• BIST 10358.46
  • Altın 4336.357
  • Dolar 40.1508
  • Euro 47.0268
  • İstanbul 23 °C
  • Diyarbakır 30 °C
  • Ankara 32 °C
  • İzmir 29 °C
  • Berlin 17 °C

Kürt cephesinden 'operasyoncular'ın sicili

Oral Çalışlar

BDP Diyarbakır Milletvekili Nursel Aydoğan, son ‘operasyon’la ilgili kamuoyunun dikkatlerinden kaçan çarpıcı bir konuşma yaptı. Aydoğan’ın konuşmasının kritik noktası, ‘yolsuzluk operasyonu’nu yapanların asıl hedeflerinden birisinin ‘çözüm süreci’ni baltalamak olduğu tespiti...

Aydoğan’ın konuşmasının o bölümleri şöyle: “Bugün, mahkemelere bu kararı aldıranlar, bir süre önce, MİT Müsteşarı Sayın Hakan Fidan’ı da tutuklamak istediler, onun da ifadesini almak istediler. Ama Sayın Hakan Fidan onlara teslim olmadı, bu anlayışa teslim olmadı. Eğer bunu başarabilselerdi, eğer bunu yapabilselerdi, arkadan, Sayın Başbakan’ı da aynı şekilde belki tutuklamak için mahkemelere götürecekler, savcı karşısına çıkaracaklardı ama Sayın Başbakan da bu konuda direndi. Evet, direnmeseydi, süreç bu şekilde bu noktaya gelmeyecekti.(...) Biz bu gelişmeleri, bu zihniyeti çok iyi okuyoruz. Onlara pabuç bırakmayacağız, herkes bunu böyle bilsin. Kimsenin gücü bu ülkede artık bu barışın, bu çözüm sürecinin engellenmesine yetmeyecektir. Bu operasyonları yapanlar da aynı zihniyettir, bu operasyonların arkasında da çözüm sürecini sabote etmek vardır. Evet, net söylüyorum: Hükümetin gücünü azaltmak istiyorlar. Hükümeti farklı şeylerle muhatap haline getirip çözüm sürecinde daha dik durmasını, daha çözüm sürecinin arkasında durmasını engellemeye çalışıyorlar. Biz bunu anlamayacak kadar apolitik değiliz, biz bunları çözmeyecek kadar politikanın, siyasetin uzağında değiliz.”

Kürt tarafından yapılan bu değerlendirme; önemli saptamalar içermenin ötesinde, ‘operasyoncular’ın kimler olduğuna dair somut bir teşhisi ortaya koyuyor. Aydoğan, asıl meselenin ‘yolsuzluk’ olmadığına dikkat çekerken operasyonu yapanların niyetlerinin ‘hükümeti diz çöktürmek’ olduğunu vurguluyor.

Evet, Kürtler tarafından, özellikle de BDP’li bir milletvekilinin çok net olarak ifade ettiği taraftan bakınca, hesaplaşmanın en kritik aktörlerinden birisinin Kürtler olduğu, netlik kazanıyor.

Ortalık karışsın istiyorlar

‘Operasyoncular’ Kürtlere yönelik ‘işler’de her zaman vardılar. İki buçuk yıl önce başlatılan ve yasal Kürt siyasetçilerini hedef alan ‘KCK operasyonu’nun arkasında da onlar vardı. Başbakan’ı, ‘PKK’yla yaygın bir savaş ve geniş bir tutuklama yoluyla sorunun çözüleceği’ noktasına getirmişlerdi. Hatta operasyoncular, bugün “Erdoğan devrilsin de nasıl olursa olsun” noktasına gelenlerin bir kesimini de o dönemde ‘KCK’lı’ diye hapse attırmak istemişlerdi.

BDP’li Aydoğan’ın konuşmasında dikkat çektiği gibi, Hakan Fidan da bu nedenle ‘operasyoncular’ın saldırısına uğradı. Son olarak, BDP milletvekillerinin tahliye edilmelerine engel olanların da aynı anlayışın mensupları olduğu iddia edildi. Ortalığı karıştırma hedefinden hiç vazgeçmediler.

Çatışmanın nasıl başlayıp, nasıl geliştiğini dikkatle ve adım adım takip ederseniz, ‘operasyoncular’ın düşünce sistemini rahatlıkla okuyabilirsiniz. Tayyip Erdoğan ve AK Parti iktidarı meselesinin çok ötesinde, normal işleyen bir parlamenter rejime, gayri meşru bir müdahale söz konusu. Bürokrasi, yine, siyasi hayata hançer gibi girdi ve normali, anormal haline getirdi.

Ergenekoncular da seçilmişlerin üzerinde, Meclis’in üzerinde, başka bir devlet iradesinin olduğunu savunuyordu. Asker ve yargı gücüyle, sivil-asker bürokrasinin gücüyle, ‘devlet iradesi’ni dayatıyorlardı. ‘Operasyoncular’ın, onlardan, öz itibariyle ne farkı var?

Şimdi, “Bu kritik aşamanın, kritik aktörleri Kürtler ne yapacak” sorusuna geliyoruz.

“Yesinler birbirlerini” gibi tepkiler, bir anlam ifade etmiyor. Meşru zeminin kayıp gitmesi, ‘barışçı çözüm’ün iyice zorlaşması anlamına gelir. Operasyoncular ve müttefiklerinin inisiyatifi ele geçirmeleri halinde yapabileceklerini kestirmek zor değil.

Kürtler, ‘demokrasinin derinleşmesi’ açısından önemli, hatta belirleyici bir aktör ve potansiyel olma özelliklerini koruyorlar.

  • Yorumlar 3
  • Facebook Yorumları
    UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış
    ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
    • Hasan Dere21 Aralık 2013 Cumartesi 10:23Yorumcunun Yorumu

      Sayin Calislar Aydogan'in Öcalan'in Paralele devlet saptamasi dogrultusunda görüs melirlemesi, PKK geleneginin emri ifa faaliyeti odugunu akli etmeyecek biri degil.
      Ama uzn zamandiur TC devleti ve suan iktidar olan AKP telinden calma egiliminde oldugu icin, Aydogan'in icrai emrine mal bulmus magribi gibi atlamis ve kendince yorumcuyu yorumlamis.

      Yanıtla (0) (0)
    • memed21 Aralık 2013 Cumartesi 16:15İki kere düşünmek lazım !

      CHP milletvekilinin serbest bırakılması, ardında da çevik Birin tahliyesi...
      ama buna karşın BDPli vekillerin tahliye edilmemesi. Bunlar hep belli bir planın aşamaalrıdır. Kürtler AKPye oy versinler veya vermesinler barıştan yanadır ve olmalılar da ! eğer barış olacaksa da bu hükümet ve mevcut konjoktör her iki taraf için son şans . Bu şansı iyi kullanmak lazım !!!

      Yanıtla (0) (0)
    • derdan elegez22 Aralık 2013 Pazar 15:43hasan dere... san dere

      hasan bey sizde yorumcunun yorumunu yorumlayanın yorumcusu olmuşsunuz... ne zekice bir analiz... bende sizin yorumcunuz... bu ne şimdi... esasa odaklanabilseniz... kadın ve yazar haklı bir analiz yapıyorlar...

      Yanıtla (0) (0)
Yazarın Diğer Yazıları
ÖNE ÇIKANLAR
Tüm Hakları Saklıdır © 2009 İlke Haber | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.
Tel : 0532 261 34 89