KCK'nın iddiasını çıkış noktası alırsak 'Türk Gladyosu' böyle bir şey yapmak isteyebilir, peki yapabilecek gücü var mı?
Paris’te üç PKK’lı kadının öldürülmesinin ardından KCK yönetimi bir açıklamada bulundu. Saldırının ‘Türk Gladyosu’nun işi olabileceğini iddia ederek, eylemin süreci sabote etmek isteyenlerle bağlantılı olabileceğine dikkat çekti: “Bu katliamın uluslararası düzeyde yetkinleşmiş profesyonel güçler tarafından gerçekleşmiş bir katliam olduğu anlaşılmaktadır. Bunlar, Önderliğimiz tarafından gerçekleştirilen yeni sürecin gelişmesini ve Kürt sorununun çözüme kavuşmasını istemeyen kesimlerdir.”
KCK, Fransa’ya yönelik bir noktaya daha işaret ediyor:
“Fransa’da en son, tanınan bir Kürt siyasetçisi olan KNK Yürütme Konseyi Üyesi Adem Uzun’u bir komployla tutuklayanlar ile bu hunharca katliamı yapanlar arasında bir bağın olmadığı düşünülemez.”
AK Parti yöneticisi Hüseyin Çelik’in “Örgüt içi hesaplaşma” sözlerine KCK tepkili: “Açık ki Türk tarafı suçluluk psikolojisiyle yapılmış bu alçakça katliamın üstünü örtme, manipüle etme ve saptırma çabası içerisindedir. Bu olsa olsa, uluslararası arka planı da olan ‘Türk Gladyosu’nun işi olabilir.”
Dikkat çekici noktalardan birisi de KCK’nın, son Çukurca eylemini sahiplenmesi ve o eylemin Malatya’da öldürülen ‘Amed Eyalet Komutanı’nın misillemesi olduğu yönündeki açıklaması. Sonuç olarak KCK, saldırının nereden geldiğine ilişkin çok net bir yaklaşım sergilemiyor ve ‘Uluslararası arka planı da olan Türk Gladyosu’ gibi ‘soyut’ bir ifadeyi tercih ediyor.
Kim yapabilir kim yapamaz?
KCK’nın iddiasını bir çıkış noktası olarak alırsak ‘Türk Gladyosu’, böyle bir şey yapmak isteyebilir, peki yapabilecek gücü var mı? Bence son yıllarda çok darbe yediler ve böylesine çaplı bir uluslararası eylemi örgütleyecek enerjiden yoksunlar.
Peki bir ‘uluslararası güç’ten söz etmek anlamlı olabilir mi? Batı’nın ve ABD’nin Kürt sorununda çözüme karşı bir eylem taraftarı olmaları, şu noktada, herhalde pek gerçekçi görünmüyor. Onların çıkarlarının Türkiye ile PKK arasında bir uzlaşmanın sağlanmasını gerektirdiğini söylemek mümkün.
Ortadoğu’daki komşularımıza bakalım. Kaçınılmaz olarak gündeme gelen bazı soru işareti ve ipuçları: Suriye’nin istihbarat örgütü ‘Muhaberat’, Fransa’da da faaliyet yürüten deneyimli bir yapılanma. Türkiye’nin Kürtlerle stratejik bir anlaşmaya varması, bölgenin dengelerini değiştirebileceği gibi, Suriye’nin daha da zorlanmasına yol açabilir. Esed yönetiminin eskiden beri PKK ile olan ilişkisi hesaba katılırsa bu saldırıdan PKK yöneticilerine ne yönde bir uyarı sonucu çıkartılabilir? “Siz Türkiye ile anlaşırsanız, biz de sizi imha ederiz” mesajı akla yatkın mı?
Peki Irak’taki Maliki yönetimi? Son dönemde Türkiye’nin Kuzey Irak Kürtleriyle kurduğu sıcak ilişki, Maliki yönetimini çok kızdırıyor. Türkiye-Bağdat ilişkileri kötüleşmiş bir durumda. Barzani ile ilişkilerin iyi gitmesinin üstüne bir de Türkiye’nin kendi Kürtleriyle sorunlarını çözme yoluna girmesi, Maliki yönetiminin hiç istemediği bir tablonun başlangıcı olabilir.
Tabii biz bunları yazarken Fransa yönetimi elindeki teknik olanaklarla katillere ulaşabilir. Bizim varsayımlarımız ve akla gelen bu ilk seçenekler anlamsızlaşabilir.
Yine de tekrar ediyorum: Bence, bu vahşi saldırı kolay kolay Türk devletinin içinde bir güç tarafından yapılmaz, yapılamaz. Akla daha yakın ihtimal olarak, şimdilik, bölgedeki ülkelerin istihbarat örgütleri veya onların taşeronları öne çıkıyor.
ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.