• BIST 10276.88
  • Altın 2390.367
  • Dolar 32.335
  • Euro 34.7427
  • İstanbul 17 °C
  • Diyarbakır 19 °C
  • Ankara 14 °C
  • İzmir 20 °C
  • Berlin 17 °C

Katil insanlar

Özgür Mumcu

Âkillere değil, katillere odaklanmalı. Diyarbakır Cezaevi'ni dev bir işkencehaneye, Kürt nüfusun yoğun olduğu yerleri cehenneme çevirenlere...

44838

Kürt meselesinin çözümü için başvurulan yöntemlerden biri âkil insanlar. Görevleri zor çünkü henüz çözümün tam olarak neyi kapsadığını onlar da bilmiyor.

Genel af, Öcalan’ın ev hapsi, anadilde eğitim, yerel yönetimlerin yetkilerinin arttırılması, vatandaşlık tanımı gibi konularda hangi adımların atılacağı henüz belirsiz. Doğal olarak bu konular hakkında kendilerine yöneltilen sorulara net cevaplar vermeleri mümkün değil.

Teknik ayrıntılar

PKK’nın sınır dışına çekilmesi ya da ateşkesin teknik ayrıntılarının kamuoyuyla paylaşılmaması bir noktaya kadar anlaşılabilir. Ancak meselenin çözümüne ilişkin diğer konular daha ne kadar belirsiz kalacak? Özellikle hak ve özgürlüklerle bağlantılı olanlar?

Hak ve özgürlüklerin bir pazarlık konusu yapılmasında çok sakınca var. Seçim barajının indirilmesi, Kürtçe siyaset yapılmasının önündeki engellerin kaldırılması, terörün tanımının yeniden ele alınması gibi reformlar için anayasa değişikliğine ihtiyaç yok.

Bunları verilecek haklar olarak değil zaten sağlanması gereken hakların önündeki engelleri kaldırmak şeklinde ele almak gerek.

Rasyonel bir tartışma

Hakların önündeki engellerin kaldırılması da herhangi bir siyasi müzakerenin bir parçası haline getirilmemeli.

Barış sürecinde dikkatlerin ‘âkil insanlar’ üzerinde yoğunlaştığı görülüyor. Kimi neredeyse bütün meselenin çözümünün ümidini onlara bağlıyor. Kimi de bu kişileri bir ‘ihanet heyeti’ olarak değerlendiriyor.

İki yorum tarzı da ne gerçeği yansıtıyor ne de rasyonel bir tartışmaya katkıda bulunuyor.

Odaklanılması gereken ‘âkil insanlar’ değil ‘katil insanlar’.

Diyarbakır Cezaevi’ni dev bir işkencehaneye çevirenler, doksanlar boyunca Kürt nüfusun yoğun olduğu yerleri cehenneme çevirenler.

Bu katil insanların bir kısmı hâlâ görevlerinin başında ve toplumun saygın bir üyesi olarak hayatlarına devam ediyor.

Çoğu zamanaşımı sebebiyle hiç yargılanmayacaklarını bildiği için rahat. Oysa insanlığa karşı suçlarda zamanaşımı yoktur. Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi de BM Medeni ve Siyasi Haklar Sözleşmesi de suçta kanuniliği düzenleyen maddelerinde bir suçun cezalandırılması için suçun uluslararası hukukta düzenlenmiş olmasının yeterli olduğunu belirtir.

Arjantin’in gösterdiği

İkinci Dünya Savaşı suçluları da Macaristan 1956 halk hareketini bastıran suçlular da Arjantin’in cunta işkencecileri de bu şekilde yargılandı. Ceza kanunlarında suç işlendiği zaman ‘insanlığa karşı suç’ yer almamış olsa da suç işlendiğinde uluslararası hukuk bu suçu tanıdığı için.

Bu ‘katil insanlar’ın yargılanması kalıcı bir barışın önemli bir sacayağı olacaktır. Savcı ve hâkimlere bu yargılama yolunu açmak için Türkiye 1968 tarihli BM insanlığa karşı suçlarda zamanaşımının kabul edilmemesine ilişkin sözleşmeye taraf olabilir.

Çözüm sürecinde kolaylıkla yapılabilecek birçok kanuni düzenleme, taraf olunabilecek bir uluslararası antlaşma ve yargılanabilecek birçok işkenceci ve katil var.

Bütün bunlar içinse herhangi bir pazarlığa ihtiyaç yok. Bunları yapmayı PKK’ya değil kendimize borçluyuz.

  • Yorumlar 1
  • Facebook Yorumları 0
    UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış
    ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
    Yazarın Diğer Yazıları
    ÖNE ÇIKANLAR
    Tüm Hakları Saklıdır © 2009 İlke Haber | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.
    Tel : 0532 261 34 89