokrat değildi; Erdoğan’la yapılacak olan her uzlaşma, onun diktatörlük eğilimine destek vermek anlamına gelecekti.

Önce küçük itirazlarda bulundular. Olmadı, Kürtlerin aralarındaki çelişmelerden çatışma umudu doğabilirdi. “Kandil İmralı’yı dinlemez” söylemi, bir dönem temel beklentilerinin başında geliyordu.

“Çatışma mı istiyorsunuz?” denilince çok öfkeleniyorlar ama bazı yazılardan, 'savaş sürse fena olmaz' duygusunu ediniyorum.

“Kürtler, Türkiye’deki demokratikleşme çabalarını desteklemiyor” derlerken ne demek istiyor olabilirler? Kürtlerin son dönemde yaptıkları, asıl olarak barış sürecine asılmak. İç çatışmayı tırmandırmak isteyen ve buradan 'darbeci sonuçlar' çıkarmak isteyen bir muhalefet tarzından uzak durmak.

Kürtler, kendilerine uzak olduğunu bildikleri milliyetçi cepheye; açıkçası, CHP omurgasında örgütlenen ve siyaset dışı yöntemleri tercih eden muhalefet tarzına itibar etmediler.

Çatışma isteyenlere, onlar dağlardan ve kentlerden silah sıkarak katılsalar ne yapacaktık?

Demokrasi ve barış

Dünyanın birçok çatışma alanında hâlâ demokrasi yok ama oralarda çatışmalara son verilebiliyor, barış görüşmeleri yapılabiliyor.

Barış olmadan ise nitelikli bir demokrasi inşa edebilmek, nitelikli bir özgürlük ortamı yaratabilmek hiçbir şekilde mümkün olmaz.

“Demokrasi olmadan barış olmaz” diyenlerin ne demek istediğini anlamak mümkün. Onlar, Erdoğan’la barış müzakeresi yapılmasını anlamlı bulmuyorlar. Peki Kürtler kiminle görüşecekler?

Çatışma ortamı derinleşsin, gerginlik yaygınlaşsın ve seçim yoluyla yıkılamayan AK Parti iktidarının saf dışı bırakılması mı hedefleniyor? Bu anlama gelecek yazılar da yazıldı.

Şurası bir gerçek ki, bugün Kürtlerin yeniden çatışma için silaha sarılması, hem Kürtler için hem de Türkler için telafisi olmayan korkunç sonuçlar doğurabilir. Çatışmadan demokratikleşme çıkması ihtimali ise sıfırdır.

  • Yorumlar 0
  • Facebook Yorumları 0
    UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış
    ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
    Bu yazıya henüz yorum eklenmemiştir.
Yazarın Diğer Yazıları
ÖNE ÇIKANLAR
Tüm Hakları Saklıdır © 2009 İlke Haber | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.
Tel : 0532 261 34 89