• BIST 9809.78
  • Altın 2427.694
  • Dolar 32.5699
  • Euro 35.0032
  • İstanbul 23 °C
  • Diyarbakır 29 °C
  • Ankara 28 °C
  • İzmir 24 °C
  • Berlin 9 °C

Kandil fotoğrafı...

Oral Çalışlar

İki gündür, bir gazete birinci sayfasının tamamını, BDP heyetinin Kandil’e yaptığı ziyaretin fotoğraflarına ayırıyor. “Çözüm sürecinin aleyhine bir hava oluşturmak” yönündeki hedefini, mümkün olabilecek en “abartılı” ve “dolaysız” şekilde ortaya koyuyor.

Yayımlanan resimde, yıllardır dağlarda bulunan PKK liderleriyle BDP yöneticilerini birarada görüyoruz. Peki, onlar neden biraraya geldiler? Öcalan’ın PKK’nın sınır dışına çıkması amacıyla gönderdiği mektubu ulaştırmak ve cevapları almak için. Yani, fotoğraflanmış olan, “savaşın bitmesi, silahların susması” için yapılan bir görüşme.

Son üç aydır, “PKK ile çatışma” kapsamında bir gencimiz bile hayatını kaybetmedi. Bir canın bile kaybının ne demek olduğunu yaşayanlar bilir... Son dönemdeki adımlar gerçekleşmeseydi, şu an, gazete sayfalarını belki de cenaze fotoğrafları kaplıyor olacaktı.

Ölüm ve savaş kışkırtıcılığını, toplumun sinir uçlarını harekete geçirmeyi adeta bir “spor” olarak algılayan ve “performans”ı sürekli yükseltmeye odaklı bir yayıncılık için ne söylenebilir?

Şurası açık: 30 yıllık savaşa, geçmişi bir yüzyıla uzanan bir köklü soruna çözüm ararken, toplumun ikna edilmesi, sakin ve rahat bir akış yakalanması kolay değil. Yıllardır yapılan kışkırtıcı propagandalarla oluşmuş önyargılar da işi zorlaştırıyor.

“Çatışmaya oynamak”
, eskisi kadar olmamakla birlikte, hâlâ bazı çevrelere rantlar sağlıyor olabilir... Saldırgan milliyetçiliği kışkırtmak, kaybedilmişlik duygusunu topluma pompalamak, yayın çizgisini bunlar üzerinden şekillendirmek ve buralardan bir “enerji birikimi” sağlamaya çalışmak... Bu, alışık olmadığımız bir tarz değil.

Ancak gene de sormak gerekiyor: Barış umudunun belki de yakın tarihimizde hiç olmadığı kadar yükseliş gösterdiği böyle bir dönemde, bir kesimin tüm kartlarını “savaş”a oynamaktaki ısrarı nasıl açıklanabilir? Muhalefet etmenin, “reddetme”nin, “itiraz”ın; bir etiği, bir vicdanı veya hiç değilse bir mantığı olmalı...

Bu yaklaşım içindekiler, yaptıklarının kendilerine olumlu bir şekilde geri dönebileceğine gerçekten ihtimal veriyorlar mı? “Büyük resim” içinden baktığımızda, ülkedeki kimsenin çıkarına olmadığı gibi, kendilerinin de çıkarına olmayan bu stratejiyi neden tırmandırmaya çalışıyorlar? Bu manşetlerde, bu “direnç”lerde, bizim okuyamadığımız bir boyut mu var?

Eleştiri de gerek

“Evrensel normal”
lere daha yakın bir “anayasal düzen” için koşullar eskiye oranla daha elverişli. Demokrasi standartlarının, hak ve hukuk düzeyinin geliştirilmesi, kurumların yeniden yapılandırılması, “farklı yaşam biçimleri ve kimliklere saygı” gibi konu başlıklarında katkı sağlayabilecek eleştirilere belki hiçbir zaman olmadığı kadar ihtiyaç var.

Ancak, “eleştiri” veya “itiraz” pek “o taraflardan” gelmiyor... 12 Eylül Anayasası’nın en gerici hükümleri üzerinden hükümeti sıkıştırmaya odaklı muhalefet etme mantığı, tüm “gürültü”süyle ve bir “kolektif psikoloji”yle yeniden karşımızda.

Muhalefet partisinin lideri, “İmralı’yla ne konuşuyorsunuz?” tepkiselliğini aşamayan bir ruh hâlinde. Aynı frekanstaki gazete ise, ülkeyi çözümsüzlüğe sıkıştırmak, silahların susması yönündeki görüşmeleri baltalamak adına yayımladığı fotoğraflarla, bir kez daha “kendini aşıyor” ve adeta kendi kendinin parodisine dönüşüyor.

Türkiye’nin barışçı, demokratik bir muhalefete ihtiyacı var... Hem halkın hem de devletin (tüm iniş çıkışlara rağmen) barışı bir tercih olarak içselleştirmeye başladığı böyle bir dönemde, savaş kışkırtıcılığının kimseye bir yararının olabileceğini sanmıyorum.

Samuel Beckett
’ın “Hepimiz deli doğarız. Bazılarımız bunu sürdürür” diye bir sözü var. Savaş ve deliliğe karşı, barış ve akıldan yana olalım...

  • Yorumlar 0
  • Facebook Yorumları 0
    UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış
    ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
    Bu yazıya henüz yorum eklenmemiştir.
Yazarın Diğer Yazıları
ÖNE ÇIKANLAR
Tüm Hakları Saklıdır © 2009 İlke Haber | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.
Tel : 0532 261 34 89