Kâbus senaryolarının birbiri ardına sökün ettiği bunaltıcı bir dönemden geçiyoruz.
Ekim ayının büyük kalkışmalara gebe olduğuna dair söylentiler kulaktan kulağa büyüyerek yayılıyor. Bu defa da Alevi kartının devreye sokulacağı söyleniyor. Ayrıca üniversitelerin açılmasıyla birlikte Gezi benzeri protestoların yeniden deneneceği konuşuluyor.
Güneydoğu'da yaşananlar, çözüm sürecinde dar bir geçitten geçtiğimizi gösteriyor. Suriye'de işler tahmin edildiği gibi gitmiyor; ilave olarak, Suriye Kürdistan'ında yaşanan gelişmelere ilişkin doğru bir politika uygulanmazsa bu gidişatın bizdeki süreci de olumsuz etkilemesi kaçınılmaz. "Otoriterleşen AK Parti" söylemi Batı dünyasını oldukça etkisi altına almış durumda. Uluslararası planda yaşanan bu görece yalnızlaşma AK Parti'de ve muhafazakâr çevrelerde geleneksel "Bizi bölmek ve yutmak isteyen Batı" paranoyasını körüklüyor.
Bu kötü gidişi tersine çevirmek için AK Parti'nin elinde silahlar var. Hem de etkili silahlar... Ama hükümet bir türlü harekete geçmiyor. İçte ve dışta yapması gerekenleri yapmıyor. Küçük jestlerle durumu idare etmeye çalışıyor. Bir zamanlar hepimizi hayran bırakan o cesaretli adımlar gibi adımları bir türlü atmıyor.
Hayır, hayır... Ben öyle üslup yumuşatmaktan, daha "birleştirici olmaktan" falan bahsetmiyorum. Ben, sahici iyileştirmelerden, yeni bir demokrasi hamlesinden söz ediyorum.
İki paralel hamle
Kanımca hükümetin birbiriyle eş zamanlı iki büyük hamle yapması gerekiyor.
Bunlardan birincisi hem Kürtler'in en temel taleplerini (vatandaşlık tanımı, ana dilde eğitim ve yerinden yönetim reformu) hem Aleviler'in en temel taleplerini (cemevlerinin ibadethane olarak kabulü, zorunlu din dersinin kaldırılması) hem de dindar kitlelerin şu anki en acil taleplerini (kamu başörtüsü yasağının kaldırılması) kapsayan bir reform paketinin bir an önce çıkarılması...
CHP ve MHP'liler "48 maddelik paketi çıkaralım" önerisine karşı aldıkları tutumla kendilerini yeteri kadar teşhir ettiler. Erdoğan'ın artık teşhir faslını bir yana bırakıp, kendi yapabileceğini yapmasının zamanı geldi de geçiyor bile...
Atılması gereken ikinci adım ise, Suriye Kürdistan'ında olup bitenlerle ilgili yeni bir değerlendirme ve yeni bir politikaya geçiş...
Şu anda hükümete yakın ağızlarda dolaşan, kalemlere yansıyan "Esed'i destekliyorlar", "Kaos ortamından yararlanıyorlar", "Suriye'deki kargaşayı fırsat biliyorlar" tarzı düşmanca üslupla bir yere varamayız.
Suriyeli Kürtler, iç savaşın yarattığı koşullarda karşılarına çıkan tarihi bir fırsatı değerlendirmeye, özlemleri olan özerkliğe kavuşmak istiyorlar. Bu suçlanacak, "fırsatçılık" diye aşağılanacak bir şey değildir. Bir zamanlar Iraklı Kürtler Irak'ın işgalini kendileri için fırsata dönüştürüp federe devletlerini kurdukları zaman, Türkiye'de birileri onları da "postal yalayıcı" diye suçlamış ama yıllar sonra zeytin dalı uzatmak zorunda kalmıştı.
PYD ile iletişim
Bugün aynı hatayı tekrarlamamak, PYD'ye karşı düşmanca bir tutum almak yerine iletişime girmek gerekiyor. PYD lideri Müslim uzun süredir Suriyeli Kürtler olarak Türkiye ile iyi ilişkiler geliştirme arzusunda olduklarını, Ankara'yla görüşmek istediklerini tekrarlayıp duruyor. Barzani, Talabani ve Öcalan'ın çağrısıyla yakında toplanacak olan Kürdistan Ulusal Konferansı ana gündemini "Dört parçalı Kürdistan'da Kürtler'in ve diğer halkların barış ve demokrasi içinde yaşamalarının koşullarını tartışmak" olarak belirliyor.
Bu koşullarda Türkiye'nin izlemesi gereken siyaset, yine bölünme fobisinin esiri olup bütün bu oluşumları tehdit olarak değerlendirmek değil; dost bir tutumla süreci etkilemeye çalışmak olmalıdır.
Ankara'nın önümüzdeki günlerde PYD başta olmak üzere Kürt partileriyle bir araya gelip, Suriye Kürdistan'ı ile ilişkilerinde yeni bir sayfa açması neden olmasın? Bu hamle aynı zamanda Esed'in oyununu boşa çıkarmak demek değil midir?
Her üç parçada Kürtler'in desteğini kazanan bir Türkiye'nin bölgede ve dünyada çok daha önemli bir güce sahip olacağını görmek için dış politika uzmanı olmak gerekmiyor. Takıntılardan biraz kurtulmak yeterli.
- BIST 9398.93
- Altın 4136.197
- Dolar 38.8315
- Euro 44.0308
- İstanbul 23 °C
- Diyarbakır 23 °C
- Ankara 20 °C
- İzmir 26 °C
- Berlin 20 °C
- Nûbihar Dergisinden Kürt Dili Dosyası!
- Nûbihar dergisinin 164.sayısı çıktı!
- Gazeteci Evrim Kepenek'e kelepçeli gözaltı!
- Gazeteci Sinan Aygül'e saldıran korumalar tutuklandı
- 15 barodan gazeteci Sinan Aygül’e yönelik saldırıya kınama
- İbrahim Kalın MİT Başkanlığına atandı
- Çanakkale ve Balıkesir'de art arda deprem
- Buldan ve Sancar eş başkanlığı bırakacaklarını açıkladı
- Başak Demirtaş: Selahattin adaylığını üç kez iletti
- Şenyaşar ailesi: ‘Gereken yapılmazsa ‘adalet’ pankartını Meclis’e asacağız’
- Cumhurbaşkanı Erdoğan yeni kabineyi açıkladı
- HDP’li yönetici: Demirtaş’ın talebi genel merkezimize ulaşmadı
- Biden, sahnede yere düştü
- Demirtaş: HDP, cumhurbaşkanı adaylığı talebimi gerekçesiz reddetti
- Selahattin Demirtaş: Aktif politikayı bırakıyorum
Kötü gidişi tersine çevirmek mümkün

Gülay Göktürk / Akşam
- Yorumlar 1
- Facebook Yorumları
- sabri ayçiçek23 Temmuz 2013 Salı 12:11Kendi korkularımız!
Günahı ve sevabıyla bu dünyadan ayrılan eski bakanlardan İsmail Cem, YTP 'sini kurarken, esasen Roosveelte ait olan şu sözü çok kullanmıştı ve güzeldir de bu söz:
Yanıtla (0) (0)
-Kendi korkularımızdan başka korkacak bir şey yok!
Yazarın Diğer Yazıları
- Kürt Paketi19 Aralık 2015 Cumartesi 02:16
- Eski haritayı savunmaya devam mı?12 Aralık 2015 Cumartesi 08:30
- JİTEM’ciler de aklandı sonunda10 Kasım 2015 Salı 03:27
- “Kürt havzası” yeniden mümkün hale gelebilir mi?31 Ekim 2015 Cumartesi 04:31
- Esed’li geçiş dönemine yeşil ışık26 Eylül 2015 Cumartesi 03:02
- 'Tek bayrak, tek millet, tek vatan, tek devlet'22 Eylül 2015 Salı 08:49
- HDP’ye verilen oyun anlamı29 Ağustos 2015 Cumartesi 07:49
- HDP zor durumda18 Temmuz 2015 Cumartesi 10:24
- IŞİD’e karşı söz değil eylem zamanı04 Temmuz 2015 Cumartesi 09:00
- Hayrola,'Restorasyon' başladı mı?02 Temmuz 2015 Perşembe 02:08
- Fırsatı kaçırdık mı?27 Haziran 2015 Cumartesi 02:43
SON EKLENEN GALERİLER
ÖNE ÇIKANLAR
Fotoğraflarla Kürdistan’a dönen ilk hacı kafilesi
Başkent Hewler’de huzurevi
IŞİD’in son mevzisinden kaçış...
Kürdistan Parlamentosu'nun yeni üyeleri yemin etti
12345678
- Süleyman ÇevikKürtçe zorunlu eğitim bir haktır!
- Ersin TekGeleceğin Önündeki Engel: Geçmiş!
- Roşan LezgînZazakî Kur’an Meali ve İncil çevirisi
- Bayram BozyelSri Lanka; İktidar hırsının trajik sonuçları
- Abdullah Can“Bediüzzaman’ın hançeri” mi, Bediüzzaman’ı hançerlemek mi? (5)
- Mustafa Özçelik‘’Helalleşme’’ söylemini destekleyerek, kapsamlı helalleşmelere kapı ara
- Rahmetullah KarakayaBinelim kuşa gidelim Muş’a (2)
12
Sait Çürükkaya...
Antep'te sokak düğününe bombalı saldırı
Cizre'deki bodrumlarda ne yaşandı?
Nizamettin Ariç - Xakî Bîngol - Çîyayê Şengalê
12345678
- Murat YetkinSon üç gün, son üç soru
- Hayko BağdatKürtler TİP’e neden kırgınlar?
- Arzu YılmazKürt seçmenin seçimi ve dış politika
- Hediye LeventCIA Şefi neden Orta Doğu'da?
- İsmail Beşikci59 Yıl Sonra Şemdinli
- Mehmet Latif YıldızGüçlendirilmiş parlamenter sistem üzerine
- Akif BekiHDP’yi kapatmak neye yarar?
- Fehim TaştekinKürtler için lanet geri mi dönüyor?
- Ahmet TaşgetirenYargı sancısı -bumerangı unutmamak
- Fehmi KoruFırat’ın doğusuna gitmiyoruz, tamam. "Neden"...
- Aydın Doğanİstanbul seçimleri ve ötesi…
- Galip Dalayİran'a Sovyet modeli...
- Hakan AlbayrakMalcolm X
- Elif ÇakırBize ne oldu böyle?
- Orhan Kemal CengizHDP neden arabayı atın önüne koyuyor?
- Yaşar YakışFırat’ın doğusu sorunu askeri harekâtsız da çözümlenebilir mi?
- Mücahit BiliciDonald Trump’ın Zülkarneyn olarak portresi
- Tarık Ziya EkinciKılıçdaroğlu'nun Ahmet Türk'le görüşmesi bir skandaldır
- Akdoğan Özkan'ABD Çin ile Savaşacak'
- Murat SabuncuABD, Türkler ve Kürtler arasında 'çözüm' için devrede mi?
- Ahmet AltanMilliyetçilik ve Aydınlar
- Aslı AydıntaşbaşYalancı bahar mı ikinci bahar mı?
- Amberin Zaman‘Al papazı, ver papazı’ derken elde ne kaldı?
- Etyen MahçupyanErken seçim istemeyip ne yapsaydı?
- Kadri GürselÜç yıl sonra HDP yine anahtar
12345
RÖPORTAJ
Arzu Yılmaz: Irak Başbakanı Kazımi’nin ziyareti Türkiye’den ABD’ye mesajKürt sorunu üzerine çalışmaları ile tanınan ve Kürdistan Bölgesinde de görev yapan Hamburg Üniversitesi Misafir Öğretim Görevlisi Dr. Arzu Yılmaz Irak Başbakanı Kazımi’nin ziyaretini Evrensel'e değerlendirdi.
Türkan Elçi: 'Tahir hiçbir rüyamda benimle konuşmadı’Bugün Diyarbakır Barosu Tahir Elçi’nin öldürülmesinin beşinci yılı.
Kürt hukukçuya Yeni Zelanda'dan 'Küresel Etki ÖdülüERBİL (K24) - Kürt hukukçu Rez Gerdi, mültecilerle ilgili yaptığı çalışmalar ve gösterdiği çabalar nedeniyle Yeni Zelanda’da “Küresel Etki Ödülü”nü kazandı.
PSDK lideri: Kürtler ABD’yle doğrudan görüşmeliKürdistan Sosyalist Demokrat Partisi (KSDP) Genel Sekreteri Muhammed Haci Mahmud, Bağdat’la yaşanan bazı sorunlar konusunda kesin sonuçlar alınması için Kürtlerin ABD’yle doğrudan görüşmesi gerektiğini söyledi.
ÖZEL MAKALE
Konya’daki katliama ilişkin gözaltı sayısı 13’e çıktıKonya’da yedi kişinin katledildiği ırkçı saldırıya ilişkin gözaltına alınanların sayısı 13’e yükseldi.
Reuters: Türkiye sınıfta kaldıKoronavirüs salgınıyla mücadele kapsamında Türkiye'de 2 haftadır hafta sonları akşamları sokağa çıkma yasağı uygulanıyor. İngiliz haber ajansı Reuters'ın analizine göre bu yasaklar bir işe yaramadı.
Demirtaş hakkında yeni iddianame: 3 yıla kadar hapsi istendiAnkara Cumhuriyet Başsavcılığı, Başsavcı Yüksel Kocaman'ı hedef gösterdiğini iddia ettiği HDP'nin tutuklu eski eş genel başkanı Selahattin Demirtaş hakkında yeni bir iddianame hazırladı. İddianamede Demirtaş’ın 3 yıla kadar hapsi istendi.
Mesud Barzani: Kerkük; anılar, düşler ve düşüncelerBarzani, “Saddam Kerkük’ün Kürtlerin hakkı olduğunu kabul ediyor muydu?” şeklindeki soruya, “Şahsen kendisi bana, ‘Kerkük Kürt kentidir’ dedi."
KÜLTÜR SANAT
Nûbihar Dergisinden Kürt Dili Dosyası!Nûbihar dergisinin 165. Sayısı Kürt Dili Dosyası olarak çıktı.
Nûbihar dergisinin 164.sayısı çıktı!Nûbihar dergisinin yeni sayısı okuyucusuyla buluştu.
Nûbihar dergisinin 163. sayısı çıktı3 ayda bir Kürtçe yayınlanan Nûbihar dergisinin 163. sayısı zengin bir içerikle çıktı.
Feyruz, Suudi Arabistan’da konser vermeyi reddettiArap dünyasının yaşayan en büyük şarkıcısı Feyruz, Suudi Arabistan'ın insan haklarına saygı göstermediğine dikkat çekerek konser davetini reddetti.
Tüm Hakları Saklıdır © 2009 İlke Haber | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.
Tel : 0532 261 34 89
Tel : 0532 261 34 89
ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.