• BIST 9774.15
  • Altın 2427.694
  • Dolar 32.5699
  • Euro 35.0032
  • İstanbul 23 °C
  • Diyarbakır 25 °C
  • Ankara 24 °C
  • İzmir 23 °C
  • Berlin 6 °C

Kanı durdurmaya çalışmak hayırsız bir iş miydi?

Sevilay Yükselir

Lafı eğmeye bükmeye gerek yok! Dün kaldığımız yerden devam edelim. Mevzu malum.

Zaman Gazetesi Genel Yayın Müdürü Ekrem Dumanlı'nın pazartesi günü Başbakan Erdoğan'a hitaben kaleme aldığı samimiyetten ve içtenlikten yoksun yazısı...

Diyor ki yazısında Dumanlı: "Yaptığınız bütün hayırlı işlerde size var gücüyle destek verenler, 'mezardan kalkıp' Türkiye'nin demokratikleşmesine katkı sağlayanlar sizin mükerreren söylediğiniz bir çift söze gönül bağlamıştı: 'Ben Rabb'ime söz verdim; benim dönemimde insanımıza zarar verilmeyecek.' Şimdi 'bu ülkenin sevdalıları', yapmayı düşündüğünüz bir icraatın sadece kendilerine değil; ülkeye büyük zarar vereceğini düşünüyor. Hal böyleyken bu ısrar niye?"

Cevap verir vermez bilemiyorum.

Ama madem diyor ki; "Biz sizin bütün hayırlı işlerinizde yanı başınızdaydık!" O halde şunu sormak zorundayım kendisine! Peki...

40 senedir akan kanı durdurmak için elini değil, gövdesini taşın altına seren Recep Tayyip Erdoğan'ın yaptığı şey hayırsız bir iş miydi Ekrem Dumanlı?

Onun için mi o evde hasta yatağında dinlenirken bunu fırsat bilip sırf; "bu topraklarda yıllardır süren kardeş kavgasını bitirsinler" diye bizzat onun görevlendirdiği bürokratlarını gümletmeye çalışan savcılara kol kanat gerdiniz? Devletten aldığı yetki ile gidip Oslo'da PKK'yla müzakerelerde bulunan MİT yetkilileri Hakan Fidan, Emre Taner ve Afet Güneş hayırsız bir görevi mi ifa etmişlerdi de sen ve senin medyan bin türlü tezvirat ve yalan haberle o insanları "vatan haini bunlar" diye yaftalamaya kalktı?
Haberin var mı o günlerde Başbakan'ın hangi duyguları yaşadığından?

Dinlenecekti güya.

Doktorları; "Aman Sayın Başbakanımız!
Telefonları, televizyonları ve hatta evinizin kapısını kapatın ve sadece kendinizi dinleyin. Çünkü çok kritik bir ameliyat atlattınız! Bir süre kesinlikle strese girmemeniz gerekiyor ve kesinlikle sinirlerinizi gerecek meselelerle uğraşmamanız gerekiyor!
" demişti.

Peki n'oldu? O çok vatansever savcılarınızın alenen darbeye kalkıştıkları o gün yani 7 Şubat 2012'de yaşamak zorunda kaldığı gerginlikten dolayı tam 3 gün sonra bir kez daha ameliyat masasına yattı Başbakan! Dinlendirtmediniz adamı!

Aksine fırsat bu fırsat deyip hem onu hem memleketi germek için elinizden geleni ardınıza koymadınız!

Allah'tan söz uçuyor ama yazılar kalıyor Ekrem Dumanlı! Ve 7 Şubat 2012 ve sonrasında senin de, gazetenin de, köşe yazarlarının da ve hatta cemaatinize bağlı diğer yayın organlarınızın da o günlerde nasıl bir tavır aldığı ve nasıl bir duruş sergilediği öylece duruyor arşivlerde. Dün yazımı yazmadan evvel oturup biraz karıştırdım. İnan utandım! Yerin dibine girdim senin yerine. Ve kabak gibi ortada duran tüm bu gerçeklere rağmen senin Başbakan'a hâlâ; "Senin dostunuz! Hep yanındaydık! Sen ne dediysen, ne için adım attıysan yanında yürüdük!" diyebilmene hayret ettim. Yahu siz o operasyonu yapan savcıları gazlamakla ya da onlara sahiplik etmekle sadece MİT yetkililerine değil, Başbakan'a, çözüm sürecine ve üstelik de onun hasta olduğunu bile bile operasyon çektiniz.

Yalansa yalan deyin hadi! Sırf örnek olsun diye senin 13 Şubat 2012'de "Aman Dikkat!" başlığı ile kaleme aldığın yazının linkini veriyorum.

Operasyonunuzun haklılığını ortaya koymak için yazdığın ve "KCK operasyonlarında ele geçen bilgiler, belgeler MİT'i zan altında bırakıyordu.

Sadece belge bilgi de değil; KCK elemanlarının itirafları da devletin çok önemli bir kurumu olan MİT'i zor duruma düşürmüştü. Soruşturma dosyasına giren iddialar korkunç!

PKK'lı ya da KCK'lı diye tutukladığınız adamların bir kısmı aslında devlet için 'ajanlık' yapıyormuş" diyerek binbir yalan ve tezviratla sosladığın o yazıyı (!) okusun insanlar. Görsünler o hep hayırlı işlerinde yanında olduğunu iddia ettiğiniz Başbakan Erdoğan'a ne yapmaya çalıştığınızı! http://www. zaman. com.tr/full-name/ aman-dikkat_ 1244245.html

Ha unutmadan.
Hani şu Çin uçağında karşılaştığımızda...
Sana selam verdiğimde...
Memleketin en ünlü gazete yayın yönetmenlerinin gözleri önünde karşındakinin bir bayan, bir insan olduğuna aldırış etmeden şahsıma hakaret etmene neden olan benim sana dair yazdığım 2 gün sonraki yazımın da linkini veriyorum. Onu da görsünler! http://www.sabah.com.tr/ Yazarlar/ yukselir/2012/02/15/ ekrem-dumanlisu- soruma- cevap-verebilir-mi) Neyse... Aslında verdiğim bu örnek bile pazartesi günkü yazında neden samimiyetsiz olduğunu ortaya seriyor Ekrem Dumanlı ama daha çok konuşmak lazım.

Dedim ya dün; madem pandoranın kutusu açıldı, girelim içine ve kafamıza takılan bütün soruları tek tek soralım birbirimize!

  • Yorumlar 0
  • Facebook Yorumları 0
    UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış
    ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
    Bu yazıya henüz yorum eklenmemiştir.
Yazarın Diğer Yazıları
ÖNE ÇIKANLAR
Tüm Hakları Saklıdır © 2009 İlke Haber | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.
Tel : 0532 261 34 89