• BIST 9722.09
  • Altın 2428.571
  • Dolar 32.5199
  • Euro 34.8
  • İstanbul 23 °C
  • Diyarbakır 25 °C
  • Ankara 27 °C
  • İzmir 25 °C
  • Berlin 10 °C

Kalleşlik Kokusu!

Yavuz Delal

Zulmü adalet olanın adaleti zulümdür!

Kalleşliği kardeşlik bilenin kardeşliği kalleşliktir!

HAK adına değil ZOR adına ise itiraf, yeni bir kahpeliktir!

Kavramlar yaşam denen etkinlik bütününden soyutlandığı zaman mutlaklık içeriğiyle aynı zamanda yokluk gerçekliğini kazanırlar.

Yani etkinlik bütününden soyutlanmış bir adalet, mutlak bir kavram olarak yok hükmündedir. Tıpkı etkinlik bütününden soyutlanmış zalim veya zulmün mutlak bir kavram olarak yok olması gibi. Yani somutlanmayan adalet veya zulmün soyut olarak var olmasıyla yok olması birbirinin aynıdır. Bu bakımdan etkinlikten soyutlanmış adalet ve zulüm boş anlamlı kavramlardır.

Etkin varlık; kişi, kurum veya toplum kendi etkinliğinden zulüm niteliğini söylemsel olarak çekip çıkarmaya muktedirdir. Fakat bu iktidar, etkinlikte zulmün gerçekten olmadığını kanıtlamaz. Çünkü pratik, objektif olarak hiçbir zaman öyle değildir.

Mesela, objektif bilme ve objektif duyma yetisi olan akıl ve vicdanın haksızlık olarak kabul ettiği  bir etkinliği, “Allah yar ve yardımcımız olsun” diyerek sürdüren bir zihniyet, kendi etkinliğinde zulmün olmadığını söylemleştirerek kendi etkinliğinin adaletli olduğuna inanmak ve inandırmak istemektedir.

Böyle bir bünyede zulüm ile adalet aynıdır. Çünkü zulümle adalet aynı bünyede yalnızca aynı anlam boşluklarıyla bulunur. Zulmüne adalet denenin adaletine bu yüzden zulüm denir! 

Mesela, objektif insanlığı harekete geçiren doğal afetler karşısında dahi kendi insanlığının aslında çoktandır bizzat kendisinin ırzına geçtiğini gösteren o çirkin zihniyet, depremin en sıcak anında hayvanlaşmayı askerin ve polisin anısına saygıyla izah eder. Bu izahı da adalet duygusuyla temin ettiğine inanır. 

Burada, bırakın kast edilen askerin mukabili olan gerillanın anısına saygısızlık ile askerin anısına saygının aynı şey olmasını, depremde yaşamını yitiren insanların veya depremde sınanan insanlığın anısına saygısızlık ile onun mukabili dahi olmayan askerin ve polisin anısına saygı aynı şey haine gelmiştir. 

Mesela, “bayramda bile saldırdı” diye lanetlenen gayri nizami silahlı Kürt hareketi ahlaksızlık olarak takdim edilirken, deprem gibi bir doğal afet anında dahi ara vermeyen sınırı ötesi saldırmanın ahlaksızlık sayılmıyor olması, ahlakın yalnızca kendi etkinliklerinden soyutlanmasıyla mümkündür. Aslında ise, kendi etkinliğinden soyutlanmış bir ahlak ile ahlaksızlık aynı şeydir. 

Mesela, “otuz senedir” diyor gülen adam “bir avuç şakinin hakkından gelemiyorsun”! Gülen adam ağlayarak bunu “bir avuç resmi şakiye” şekva ediyor. 

Demek, bir şey resmi olunca HAK gayri resmi olunca batıl olunuyor. Ölçüt bu yani! Oysa davranış ve düşünce biçiminde ölçüt HAKKIN kendisi olmayınca hakla batıl aynı şeydir. Öyleyse kendi etkinliğinde HAKKIN soyutlandığı bir Müslümanlığı gavurluktan nasıl ayırabilirsiniz? 

Gülen adamın kibir kokan itirafları yeni nesil inkârın parolasını vermektedir bizlere! Kibirden ve dolayısıyla inkârdan vazgeçmeyecek, ama sunum biçimini değiştirecekler. 

Mesela, deprem gibi doğal afetlerde tüm insanlığı resmi veya gayri resmi olarak harekete geçiren yardımlaşma görevini bir minnet eşliğinde icra etmek bilinç altındaki  veya üstündeki kalleşliği kardeşliğe eşitlemektir. 

Yardımlaşmanın doğal kardeşlik eşiğini çoktan aştığını sergileyen davranış ve düşünüş biçimleri, yardımlaşma yalağını kardeşlik simülasyonuyla ruhunun, duygu ve maddi dünyasının tekebbürü adına eylemselleştirmektedir. 

Aslında ise, davranış ve düşünüş biçimlerini belirleyen doğal eşiklerin aşıldığı ve aşındığı yer,  kardeşlik ile kalleşlik arasındaki farkın kaybolduğu yerdir.   

Yani kısaca, etkinliğinden doğal davranış ve düşünüş biçimi sıyrılmış olan kardeşlik kokusuyla kalleşlik kokusu aynı kokudur. 

Çünkü müstekbir toplumsal konsept hep aynı kokar; kardeşken de kalleşken de! 

Onun kokusu yalnızca tekebbürdür!

  • Yorumlar 7
  • Facebook Yorumları 0
    UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış
    ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
    Yazarın Diğer Yazıları
    ÖNE ÇIKANLAR
    Tüm Hakları Saklıdır © 2009 İlke Haber | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.
    Tel : 0532 261 34 89