Kimlikleri, geçmişleri karanlık olan birkaç adamın çektiği ilkel bir film internette yayınlanınca kıyamet koptu, “kutsal değerlerinin hakarete uğradığını” iddia eden Müslüman gruplar Libya’da Amerikan Büyükelçisi’ni öldürdü, çeşitli ülkelerde kanlı gösteriler düzenledi.
Filmin kışkırtıcı olduğu yüzde yüz.
Ama Müslüman ahalinin çok çabuk kışkırtılabildiği de çok açık.
Milyonlarca Müslüman, iki üç adamın istediği zaman harekete geçirebildiği, inisiyatifi “kışkırtıcılara” teslim etmiş, her isteyenin istediği zaman sokağa dökebileceği bir kalabalık görüntüsü veriyor.
Bu tür kışkırtmaları belli bir olgunlukla karşılayamıyor, bunları yapanları küçümseyeceği yerde onlara büyük bir önem atfediyor.
Neden böyle davranıyor?
Neden her kışkırtıcı filmin veya karikatürün cevabını ancak “cinayetle” verebileceğine inanan bir öfkesi ve ezilmişlik kompleksi var?
Eğer Müslümanlar Hıristiyanlığı aşağılayan filmler yapsalar bunun cevabı büyük bir ihtimalle İspanya’da Sudan Elçisi’nin öldürülmesi, Almanya’da Suudi Arabistan Büyükelçiliği’nin yakılması olmazdı.
Her yer kan gölüne dönmezdi.
Peki, niye arada böyle bir fark var?
Daha önce de birkaç kere yazmaya çalışmıştım, ben dinlerin de “yaşı” olduğuna inanıyorum.
Müslümanlık kaç yaşında?
1500’lü yaşlarında.
Peki, Hıristiyanlık 1500 yaşındayken Hıristiyanlar nasıl davranıyordu, eleştirileri ya da kışkırtmaları olgunlukla karşılıyorlar mıydı?
Hayır.
Hıristiyanlık 1500 yaşında Ortaçağ’ı yaşıyordu, meydanlarda adam yakıyordu.
Sanırım Müslümanlık da kendi “ortaçağından” geçiyor.
Tahammülsüzlük, kolay cinayet işleme, kızgınlığını hemen birilerini öldürerek gösterme, palayla kafa kesme, intikam alma, Ortaçağ’da yaşamanın göstergeleri.
Müslümanlık henüz kendi rönesansını ve reformunu yaşamadı.
Üstelik Hıristiyanların önünde, kendilerinden daha yaşlı ve daha gelişmiş bir dinin uygarlığı yoktu.
Kendilerini ezmiş, sömürmüş, öldürmüş, zenginleşmiş, güçlenmiş bir başka uygarlığın karşısında kendilerini böyle çaresiz hissetmiyorlardı.
Bugün Hıristiyan dünyası sadece silahı ve parasıyla değil, bilimi ve teknolojisiyle de Müslüman âleminin kendini “gelişmemiş” hissetmesine yol açıyor.
Kendi ortaçağının sıkıntıları, fakirliği, birikimsizliği, bir başka dinin ve uygarlığın gelişmişliğiyle karşılaştığında, Müslümanlar büyük bir öfke ve çaresizlik hissediyorlar.
Yarışamıyorlar.
Müslümanlık da bir gün bu takıntılardan, öldürme isteğinden, alınganlıktan kurtulacak, daha yaratıcı, daha kendine güvenli bir aşamaya geçecek.
Üstelik Hıristiyanların sahip olmadığı bir şansa da sahipler bu dönemde.
Çok gelişmiş bir teknolojiye ulaşan Hıristiyanlar, Müslümanların da içinde bulunduğu “gelişmiş” pazarlara muhtaçlar, yüz yıl öncesi gibi onları sömürüp fakir bırakmaya değil, Müslümanları gelişmiş müşteriler yapmaya uğraşıyorlar.
Müslümanların gelişmesinde, Müslümanların ve Hıristiyanların ortak çıkarı var.
Bu ortak çıkar, Müslümanların kendi ortaçağlarını daha kolay aşmalarına da yardımcı olacaktır sanıyorum.
Tabii, hem Müslümanlar, hem de kendilerini sürekli olarak tehdit altında hisseden Hıristiyanlar için bu dönemeçte Türkiye çok büyük bir önem kazanıyor.
Türkiye, uzun yıllar Hıristiyan ahaliye hükmetmiş, Avrupa’nın ortalarına kadar ulaşmış, Hıristiyanları yenmiş ve yönetmiş bir imparatorluğun mirasçısı olduğu için hem Batılı değerleri diğer Müslümanlardan daha iyi tanıyor, hem de kendini diğerleri kadar ezilmiş hissetmiyor.
Sanayi Devrimi’nden geçmemiş ama Sanayi Devrimi’nin yarattığı sosyal ve siyasal değerleri kavrayıp benimsemiş bir “münevver” tabakası hep olmuş, Hıristiyan dünyası Türkiye için “karanlık bir meçhul” değil, yüzyıllardır içli dışlı olduğu bir kültür.
Ayrıca hem Hilafet’in merkezi olmasının verdiği güvene, hem de çeşitli mezhepleri birarada barındıran bir yapıya sahip olduğu için belli bir olgunluğu da var, Bektaşi fıkralarının gülümseyerek karşılandığı bir kültürden geliyor.
Bu şartlara sahip başka bir ülke yok bildiğim kadarıyla.
Biz, geri ve yoksul kalmış, ezilmiş, varlığını öfkeli cinayetlerle kanıtlamaya çalışan, kendi ortaçağındaki Müslümanlarla, zenginleşmiş, gelişmiş ama şimdi büyük bir tehditle karşılaşmış Hıristiyan dünya arasında, o çok sevdiğimiz “köprü” rolünü oynayabilecek bir ülkeyiz.
Türkiye demokratikleşip zenginleştikçe, kendi refahı, gelişmişliği ve olgunluğuyla Müslüman dünyanın “ortaçağı”nı aşmasına yardımcı olabilecek bir rol modeli olabilir.
Türkiye, doğru istikamette ilerleyebilir, geçmişten kalan olgunluğuyla davranabilirse, sadece kendi geleceğini değil insanlık tarihini de bu kritik dönemeçte değiştirebilecek bir toplum olarak sahneye çıkabilir.
Yeter ki doğru istikamette ilerlesin.
- BIST 9998.2
- Altın 4248.51
- Dolar 40.0233
- Euro 46.9053
- İstanbul 23 °C
- Diyarbakır 27 °C
- Ankara 27 °C
- İzmir 28 °C
- Berlin 17 °C
- Nûbihar Dergisinden Kürt Dili Dosyası!
- Nûbihar dergisinin 164.sayısı çıktı!
- Gazeteci Evrim Kepenek'e kelepçeli gözaltı!
- Gazeteci Sinan Aygül'e saldıran korumalar tutuklandı
- 15 barodan gazeteci Sinan Aygül’e yönelik saldırıya kınama
- İbrahim Kalın MİT Başkanlığına atandı
- Çanakkale ve Balıkesir'de art arda deprem
- Buldan ve Sancar eş başkanlığı bırakacaklarını açıkladı
- Başak Demirtaş: Selahattin adaylığını üç kez iletti
- Şenyaşar ailesi: ‘Gereken yapılmazsa ‘adalet’ pankartını Meclis’e asacağız’
- Cumhurbaşkanı Erdoğan yeni kabineyi açıkladı
- HDP’li yönetici: Demirtaş’ın talebi genel merkezimize ulaşmadı
- Biden, sahnede yere düştü
- Demirtaş: HDP, cumhurbaşkanı adaylığı talebimi gerekçesiz reddetti
- Selahattin Demirtaş: Aktif politikayı bırakıyorum
İslam’ın ortaçağı

Ahmet Altan- / Yazar
- Yorumlar 6
- Facebook Yorumları
Yazarın Diğer Yazıları
- Böyle olmaz05 Eylül 2016 Pazartesi 01:22
- Tiyatro28 Ağustos 2016 Pazar 23:15
- Yüz yıllık gün21 Ağustos 2016 Pazar 22:58
- Ne oluyor?14 Ağustos 2016 Pazar 22:56
- Canavarlar bahçesi ve Taraf07 Ağustos 2016 Pazar 21:37
- Bir hikâye kalır01 Ağustos 2016 Pazartesi 00:28
- Goril ve Robespierre20 Temmuz 2016 Çarşamba 02:10
- “FETÖ'cü denilip geçilecek bir iş değil bu"18 Temmuz 2016 Pazartesi 07:10
- Enverleşmek12 Temmuz 2016 Salı 22:57
- Montezuma11 Temmuz 2016 Pazartesi 01:07
- Le Tour…05 Temmuz 2016 Salı 18:11
SON EKLENEN GALERİLER
ÖNE ÇIKANLAR
Fotoğraflarla Kürdistan’a dönen ilk hacı kafilesi
Başkent Hewler’de huzurevi
IŞİD’in son mevzisinden kaçış...
Kürdistan Parlamentosu'nun yeni üyeleri yemin etti
12345678
- Süleyman ÇevikKürtçe zorunlu eğitim bir haktır!
- Ersin TekGeleceğin Önündeki Engel: Geçmiş!
- Roşan LezgînZazakî Kur’an Meali ve İncil çevirisi
- Bayram BozyelSri Lanka; İktidar hırsının trajik sonuçları
- Abdullah Can“Bediüzzaman’ın hançeri” mi, Bediüzzaman’ı hançerlemek mi? (5)
- Mustafa Özçelik‘’Helalleşme’’ söylemini destekleyerek, kapsamlı helalleşmelere kapı ara
- Rahmetullah KarakayaBinelim kuşa gidelim Muş’a (2)
12
Sait Çürükkaya...
Antep'te sokak düğününe bombalı saldırı
Cizre'deki bodrumlarda ne yaşandı?
Nizamettin Ariç - Xakî Bîngol - Çîyayê Şengalê
12345678
- Murat YetkinSon üç gün, son üç soru
- Hayko BağdatKürtler TİP’e neden kırgınlar?
- Arzu YılmazKürt seçmenin seçimi ve dış politika
- Hediye LeventCIA Şefi neden Orta Doğu'da?
- İsmail Beşikci59 Yıl Sonra Şemdinli
- Mehmet Latif YıldızGüçlendirilmiş parlamenter sistem üzerine
- Akif BekiHDP’yi kapatmak neye yarar?
- Fehim TaştekinKürtler için lanet geri mi dönüyor?
- Ahmet TaşgetirenYargı sancısı -bumerangı unutmamak
- Fehmi KoruFırat’ın doğusuna gitmiyoruz, tamam. "Neden"...
- Aydın Doğanİstanbul seçimleri ve ötesi…
- Galip Dalayİran'a Sovyet modeli...
- Hakan AlbayrakMalcolm X
- Elif ÇakırBize ne oldu böyle?
- Orhan Kemal CengizHDP neden arabayı atın önüne koyuyor?
- Yaşar YakışFırat’ın doğusu sorunu askeri harekâtsız da çözümlenebilir mi?
- Mücahit BiliciDonald Trump’ın Zülkarneyn olarak portresi
- Tarık Ziya EkinciKılıçdaroğlu'nun Ahmet Türk'le görüşmesi bir skandaldır
- Akdoğan Özkan'ABD Çin ile Savaşacak'
- Murat SabuncuABD, Türkler ve Kürtler arasında 'çözüm' için devrede mi?
- Ahmet AltanMilliyetçilik ve Aydınlar
- Aslı AydıntaşbaşYalancı bahar mı ikinci bahar mı?
- Amberin Zaman‘Al papazı, ver papazı’ derken elde ne kaldı?
- Etyen MahçupyanErken seçim istemeyip ne yapsaydı?
- Kadri GürselÜç yıl sonra HDP yine anahtar
12345
RÖPORTAJ
Arzu Yılmaz: Irak Başbakanı Kazımi’nin ziyareti Türkiye’den ABD’ye mesajKürt sorunu üzerine çalışmaları ile tanınan ve Kürdistan Bölgesinde de görev yapan Hamburg Üniversitesi Misafir Öğretim Görevlisi Dr. Arzu Yılmaz Irak Başbakanı Kazımi’nin ziyaretini Evrensel'e değerlendirdi.
Türkan Elçi: 'Tahir hiçbir rüyamda benimle konuşmadı’Bugün Diyarbakır Barosu Tahir Elçi’nin öldürülmesinin beşinci yılı.
Kürt hukukçuya Yeni Zelanda'dan 'Küresel Etki ÖdülüERBİL (K24) - Kürt hukukçu Rez Gerdi, mültecilerle ilgili yaptığı çalışmalar ve gösterdiği çabalar nedeniyle Yeni Zelanda’da “Küresel Etki Ödülü”nü kazandı.
PSDK lideri: Kürtler ABD’yle doğrudan görüşmeliKürdistan Sosyalist Demokrat Partisi (KSDP) Genel Sekreteri Muhammed Haci Mahmud, Bağdat’la yaşanan bazı sorunlar konusunda kesin sonuçlar alınması için Kürtlerin ABD’yle doğrudan görüşmesi gerektiğini söyledi.
ÖZEL MAKALE
Konya’daki katliama ilişkin gözaltı sayısı 13’e çıktıKonya’da yedi kişinin katledildiği ırkçı saldırıya ilişkin gözaltına alınanların sayısı 13’e yükseldi.
Reuters: Türkiye sınıfta kaldıKoronavirüs salgınıyla mücadele kapsamında Türkiye'de 2 haftadır hafta sonları akşamları sokağa çıkma yasağı uygulanıyor. İngiliz haber ajansı Reuters'ın analizine göre bu yasaklar bir işe yaramadı.
Demirtaş hakkında yeni iddianame: 3 yıla kadar hapsi istendiAnkara Cumhuriyet Başsavcılığı, Başsavcı Yüksel Kocaman'ı hedef gösterdiğini iddia ettiği HDP'nin tutuklu eski eş genel başkanı Selahattin Demirtaş hakkında yeni bir iddianame hazırladı. İddianamede Demirtaş’ın 3 yıla kadar hapsi istendi.
Mesud Barzani: Kerkük; anılar, düşler ve düşüncelerBarzani, “Saddam Kerkük’ün Kürtlerin hakkı olduğunu kabul ediyor muydu?” şeklindeki soruya, “Şahsen kendisi bana, ‘Kerkük Kürt kentidir’ dedi."
KÜLTÜR SANAT
Nûbihar Dergisinden Kürt Dili Dosyası!Nûbihar dergisinin 165. Sayısı Kürt Dili Dosyası olarak çıktı.
Nûbihar dergisinin 164.sayısı çıktı!Nûbihar dergisinin yeni sayısı okuyucusuyla buluştu.
Nûbihar dergisinin 163. sayısı çıktı3 ayda bir Kürtçe yayınlanan Nûbihar dergisinin 163. sayısı zengin bir içerikle çıktı.
Feyruz, Suudi Arabistan’da konser vermeyi reddettiArap dünyasının yaşayan en büyük şarkıcısı Feyruz, Suudi Arabistan'ın insan haklarına saygı göstermediğine dikkat çekerek konser davetini reddetti.
Tüm Hakları Saklıdır © 2009 İlke Haber | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.
Tel : 0532 261 34 89
Tel : 0532 261 34 89
ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.